• sonucun kendisini oluşturan sebepten önce ortaya çıkmasının mümkün olduğunu savunan hipotez.

    http://en.wikipedia.org/wiki/retrocausality
  • retrocausality, sonucun kendini oluşturan sebeplerden önce çıktığını savunan anti-nedensel hipotez.
    retrocausality, geleceğin şimdiki zamanı, şimdiki zamanın geçmişi etkileyip etkileyemeyeceği gibi konuları ele alan fizik elementlerine dayanan bir düşünme deneyidir. zaman yolculuğu hakkındaki felsefi düşünceler ve retrocausality evrensel olarak eş anlamlı terimler olmasalar da aynı meseleleri ele alırlar. retrocausality hakkındaki bazı tartışmalar uç ya da sözde bilim olarak sınırlanırken, mantık çerçevesindeki bazı temel fiziksel teorilerin retrocausalitye yol açtığı düşünülmektedir. neden-sonuç arasındaki ayrım fizik alanındaki en temel seviyede yapılmadığı için,bu fizik için problem teşkil etmektedir.

    - felsefi olarak -
    nedenselliği anlama felsefi çabaları aristoteles'in dört nedenine kadar dayanıyor olmasına rağmen zaman oku'nun terse döndürülebileceği görüşü esasen daha günceldir. 18. yüzyıl filozoflarından david hume'un da ele aldığı gibi, bağlantılı iki olay incelendiğinde nedenin sonuçtan önce gelmesi sebebiyle retrocausality'nin kendisiyle çeliştiği düşünülüyor. nedenlerin kendi sonuçları tarafından boşa çıkarılabileceği görüşünü ele alan geçmişi etkileme yeteneği, dede paradoksu gibi bazı paradoksları da yaratıyor.
    1950'lerde michael dummett, bu tarz tanımlamalara karşı olarak, nedenlerinden önce gelen sonuçlar hakkında bir felsefi görüşün olmadığıyla ilgili bir yazı yazdı. bu argümanlar antony flew tarafından reddedildi ve daha sonrasında max black'in "dolandırıcı argüman" ı, sonuçları gözlemleyen kişinin geleceği etkileyen nedenleri oluşmadan engellemeye çalışacağını bu yüzden retrocausalitynin imkansız olduğunu savundu. black'in konusunu açtığı meselelerle ilişkili olarak özgür irade ile ilgili daha kompleks tartışmalar newcomb paradoksu tarafından özetlendi.
    konu ile ilgili son zamanlardaki felsefi çalışmalar, ışık hızından daha hızlı hareket eden takyonların ve kuantum mekaniğinin zamandan bağımsız yönleri gibi konuları içeren modern fizik konusuna adapte oluyor. kopenhag universitesi'nden jan faye makroskopik zaman yolculuğuna getirilen mantıklı bakış açılarının retrocausalityi önleyemeyecebileceğini savunuyor. bu mümkün olsa bile normal nedensel ilişkilerden kaynaklananlardan farklı bir sonuç elde etmeye yeterli olmayabilir.

    - fiziksel olarak -
    varolan fizik genellikle retrocausalitye başvurmaz. buna rağmen parçacıkları hesaba katan teoriler veya zamanda geçmişe yolculukla ilgili bilgiler öne çıkan bilim insanları tarafından ortaya atılmaktadır.

