• sürrealizmin en çok yakıştığı ressamlardan biri; kıymetli belçikalı artist. resim sanatına başladığı ilk zamanlarda (bkz: kübizm) akımından etkilenirken zamanla (bkz: sürrealizm) akımına kaymıştır.

    magritte'in de hayatı, diğer birçok ressam gibi, zorluklarla geçmiştir. özellikle 12 yaşında annesinin intihar etmesi, sanatçının psikolojisi üzerinde çok büyük bir etki yaratmıştır. merhum adeline magritte, nehire atlayarak intihar etmiştir ve yüzünde bir örtüyle bulunmuştur. bundan dolayı magritte'in eserlerinde de çokça nehire vurgu vardır ve birçok figürü örtülüdür.

    sanatçının eserlerinde en çok sevdiğim şey ise sadelik. genellikle göz yormayan renkler tercih etmiştir. basit ve gündelik objeleri kullanması ve bunlara farklı anlamlar katması ise magritte'in eserlerini eşsiz kılan şey sanırsam. tablolarını incelediğiniz zaman göz yormaz; ancak derin mesajlar verir. bu da ressamın aslında resmi bir araç olarak kullandığınu gösterir. birçok eserinde de benzer figürleri farklı şekillerde görmeniz olasıdır.

    magritte'in beğendiğim çok fazla eseri olduğu için, her ne kadar seçmesi zor olsa da, sadece en sevdiğim 30* eserini buraya bırakmak isterim:

    1. the difficult crossing
    2. discovery
    3. the false mirror
    4. the lovers, ii
    5. the human condition
    6. elective affinities
    7. rape
    8. philosopher's lamp
    9. georgette
    10. representation
    11. the white race
    12. the beyond
    13. the marches of summer
    14. homesickness
    15. the eternal evidence
    16. deep waters
    17. the domain of arnheim
    18. natural encounters
    19. black magic
    20. the cut-glass bath
    21. the fair captive
    22. philosophy in the bedroom
    23. the drop of water
    24. pandora's box
    25. the evening gown
    26. the prepared bouquet
    27. beautiful world
    28. the infinite recognition
    29. man in a bowler hat
    30. the son of man

    olmazsa olmaz, kült bonus: the treachery of images (this is not a pipe)
  • rene magritte giorgio de chirico adlı ressamın 1914 yılında yaptığı aşk şarkısı tablosu adlı eserine yaptığı ''(bu resim) yetenek, ustalık ve diğer tüm o küçük estetik özelliklerin tutsağı olan sanatçıların zihinsel alışkanlıklarından tam bir kopuşu simgeliyordu: bu, yepyeni bir bakış açısıydı'' yorumuyla aslında kendisinin hayatı boyunca yakalamaya çalıştığı bakış açısını ortaya koyuyordu. titiz bir şekilde işlediği kafa karıştırıcı adlarla sergilediği düşsel imgelerin çoğu açıklanamaz ve özellikle de bu yüzden bu kadar akılda kalır. e.h. gombrich sanatın öyküsü sf. 591

    ayrıca magritte in resimlerinin genel bir anlamı bulunmamakla beraber her bir kişi için farklı anlama gelebilir. magritte bizlerden resimlerini anlamlandırmaya çalışarak yorumlamamızı da istemiştir.

    ressamın en bilinen çalışmaları imkansızı denemek, aşıklar, imgelerin ihaneti, adamın oğlu, golcende, donakalmış zaman, not to be reproduced idir.

    en çok beğendiğim resimleri ise the blank signature ve le jockey perdu
  • “nothing is confused, except the mind” demiş ünlü sanatçı.

    ”akıl (kafa) haricinde karışık hiçbir şey yoktur” diye çevrilebilir.

    sanatını özetliyor.
  • magritte'nin resimlerine baktığınızda, onun fırça darbelerini zihninizin en derin noktalarına ufak dokunuşlar yaptığını hissedersiniz, devamında o müthiş sürreal resimleriyle sizi derin düşüncelere salık veren hisleri tadarsınız. en yaratıcı sürrealistlerden biri olan magritte, genellikle sıradan nesneleri alışılmadık bir bağlamda tasvir eden bir dizi esprili ve düşündürücü görüntüler yaratmasıyla tanınır. magritte'nin esprili ve düşündürücü sanat eserleri, onu sürrealizm'de farklı bir noktaya koyar ki(bu en beğendiğim tarafıdır) çizimleriyle sadece resim sanatında değil müzik, edebiyat ve sinema anlamında da kendisinden sonra modern ve popüler kültüre adeta yön verir.

