• charlie roseun programinda izledigim fotografci. soyle bir sey soyledi cok etkilendim:

    " yaslilik hakkinda insanlarin soyledikleri bana sacma geliyor. hani 'eskisi gibi super isler yapiyorum, kendimi genc hissediyorum' gibi. yaslanmak her gun ve gecenizin teror icerisinde gecmesi gibidir. ama guzel yanladi da yok degil. kendimi dis tabakalari yavas yavas soyulan bir sogan gibi hissediyorum. iceride kalan tum sosyal bagimliliklardan disarida kalan bir cekirdek. aksam yemegi partilerine gitmiyorum, cunku orada bulundum. konusmalar yapmak icin yirtinmiyorum, cunku yaptim. su anda tek yapmak icin ugrastigim tum herseyden arinip kendimi asmak, daha once yaptiklarimdan da iyisini yapmak." (program ingilizceydi, haliyle biraz bobrekten sallamis* olabilirim)

    bir de charlie rose'un bir sorusu soyleydi: "bugune kadar cektiginiz en guzel resim sizce hangisi?" verdigi cevap bir harikaydi: "charlie, ben sana bugune kadar hangi gece yaptigin seks en guzeldi desem, cevap verebilirmisin?"

    olumuyle beraber tanima firsatim olan insanlardan birisi daha. nur icinde yatsin.
  • 1969da vurulan andy warhol'u fotograflayan insan, bence bi bakın!

    http://www.nga.gov.au/warhol/images/lrg/113954.jpg
  • 1951 yılında audrey hepburn'ü fotoğraflamıştır:

    audrey
  • dünya'da fotoğrafa yön verenler ile ilgili biraz yazmak istiyorum diye daha önce belirtmiştim. (bkz: james nachtway) ve (bkz: kevin carter) ve (bkz: alberto korda) ve (bkz: martin munkacsi) ve (bkz: andrzej dragan) ama ayrı bir başlıkta mı olsa idi bilemedim. acemiyim sözlük... bu şekilde devam edeyim sonrasına bakarız.

    uzun yıllar süregelmiş bazı gerçekler vardır. birçok kişinin kabul ettiği ya da kara kaplı kitapların yazdığı. aynı şeyi yapar ve her defasında aynı sonuçları elde edersiniz. sonra biri çıkar gelir ve tüm bildiklerinizi unutup her şeyi baştan yapmak zorunda kalırsınız. size farklı şeyler yaptığınızda farklı sonuçlar aldığınızı ve bu sonuçlarında iyi, güzel, doğru olabileceğini öğretir. elvis çıkar mesela daha önce kimsenin çalmadığı gibi çalar gitarı, einstein gelir ve der ki newton yanılıyor olabilir. fotoğraf dünyası içinde bu tarz büyük değişimlere yol açan çok az insandan biri bu ay bu köşenin konuğu. özellikle moda fotoğrafçılığında çığır açan, çok ünlü isimleri portrelerini çekip isimlerin yüzlerle ilişkilendirmemizi sağlayan fotoğrafın temasını, fotoğraf algısını ve bakış açısını değiştiren ve kimi zaman sadece arkada beyaz bir fon eşliğinde bunu başarabilen bir insan richard avedon.

    richard avedon

    richard avedon 15 mayıs 1923 tarihinde new york’ da doğdu. rus ve yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğan avedon, 1920'li yıllarda abd'nin en hızlı büyüyen kentlerinden biri olan new york'ta geçen çocukluk yıllarında şehrin kozmopolit yapısı içerisinde farklı kültürlerle tanışma fırsatı buldu. çocukluğu babasının 1929 dünya ekonomik bunalımında hazır giyim atölyesini kapatmasının ardından yoksulluk içerisinde geçirdi. ailenin new york'un doğu yakasında yer alan, dar gelirlilerin yaşadığı konutlara taşınması ve avedonların ünlü besteci sergey rahmaninov'la komşu olmaları bu dönemde gerçekleşti. avedon, rahmaninov ile komşu olmalarının, hayatında bir dönüm noktası oluşturduğunu, sanatla tanışmasını sağladığını söylemektedir. fotoğrafa ilgisi çok genç yaşlarda başlamıştır ve henüz 12 yaşında iken young men’s hebrew association (ymha) kulübüne üye olmuştur.