    > anti-madde
    parçacık fiziğinin modern anlayışının gelişimi ile beraber retrocausality elektromanyetizma ve anti-madde gibi konuları içeren alışılmışın dışındaki şartlara model aracı olarak kullanıldı.
    john archibald wheeler and richard feynman tarafından ortaya atılan wheeler–feynman emici teorisi maxwell denklemleri tarafından kesin sonuçlarla ortaya atılan yakınksak eş merkezli dalga yoksunluğunu(?) açıklamak amacıyla yok edici girişimin zamansal formunu ve retrocausalityi kullanır. bu dalgalar neden-sonuçla alakası olmayan sadece normal dalgaları tanımlamak için kullanılan farklı bir matematiksel yöntemdir. kullanılmalarının nedeni de, yüklü parçacıkların klasik elektromanyetizmada olduğundan farklı olarak kendileri üzerinde etki oluşturmama ihtimalleridir.
    feynman ve öncesinde stueckelberg elektronun zamanda geriye hareketiyle ilişkili olarak pozitrona bir yorumlama getirdi. zamanda geriye hareket eden elektronlar pozitif elektrik yüke sahip olabilirlerdi. wheeler tüm elektronlar tarafından paylaşılan özdeş özellikleri (hepsi kompleks ,kendilerine ait kesişen hayat çizgileriyle beraber aynı elektronlar) açıklamak için bu konuya başvurdu. yoichiro nambu daha sonra tüm parçacık-antiparçacık çiftlerinin kreasyon ve imhasına bunu uyguladı ve "çiftlerin olası kreasyon ve imhası aslında imha veya kreasyon değil ama hareket eden parçacıkların geçmişten geleceğe veya gelecekten geçmişe doğru yönlerinin değişimi." olduğunu belirtti. zamanda geriye gitme görüşü bu günlerde diğer betimlemelere eşdeğer kabul ediliyor ama neden ve sonuç gibi mikroskobik fiziksel tanımlamaların makroskobik terimlerle uzaktan yakından ilgisi bulunmuyor.
  • bu anti-nedensel hipotez, insanoğlunu alışık olduğu zaman algısından kurtaran türden. zaman okunun belirli bir yönü olduğunu düşünmemiz, uzayda "yukarı" ve "aşağı" gibi kavramlardan söz etmemiz kadar irrasyonel olabilir. belki de; zamanda sebep ve sonuçlar değil, yalnızca ilişkili olgular vardır. bu durumda dede paradoksunun ortaya atılışının gelecek dediğimiz kozmik anlarla geçmiş dediğimiz kozmik anların zaten birbiriyle iç içe geçmiş dengeli bir bütün olduğunu henüz özümseyememiş oluşumuzla ilişkili olduğunu söylemek mümkün olacaktır. tabii konuyu felsefi açıdan ele almak her ne kadar keyifli olsa da, gözlemcinin geleceğinin geçmişi üzerinde gerçekten bir etkisinin olup olamayacağı nihayetinde yüksek enerji fiziğinin cevaplayabileceği bir sorudur.
  • geleceğin geçmişe sebep olduğunu kanıtlayan teoridir.
  • şimdinin, geçmişe etki edebileceğini de akıllara getirmesi gereken zihinsel şölendir.
  • türkçede henüz akademik bir karşılık bulamamış da olsa gayri-akademik bazı yazılarda ters nedensellik olarak kullanılan zamanın lineer olmadığı bir evren tasavvurunu içeren felsefi/bilimsel görüş. bugün birçok deney ile zamansal olarak ötedeki bir müdahalenin önceki bir durumu etkileyebiliyor oluşu neredeyse kanıtlanmış olarak kabul edilebilecekken bu durumun absürdlüğü bilim adamlarını henüz net bir şey söylemekten alıkoyuyor gözükmektedir. (bkz: double slit experiment) (bkz: delayed choice quantum eraser) (bkz: young deneyi) (bkz: kuantum dolanıklık ilkesi)
  • fizikte 'geri nedensellik' yada tersine nedensellik olarak karşımıza çıkan bu kavram kafa karıştırıcı
    dün olanlar bizi bugüne getirdi diye düşünüyoruz. ancak bilim dünyası başka bir ihtimali de tartışıyor. bu teoriye göre yalnızca geçmişteki olaylar değil, henüz gerçekleşmemiş gelecekte yer alan olaylar da yaşadığımız anın üzerinde etki sahibi olabilir. neden-sonuç ilişkisinin sadece geçmişten geleceğe değil, fakat gelecekten geçmişe doğru da akabileceğini ön gören ve tersine-nedensellik diye isimlendirebileceğimiz bu düşünce, geçmişimizin bizi geleceğe doğru ittiği tablonun yanında geleceğin geçmişe uzanıp bizi kendine doğru çektiği bir senaryoyu da gündeme getirmektedir.
    zaten kuantum fiziği diye tanımladığımız bakış açıları, öngörüler, kavramlar, deneyler ortaya çıktığından beri kafamız hep karışıktı
    islam alimlerinin en çok tartışmaktan, konuşmaktan kaçındıkları 'kader' mefhumunu da böylelikle açıklayabiliriz belki
    hatta hızır ve gayb alemi yolcularının yolculuklarının nedeninin ve nasıl yapıldığını da bu tür araştırmalar açığa çıkarır belki, kim bilir?
    zaman denen kavram bizim hayatı daha kolay anlamamız için oluşturulan bir ilüzyon olamaz mı?
    henüz başka yıldız sistemlerime, galaksilere ulaşamadığımız için zamanın orada da bizim anladığımız şekilde aktığını varsayıyoruz, ya öyle değilse?

    bu düşüncelere dalmamı sağlayan kadir gecesi bin aydan nasıl daha değerli olabilir? kime göre bin ay? ve ortalama insan ömrü tarih boyu bir asrı geçmemişken neden bin ay?

    yüce kitabımız oku! diye emrederken, araştırmamızı, akletmemizi isterken ne kısır tartışmalara giriyoruz gerekli, gereksiz...
  • (bkz: geriye dönük nedensellik)
    (bkz: bell teoremi)

    sinyallerin gelecekten geçmişe iletilebileceği demek değildir; öyle bir sinyal gönderimi, termodinamik nedenlerden ötürü geri-nedensel bir kuramda bile yasaktır. geri-nedensellik şu demektir: bir deneyci, bir parçacığı ölçmek için bir ölçüm düzeneği seçtiğinde, bu seçim kararı, parçacığın geçmişteki özelliklerini etkileyebilir; hatta deneyci seçimini yapmadan önceki özelliklerini bile. başka bir deyişle, şimdi alınan bir karar, geçmişteki bir şeyleri etkileyebilir.
  • zamanın çift yönlü akmasına dayanan, zamanda ters yönde nedenselliğin de mevcut olduğunu savlayan fizik felsefesi görüşüdür. anti-nedensel değildir. gelecekte olacak olan olayın şimdiki durumu değiştirebileceğini iddia eder bu görüş.

    fizik denklemlerinin zamana göre simetrik olduğunu, doğada geçmiş ve gelecek olmadığını sadece "şimdi"nin olduğunu düşününce pek de mantıksızdır değildir. julian barbour ve yakir aharonovun bu görüşü destekleyen çalışmaları mevcuttur. ayrıca gecikmiş seçim deneyinin de bu konseptte bir açıklaması mevcuttur.

    sırtına dokunan kişi sayesinde ölümden dönen adam başlığındaki #87356473 mesajımda yaşam içerisinde şahit olduğumuz bazı garipliklerin bu yolla açıklanabileceğini ifade etmiştim.
  • zamanın hem ileri hem geri sarılabileceği şeklinde bir zaman algısına sahip olduğum için beni çok şaşırttığını söyleyemem .... doğmuşsam öleceğim , ölmüşsem doğmuşum demektir..... zamanın okunu hangi yöne çevirirsek hadiselerin bir mantık içinde aktığını anlayabiliriz diye düşünüyorum .
hesabın var mı? giriş yap