• yaklaşık 1 aydır günlük 40 mg dozla üstüne üstlük diş teli ile kombo yaparak kullandığım kimyasal. almam gereken 7200 mg daha var. şimdilik dudak kuruluğu hariç bir yan etkisini görmedim ama dudaklarımı da elime alıyorum sanırım, vucudumun ince tabakalı yerleri pul pul olmaya başladı. tek tük sivilcelerim çıkıyo hala ama cildim ciddi pürüzsüzleşti. çok ta bi beklentim yok ilaçtan orospuçocuğu akneler durup dururken 3'lü 5'li suratımı işgal etmesin yeter. amk yaş 30'a geliyo uğraştığım şeylere bak. roaccutane kullanıyorum ve diş tellerim var, hayat sona erdiğinde neler olacağını çok merak etmeye başladım. saygılar.
  • bu ilacı düzenli ( en az 3-4 ay )kullanıp da dudakları kuruyup çatlamayan insan varsa, o kişi dünyadaki kuraklığı çözecek kadar nem sahibidir.
  • yarın itibariyle canımın içi doktorumun sayesinde kullanmaya başlayacağım ilaçtır. ne yalan söyliyim mutluluktan uçuyorum sanki sözlük. geçen hafta kullanan arkadaşımın mermer gibi mis gibi yüzünü görünce içime gelen bu azim ve şevk gitmezse inşallah.

    genel edit: roaccutane kullanacaklara,kullanmak isteyenlere,kullanıp sorusu olanlara yardımcı olabilmek amacıyla tüm tedavi sürecimi yazıyorum/yazdım/yazacağım. ben kullanmadan önce araştırırken doğru düzgün bir kaynak,bir ses bulamamıştım. en azından kendim oluşturmak istedim. sorusu olan arkadaşlara da memnuniyetle yardımcı olabilirim.

    dipnot: yüzümde çok aşırı bir sivilce oluşumu yoktu. sırt,omuz ve yüz üçlemesinde geçmeyen küçük sivilceler/benim sıkmaktan mahvettiğim sivilceler,beni mahveden sivilceler ve son zamanlarda sert/geçmeyen sivilceler vardı.. (aşırı bir sivilce oluşumu yoktu demişim,pardon.)

    1 haftanın ardından gelen edit: az önce birinci haftamı doldurmuş bulunmaktayım. yüzümün genelinde kuruma yok ancak dudaklarım kurumaya başladı,sürekli hametan sürüyorum laf aramızda güzelde duruyor,sürmeyince dudaklarımı yiyorum,soyuyorum,aman dikkat dedim. sanırım gözlerimde de hafif bir kuruma söz konusu,lenslerim akşama doğru buğulanıyor fakat henüz tam karar veremedim öncedende olan birşey çünkü. onun dışında korkudan 2 dakikalık dışarı çıkmaya bile güneş koruyucu sürüyorum. haliyle yüzüm hep parıl parıl ve hep yağlı gibi,alışmak lazım.. nedenini bilemiyorum -mevsimsel alerjiden ötürü de olabilir- ilk üç gün 20 mg içtikten sonra ciddi uyku yaptı,10 gibi yattım uyudum,hatta uyuyakaldım. gün içindede hafif esnemelerim oldu ama şuan hiçbir şey yok,gayet güzel gidiyor. gelişmeleri bildiririm,saygılar.

    2.haftanın sonunda gelen edit: 2 gün önce 2.hafta doldu. sivilce durumundan söz etmek gerekirse,çıkmıyorlar,hatta görünmüyorlar,yüzüm tek kelimeyle inanılmaz. ama güneş ışığında veya yüksek ışıkta aynaya bakınca hala var olduklarını görebiliyorum içten içe. izlerimde çok bir iyileşme yok. buna rağmen yüzüm ışıl ışıl,pürüzsüz,sanki fondöten sürmüşüm gibi. uzun zamandır fondötensiz çıkmayan biri için makyajsız çıkmak ve herkesten maşallah almak öyle mutluluk verici ki.. yan etki olayına gelirsek,dudaklarımı elimle bile soyabiliyorum. patates kabuğu yanında hiç kalır,dudaklarım değişik bişey oldu ve hametan'sız duramıyorum,genede memnunum. bunun yanında bu hafta aşırı susadığımı farkettim,bir sürahi su bile içsem yine susuzmuşum gibi hissediyorum -ki çok su içen biri değildim bana göre. yüzümü yıkadığımda biraz gerilme/kuruma hissetmeye başladım,gece yatarken ve bazen gün içinde evdeysem excipial lipo sürüyorum masaj yaparak yediriyorum,güzelde oluyor. bu hafta iyiki roaccutane var dedim,iyiki var.