    bu bağlamda magritte'nin çıkış noktasına baktığımızda zamanının sanatçılarının çoğu gibi önce kübizmden ve picasso'dan etkilendiğini söyleyebiliriz. akabinde o büyülü sürreal resimlerine ulaşma noktasında, sürrealist hareket üzerinde önemli bir etkisi olan giorgio de chirico'nun resimlerindeki nesnelerin ve çevrenin rüya gibi yan yana gelmesini keşfeder ve yine bir diğer sürrealist ressam max ernst'in tuhaf diyebileceğimiz yenilikçi kolaj kullanımından esinlenir. tüm bunların ışığında tabii ki freud'un rüyalar ve bilinçdışının üzerine söylediklerini de hesaba katarak kendi imzasını oluşturur.

    işte magritte'nin yarattığı bu harikulade konsept, yaşadığımız hayatın rasyonel inşasını reddederek insan-sanat deneyiminde devrim yaratmıştır. kendine has sürreal resimleri ile rüyalara hayat verir; bilinçdışı zihnin en tuhaf fikir ve düşüncelerini tuvaleni taşır ve bize de bu lezzetleri tatmak kalır. esasen magritte'nin sanat anlayışına tesir eden hayatında yaşadığı çok daha önemli bir şeyden söz etmek istiyorum.

    magritte, tarzından ve resimlerinin çoğunun içeriğinden, annesinin on dört yaşındayken intihar etmesinden derinden etkilenmiştir. bu travmatik olay resimlerinin biçimi ve tarzı üzerinde derin bir etki yaratmıştır. genelde resimleri, o dönemdeki çaresizlik travmasını bir anlamda entelektüel yanıyla kontrol altına alma çabalarıdır. örneğin, 1926-1930 yılları arası resimleri yaşadığı bu travmatik olayı gayet ilkel ve saldırgan dürtüleriyle annesinin ölümünün kendi bilinçdışında ya da rüyalarında yarattığı duygularının dışavurumu gibidir. tabii bu dönemdeki resimleri magritte'nin her ne kadar ana külliyatının dışında olsa da yaşadığı bu olayın izlerini ölümüne değin hissetmiş bir adamdır.

    ''zihin bilinmeyeni sever. haliyle zihnin anlamı bilinmediği için zihin de anlamı bilinmeyen görüntüleri sever." diyen magritte'nin en önemli resimleri;

    la trahison des images / imgelerin ihaneti / 1929

    resim, kelimelerle eşleştirilmiş görüntüleri içeren bir dizi resmin parçasıdır. bu özel parça, fransızca ''ceci n'est pas une pipo'' (bu bir pipo değil) ifadesiyle bir pipoyu göstermektedir. magritte, resmin bir pipo değil, birinin resmi olduğunu vurgulamak ister aslında. imgelerin ihaneti, dil ve görsel temsil paradokslarına meydan okuduğu için sürrealist hareketin en ikonik sanat eserlerinden biridir.

    the lovers ii / aşıklar 2 / 1928

    bu tuval üzerine yağlı boya tablo, bir erkek ve bir kadının kucaklaşmasını ve başlarına sarılan bezlerle birbirlerini öpmelerini tasvir ediyor. gizem dolu resim, izleyicileri aşıkların neden gerçekten iletişim kuramadıklarını veya dokunamadıklarını sorgulamaya davet ediyor.

    tekil bir anlam üzerinde spekülasyon yapmak zor, ancak resmin tonları belirli temalara işaret ediyor. arka plandaki mavi renk, genellikle yaşamı simgeleyen suyla ilişkilendirilir. kadın kırmızı giyiyor, belki aşkı veya tutkuyu temsil ediyor. resimdeki adam, sıklıkla ölümle ilişkilendirilen bir renk olan siyah bir takım elbise giyiyor. perdeler beyazımsı veya grimsi renktedir ve muhtemelen lekelenmiş saflığı temsil eder. bazıları eseri insan izolasyonunun bir portresi ve en yakın arkadaşlarımızı bile tam olarak anlayamamanın bir tasviri olarak yorumluyor.

