• mekandaki bar kısmının öneminin farkında olan birkaç bardan biri. bu yüzden seviyoruz, bu yüzden gidiyoruz. yemişim dumanını, gürültüsünü. bar dediğin öyle bir yer olur zaten.

    hakikaten bir mekanın adıyla mekanın içindeki bir kısım aynı isimle anılıyorsa bunun önemli olduğunu anlamak zor olmamalı diye düşünüyorum ama bunu anlamayan o kadar çok mekan var ki... bar diye giriyorsun ve bar kısmı duvarın dibinde 3-5 taburelik dapdar ve uyduruk bir şekilde tasarlanmış. olur mu yahu? asıl önemli olan yer orasıdır. insanlar orada sosyalleşir, birbiriyle tanışır, 1-2 saat ya barmenle ya da yabancı biriyle geyik muhabbeti yapıp kafa dağıtırsın. masalar ise mekana birlikte gelen, birbiriyle vakit geçirmek isteyen gruplar içindir. o da olur elbette ama bar olmazsa olmaz. adı üzerinde yani daha ne olsun...

    türkiye'deki çoğu barda masa alanı çok geniş olup bar kısmı çok daha dar ve özensizdir. türkiye'deki insanların sosyalleşme konusunda abd'li insanlardan daha geri düzeyde olduğunu, birbirine karşı daha yabani ve daha güvensiz olduğunu bu basit tablodan anlayabilirsiniz. zira tersi olsaydı, yani insanlar barlara farklı insanlarla tanışmak için daha çok gidiyor olsaydı bar kısmına olan talep daha fazla olur ve mekanlar da bunu karşılayacak şekilde dizayn edilirdi. kadıköy'de revolte bunu yapıyor. oblomov ve liberta da bunu iyi yapıyor. arkadaşlarınızla takılıyorsanız zaten her yere gidebilirsiniz ama tek başınıza oturacak bar gibi bar arıyorsanız kadıköy'deki alternatifleriniz bu birkaç yerden ibaret. ha bağdat caddesine çıkarsanız westport gibi çok daha iyi alternatifleriniz var tabii...
  • garsonları aşırı suratsız olmasa daha hoş olacak, bar etrafında oturulabilmesini sevdiğim mekan.
  • şura sakindir girip bi kahve içeyim dediğim yer. ancak gel gör ki pazartesi günü daha karanlık basmamış oturacak yer yok bira kampanya şeysi varmış saat bazlı. her geçen saat biranın fiyatı 1 tl artıyor. saat beş civarı 6 tl lerde seyretmekte, kapalı çarşıdaki döviz simsarlarının mahali modunda.
    ayrıca ayyaşlara özgü bilgi: gece kadıköyde en son kapanan mekanlardan biri
  • her gittiğimde neden bar işletmiyorum diye kendime sorular sorduğum kadıköy'ün en güzel barlarından biri. barın üst katı british tarzı dizayn edildiği için gayet hoş zaten. ayrıca bundan sonra kadıköy'e her geldiğimde buraya uğrayıp en azından bir bira içmek konusunda oldukça kararlıyım.

    ve şu an 8 liraya 50'lik şişe bira içiyorum, en son bunu yaptığımda 19-20 yaşında idim.

    edit : tek başına asla sıkılmadığınız mekan, hele ki böyle tipler varken. *
  • kadıköy'de sevdiğim nadir mekanlardan. atmosferi new jersey barlarına benziyor. sopranos izliyor gibiyim her girişimde.
  • varoştur ya. ciddili varoştur. kapının önünde bira içmek istediğinizde birayla birlikte hesap getirirler. hee amk kaçakıyız. kadınlara fena takılan garsonlar var. pazardan 100 liraya domates alırsın ama burada yer bulamazsııın ayarında saçmalıklar gırla gider..