    1.ayın sonundan gelen edit: yarım saat önce ilk "yüzün bebek gibi" iltifatımı almış bulunmaktayım,içimdeki roaccutane sevgisi had safhada. fakat gel gelelim dudaklarım yok olma aşamasında,hani deri benim dudak benim düzelir diye bakıyorum ama bayaa bi acayip duruyor dudaklarım. nemlendirici sürmeden bir yere çıktığımda dudaklarıma bakan gözler görebiliyorum (şakaydı.) sivilce yoğunluğu çok az,izler sanki yok oldu,hatta cilt rengimde bariz bir açılma ve aydınlanma var. güneşe maruz kalmayacaksam yada kısa süreliğine dışarı çıkıyorsam güneş kremi sürmüyorum,bir zararını görmedim henüz. bunun yanında şu sıralar sırtımda ağrı oluyor biraz fazla,ama sanki önceden de vardı gibi. herşey bir yana,2. ayım başlıyor,ve bu roaccutane bir harika.

    2.ayın sonundan gelen edit: 2.ayım ramazana ve aşırı sıcaklara rastladı. ramazanda yine 30 mg devam ettim. güneşten yana herhangi bir sorun yok (güneş kremi kullanmadım.çok zorunlu durumlarda daylong extreme . bu ayın in'i blistex medplus oldu. dudaklarıma hametan sürüyordum ama merhem yani beyaz beyaz ancak evde sürülebilirdi. dudaklarım ise bu süre zarfında susuzluktan ve ilaçtan ötürü dudak olmama yolunda ilerlemeye başladı. bildiğiniz kenardan kenardan soydum bütün dudaklarımı. güzel bir renk olmuştu bence,soran sorana (renginden mi sordular halinden mi bilinmez gerçi.) daha sonra lip balm araştırırken medplus'a yapılan övgüleri dikkate alarak kendisini satın aldım. ve yorumum şu; muhteşem! 2 günde o zombi dudağına dönmüş dudaklarımı bebek dudağına çevirdi,tadı harika ötesi,mentollü zaten mis gibi. bunun yanında diğer bir kurtarıcım da nivealight feeling face fluid oldu. 1 haftalık tatilimde,kumsalda,denizde avuç avuç sürdüm yüzüme ve bronzluk denemeyecek bir pembelik dışında yüzümde hiçbir güneş yanığı,lekesi vs. yok. sivilceler ise iyi gibiydi sanki ama iki gündür alnımda ve birkaç yerde ufak ufak çıktılar,belli olmuyorlar (ben orada olduklarını bildikten sonra..). yüzümde hafif bir soyulma gibi bir şey var sanki,bu da belli belirsiz. bunların dışında sanırım gözlerimde kuruluk baş gösterdi,hissettiriyor kendini. sonuç olarak,3. aya başladım,yazdıklarım bu ayda olup biten şeyler ama dudak kuruluğu dışında diğerleri yan etki olarak görmüyorum ve rahatsız değilim hiç. hala mutluyum,depresif düşünceler yok,evet bu roaccutane bir harika.

    3.ayın sonundan gelen edit; 30 mg olarak devam ediyorum,testlerde hafif bir kolesterol yükselmesi olmuş ama problem değilmiş. neyse efendim,aynı işte sivilce yok,iz yok,ama seyrek olarak sivilce çıkıyor o da sedece bir tane büyük. dokunmayınca birkaç gün içinde sönüp gidiyor. ayın sonuna doğru ağız kenarlarımda hafif bir kuruluk hissettim,excipial lipoyla yok oldular. kollarımda aşırı kuruma oldu,bacaklarımda da hafif soyulmalar oluyor. dudaklarım için blistex kullanmaya devam ediyorum,kanama vs. söz konusu değil. bu arada 8 ay kullanacakmışım,kaldı 4 ay. sevgiler,grs.

