• hakkında ne desem ne yazsam acımı hafifletemeyeceğim büyük insan.

    34 yıllık hocamdı. süre 25 yılı aşınca, 26 yıllık yaş farkına rağmen arkadaşız demeye başlamıştı.

    bir ansiklopedi nasıl yönetilir ondan öğrendim. bir metin nasıl redakte edilir, nasıl tamir edilir ondan öğrendim.

    sayılamayacak kadar çok şey öğrendim... ama asıl bir insan nasıl olur ondan öğrendim.

    yurt dışında da yurt içinde de yanımızdaydı.

    sinema ve edebiyat programına konuk ettiğinde de, yazdıklarını, büyük çevirilerini ilk benim okumama izin verdiğinde de, italya'da dante'nin mezarının başında ona ödül verildiğinde de yanında olarak borçlarımın bir kısmını ödediğimi sandım.

    oysa hiç bir borcumu ödeyemediğimi şimdi daha iyi biliyorum.

    seni çok özleyeceğim rekin teksoy... şimdi o soruları kime soracağım?

    not: bu kadar önemli birinin ekşi sözlükte ilk olarak 73 yaşında yer almasına çok şaşmıştım ( o ilk maddeyi yazanın da benim yakınım olduğunu çoook sonra öğrendim.)
  • sinema elestirmeni, decameron ve ilahi komedya cevirmeni, pasta (makarna) gurusu, italyan sovalyesi, los angeles fatihi...
  • decameron'u da, ilahi komedya'yı da onun çevirilerinden okumuştum, oğlak yayınları'na sırf bu sebeple ısınmıştım.

    ölümüne gerçekten çok üzüldüm, belki bencilce ama, sırf daha fazla çeviri yapabilmesi için yaşamasını dilerdim.
  • ilahi komedyayı türkçe yazmıştır, zira yaptığı şeye çeviri demek her açıdan eksik kalmış bir tabir olur.
  • sayesinde italyan başyapıtları okuyabildiğimiz çevirmen; üstad. 2 gün önce arkadaşla konuşuyorduk, sadece klasikleri çeviriyor; eco'yu da çevirse de onun anlatımıyla okusak diye. decameron'u, ilahi komedya'yı, prens'i, palomar'ı her okuduğumda tekrar anacağım; çevirisine tekrar hayran kalacağım.
  • dino buzzati'nin "büyülü öyküler"indeki (can yayınları, 1996) "ermişler" adlı öykünün girişiyle analım, erenler ülkesine uçmuş olan rekin teksoy'u; kendi çevirisiyle :

    //ermişlerin her birinin, kıyıda, balkonu okyanusa bakan küçük bir evi vardı ve tanrıydı o okyanus. yazın sıcak havalarda ermişler serinlemek için serin sulara dalarlardı ve tanrıydı o sular.
    yeni bir ermişin geleceği haberi, öbür evlerin yanında hemen yeni bir evin yapılmasına yol açtı. evler, deniz kıyısı boyunca yan yana sıralanıyorlardı. yer sıkıntısı yoktu.//
  • bugün bir kitapçı vitrininde ölümüne yakın tamamladığını bildiğim sinema sözlüğünü basılmış görünce, dakikalarca orada kalıp kitaba uzun uzun bakıp, anılara dalarak ne kadar özlediğimi bir kez daha fark ettiğim abi, dost.
  • bir kitabın çevirisini onun yapmış olması, o kitabı okumak için başlı başına bir neden.
  • vaktiyle mazlum beyhan başlığına yazdığım yazıyı hakkında tekrarlamak istediğim muhteşem insan.

    bir kitabın üstünde "çeviren: rekin teksoy" yazısını görmüşseniz hiç düşünmeden o kitabı alın ve okuyun. emin olun, okunmaya değer olmasa, üstad o esere elini bile sürmezdi.

    anadilimin tadına mazlum beyhan, rekin teksoy gibi insanlar sayesinde daha iyi varıyorum; türkçe okuma ve yazmanın ne büyük nimet olduğunu idrak ediyorum.
  • 34 yaşıma geldim ilahi komedyayı ilk kez okuyorum. mütercim tercümanlık mezunuyum ve utandım, bizi can yücel ile, talat sait halman sınırlamışlar -tabii ki çok ustalar bu ayrı- ama hiç rekin teksoy'dan bahsetmemişler, biz de kendimiz araştırmamışız başka usta çevirmenler kimlerdir diye.

    daha önsözü okurken dedim ki, bu ne güzel önsöz, ayrı bir kitap olsa sayfalarca okunur. hem dönem hem dante'nin hayatı ve eserleri anlatılmış, mükemmel bir kitaba hazırlık süreci. yukarıda belirtildiği gibi içeride çok fazla dipnot var kitapta ancak benim gibi italyanca'ya, kültüre, dante'ye dair bilgisi olmayanlar için bulunmaz nimet. önsözde dante'nin bu eserinin döneminin ansiklopedisi olduğunu söylüyor, sanırım o dipnotlarla bir ansiklopedi de kendisi yazmış.

    2012'de vefat etmiş, büyük bir kayıp olmuş gerçekten edebiyat için. decameron'u da en kısa sürede okuyacağım. yani o kadar mutlu oldum ki böyle bir çeviriyle karşılaştığıma, yazmadan duramadım. sanat ne güzel lan.
hesabın var mı? giriş yap