• bazen bir yemek reçetesinden öğrendiğiniz püf noktalar ile o alanda hakimiyetinizi ilan edersiniz. türk mutfağındaki revani başlı başına sizi usta yapan bir tatlıdır.

    aslında olay çok basit. yumurtayı çırp ve içerisine irmik ile unu ekle. pişir. şerbetini ver bitti gitti ama revaninin her bir aşaması püf noktası içerdiğinden benim için yeri ayrıdır.

    --------------------
    • 3adet yumurta
    • 1çay bardağı toz şeker
    • 1çay bardağı ayçiçek yağı
    • 1su bardağı irmik
    • 1,5su bardağı un
    • 1su bardağı yoğurt
    • 1paket kabartma tozu
    • 1paket vanilin

    şerbeti için:

    • 2,5su bardağı toz şeker
    • 3 su bardağı su
    • ½ adet limon suyu

    revani tepsimizi yumuşatılmış tereyağı ile yağlıyoruz. içerisinde sıcak su olan bir su bardağının suyunu boşalttıktan sonra tereyağın üzerine ters çevirin ve böyle 5 dk bekleyin. yumuşayan yağ ile tepsinizin her yerini yağlayın (altını ve kenarlarını da yağlayın). her yeri yağlanan tepsinin içerisine bir avuç unu fiske vurar gibi atın ve içerisinde un varken tepsiyi çevirerek yağlanan her yerin un ile kaplandığından emin olun. un az gelirse yine ilave edin. un tutmayan yerler yağlanmamış demektir. sonra tepsiyi buzdolabına kaldıralım.

    fırını 170 dereceye ayarlıyoruz (kural neydi? lanet olası fırını ısıtmadan içerisine bir şey koymak yok!)

    şerbetimizi belirlenen reçeteye göre kaynattık ve hazır hale getirdik.

    unumuzu, irmiğimizi ve limon kabuğu rendesini (limon kabuğu rendesi çok ama çok ince olmalı) karıştırıyoruz. bunu yukarıdan homojen bir şekilde serpebilmemiz için uygun bir kap ayarlıyoruz. (ben yağlı kağıdın külah yapıp öyle sirkeliyorum)

    yumurta sarısı ve beyazı farklı kaplara ayırıyoruz. beyazını mikser ile, sarısını mayonez tenceresinde el ile çırpıyoruz. yumurta sarısını benmaride hafif ısıtarak çırparsak daha iyi kıvama gelir.

    yumurta beyazını çırparken 50 gr şekerimizi azar azar serperek yediriyoruz. bu arada yumurta beyazına şekeri ilave ettikten sonra gerisi umurumuzda değil demiyoruz ve ara ara yumurta beyazından numune alarak elimiz ile kontrol ediyoruz. numuneli parmakları birbirine sürttüğümüzde şekeri hissetmememiz gerek.

    yumurta beyazını çırparken içerisine hava kabarcıklarını hapsettik ve şeker de karışımı koyulaştırdı. kabımızı ters çevirdiğimizde düşmeyecek kadar sertleşti. diğer yandan sarısını elimizle çırptık. şimdi çırpma işlemi burada sona erdi. bundan sonra asla ama asla hiç bir şeyi çırpmıyorsunuz. içinizdeki o bir şeyleri çırpmak isteyen çocuğu bastırın ve mikser ile çırpma telini hemen kenara bırakın. artık hava kabarcıkları eklediğimiz yumurta akı ve beyazının içerisine diğer malzemeleri bu kabarcıkları kaybetmeden eklememiz lazım. atık tek düşmanımız çırpmak.

    şimdi sarı ile beyazı karıştırmamız gerek. isimlerini verip rencide etmek istemediğim ustaların yumurta akının içerisine sarısını ilave ederken yoğunluklara dikkat etmediklerini görüyorum ama kural belli kardeşim. iki farklı yoğunluktaki malzemeyi karıştırdığınızda yoğun olan her zaman dibine çöker. bu yüzden tüm malzemeyi birdenbire karıştırmadan önce yoğunluklarını ayarlamak için yumurta sarısının içerisine iki kevgir kadar beyazını ilave ediyoruz ve spatula ile çırpmadan alttan üste alarak karıştırıyoruz. yumurta sarısının yoğunluğunu ayarladığımıza göre şimdi yumurta beyazının içerisine ilave edebiliriz.