    4.ayın sonundan gelen edit: 30 mg olarak devam ediyorum,testler normal. etkilere geçelim; bu ay ağır kol kuruması yaşadım. kollarımın yarısı ve ellerimin üstü -gözeneklerim- kabuk bağladı,kurudu ve yara yara oldu diyebilirim. excipial lipo ile nemlendiriyorum ama yetmiyor. geçen akşam zeytinyağı sürdüm,o kadar vahim. bugün ellerimin üstündeki kabuklar yok olmuş,biraz daha insani. ama kollarım aynen devam.. yüzümde ise yer yer kurumalar oluştu. ama pul pul görünüm değilde bildiğimiz kuruma şeklinde,hafif ovunca dökülüyor gibi. bunun için de yüzüma gece yatarken hametan ve excipial lipoyu boca ederek yatıyorum. sabah emmiş oluyor zaten ve taptaze bir cilt kalıyor geri. gün içinde evdeysem madecassol sürüyorum,nemlendiriyor. sabah çıkarken ise doa kozmetikten melisa kremi almıştım,ondan sürüyorum. hemen emiliyor,pamuk gibi yapıyor ve uzun süreli nemlendirme etkisi var. bunun dışında dudaklarım için blistex'e devam ediyorum. burun içim felaket kuru,birkaç kez hafif kanadı,kabuk kabuk şuan,ancak rahatsız ettiğini söyleyemem. ayrıca fondöten,bb krem gibi şeyler kullanmıyorum -krem yapıda şeyler-. bir kaç kez sürmek istedim ama çok kötü durdu,yıkadım hemen. galiba bir daha da kolay kolay kullanmayacağım. sabah hafifçe pudra geçiyorum parlamamak için,zaten uçup gidiyor çoğu. sonra,lens kullanımı konusunda zorluk yaşamıyorum. sivilce konusuna gelirsek,izler yok denecek kadar az. bir sürü arkadaşım yüzün ne güzel olmuş,değişmişsin dedi. nasıl bir mutluluksa artık on gün yetiyor! ancak bazen sivilce çıkabiliyor. geçen gün üç tane büyük birden çıktı! delirmeden nazar dedim geçtim* sivilceleri sıktığım zaman,patlatmadan oynadığım zaman bile cildim hemen kızarıyor ve orası berbat oluyor. bu sayede ellememeyi öğrendim diyebiliriz. geldikleri gibi gidiyorlar ve rahatsız edici değiller. zamanla onlar da olmayacak eminim.. her neyse, ağrı,sızı,depresyon yok. intihar düşünmüyorum. ve bu roaccutane gerçekten harika.

    5. ayın sonundan gelen edit: sivilce çıkmıyor diyemem,küçük küçük oda ayda yılda bir. güneş ışığı altında çok dikkatli baktığımda sanki belli belirsiz yağ toplanmaları görüyorum,sıksam çıkacak belki ama dokunmuyorum.bunun dışında yüzüm pürüzsüz,rengi çok açıldı,bembeyaz ve cidden böyle acayip derecede güzel,inanamıyorum bazen. yüzüme hiçbir şey sürmeden çıkıyorum ve insanlar yüzünde ne var diyorlar! öyle güzel bir hismişki bu.. geçen kışa ait bir resmim ile (bol fondötenli hemde) yeni bir fotoğrafımı yan yana koydum. fark cidden muazzam,sanki ikisi farklı kişiler.. ıster istemez korkmaya başladım bırakınca eski halime dönersem diye.. hayır olsa şöyle 1 mg yada 3 mg birşey,kullanayım ölene kadar,o derece seviyorum.* neyse,genel olarak söz etmek gerekirse kollarımda ve el üstlerimde kanamalar olabiliyor,cildim çok hassaslaştı,hemen kızarıyor,morarabiliyor,krem sürüyorum ama pek kâr etmiyor gibi. yüzümde yer yer kuruluklar oluyor ama çok etkili değil,her gece hametan ve evden çıkarken hafif bir nemlendiriciyle yok oluyorlar. dudaklarıma blistex sürmezsem yaklaşık yarım saat içinde soyup bitiriyorum,kıpkırmızı oluyorlar ve şekil itibariyle burdayım,roaccutane'nin yan etkisiyim diye bağırıyorlar. yalnız sanki blistex'e bir bağışıklık geliştirdim ben,eskiden ya daha çok etkili oluyordu yada dudaklarım bitmiş benim. hatta geçen gün bir köşesi bildiğiniz yırtıldı,ayrıldı,bir iyileşemedi. yeme,içme,uyku vs. konusunda problem yaşamıyorum. yalnızca balık ve tavuk yerken midem bulanıyor,balıkta daha çok. ben ki şişene kadar yerdim,sebebini anlayamadım açıkçası. bu ay gözüme çarpan bir diğer nokta,duygu durumumdaki değişiklikler oldu. bir yalnızlık,uzaklık yada istemsiz asabiyet,umursamazlık hali geliveriyor. ancak kesinlikle depresyon gibi değil,gün içinde hep olan türden can sıkıntıları bu ay dakika başı oldu gibi birşey. her neyse,kaldı 3 ay ve canım ilacım,roaccutane bir harika.