    görsel

    görsel

    1930'lı yılların sonlarına doğru ablasını model olarak kullandığı çok sayıda fotoğraf çekti. 1942 yılında 2. dünya savaşı sırasında orduya katıldı. nakliye gemisinde fotoğrafçı olarak orduya hizmet etti. kendisi görevini şöyle tanımlamaktadır; “işim kimlik fotoğrafları çekmekti. yüz binlerce yüz fotoğrafı çekmiş olmalıyım. artık bir fotoğrafçı olmaya başlamıştım.” iki yıl askerlik hizmetinden sonra donanmadan ayrıldı. askerden dönüşünün ardından new york’ da sosyal araştırmalar okulu tasarım laboratuvarında akıl hocası alexey brodovitch’ den fotoğraf eğitimi almıştır. profesyonel olarak fotoğrafçılık yapmaya başladığı bu dönemde yaptığı işler daha çok ticari portre fotoğrafları, moda çekimleri, donanma silahları ve gemileri içeren çekimler oldu.

    22 yaşında serbest fotoğrafçı olarak çalışmaktaydı. özellikle harper’s bazaar dergisi için çalışıyordu. harper’s bazaar dergisinin editörlüğünü ise alexey brodovitch yapmaktaydı. çekimler için derginin stüdyosunu kullanmayıp, model ve moda çekimlerini, sokaklarda, gece kulüplerinde, sirklerde, plajda ya da diğer sıra dışı mekânlarda yaptı. sıra dışı mekânları kullanması ve bu sayede sayısız kaynağı olması, yaratıcılığı ve farklı bakış açışı sanatının simgesi olmuştu. yaptığı işler diğerlerinden ayrılıyordu ve brodovitch’ in de desteğiyle kısa zamanda harper’s bazaar’ ın baş fotoğrafçısı oldu.

    görsel

    görsel

    kariyerinin başlarında avedon theater arts, life, look ve harper’s bazaar ve daha birçok yayın için portre fotoğrafları çekti. avedon, fotoğrafın kişiliği yansıtma ve konularının hayatını çağrıştırma kapasitesinden çok etkilenmişti. duruşun, tavırların, saç şeklinin, kıyafetin ve aksesuarların, fotoğrafın hayati önem taşıyan ve konuyu açığa vuran parçaları olduğunu düşünmekteydi.

    görsel

    avedon’un etkin bir biçimde fotoğraf ürettiği 1950 ve 1970 yılları arası başta ülkesi olmak üzere sosyal yaşam ve sanat yaklaşımlarında kökten değişimlerin yaşandığı dönemler olarak göze çarpmaktadır. en meşhur fotoğraflarından biri olan “dovima with elephants” fotoğrafını 1955 yılında çekti. gerçekten çok etkileyici ve döneminin çok ilerisinde bir fotoğraf olduğu bir bakışta anlaşılabiliyor. fotoğrafta poz veren kişi ise dönemin önemli modellerinden dovima.

    görsel

    bu efsane fotoğrafın kısaca öyküsünü anlatmak istiyorum. yayınlanmış iki versiyonu olan bu fotoğraf avedon tarafından paris’te cirque d’hiver’ de ağustos 1955 yılında çekilmiştir. avedon dovima’ya hayrınmış o zamanlar. siyah elbise christian dior’için yeni asistanı yves saint-laurent tarafından dikilen ilk gece elbisesidir. avedon siyah elbiseli fotoğrafı fazla beğenmemekle beraber fotoğrafın istediği gibi olmadığını belirtmektedir. her iki fotoğraf da harper’s bazaar’da yayınlanır. daha sonraları siyah elbiseli fotoğraf defalarca basılırken beyaz elbiseli olan bir anda ortadan kaybolur, sonrasında negatifide kaybolur. tıpkı model dovima gibi.

