• yalnız ve mutsuz adamın marşıdır. yayınlandığı 1992 senesinden beri dinlerim; bu hep böyledir.
  • bir gün çocuğum bana gelip "baba testament ne demek?" derse, dinleteceğim parçalardan biri.
  • yalnızlığa açılırken sevilenle beraber olma isteğini anlatır bu şarkı bence. diğer yandan dengesizlik ve ikilem de uyandırır şizofreniyi gösterebildiği gibi. yalnızlığı bile sevilenle paylaşma isteğini vurgular ama iç dünyadaki düşüncelerin dışavurumunu da oluşturabilir. çok edebi değildir ama derindir. söz verme, vaat etme ve bir yandan da çaresizlik vardır, kaygının yavaşça gözler önüne serilip, çabucak ve narince görünürden kaldırılıp gücü etkilememesi sağlanır. yalnızlığın sonsuzluğunu vurgular içten içe ve yalnızlığın paylaşılacak kadar güzel ve değerli bir şey olduğunu da. hayata istenilen boşluklardan bakıp da düşlere çok kaptıramamaktır. hitabı sevgiliyedir, bazı yerlerinde içe dönüktür ve sadece kendisiyle konuşur. hızlı yaşanmış gençliğinden çıktığını hisseden bir insanı da dile getirebilir diğer yandan, evet mümkündür. amacına ulaşır ama yine kendi içindedir insan, bunu da vurgulamaktan çekinmez sonunda. ölüme sürüklemez, mutlu da etmez.

    bu şarkıyı dinlerken dalıp gidenler ve içlerindeki şeye dokunulduğunu hissedenler çok şanslı insanlardır kanımca, benim gibi.

    "i'm so alone
    my head's my home
    and i feel
    so alone
    you know
    at last
    i'll return to serenity"
  • muhteşem bir şarkı. solosuyla, melodisiyle, akustik versiyonuyla, herşeyiyle muhteşem. 15 senedir dinliyorum, bıkmadım. sanırım oğluma da biraz büyüdüğünde dinleteceğim ilk şarkılardan biri olacak.
  • gece gece akla gelendir. thrash devi testament'in duygu yüklü kusursuz şarkısı.
  • yaz dönemi haricinde tatile çıkmış yalnız metalci şarkısıdır. denize girilemeyecek kadar soğuk olan bir dönemde sahilde deri montla takılan kişi bu şarkıyı açar ve uzaklara bakar..

    klibi de bu konuyu işlemektedir zaten. *
  • metallica için fade to black, megadeth için a tout le monde neyse testament için de return to serenity odur. hiç eskimez, hüzünlendirir ve heavy metalin daha derinlikli yönlerini ortaya çıkarır.
  • etraftan ve gerçeklikten kaçmak istediğinizde dinlememeniz gereken, insanı enfekte eden hüzünlü testament şarkısı.

    mutluluğun sadece size bağlı olmadığını ve olamayacağını, gerçek dünyanın kafanızın içindeki rüya ve dünyayla alakası olmadığını hatırlatır.

    inside my head now, there's room for us there....

    i'm so alone,
    my head's my home
    and i feel so alone....
  • akustik versiyonunu tarif edecek kelime bulamıyorum. şahane, mükemmel, süper, olağanüstü, hatta bunu yapan insan olamaz. klasik yolculuk sarkımdır ayrıca bu, gece otobüste uykuya teslim olmadan önce camın arkasındaki karanlıkta akıp giden şeyleri görmeye çalışırken derin düşüncelerle meşgul eder insanın kafasını. sadece bu şarkıyı bilmem kaçıncı kez, yeniden ve yeniden dinleyebilmek için bile yaşamın ve yaşamanın tüm zorluklarına katlanılabilir. insanı hayata bağlayan parçalardandır, belki çoğu zaman hayatın ta kendisidir. the legacy ile beraber...
  • kanımca çok leziz bir solosu vardır.
hesabın var mı? giriş yap