    6. ayın sonundan gelen edit: yazmakta biraz geciksem de son iki ayıma girmiş bulunmaktayım! öncelikle belirtmem gereken şu,doz 40 mg oldu. 30 mg iken yüzüm çok çok kurumamıştı mesela pul pul değildi ama 40 mg nin birinci haftasından itibaren gayet kurudu. yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra bile geriliyor ve ardından pul pul bir görünüm oluşuyor,hatta kaşlarımın altı bile pul pul olmuş. bunun için lrp*'nin effaclar h 'sini önerdi doktorum,ben başka kremler sürüyordum nemlensin diye,şu zamana kadar birşey dememişti ciddi olarak ama son gidişimde "bu tarz bir krem kullan tekrar yağ doldurmayalım cildini" dedi. henüz almadım,ama bugün almam gerektiğini ayan beyan gördüm.. her neyse bunun dışında yan etki sadece kuruma var sanırım,dudak,yüz,kol ve bacaklarımda ama dudak harici diğerleri fazla rahatsız edici değil. yüzümde iz kalmadı diyebilirim,sadece yanaklarımda gözeneklerim var malumunuz,zamanla küçülürler yada başka şeylerle küçültülürler diye düşünmekteyim. beni bir diğer düşündüren konu da şu,tamam yüzüm gerçekten çok güzel şuan,hiçbir şey yok,pırıl pırıl ama ben bu ilacı bırakınca ya çıkarlarsa? biliyorum böyle bir çelişki yaşamamam gerekir ama aklımdan şu sıralar çıkmıyor bu. az önce aynaya baktığımda yüzümün sağ kısmında üç tane sivilcemsi kabarcık gördüm,küçük baya ama sivilce gibilerdi. acaba 40mg alttakileri mi atıyor şuan? yoksa bunlar öylesine mi çıktı? yoksa roaccutane işe yaramadı mı? gerçi son zamanlarda beslenmeme dikkat etmemeye başladım,gazlı içecek tüketimini bırakmıştım tamamen,gittim yine başladım,bu yüzden mi acaba? (sanırım bunlar da psikolojik yan etki oluyor..) neyse,umarım tekrar çıkmamak üzere vedalaşırım bunlarla,çünkü bu kadar mutluluktan sonra gördüğüm ilk sivilceyi bıçaklamaktan korkuyorum!*ayrıca bu ay oldukça yaralanıp berelendim,elimi yaktım,köpüşle oynarken kolumu yaraladım,stresten tırnak etlerimi kopardım,hala geçmedi ama geçsin diye de uğraşmıyorum,izleri kalması bari sözlük. neyse bunların dışında kaldı 1 ay galiba ve roaccutane canım.