    edit: 20 dakikadır bira bekliyorum, garsonlar kızlara yavşamaktan bira getiremiyor..
  • müthiş bir can güngör şarkısıdır. can güngör’ün ilaç diye sesini dinlerim, adımla seslensin çok isterim neyse o başka bir entrynin konusu. bu şarkı için şunları söyleyebilirim: büyük kolaylıktır. yaşadığın duyguları başka birinin daha yaşayıp, bunu şarkıya dökmesi hatta bunu can güngör’ün yapması yaşamak için büyük kolaylık.
  • absürt uslamlama bir yandan hayatın anlamsızlığı ve yaşamdaki kayıtsızlık üzerinde durarak değerlerin ölümünü buna bağlı olarak da öldürmenin mesrulastirmanin kapısını açabilir. bununla birlikte o intiharı reddeder ve dolayısıyla öldürmeyi de. görüldüğü gibi burada bir çelişki vardır ki camus da varlığını inkar etmez.
    absürt uslamlama bize fiilerimizi yöneticek kanunu veremiyor fakat belki de fiilde, iyiliği değil de etkinliği(efficace) gozetmemizle fiilde ondan çıkartabileceğimiz bir kanun buluruz. insanlar hiçbir şeye inanmadıklarını söylerler, inkar, fakat sonra bu inkarin kendisini sorgulamazlar. bu durumda onların inkar ettiğini gösteren tek şey vardır o da beni harekete geçiren de baş kaldırıdır(révolté), hem eylemsel davranış bakımından hem de absürt uslamlamanın sınırları içerisinde savlama bakımdan. yani başkaldırı absürt uslamlamanın dahilinde, ondan icazet alarak bizi belli bir yönde eylemeye yönelten itici kuvvettir.
  • mekan güzel garsonlar suratsız saygısız . bir kaç defa tatsız olaylar başıma geldi. hırsız muamelesi yapanda oldu hatta ısrarla . zaten , bitirdiniz mi ? diye içkinize soran yok . oturdugunuz yer 4 kişilik masadır 3 kişi oturuyorsunuzdur kaldırılırsınız. 2 kişilik masanın yanına sandalye atarlar oraya oturmanızı isterler.

    arkadaşımla otururken içerde sigara içilmesi sebebiyle ( bizde içiyoruz) bi 10 dakika hava almaya çıkalım dedik . yandan elamanın biri hesap burdan dedi. kalkmıyoruz dedim. masada eşyanızı bıraktınız mı gibi absurd bi soru geldi . bırakırım bırakmam sanane ayrıca çok korkuyorsan kaçmamızdan iki dakika masaya bak arkadaşın 25 kiloluk valizi var . ayıptır ya 2 bira ödememek için kaçan adam muamelesi yapılmaz kimseye . ayrıca hiç bir sey bırakmasak ta masada bi kapının önune 5 dakika çıkacak her müşteriye böyle mi yapıyorsunuz.

    kısacası gelmeyin mekan hoş diye 10 kere filan geldim ama bu olaylar yaşanmaya başlayınca fikirlerim değişti . kısacası sikseler gelmem bir daha . biraz birey bilinciniz varsa sakinleşip iki bira içmeye buraya geliyorsanız sizin de bilincinizi sikiyim . gelmeyin tavsiye filan etmiyorum.
  • eski hali cidden yılların mahalle pubı ayarındayken geçen seneki tadilattan sonra oldukça varoş ve kazıkçı çok sıradan bir istanbul mekanına dönüşmüştür. yılların tozu dumanı sinmiş eski barı ve üstündeki şişelerin durduğu rafı kaldırıp tavanı açmaları, tabana cizdirdikleri boktan illüstrasyon, janti müzikler mekanın sakin bluesy havasını öyle alıp götürdü ki mekan komple yanarak yok olsa bu kadar değişmezdi. kadıköyde olmasına rağmen beşiktaşın varoş mekanı havası var artık. eski ucuz fiyatına dönse bile şu haliyle gitmem.
hesabın var mı? giriş yap