• kültürün kökenleri isimli kitabında çağdaş dünyanın bireyselciliği üzerine şöyle söyler:

    "çağdaş dünya aşırı bireyselcidir. istenir ki arzu yalnızca bireysel, yani tek olsun. böyle olursa arzunun nesnesine olan bağlılık, bir biçimde, önceden belirlenmiş olacaktır. arzu bir tek bana ait olursa, yalnızca benim öz doğamı ifade ediyorsa, ben hep aynı nesneleri arzulamak durumunda olacağım. şayet arzu böyle donuk bir şey olursa, onunla içgüdüler arasında büyük bir ayrım kalmaz. arzunun devinimli olması için -bir yandan açlıklar ve içgüdülerle, öte yandan toplumsal çerçeveyle ilişki içinde- buna epey bir öykünme katmak gerekir. tek mimetik arzu özgür, gerçekten insana özgü olabilir, çünkü nesneden çok modeli seçer. kısacası mimetik arzu bizi insan yapan, bize alışılmış ve hayvansal açlıklar uzaklaşma ve hiç yoktan yaratılmayacak olan kendi öz kimliğimizi oluşturma olanağı veren şeydir. işte bizi uyum sağlamaya yetenekli kılan, insana kendi öz kültürüne katılması için bilmek zorunda olduğu her şeyi öğrenme olanağı veren mimetik arzunun bu özelliğidir. insan bunu icat etmez, kopya eder."
  • "yığın daima kıyıma yönelir. yığın, tanımı gereği eylem arar. erişebileceği ve şiddet açlığını yatıştıracak bir neden arar."
  • "kibirli kişi arzularını kendi sermayesinden çekip çıkartmaz: başkalarından alır. dolayısıyla kibirli kişi don kişot'un ve emma bovary'nin kardeşidir."

    romantik yalan ve romansal hakikat
  • 4 kasım günü 91 yaşında hayata veda etmiş fransız filozof, antropolog, yazar.
  • kültürün kökenleri isimli kitabı röportaj tadında ilerlerken çok farklı yerlere götürebilir sizi. her görüşüne katılmayabilirsiniz ancak sizi düşünmeye mecbur bırakır. yakın dönem fransız entelektüelleri içerisinde en bilinenlerden biri değildir ancak yine de okumakta, tanımakta fayda var.
  • dünyanın kuruluşundan beri gizli kalmış sırlar (des choses cachees depuis la fondation du monde) başlıklı çalışması alfa yayınları tarafından ve ali berktay çevirisiyle yayımlanmıştır.

    "darwin'in doğa bilimleri için yaptığını rene girard beşeri bilimler için yapıyor" michel serres...
  • (bkz: şiddet ve kutsal) adlı başyapıtında, kurbanın ‘intikam alamayacak olanın’ içinden seçildiğini anlatır. koyun intikam alamaz mesela. bir çocuk alamaz. bir esir. ya da başka kabileden getirilmiş bir kadın… demek ki bunlar kurban edilebilirler.örnek olarak kalabalık gruba yeni dahil olan ama onaylanmayan biri ya da hali hazırda grup üyelerinden farklı söylemler geliştiren birine karşı pasif agresif durumda olan öfke birikiminin zamanla o kişi karşısında grubu kutuplaştırmasına bunun sonucunda da yaşanan her olumsuz olayda grubun kin ve nefretini bir şekilde günah keçisi ilan edilen kişiye mâl ederek o kişiyi gruptan aforoz etmeye nihayetinde kurban etmeye varıncaya kadar sürer bu durum.
    şu meşhur yazılımcı eski nsa çalışanı (bkz: edward snowden) bu konuyla ilgili bir tweet atmıştı ancak bulamadım o tweeti şimdi, yaklaşık olarak
    ''eskiden toplumlar iyi şeyler için örgütlenebilirken artık nefret söylemleri üzerinden daha kolay örgütlenebiliyor '' kabilinden bir cümle kurmuştu,sanırım dünya genelinde siyasi erklerde bunun farkında olmalı ki kitleleri daha kolay yönlendirme amacıyla tabiri caizse ateşe körükle gitmeye popülist söylemlerle toplumları daha fazla irili ufaklı kalabalıkar halinde kamplaştırmaya ve zamanla artan bir öfkeyle birbirinden uzaklaştırarak yankı odalarında mahkum kılmaya başladı.
  • "tarihin bir anlamı olduğuna ve anlamının ürkütücü olduğuna her zamankinden daha çok inanıyorum."
  • mimetik teorisinin kökleri, herkesin bir şeyleri kaçırıyormuş gibi hissettiği fikrine dayanır.. bu eksiklik duygusu, girard'ın metafizik arzu dediği şeyi üretir: beğenilen ötekinin varlığını elde etme arzusudur bu.
hesabın var mı? giriş yap