    7. ayın sonundan gelen edit: yazmakta yine biraz geciktim. normalde 8. ay son ayım olmalıydı fakat bu ay ne idüğü belirsiz şekilde yüzümde yeniden sivilceler çıktı. 40 mg kullanmaya başlamıştım geçen aylarda çok sivilce oluşumu yoktu. bu ay ise büyük sayılabilecek cinsten sivilceler çıktı,hatta hafif iltihaplı olan bir tane vardı. şuan her ikisi de kuruma aşamasında fakat iz halindeler. bu sebeplerden ötürü doktorum tedaviyi uzattı. nasipse nisana kadar roaccutaneciğimi kullanmaya devam edeceğim. dudaklarım her zamanki gibi,blistex medplus,bahsetmiyorum. yüzüm önceki aylara nazaran çok kuru,nemlendirici sürmeyi bıraktığımda hemen pul pul oluyor hatta dudaklarımın etrafı yanak kısmım o denli kurudu ki kabuk bağladı diyebilirim. buna çare olarak effaclar h kullanıyorum. harika nemlendiriyor,zaten bu iş için üretilmiş,roa'cılar için biçilmiş kaftan. herhangi bir ağrı,sızı vs yok fakat gözlerimde kuruluk var,özellikle akşam saatlerinde ve sabah uyandığımda kupkuru oluyor gözlerim. bundan rahatsız değilim,belli belirsiz gibi en azından şu anlık. bunun dışında herşey harika gidiyor,roaccutane gerçekten güzel. (harika yazardım ama bu ay değil.)

    8. ve 9. ayın sonundan gelen edit: merhaba,1 aylık bir gecikme ile toplu olarak yazmak istedim.* şuan son ayımdayım. bu iki ay içerisinde bu aylara kadar böyle etkisini hissetmediğim bir aşırı kuruluk ve gerginlik baş gösterdi. artık dudak olayından bahsetmiyorum zaten biliyorsunuz. neyse, yüzümü 2 saat nemlendirmediğimde ne sürmüş olursam olayım çenem ve dudaklarımın yan kısımları pütür pütür soyuk soyuk oluyor. hatta öyle pütür pütür ki fotoğraflarda bile belli olduğunu farkettim bugün. ilk günlerde yıkayınca geçer dedim, hafif ovdum, krem sürdüm ama etki etmedi. sanırım alıştım artık, çok pütürlü ise gece yatarken güzelce hametan sürüp yediriyorum sabah da hafifçe pudra sürmeden önce nemlendiriyorum ve fırçayı bile çok hafif sürüyorum (zira fırça bile yeniden soyuyor, sonra yeniden yıka, nemlendir...). effaclar h kremim bitti bu arada,çok bile dayanmıştı. yeniden almak istemedim çünkü bu dönemde -son 2 ayda, ben deli dehşet kuruma ayı dedim buna- yararlı olmadı malesef. diadermine 'nin normal ve karma ciltler için olan nemlendiricisi elimde var idi ve çok çok memnun kaldım nemlendirmesinden. sürdüğünüzde yağlı gibi geliyor ama hemen emiliyor ve yumuşacık yapıyor. eve geldiğimde makyajımı temizlerken gözlerim için zeytinyağı, yüzüm için de acı badem sütü ve ardından rival de loop'un temizleme jelini kullanıyorum. rossmann'la tanıştım tanışalı eve başka temizleyi girmedi, önceden nivea kullanırdım, tamamen boş işmiş, bunu anladım. ardından biraz tonik olsun* diye `:tonik bence çok gereksiz birşey ama kullanıyorum alışkanlık mıdır nedir`azıcık kalan bioderma sensibio sürüyorum. bu bitmek üzere yalnız, zaten meraktan almıştım. tüm tonikleri bitirdim, bu da bitsin hakiki gül suyundan başka bir şey sürmeyeceğim. sonra efendim işte, bu kuruluk aynı zamanda ellerimin üstünü de vurdu. pütür pütür ve kırmızı kırmızı noktalar var*ve ne krem sürdüysem gitmediler sözlük. excipial lipo'ya yüklendim, avuç avuç sürüyorum ama bir yere kadar işe yarıyor. neyse dedim bende,olucak o kadar. bunun haricinde harika burun kanamaları oluyor. hatta şöyle söyleyeyim tüm hepsine saate bakıyorum ve her zaman saat sabah 5.21-5.30 arasında oluyor bu. artık doğal bir radar sistemi oluştu bende galiba,kanadığını önceden farkedip kalkıyorum, peçetemi alıyorum, hoop misler gibi akmaya başlıyor. sebebi kurulukmuş bu arada. zaten burnumun içi çok sağlıklı sayılmaz,kanaması çok normal. bunu önlemek için burnumun içine gece yatarken kulak çubuğu ile hametan sürüyorum,yanı başıma da -peteğin üstüne- bir bardak su koyuyorum, artık kanamıyor, oh mis nemli nemli hava.`:burun kuruluğuna doktorumun önerisi: nazoderm (sanırım böyleydi)`. yüzümde sivilce izi kalmadı, sadece tedavi süresince yan yana çıkan 2 adet küçük sivilcem vardı, onlar varlar ama belli belirsiz yani rahatsız etmeyen cinsten. bir de geçen gün çıktı, burnumun kenar köşe sayılabilecek bir kısmında idi,3 gün dayanabildi :) ah sözlük, ilacım bitiyor diye üzülüyorum sanki ya, ne bileyim seviyorum ben roa'mı, olsa 1 mg de vitamin diye kullansam*. bunun dışında şuan kayda değer başka bir şey yok, aklıma gelirse yine yazarım :)