    avedon yine bu dönemde kökten değişimlerinde eklisiyle, politik hareketlerin aktörlerini fotoğrafladı. dönemin bir çok ünlü isminin portre fotoğraflarını çekerek hem insanları yüzlerle ilişkilendirmemizi sağladı hem de dönemin bir arşivini oluşturdu. avedon’ un hem moda hem de portre fotoğrafçısı olarak içeriksel ve biçimsel yaklaşımları önceki dönem fotoğrafçılarından ve çağdaşlarından ayrılır. avedon genellikle portrelerini stüdyoda beyaz fon önünde üretmektedir.

    avedon bu tercihini şöyle açıklar. “benim fotoğraf tercihim bir dizi hayır’a dayalıdır. kusursuz bir ışığa hayır, kolay anlaşılan kompozisyonlara hayır, poza ya da hikâyeye hayır, bütün bu hayırlar beni evet’ e yönlendiriyor. beyaz bir fona sahibim. insana sahibim ve aramızda olan şeyle ilgileniyorum. avedon beyaz fon kullanarak kendine göre kişileri mekânın karmaşıklığından soyutlayarak sadece kendi görüntüleri giyimleri takıları ile görüntülüyor.

    görsel

    görsel

    avedon un tarzı andy warhol un yaklaşımı ile ürettiği portre dizileri ile de paralellik taşımaktadır. 1960’ ların sonunda akımı modern tüketim kültürü içerisinde yer alan imgelemi incelmeye dayanan öncülüğünü andy warhol ve roy liechtenstein gibi isimlerin yaptığı sanat akımı olarak avedon da dahil pek çok sanatçının dikkatini çekmiştir. ve avedon aynı zamanda andy warhol’dan salvador dali’ye, marilyn monroe’ ya kadar modern çağa damgasını vurmuş isimlerin portrelerini çekmiştir.

    1965 yılının nisan ayında harper’s bazaar dergisinde son fotoğraflarını yayınlandı sonrasında vogue dergisine katıldı ve 20 yıldan fazla bu dergide çalıştı. 1992 de the new yorker’ daki ilk kadrolu fotoğrafçı oldu. o’nun portreleri derginin estetiğini baştan yeni bir tarzda şekillendirdi. bu süre zarfında moda fotoğrafları ise fransa’da egoiste adlı dergide yayınlandı.

    avedon ticari stüdyo çekimlerinde çok başarılı olmuştur. calvin klein, revlon, versace, ve daha onlarcca firma için yaptığı reklam çalışmaları amerikan tarihinin en çok bilinen reklam kampanyaları arasında yer alır. bu başarılar avedon’a kültürel, politik ve kişisel tutkularına ait bazı büyük projeleri gerçekleştirebilmesi için özgürlük sağladı. amerika sivil haklar hareketi, vietnam savaşı ve babası jacob ısrael avedon’un son 7 yılını fotoğrafladığı portre fotoğraf çalışmaları en meşhur çalışmalarından bazılarıdır. 1979 yılından 1985 yılına kadar ise amon carter amerikan sanat müzesi komisyonunda çalıştı ve “ın the american west” adlı muhteşem çalışmayı yarattı. içerisinde amerikalıların portrelerinin yer aldığı bu çalışmada her bir portre o kadar güçlü ki gerçekten görülmeye değer.