    12 mart 1912'de, magritte'nin annesi kuzey fransa'daki sambre nehrinde intihar ederek öldü. annesi bulunduğunda, 13 yaşındaki magritte olay yerindeydi. annesinin elbisesi öldüğünde yüzünü kaplıyordu; bu, sanatçının aşıklar ıı de dahil olmak üzere yüzlerini örten kumaşlarla boyadığı birçok yağlı boya resmini etkilemiş olabilir.

    le faux miroir / sahte ayna / 1929

    insan gözü, sürrealistlerce benlik ile dış dünya arasındaki köprüyü temsil ettiğine inanıldığı için birçok sürrealist sanatçıyı büyüleyen bir konuydu. 1929'da boyanmış olan sahte ayna , tüm tuvali tüketen tek bir göze sahiptir. izleyiciye gerçekçi detay ve dokusu ile bakar. gözbebeği bulutlarla dolu bir gökyüzünde süzülüyor ve iris dairesel bir pencere gibi görünüyor.

    golconde / 1953

    magritte sessiz, orta sınıf bir yaşam sürmesine rağmen sıradan hayatını harikulade bir şeye dönüştürebildi. golconde, koyu renkli paltolar ve melon şapkalar giymiş sayısız neredeyse aynı adamın havada balonlar gibi süzüldüğü gerçeküstü bir banliyö sahnesini tasvir ediyor. magritte'nin kendisi de benzer bir ortamda yaşadı ve resimdeki adamlara benzer şekilde giyinmişti, bu yüzden bu parçanın belki de bir otoportre olduğunu varsayılabilir. ancak bunun yanında golconde, hindistan'ın andhra pradesh eyaletinde, haydarabad yakınlarındaki harap bir şehirdir. 14. yüzyılın ortalarından 17. yüzyılın sonuna kadar şehir, iki zengin krallığın başkenti ve bölgenin efsanevi elmas endüstrisinin de merkeziydi. magritte'nin yine bu şehir üzerinden ilham aldığı da söylenebilir.

    le fils de l'homme / insanın oğlu / 1964

    magritte'in belki de en ünlü eseri olan 1964'te yaptığı insanın oğlu, sanatçının kendi portresini ele almasıdır. yağlı boya, arka planda deniz kenarı dekoru ile kısa bir duvarın yanında duran, bir palto ve melon şapka giymiş, sanatçının kendisine ait. yüzü büyük ölçüde havada asılı duran bir yeşil elma tarafından engellenmiştir, ancak yeterince yakından bakarsanız, meyvenin ve yapraklarının kenarlarına bakarken neredeyse gözlerini görebilirsiniz.

    resim bir serinin parçasıdır ve genellikle aynı yıl üretilen diğer iki eserle gruplandırılır. birincisi , yüzü uçan bir kuş tarafından kapatılan benzer bir figür olan magritte'nin melon şapkalı adamı. ikincisi, zarif giyimli bir kadını yüzünü kaplayan çiçek açan çiçeklerle tasvir eden büyük savaş

    insanın oğlu hakkında konuşan magritte, ''en azından yüzü kısmen gizliyor. öyleyse görünen yüze sahipsiniz, kişinin görünen ama gizli yüzünü gizleyen elma. sürekli olan bir şey. gördüğümüz her şey başka bir şeyi gizler, her zaman gördüklerimizin gizlediğini görmek isteriz. gizli olan ve görünenin bize göstermediği bir ilgi vardır. bu ilgi oldukça yoğun bir duygu biçimini alabilir, söylenebilir, gizli olan görünen ile mevcut olan görünen arasındaki bir çeşit çatışma."

    resimler için kaynak
  • bir dönem ilgimi çeken belçikalı sürrealist ressam. adamın oğlu tablosu çok başarılı ve dikkat çekici.
    en sevdiğim alıntı da şu oldu kendisiyle ilgili;
    eserlerindeki en büyük amacı seyircinin dünyayı görme şeklini sorgulatmak, sanatın sınırlarını yok etmek ve bunu düşünsel bir temele dayandırmaktı. magritte bu konuyu şöyle ifade eder: “benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel imgelerdir. akla gizemi getirirler. doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi gören biri kendine şu basit soruyu sorar: bunun manası ne? o resmin bir manası yoktur çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir, bilinmeyendir.”
  • annesi, magritte henüz 13 yaşındayken intihar eder. yüzünde bir örtü ile bulunur. magritte her ne kadar kendisi kabul etmese de, bu imgenin etkisinden kurtulamamış ve bunu resimlerine yansıtmıştır.
    the lovers
    the lovers ||

    15 yaşındayken ilerdeki eşi olacak georgette berger ile tanışır. daha sonra uzun yıllar görmese de, berger ilk gençlik yıllarının unutulmaz bir hayali olarak belleğine kazınır. bana çok masum, çok güzel bir aşk izlenimini veriyor.
    görsel

    sürrealizme geçmeden önce fütürist, kübik ve soyut eserler verir. fakat daha sonra amacının bu olmadığını anlar ve resimlerinde nesneler üzerinde yaptığı soyutlama ve sadeleştirmelerin yerini titiz bir detaycılık alır. nesneleri izleyenin alışık olmadığı konumlarda resmederek gerçek dünyaya meydan okumayı amaçlamaktadır. sanatındaki bu değişimi yansıtan ilk çalışmalardan biri nocturne isimli tablosudur.
    nocturne

