• 98 yılında çok güzel bir albüm yapan ama o sıradaki yüzlerce brit pop grubu arasında kaynayıp giden, şimdi sadece sunday morning 5.19 ile hatırlanan grup. albümleri bana film müziğiymiş izlenimi vermiştir. tek şarkılık olcakları da ne yazıkki içime doğmuştur zamanında.
  • ne vakit başka’sız(ılı), ken’dilediği(m) yola saptı deli cevat’ımın mariyya(lnız)lığı, tüm çözümsüzlüğü
    –başı sonu aynı nokta olan- daireselliğinden ibaret bir labirent serüvenine dönüştü,
    duvarlarındaki kırmızı yazıtları. bu gökkuşağı bile tahtadan* kent'te ,
    kendi siyahbeyazlığında (pengu)en'leşen ben ise*, çok renkli hayal korolarımın notalarını döküyorum geçtiğim 'aşk -önce- tek kişiliktir' tabelalı patikalara...

    "birileri biryerlerde yaralardan söz ediyor; sonra binlerce ses o bir sesin üstüne, belki de yüzbinlerce...
    ama kime anlatılır ki yara, orada yara olarak yalnız.
    yarayı anlatan, anlatırken; yara/@rialto ise orada yara olarak yalnız ! "

    ama bilmez misin alt an'lamım ?!

    "her şey sırasını beklerken
    mukaddes bir kuytuda
    sen(ler)’den umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
    herhangi bir darksting kadar kanguru..."
  • gerçek dostlar, iyi günlerde davet edilince ziyaret eder, kötü günlerde davet edilmeden gelirlermiş."nerelerdesin sen?" diye gelen, kendisi için "ı s s ı z" ve "t e n h a" olarak kurguladığı yazgıya inat, girdiği yaşamı çoğaltandır o.
    "git, ben tek başıma savaşırım" dersin, "tamam" der ama biraz uzaktan izler. "gitmemişsin" dersin, "gidemem, kalbin çocuk olsa da, düşersen kapanmaz dizlerinde yaralar" der.
  • rialto: şimdi biz seni istemeye 23 nisan'da geleceğiz, tabiatın gereği o günü uygun buldum ben
    jp: bayrak mı getireceksiniz?
    rialto: bayrak getirilmez kız isterken ya.. savaşa mı gidiyoruz. ha bu arada benim çok önemli bi şartım var
    jp: hem beni istemeye geliyorsun, hem şartın var?
    rialto: biz de öyle.. şartlı şurtlu adamım ben. söyle babana, 23 nisan'da size geldiğimde aile reisi koltuğuna ben oturacağım, o gün biz çocukların günü, istediğimiz yere oturabilmeliyiz!
    jp: çikilatalar?
    rialto hepsini bulucağım o dediklerinin, yalnız çok pis içim çürüyor, daha çok çikilata getiren biri olsa anında satarsın sen beni.
    jp: kesin satarım :(
    rialto: ...
  • giderayak sanal diye adlandırılan, oysa ki düşsel hayatıma sahne eyleyen yıllarımdan, neyim varsa emanet edebileceğim alt anlamım.

    o olmasa nasıl giderdim, gözüm nasıl arkada kalmazdı bilmiyorum..
    tüm maillerimin ve gitme sebeplerimin şifreleri onda artık.. başta ben olmak üzere kendiside dahil kimseye söylememeye söz verdi.. bilirim ki verdiği sözleri hep tutar.. o da kimseyi yarı yolda bırakmaz..

    ayran içip ayrı düşmeyesicem, seni de çok seviyorum ben... **

    elv'eda entrysini de memurun şarkısı ile sonlandırmak icap etti ne mutlu bana.. bir hergün pazartesi bir de cumartesi yeter bize bilirim... ikisinin de sızısını epey içtik mezesiz..

    ben diğer günlere bakmaya gidiyorum ayna kaçkını hiç akılsızım...

    yazısızlığım sana emanet. . . *
  • taa uzak yollardan koşup sarılacağım adam.. neşelensin diye her türlü şebekliğe varım, gitmesin bir yerlere, yoksa saçına sakız yapıştırırım...
  • when we are together isminde çok güzel bir şarkısını da monday morning 5 19'in popülaritesi altında ezdirmiş grup.
  • canım yol arkadaşım. kaç ayazı onun varlığıyla atlattım.. doğum günü pastasını ondan daha çok yesem de, 'bak sana çikolata aldım çok güzel' deyip hepsini bitirsem de yine mi güzeliz yine çiçek der, beni affeder.. iyi ki doğdun depresyon hırkam.
  • kadim dostum rialto ile konuşuyoruz: (5 dakikadır artık dostum filan değil)

    jp: bu iş biraz fazla uzadı ya, keşke çok zengin olsan şimdiye halletmiştin :)
    rialto: senle arkadaş olacağıma eski sevgilinle arkadaş kalsaydım, milyonerdim. bak adam nerelere geldi, milyoner olamasam bile tek telefonu yeterdi
    jp: o seni hiç sevmezdi ki,
    rialto:??
    jp: neyse arkadaş seçmesini hiç bilmiyorsun sen
    rialto: evet ya.. düşünsene üniversitede de böyleydim. en iyi arkadaşım yiğit'ti. ellerinin üzerine kalkıp havada bekliyordu ve dünyayı kaldırdığını iddia ediyordu. böyle bir salağın arkadaşıydım ben. beklentiyi yüksek tutmamak lazım :)
    rialto:?
    rilato: orda mısın???
hesabın var mı? giriş yap