• kanalı için çok riskli bir kumar teşkil eden dizi. ancak tanıtımlardan ne cw'ya ne de başka bir kanala yakıştırabilmiştim, varlığına anlam verememiştim. ilk bölüm sonrası diyorum ki, tutarsa tam tutar, tutmazsa fena batar bu dizi.

    gençler için downton abbey veya downton meets gossip girl olarak tanımlayabiliriz diziyi. tanınmamış oyuncular kullanılması, ki sebebi muhtemelen prodüksiyon bu kadar pahalıyken bir de ismi bilinen oyuncuya para yetmemesidir, iyi bir sonuç doğurmuş. evrenin inanması güç halini bir de bildiğimiz oyuncuyu oraya oturtmakla uğraşırken daha da kabullenemezdik muhtemelen. bu şekilde hem oyunculara, hem de o evrene alışmaya birlikte çalışıyoruz, birbirlerinin acısını hafifletiyorlar. genç oyuncular yeterince başarılı bir iş çıkararak diziyi götürüyorlar.

    elimizde çok basit bir peri masalı var: prensine kavuşmak isteyen prenses. dizide öyle ahım şahım bir hikaye yok elbette. senaryo da çok zekice yazılmış sahnelerle dolu değil. ama vampire diaries ile hormonları tavan yapan bayan seyircileri hemen arkasından kendine bağlayacak malzemeleri barındırıyor olabilir. emin olamıyorum. öyle garip bir dizi ki mayası tuttu mu seyircisi için tadından yenmeyecek gibi. yakışıklı erkekler, güzel kızlar, güzel bir ortam ve hepimizin çocukluğundan aşina olup sevdiği temel bir aşk hikayesi.

    belirtmeden geçmeyelim, müzikler pek hoş. dönemine uydurmuşlar. bir an korktum, günümüz popüler şarkılarını kullanıp garip bir sentez yapacaklar diye, girmediler o yola. belki ileride bildiğimiz şarkılar o dönemin tarzıyla cover'lanır, ilginç bir damar yakalanır.

    dizinin başarısı kendisini çok ciddiye almamasına bağlı. eğer ki bulunduğu kanalı ve hedef kitlesini unutur, yolundan saparsa çok ama çok yanlış yerlere gider. ama olduğu şeyi biraz daha özümser ve ona oynarsa pekala seveni bol olabilir.

    sezonun en korktuğum işiydi, korktuğum gibi çıkmadı. ben izlemem, ama izleyeni de anlarım bence...
  • ergenler için hazırlanmış bir dönem dizisi.
    o elbiselerin, müziklerin ve senaryonun başka açıklaması olamaz.
  • --- spoiler ---

    o clarissa kesinlikle catherine'in kızı çıkacak. hatta eğer ilk doğansa ölecek olan da odur herhalde. ha ıı. françois tahta çıktıktan bir ya da iki yıl sonra gerçekten de ölüyor ama aynı zamanda hastalıklı bir çocuk olarak da anlatılıyor zaten. dizideki domuz gibi sağlıklı francis'i harcayarak final yapmazlar sanırım. ayrıca her ne kadar bash iyi ve hoşsa da francis ulan! sana da laflar hazırladım mary ama dıştan dile getirmeye terbiyem müsaade etmiyor. biraz dirayetin olsun be, hiç değilse çocuğu tahtından edip gönderdikten sonra öbürüyle öpüşüp koklaşma. hopaşinanay galiba sana göre sevmeler. sürtük.

    --- spoiler ---

    tarih katli yapan ergen dizisi. ha izliyor muyuz? izliyoruz efem.
  • sırf "francis" karakteri için izlediğim dizi. iskoç ve fransız tarihini asla yansıtmayan sırf aşk meşk trip olsun gençleri çekelim diye yapılmış kesinlikle. bizde nasıl güzide eserlerimiz "yaprak dökümü, çalıkuşu" reyting uğruna heba edilmiş onlarda tarihlerine aynı yozlaştırmayı uygulamışlar. sana da bir çift sözüm var madem mary, ulan sen ne gerizekalı ne şıpsevdi bi kraliçesin(!) kızım. bu kadar mı kraliçe vasfından mahrum olunur bu kadar mı onun bunun sözüyle hareket edilir. yemin ediyorum tokatlıksın.
  • simdi tamam tarihle alakasi yokmus da falanmis da filanmis ama kendi icinde celiskide olan dizi olmadi mi?