    yumurta sarısını beyazına dökerken spatulamız ile gayet yumuşak dokunuşlar ile alttaki beyazı üste çıkarıyoruz. bu şekilde biz karıştırırken başka bir arkadaşta un - irmik ve limon kabuğu üçlüsünü yukarıdan karışıma serpeliyor. ( karıştırma işlemi bittiğinde spatuladan akan karışım, tenceredeki karışıma döküldüğünde hemen kaybolmamalı, iz bırakmalıdır. biraz koyu kıvamlı olmalı. bu işlem bitti.

    buzdolabındaki tepsiye karışımı boşaltıyoruz. dökerken kenarlarına sıçramışsa siliyoruz çünkü bu sıçrayan kenarlar fırına girdiğinde yanar ve mutfağı yanık kokusu sarar. dışarıdan yanık görünmese de fırın çevresinde nöbet bekleyen heyecanlı topluluk revaninin dibinin tuttuğu konusunda hemfikir olup fırının kapağını açarlar. (ulan yazarken bile sinirlendim) revani de fırına atıldıktan sonra kapağı açılmaması gereken bir tatlı. kapak açılırsa söner ve bir daha kabarmaz.

    neyse tepsiye döktük ve sildik falan. fırını zaten ısıtmıştık 170 dereceye. fan falan varsa kapatıyoruz çünkü fan karışımın kendi içerisinde sallanmasına neden oluyor. bunu istemiyoruz. bu arada bizde pişip pişmediğini anlamak için sallamıyoruz. salladığınız anda karışım çöker. (bu arada bir şeyin piştiğini anlamak için tepsiyi sallayanla araba alırken tekerleğine vuran insan bence aynı kişi)

    170 derecede 30-35 dk pişiriyoruz. bu esnada asla fırının kapağını açmıyoruz. fırın kapağı açma fetişistlerini bağlayın. yanarsa yansın. sen açtığında da çöpe gidecek çünkü. nasıl mı anlayacaksın? yaz bunları:

    - karışım kabarmış olacak
    - kabaran yerlerde yer yer çatlaklar olabilir. panik yapmayın normaldir. daha sonra kapatıcaz oraları.
    - en önemlisi de karışım piştikten sonra tepsinin kenarı ile arasında serçe parmağınız sığacak kadar ayrılma gerçekleşecek.

    fırından tepsiyi çıkarınca fırının derecesini hemen kapatıyoruz. kendi kendine içerisinde muhafaza ettiği sıcaklığa ihtiyacımız olacak çünkü.

    pişmiş revanimizi masaya alıyoruz ve hemen şerbetimizi lönkkk diye üzerine dökmüyoruz. şerbetimiz şekerli ve sıcak. çok yoğun olduğu için döker dökmez revani içerisindeki irmiği pişirecek, karamelize ederek sertleştirecektir ve şurup döker dökmez revani tepsinin dibine çökecektir. zaten revaninin içindeki irmik şerbeti tutması için var. bu yüzden fırından çıkardığımız revaninin üzerine bir bardak ılık suyu serpiştirerek döküyoruz. irmik ılık ve daha akışkan olan suyu çekerek yumuşayacak ve sıcak şerbeti kendisinin pişirmeden emecek duruma gelecek. gözenekleri açarak şerbetin üstten baskı yapmasına engel olacak.

    şimdi buradaki su ve şerbet molalarımız ikişer dakika. revaniyi şerbete boğmamamız gerekli. fırından tepsiyi çıkardık ve ılık suyu verdik. üzerine kapağını kapatıyoruz ve iki dk bekliyoruz. sonra 5 kepçe şerbet ilave ediyoruz ve yine tepsi üzerine bir kapak kapatıyoruz ve bekliyoruz. bu işlemi şerbet bitinceye kadar tekrarlıyoruz. yaklaşık olarak 10-12 dakikada işlemimiz tamamdır.

    son şerbeti verdikten sonra fırınımızı kapatmıştık ya hani. kapalı fırına revaniyi tekrar koyduktan sonra yarım saat daha bekliyoruz. bunu da revaninin şurubu ısının etkisi ile ortasına çekmesi için yapıyoruz. bu şekilde revani tabağa aldığınızda şerbetini bırakmayacak, ısırdığınızda ise hafif ve sulu olacak. (işte bunlar hep püf noktası)

    artık revani yapmasını biliyorsunuz.
  • kendisine olan nefretimi vaktiyle bir şiir ile taçlandırdığım tatlı.

