• edward said'in türkçeye "entelektüel: sürgün, marjinal, yabancı" olarak çevrilmiş kitabı.

    "bir entelektüel olmanın en çetin yanı, yazdıkların ve yaptığın müdahaleler aracılığıyla vazettiğin şeyi, bir kuruma, bir sistemin ya da yöntemin emriyle harekete geçen bir tür robota dönüşüp katılaşmadan temsil etmektir. hem bunu hem de tetikte durup iradeni gevşetmemeyi başarabilmiş olmanın coşkusunu hissetmiş olan varsa, bu çakışmanın ne kadar nadir gerçekleştiğini takdir edecektir. fakat bunu başarabilmenin tek yolu, bir entelektüel olarak, elinizden geldiğince iyi ve aktif bir biçimde hakikati temsil etmek ile bir haminin ya da otoritenin sizi yönlendirmesine pasif bir biçimde izin vermek arasında seçim yapmanın sizin elinizde olduğunu kendinize hatırlatmamızdır."

    (bkz: albert camus/#75802935)
    (bkz: ortadoğu tipi entelektüel)
  • "kimse, en özgür ruhlu kişi bile, tek başına ayakta duramaz, kendine yetemez."

    (bkz: coğrafya kaderdir/#79691584)
  • ''entelektüel in görevi kriz çözmek değil kriz çıkarmaktır.''

    syf.23:
    gerçek entelektüeller, der benda:''özünde pratik amaçlar gütmeyen faaliyetler yürüten, bir sanat ya da bir bilimle ya da metafizik spekülasyonla ilgilenmekten, özetle manevi avantajlara sahip olmaktan keyif alan, yani bir bakıma şöyle diyen kişilerdir:
    ''benim krallığım bu dünyanın krallığı değil.''

    -''toplumsal gerçekliği anlamanın doğru yolu onu, her zaman son derece mütevazi ortamlarda tespit edilebilen bir başlangıç noktasından doğan bir süreç olarak algılamaktır...
    ... din dışı dünya konusunda benimsenebilecek tek bakış açısının bu olduğunu iddia eder ve bu dünyanın vahyedilmiş bir dünya değil, kendine özgü yasaları ve süreçleri olan tarihsel bir dünya olduğunu tekrar tekrar belirtir.''

    e.said buradan şu çıkarımda bulunur: bu sayede insan en büyük iktidarların bile nereden geldiğinin bilincinde olacaktır. insan iktidarın büyüklüğü karşısında huşuya kapılmaz. iktidarın temelinde yatan küçük kökü görecektir.
  • "julian benda hükümetler için, gerektiğinde kendi politikalarını pekiştirmeleri; resmi düşmanlara karşı propaganda yapmaları; kurumsal menfaatler ya da ulusal onur adına gerçekte neler olup bittiğini gizleyecek hüsnütabirler, hatta daha geniş bir ölçekte orwellvari yenikonuş sistemleri üretmeleri için başvurabilecekleri, kendilerine uşak yapabilecekleri entelektüellerin ne kadar önemli olduğunu sezmişti."
hesabın var mı? giriş yap