    onu, the musings of the solitary walker (münzevi yolcunun düşünceleri), ve ilk gerçeküstü çalışması olarak kabul edilen the lost jockey (kayıp jokey) izlemiştir. bu resimler magritte'in yerleşmiş tarzının ilk örnekleridir ve resimlerinde sürekli olarak kullanacağı pek çok imgenin erken tasvirlerini içermektedir.
    the musings of the solitary walker
    the lost jockey

    en ünlü eseri the treachery of images'ta (imgelerin ihaneti) bir pipo imgesi vardır ve bu imgenin altında fransızca “ceci n'est pas une pipe” ("bu bir pipo değildir") yazan bir altyazı bulunmaktadır. magritte'in bu tabloda ele alıp incelemek ve seyirciyi üzerinde düşünmeye zorlamak istediği ana fikir bir pipo imgesi gösteren resmin, her ne kadar gerçekçi olarak çizilip renklendirilmiş olursa olsun, gerçekten bir pipo olmadığıdır. imge sadece bir gerçek temsilcisi olup bir gerçek değildir; yani gerçekten içi tütünle doldurup; yakılıp; tütün dumanı çekilebilecek bir pipo değildir.

    magritte bununla ilgili “şu pipo için bana ne çok soru soruldu. siz benim tablomdaki pipomu doldurabilir misiniz? yapamazsınız, değil mi? o sadece bir röprezantasyon (temsil). eğer tablomun altına “bu bir pipodur” diye yazsaydım, size yalan söylemiş olurdum.” der.
    the treachery of images

    çoğu resminde kullandığı ögeler benzerdir. fötr şapka, elma, pipo en çok kullandıklarındandır. eserleri genellikle gizem üzerine kuruludur. hep tam görünmeyen, merak edilen, eksik kalmış ögeler bulunur.
    the son of man
    the pandora's box
    the therapist

    magritte sürrealizm trendindeki en başarılı ressamlardandır. diğer sürrealist ressamlara kıyas magritte'in eserlerinde detay, çok fazla öge koyarak değil, tek bir ögeyi detaylı çizerek sağlanmıştır. bu konuda kendisi bir dahidir.
    man in a bowler hat
    the art of living
    the philosopher's lamp

    magritte'le ilgili uzun zamandır bir yazı yazmak istiyordum. en büyük hayallerimden biri belçika'da bu eserleri bir arada görebileceğim magritte müzesi'ni ziyaret etmek. var bir hayalimiz...
    görsel

    debedit: ilk defa bir yazım debeye girdi. böyle güzel bir konuda yazılan bir yazı olduğu için çok mutluyum. okuyan, zaman ayıran bütün sanatseverlere çok teşekkür ederim.
  • sürrealist ressam...
    kendisine ait the lovers eseri livaneli'nin kardeşimin hikayesi kitabının kapağında kullanılmıştı.
  • rené magritte (1898-1967), eşsiz sürrealist çalışmalarıyla tanınan ünlü bir 20. yüzyıl belçikalı sanatçıydı. gerçeküstücüler çoğu zaman, rüyalardan ve bilinçaltından gelen gerçekçi olmayan imgeler aracılığıyla insanlık durumunu keşfettiler. magritte’nin görüntüleri gerçek dünyadan gelir ama bunu beklenmedik şekillerde kullandı.

    bir sanatçı olarak amacı, izleyicinin varsayımlarını bowling şapkaları, borular ve yüzen kayalar gibi tanıdık nesnelerin garip ve şaşırtıcı bir şekilde yanıltıcı ifadelerini kullanarak meydan okumaktı. bazı nesnelerin ölçeğini değiştirdi, başkalarını kasıtlı olarak dışladı ve kelime ve anlamla oynadı.
  • tam adı, rené françois ghislain magritte (1898-1967), belçikalı sürrealist ressam. resimlerinde sıradan nesneleri kışkırtıcı düşsel ögelerle betimleyen magritte, sürrealizmin en önemli temsilcilerinden biri olup aynı zamanda pop, minimalist ve kavramsal sanat alanlarını da etkilemiştir.

    en önemli eseri aslında hepimizin bir yerlerde görüp adından bir haber olduğu "the son of man" bu olsa da benim için en etkileyici çalışması "time transfixed" -geçerken duran zaman olmuştur.
  • 'la condition humaine' tablosu muhteşemdir. hem reprodüksiyon baskısı var hem de başarılı genç bir ressam arkadaşımızın özel olarak yaptığı var. old river viski, müzik ve tablo. düşünsel detoks.
hesabın var mı? giriş yap