• dertlerden soluklanmak için mola vermiş gibisin,

    hayat daima mutluluk getirmez, bilmez misin?

    oyun gibi, masal gibi, düş gibi bunlar esip geçecek,

    sen rehavete kapılma, neden derdi dert edersin?

    gelsin ne gelirse mevladan, hadi yaşarken dayan.

    unutma gülmek kadar ağlamak da beşere armağan...

    umut

    edit: düzeltme
  • çok küçüksendiğini düşündüğüm durumdur. tembelliğin naif hali daha çok gevşeme olarak eşanlam bulabileceğimiz kelimedir, rehavet. belki hattaki etkisi geriletmekten çok duraksamaya neden olmakken, bu kadar hızlı akan bir çevrede bu bile gerilemek için yeterli olabilir.

    bu durum en çok yetişkinliğe geçişte kendini gösteriyor bence. uzayan ergenliğin tüketim kültürüne katkısını düşündüğümüzde bu hiç de işlevsiz durmuyor piyasa tarafından. özellikle zengin veya ailesiyle yaşayan bireyler birincil tehlikede. o rahatlık, sorumluluk azlığı, hali hazırda hala çocuk statüsüyle bulundukları bir evde bulunmaları, ailelerin saplantılı bağlanmalarla buna müdahale etmeyip 30una geldiğinde evlen demeleri (sen çocuğunu yetişkin yaptın mı da karı/kocs yapabileceğini düşünüyorsun!)....

    bu rehavet kaynaklarının bol bulunduğu ülkemizde bir genç yetişkin için de irade göstermek çok daha zor hale geliyor. kendi benliğini, kendine yetebilmeyi elde edebilmek. ilişkiler o zaman gerçekten yetersizlik duygusundan kaynaklanan yansıtmalar ve suçlamalardan kurtulurdu.

    bi yandan rehavete kapılabilme lüksüm olmasını da çok isterdim. fakat şuanki toplum düzeni bunu suistimal etmeye, seni manipüle etmeye müsaitken malesef, hele ki kontrolcü bünyeler için çok zordur.
  • genellikle futbol sporunda alinan bir veya bir seri galibiyet sonrasi "-biz nasilsa olayi yemi$ bitirmi$iz, skimizde olmaz diger takimlar, maclar..." havasina girmek, yanilmak, aldanmak, gaflet uykusuna dalmak.
  • (bkz: yaz rehaveti)
hesabın var mı? giriş yap