    "günlerce tezgahta bekledi,
    kimseye cazip gelmedi!
    kırk günlük iken revani
    çiğ et ile kımız istedi..."

    6 kıtadan falan oluşuyodu bu şiir ama aklımda birtek bu bölümü kalmış. fatih özgüven'e gösterdiğimde bayaa bir gülmüştü.
  • bugün debe'ye giren, revani yapımını tabiri caizse ballandırarak anlatan entry sonrası canınız çekti ama gluten intoleransınız var/çölyak hastasısınız ve yemeniz mümkün değil mi?
    kıyamam, üzülmeyin.
    glutensiz irmik, mısır unu ve pirinç unuyla şu tarifi yapabilirsiniz. denendi ve harika sonuç alındı. çölyaklılar için olan bir çok tarif gibi idarelik değil, orijinalini kesinlikle aratmayan bir tarif.
  • hakkında emek verilerek tarif paylaşılmış tatlıdır.

    herkes 30 yumurtaya takılmış, asıl bir tepsi revani için 5 kilo şekerle şerbet hazırlanmasına ne demeli?

    tarife suç atmıyorum, belli ki usulü bu şekilde, ama buna tatlı falan dememek lazım artık, bildiğin biyolojik silah bu.
  • güzel yapılmışsa enfes kötüsü ise iğrenç olan bir tatlı... meraklısına tarifi de var :

    malzemeler

    3 adet yumurta
    5 kahve fincanı un (un yerine irmikle daha güzel olur bence)
    5 kahve fincanı toz şeker
    1 fincan yoğurt
    1 fincan zeytinyağı

    şurup için
    5 su bardağı su
    5 su bardağı toz şeker
    yarım limon suyu
    1 paket kabartma tozu

    hazirlanişi

    önce yumurtalar şeker ile mikserde çırpılır. yoğurt ilave edilir, tekrar çırpılır. un ve kabartma tozu, yağ da ilave edilir. 2-3 dakika da bu şekilde çırpmaya devam edilir. bir metal kaşıkla 1-2 defa aynı yönde çevrilip ayrıca yağlanmış pasta kabına veya kenarları yüksek bir fırın tepsisine dökülür. 170 derecede 45 dakika pişirilir. diğer tarafta su ve şeker 20 dakika kadar şurup hafifçe ağdalanıncaya kadar kaynatılır. ineceğine yakın yarım limonun suyu ilave edilir ve şurup soğumaya bırakılır. fırından çıkarılan tatlının üzerine dökülür.

    not: şurup soğuk, tatlı sıcak olmalı veya tatlı da şurup da ılık olmalı.
  • tatlıların kralı. şerbetli tatlı sevmeyen insana bile ağzının suyunu akıtan hadise.
  • yogurt tatlisi ile cogu zaman karmasik bir iliskisi vardir. bu ikiliden sadece birini bilip digerini bilmeyenler, asil adinin kendi bildigi oldugunu iddia edenler, ikisini ayni/ayri oldugunu soyleyenler falan coktur. yaptigim arastirmalar sonucu ogrendigim sudur: icinde irmik olan revani, irmik olmayan yogurt tatlisidir; bunun disinda kayda deger bir fark yoktur.

    sambali de revaninin amcaoglu olur.
  • hayata anlam katan ve umudunu iftara bağlayan umutsuz türk halkına umut olan mükemmel tatlı. şeker ve unla yapılabilecek en güzel şeydir.
  • yıllar önce melik duyar ingilizce öğretme seti reklamlarında bazı örnekler vermişti ve bunlardan birisi de revenue idi. bu örnekte evini geçindirmek için tek gelir kaynağı revani satmak olan bir adam karikatürünü kullanmıştı. ne zaman revani tatlısından bahsedilse revenue geliyor aklıma.
  • yapılış aşamasında "irmikle daha güzel olur bu tatlı" diyenleri dinleyin. amma velakin aklınızda şu da olsun: herif irmikle demiş ama sadece irmik değil o. unla irmiği karıştırın siz. yoksa pek tamah olmayan bir revani elde edersiniz benim yaptığım gibi. revaniden başka her şeye benzeyen bir şeye. ulan kim yiyecek şimdi bunu?
hesabın var mı? giriş yap