    fotoğraf kariyeri boyunca birçok ödül alan avedon, 10'un üzerinde kitap çıkardı ve birçok sosyal projeye imza attı. ekim 2004 yılındaki ölümüne kadar, "democracy" (demokrasi) adlı proje üzerinde çalışmaktaydı. 2004 abd başkanlık seçimleri sırasında ülkenin tüm eyaletlerindeki seçim kampanyalarını fotoğraflamak üzere seyahatler yaptı. bu projesini tamamlayamamasına rağmen projenin yayınlanmasını adına kurulan vakıf sağladı. bu vakıf halen avedon fotoğraflarını derleyerek kitaplar çıkarmaya devam etmektedir.

    görsel

    görsel

    1999 yılında charlie rose’un programına katılmış ve keyifli bir sohbet gerçekleştirmiş. video linkini aşağıda bulabilirsiniz. bu videonun 8. dakikasında söylediği bir söz var ki sanırım avedon gibi insanların dünyayı nasıl farklı gördüklerini bize birazda olsa açıklıyor.

    “… televizyona çıkan yaşlı insanları görüyorum, hepsi aynı şeyi yapıyorlar, şu anda eskiden olduğum gibiyim, çok iyiyim… yaşlanmak ile ilgili iyi bir şey yoktur, yaşlanmak tamamen korkunç bir şeydir her dakika her gün. fakat sanırım yaşlılık ile ilgili hoşuma giden şey artık kendimi kanıtlamak zorunda kalmamam. tıpkı bir soğanın soyulması gibi. çünkü artık akşam partilere gitmeme gerekmiyor, çünkü daha önce gittim, topluluklara seslenmek için çaba göstermiyorum çünkü daha önce seslendim. tüm bu önemsiz şeyler çıktığında geriye kalan saf iş, ortaya çıkan ürün ve benim amacım kendimi aşmak yaptıklarımdan daha iyisini, yapmak.”

    video linki : https://www.youtube.com/watch?v=6w1p600anbu

    sanatçının resmi web sitesinde http://www.avedonfoundation.org/ ve http://www.theavedonfoundation.net/ adresinden ulaşabilirsiniz.
  • beyaz, boş ve hissiz arka fonun üzerinde oldukça farklı çalışmalara imza atmış minimalist fotoğraf sanatçısı.

    en meşhur çalışmaları 1957 yılındaki marliyn monroe ve 1966 yılındaki sophia loren portresi olarak bilinsede,

    dovima with elephants adlı bir sanat eseri mevcuttur.
  • su anda metropolitan muzesinde portre sergisi olan ezcumle sohretin fotografini kendi uslubunu bagirta bagirta vererek cekebilmis yetenekli bir insan. unlulerin sosyo-politik entel dantel suslemeli biyografilerinin kapaklarinda hep onun fotograflarini gorur, ifadesine bakar, "vay ne acaip adammis, ben bunu hic boyle bilmezdim, hemen kitabini alayim" deriz. ki amaci da sohretlerin o hic bilinmeyen taraflarin altindan gecmektir.
  • 1955 yılında paris'te bir sirkte çektiği bir fotoğraf ile çığır açmış kişi.
    bu resimde christian dior kıyafeti giymiş dovima adlı fotomodel kadın, iki filin arasında cesur bir poz verir. o zamanlar için böyle bir resim düşünülemeyecek bir şey imişki, çok tartışılmış.

    ilgili resim için lütfen: http://www.akiraikedagallery.com/017_n-avedon.jpg
  • hakkında bir yazıya buradan erişilebilen merhum fotoğraf sanatçısı:

    (bkz: http://www.meren.org/blog/2009/01/richard-avedon/)
  • capote'de adi gecen zat-i muhterem...capote avedon'u new york'tan kaldirip kansas'a cagirtir, uzerinde calistigi katillerin fotograflarini cekmesi icin...
    bir de gercek hayatta da olmeden once richard avedon, philip seymour'a rolu icin yardimci olmustur, almis karsisina oturtmus, truman ile bildigi herseyi anlatmis ona...
hesabın var mı? giriş yap