    bittikten sonra gelen edit: merhaba yeniden, ilacım biteli sanırım 2 hafta oluyor. yüzüm hala kuru fakat dudaklarım tamamen iyileşti, kuruluk kalmadı. bu iki hafta içinde yüzümde birkaç sivilce çıktı ama dokunmadım, geçtiler, ufak izleri kaldı diyebilirim ama belli belirsiz.. çok uzun bir süreçmiş geçirdiğim şimdi farkediyorum. ama roaccutane bitti diye seviniyorum diyemem.. evet,bir daha kullanacak duruma gelmem umarım fakat vitamindi, güzeldi, canımdı sanki benim. ve böylece sivilcelere elveda demiş oldum, bir daha gelmesinler diyerek..

    -inanması zor ama yuh, zaman ne biçim geçmiş-
    gelen mesajlar üzerine 5 yıl sonra gelen edit -mart 2019: geçen senelerin hepsinde yüzüm aynı porselenliğini, ışıltısını, ten rengim açıklığını korudu. bronzlaştım, deliler gibi makyaj yaptım, pis beslendim, temiz beslendim, streslendim, stresten ölecek duruma geldim, rahatladım vesaire. sorunsuz. yüzüm kesinlikle roaccutane'dan önceki gibi yağlı hatta yağdan kararmış durumda değil-o duruma dönmedi. kuruya meyilli karma bir cildim var artık. hatta şu an hunharca kuru ve hametan krem (merhem değil) zor yetiyor.
    bu sürede hiç mi sivilce çıkmadı? evet, çıktı. hatta şu an yanağımda acılı büyük ve alnımda saç bitimimde ise birkaç minik sivilce var. rutin olarak periyotlarımda sivilcem çıkabiliyor, kuruyemişi kaçırdığımda, alerjim tuttuğunda çıkabiliyor. sırtıma elimi attığımda pütürler ve sivilce oluşumları elime geliyor, görüntü ise temiz. fakat gel gelelim bunlar beni rahatsız etmiyor. çünkü, asla ve asla roaccutane'dan öncesine dönmedim.
    sivilcelere ellemediğimde izi kalmıyor, belli belirsiz kalıyor aslında ama önceden ne halde olduğumu hatırlayınca bu hiç önemli değil ve o izler geçici. sivilcem olur da çıkarsa kullanayım diye doktorum ta o zaman isotrexin yazmıştı, çıkmadığından bozulup atmıştım. geçenlerde bu amaçla hem de soydurayım biraz diye acnelyse aldım. sivilcem çıktıysa üzerine sürüyorum, ertesi sabah sönmeye başlamış oluyor. iz vs. varsa peeling olsun diye arada tüm yüzüme sürüyorum deli gibi soyduruyor. bu tüm yüze uygulamanın yan etkisi ise alttaki sivilceleri önce dışarı attırması, ellemeyince birkaç güne kuruyup gidiyorlar, cilt berraklaşıyor.
    roaccutane bana yüzümle, sivilcemle oynamamayı, yüzüme elimi sürmemeyi, su içmeyi öğretti. sağlıklı beslenirsem, temiz tutarsam ekstrem şartlar haricinde (hormon vs gibi) o hale geri dönmeyeceğimi anladım. üstte sırtımda sivilceler hissediyorum, yüzümde de çıkıyor demiştim. neden çıkıyor? stres. su içmiyorum, toplasan günde 3 bardak ancak içiyorumdur. beslenmem göçtü, haftanın en az 3 günü sürekli dışarıda yiyorum, fast food olmasa da dışarıda. fast-food ve kola içmeyi, çikolatayı, şekeri komple bırakmıştım, fast-food yiyorum, çikolata yiyorum, kendimi kontrol etmeye çalışsam da arada abur cubur ve tatlıları götürüyorum. sırtımda çıkanlara "çıksın koçum, hakkıdır" gözüyle bakıyorum. oysa kendimi 1 hafta, evet 1 hafta temiz tuttuğumda, beslenmeme, su içmeme dikkat ettiğimde gözle görülür değişim kesinlikle oluyor. demek ki iş roaccutane'dan sonra bizde bitiyor.
    geçenlerde bir hemşire bana "cildin tablo gibi, ne kadar pürüzsüz, makyaj yapınca daha da değişik oluyorsun" dedi. oysa o sırada yüzüm soyuklar içindeydi, sivilcem vardı. demek ki hala etkisi sürüyor. aynı zamanda yine geçen hafta çok sevdiğim bir dostum "sen daha bembeyazdın biliyor musun, ten rengin koyulaşıyor" dedi. demek ki kendime çok da iyi bakmamışım.
