• genel olarak resim kabiliyetinden yoksun kalmis cocuklarin, resim dersini cok ta takmamalarinin sonucu olarak resim odevlerini annelerine yaptirma durumu. ustune ustluk anneniz de butun kabiliyetini dokturduyse, ortaya cikan eser sinifin duvarini suslerken altinda da sizin isminiz butun ihtisamiyla gorunur.
  • bu eylemin bir sonraki asamasi, cografya ödevindeki haritalari anneye çizdirmektir.

    anne resim yaparken ya da harita çizerken, siz manda gibi yatarak televizyon seyrederseniz, aniden asabiyetlenmeye baslayabilir. bu sebepten, yalakalik bakimindan annenin yaninda oturmak lazimdir. boya kalemlerinin ucunu açarsiniz, ne bileyim, bok rengine dönmüs sulu boya suyunu degistirirsiniz filan.

    tabii bunlar hep eskide kaldi mirim. artik paarpoynt var, ödevler mödevler orada yapiliyor(dur herhalde).
  • ilkokul sularında anneye (ya da ablaya) çizdirilen resimle ödül almak ise ayrı bir boyutudur tabi olayın.

    - evet, minik arkadaşımız bu eseriyle şu bu ödülü'ne layık görüldü. neler söyleyeceksin bakalım?

    - eee... eee... anneeeeee!....
  • itiraf ediyorum ilkokul ve ortaokul dönemim boyunca yaptıgım eylemdir. anasını satiim annem de baya yetenekli, yaptığı bütün resimler panoya asılırdı bende üç buçuk atardım bigün bana derste resim yaptırıcaklar diye. neyseki yırttık kazasız belasız* bu da böyle bir anımdır.
  • bir üst versiyonu ise, annenin yaptığı resimleri beğenmemek, durmadan ağlamak zırlamak; neticede bıkan annenin resimleri işyeri arkadaşlarından kabiliyetli bir abiye yaptırmasıdır.
    abide iyi sabır varmış yalnız, benden isteseler şimdi her hafta her hafta, zor.
  • anneniz ressamsa hiç mantıklı bir hareket değildir.
    ne kadar uğraşsa da sizin düzeyinizde iş çıkartamaz ve hep "fazla güzel" olur o resim.
    "çirkin yapsana" dersiniz, uğraşır ama gene de o insanların ağızları burunları ekstra şahane olur.
    23 nisan resmindeki bayrak bile öyle bir estetik dalgalanır ki sizin yapmadığınız net bir şekilde ortadadır.
    gereksiz bir harekettir onun için,
    ne kadar kötü de olsa kendi yaptığı işi taşıyabilmeli, emek verdiği şeyin arkasında durabilmeli insan.

    vicdani edit: ha bu arada yapmadım demiyorum. hani arkasında durdum emeğimin, kendi yaptıklarımı götürdüm gibi bir durum söz konusu değil. o şahane ağzı burnu olan insanların resimlerini ben yapmışım gibi götürdüm bi güzel okula. hatta başkalarının resmiyle dalga bile geçtim "bu ne la böyle" diye. böyle de iğrenç bir insandım işte ben küçükken. ama büyüdüm şimdi çok olgunum, farkındayım iyinin kötünün ne olduğunun. gerçekten.
  • herhalde resim ödevini devasa yapanların da başına gelebilecek olaydır. ortaokulda hoca elişi kağıdı ile yırtma ve uhu ile yapıştırma tekniğini kullanarak bir resim yapmamızı istemişti. ben de hocanın gözüne gireyim diye büyük bir palyaço yapmaya karar vermiştim. tabi bu bana biraz pahalıya patladı! para açısından değil demek istediğim! son ana ertelediğim için evden dışarı çıkmadan ödevi bitirmeye çalıştım. annem bu halimi görünce bana yardım etti. bi zaman sonra da hepsini o yaptı. gör işte ayağını yorganına göre uzatmazsan başına gelenler....i
  • bunun tam tersi versiyonu da resim odevini anneye yaptirdignizin sanilip dusuk not verilmesidir. yurdum ortaokullarinda kicini kaldirip da kim ne yapiyor diye bakmaya bile tenezzul etmeyen ve aslinda resim ogretmeni dahi olmayan; not verecegi gun resimleri alip "kime yaptirdin lan bunlari?" diye sorup ustune bir de cevaba inanmayip belkide sinifta resim dersini seven tek insana 3 verebilen egitim insanalari vardir.
  • sosyal derslere önem veren bir okulda okumuşsanız, resim işin sadece küçük bir bölümüdür. misal benim annem canım annem şu anda 50x50cm'lik bir halı dokuyabilir, ipek boyayabilir, şırıngayla içini boşalttığı yumurtayı kırmadan boyayabilir, mozaik yapabilir, çay poşeti tasarlayabilir, kolaj yapabilir, atatürk panosu hazırlayabilir.
    maalesef resimde gösterdiği başarıyı yaz ödevi kitap özetlerinde gösteremedi afacan.
  • annenizin inanılmaz yeteneği sebebiyle "anneaa çirkin yap bu çok güzel olmuş yaa" serzenişlerine rağmen, orataya çıkan hep harika bir resim olmakla beraber öğretmenin de her defasında "bunu sen mi yaptın kızım?" şeklindeki alaycı tavrına engel olamazsınız. bi süre sonra kendinizin yaptığına inandırsanız bile yalancının mumu yatsıya kadar sözü doğruluğunu ispat eder ve ders esnasında öğretmenin resim çizdirmesiyle olay neticelenir. tabi utanmanız yoksa "elim ağrıyor o yüzden güzel çizemedim" der devam edersiniz.*
hesabın var mı? giriş yap