    --- spoiler ---

    simdi mary francis olmesin diye "bash piclikten cikarilsin kral o olsun onunla evleneyim" dedi mi? dedi fransa krali da olmekte olan ingiltere hukumdarinin varisi bulunmamasi ve ingiltere'nin elinde olan tek varisin bir pic olmasi sebebiyle mary'nin tahtta hak iddia etmesi icin bu anlasmayi kabul etti mi etti. ee adama demezler mi fransa kralinin pici kral olabiliyor da ingiltere'de pic elizabeth neden kralice olamiyor diye? yada ben diziyi cok yanlis izledim kicimdan salliyorum su anda bilemeyecegim.

    yani tamam katolik-protestanlik farkliligi var ama ana mesele ayni bence. yani ben olsam sorardim. sonra bu fazla soru soruyor tiz kellesi vurula diye emir de cikardi hakkimda ama sorardim yani.

    --- spoiler ---
  • dünden beri manyak gibi düşündükten sonra bean queen karakterini skins'in ikinci sezonundan tanıdığımız emily'i canlandıran kız olduğunu bulup an itibariyle müthiş bi rahatlama yaşıyorum.

    (bkz: kathyrn prescott)

    bu arada dizi gittikçe manyak bi şey oldu, bi ortalık karıştı kavak yelleri kıvamına döndü. ama kıyafetler hala çok güzel.
  • bir hevesle başlayıp daha ilk bölümünden bıraktığım dizi. sebebi de dizide çalan teenager şarkıları. hayır, çoğu zaman ben de o tür şarkıları dinlerim de arkadaş sen çağ dizisi yapıyorsun, genç kızların yatak üstünde zıplayıp yastık savaşı yaptıkları müzikle bir kraliçeyi ne kadar sağlıklı anlatabilirsin ki?

    kaliteli dönem dizisi arıyorsanız downton abbey izleyin.
  • 16. yüzyılda geçen gossip girl tadında bir dizi. gerek durmadan arka planda çalan hafif müzikler olsun, gerek her birisi başka bir aşk-meşk peşinde koşan liseli tipinde oyuncular olsun gossip girl'ü aratmıyor.

    baş rollerde liselilerimiz var. kral, kraliçe, nostradamus filan sahne dekoru gibi kullanılıyor. mary'nin başına bir şey gelince aynen gossip girl'de serena'nın başına bir şey gelince onunla ve birbirleriyle kavgalı olan arkadaşları nasıl birlik oluşturup yardımına koşuyorlarsa aynı şekilde gelişiyor olaylar.

    uzman olmaya gerek yok. elbette ki kıyafetler, kostümler ve bir kısım olaylar olayların geçtiği dönemle pek alakalı değil. özellikle mary sebepli sebepsiz dekolte ile geziyor etrafta. bütün fransız sarayının, iskoçların, portekizlilerin aklınıza kim gelirse herkesin oldukça düzgün ingilizce konuşması da ayrı bir güzellik.

    bunların dışında seyredilir mi? seyredilir. çerezlik olarak seyredilebilir. bazı başlıklarda nedense katı kuralcı, belgeselci, nuri bilge ceylancı kesilen sözlük yazarlarının aksine bütün boş zamanımızı ciddiyet içinde felsefe tartışmaları ile geçirmiyoruz. sinema ve dizi sektörü eğlence sektörü. eğleniyorsan seyredebilirsin.

    seyredilebilir bir dizi ama ne zaman? yapacak daha iyi bir şey bulamadığın, daha eğlenceli bir dizi bulamadığın zamanlarda.
  • enteresan bir dizidir. hem bir fantastik dizi hem de bir dönem ve gençlik dizisidir. aslında, bu kategorilerden sonuncusu hariç hiçbirine tam olarak girmez. zira 16. yüzyılda geçmesine rağmen başroldeki "esmer" iskoç hanımefendileri gelinin kız kardeşi konseptli düğün abiyelerine benzeyen garip elbiseler giyerler. her bölüm iskoçya için vatansever nutuklar atan mary stuart aynı zamanda periyodik aralıklarla kral kocasını aldatmakta ve aşna fişnadan kendini alamamaktadır. çünkü fransa'daki bütün erkekler ona aşıktır. senaryo, bu ve bunun gibi bayağılıklarla doludur.
    aynı zamanda mary stuart ve ıı. françois'in 1558 yılında yapılan düğününü anlatan sahnede the power of love ve royals çalmıştır ki bu -bence- içlerinden en vahim olan gerçektir.
    buna rağmen, an itibariyle birinci sezonu bitirmiş bulunmaktayım. period drama soluyan biri olarak, onca kaliteli dizi ve filmden sonra nasıl olup da bu saçmalığa 1 sezon katlanabildiğime kendim bile şaşmaktayım.
hesabın var mı? giriş yap