    cildime ne yapıyorum? temizleme jeliyle temizliyorum, güzelce hatta bolca nemlendiriyorum, makyaj yaptığımda güzelce arındırıyorum, kullandığım ve emin olduğum ten ürünleri dışına çıkmamaya ve macera aramamaya gayret ediyorum, arayasım varsa da önden araştırıyorum, gerekmiyorsa ağır makyaj yapmıyorum ama günlük az da olsa sürüp sürüştürme rutinim var. aşırı hiçbir şey yapmadım. tabi o zaman yaşım gençmiş, belki ileride biraz cilt bakımlarına, hydrafaciallara felan atlarım* ama şu an gayet iyiyim. ek olarak yastık kılıfı, havlu gibi detaylara dikkatliyim (mesela havlu değil kağıt havluyla siliyorum yüzümü senelerdir.).
    ben iyi ki kullanmışım diyorum. hatta belki de hayatımın en büyük "iyi ki"si roaccutane olmuştur. kullanılması gerekiyorsa kullanılır, şimdi orada burada cildi yüzünden psikoloji bozulduğu halde hala roaccutane'ya ön yargılarıyla konuşan -amiyane tabirle *- kişileri gördükçe üzülüyorum. zira anlamıyorlar. sürdükleri tonlarca krem, gittikleri bir sürü saçma sapan cilt bakımı vs. içten tedavi etmeyecek oysa ki.. hayır, intihar etmedim, ciğerim sapasağlam (alkol yok, son senelerde arada sigara var), ölmedim. gerekiyorsa kullanın. ve lütfen -benim yorumum diye demiyorum- birkaç iyi ve detaylı yorum bulup okuyun, bilgilenin ve internette zihninizi bulandırmadan sayfayı kapatıp tadını çıkarın. sevgiler!

    2022 yılından gelen ve "yüzünüzde bir daha sivilce çıktı mı" konulu mesajlar için edit: son eklememden bu yana 15 kg verdim (diyet vs. değil, bizzat kendi isteğimle, kendi çabamla, kendi bedenimi tanıyıp "bunlar bana yaramıyor, bunlar da bana iyi hissettirmiyor, bunu yiyince de birşey oluyor bana" dediğim şeyleri eledim. hayatımdan şekeri, tatlıları, çikolatayı adeta çıkardım (en son fi tarihinde bir çatal künefe tatmıştım da midem bulanmıştı). sabah kahvaltısında börekler, poğaçalar yok. ekmek, simit hafta sonu keyfi olarak var. beslenmem arada cozutsam da gayet güzel (ot mot değil manyak gibi et de yiyorum, yani normal insan beslenmesi ya ne biliyim anladınız). şu an cildimin şu halini beslenmeme ve düzenime bağlıyorum, zira bebek gibiyim. geçtiğimiz gün gittiğim bir programda yüzümde incecik nemlendirici, göz altlarımda kapatıcı ve hafif allık olmasına rağmen birkaç arkadaşım hangi fondöteni kullanıyorsun diye sordu. bu beni mutlu ediyor. sivilce çıkmıyor mu, çıkıyor (arkadaşlarımın kenafir gözlü olduğunu buradan anladım çünkü bu konuşmaların gece alnımda, dudağımın kenarında, çenemde minik sivilceler çıktı) ama sorun değiller, geçiyorlar. acnelyse felan da kullanmıyorum artık, soyulmaktan hoşlanmıyorum. düzenli nemlendirici, hyalüronik asit serumu, c vitamini serumu kullanıyorum. güzel temizleyip iyi bakıyorum. sadece yüz odaklı değil, vücudumda da sivilcelenme yok, tamamen pürüzsüz. arada sırtımda 1-2 tane sivilce çıkıyor ama geçiyor. hasılı, roaccutaneden sonra tekrarlama riski her zaman olmakla ve ikame doz gerekebilmekle beraber bende işler yolunda.
  • birkaç ay önce önemli bir sorun olmayan, temiz durumdaki cildimde meydana gelen bir anlık(evet bir sabah uyandığımda neye uğradığımı şaşırdım) sivilce patlaması sonucunda bir cilt doktoruna görünmeye karar verdim. şu an tedavinin beşinci ayındayım.

    şimdi doktorun söylediklerini ve bende yaşananları yazacağım.

    -gerçekten etkili bir ilaç. büyük oranda sorunu tamamen ortadan kaldırıyor. birkaç ay içinde cildin tertemiz olacak.

    -ne zaman tamamen geçmiş olur?

    -ikinci ya da üçüncü ay sonunda sivilcesiz gezmeye başlarsın.

    ilk ay nasıl mutluyum. cildimde hafif bir kuruma hissediyorum. kendi kendime "oh be ne güzel ilaçmış, hem sürme derdi yok, sadece hap içiyorsun hem de çok etkili" falan diyorum. sonra ilk ay boyunca bir kuruma oldu ama gözle görülür bir azalma olmadı.

    ikinci ay başladı. ve hayatımda hiç olmadığı kadar sivilceli bir yüzüm olmuştu. ortadan kaldırmak için gittiğim birkaç sivilce rahat dörde katlanmıştı. işin kötü yanı eskiden maksimum bir haftada ortadan kaybolan sivilcelerin yerini haftalarca izi orada kalan sinir bozucu şeyler almıştı.

    -kan sonuçların çok iyi. devam ediyoruz. aksatmadan kullan. istediğini yiyebilirsin. cildine hiçbir etkisi olmaz bunu kullanırken.

    üçüncü ay kabus gibiydi. hayatımda gerçekten hiç bu kadar aynaya bakmaya korkar hale gelmemiştim. dudaklarımın halini zaten anlatmaya gerek duymuyorum. sivilceler iyice yara halini almıştı. geçmeleri haftalar alıyordu. istediğimi yiyebileceğimi düşündüğüm için her fast food ya da yüksek yağ oranına sahip türk mutfağı lezzetlerine yöneldiğimde birkaç yeni sivilceyle cezalandırıldım aynı günün akşamında. görenler "aayyeyy dudaklarına niieölldüüü?" şeklinde tepkiler veriyorlardı sürekli. "fazla sakso mu yaptın akşam" diye takılan arkadaşlar falan türemişti. krem sürüyorum ama nafile. dudaklarım dış kuvvetlerin etkisiyle oluşan coğrafi şekillerden biri haline gelmişti. rüzgar aşındırma şekillerinden biri gibi göründüğünü söyleyebilirim.

    dördüncü aya geldik. biraz azalma oldu. daha insani bir hale geldim ama hala o iki üç ay içinde olmasını beklediğim mucizevi gelişmeler ortada yoktu. kullanmadan önceki halime dönme şansım olsa uçarak döneceğim. zaten hafiften manyaklaşma, hassaslaşma halleri baş gösterdi. abartılı değildi ama normalde olduğumdan farklı olduğumu hissedebiliyordum. geçti diye sevindiğim sivilcelerle aynı yerde hemen yenileri çıkıyordu bir iki haftaya kalmadan. bir de duruma sinirlenip oynadıklarım oluyordu, onlar da durumu daha kötü bir hale getiriyordu.

    fiziksel görüntüsünden memnun bir insanım. kendimi beğenirim bu anlamda. ama şu ilaç hayatıma girdiğinden beri ne kendime güvenim eskisi gibi, ne de beklentilerim eskisi kadar gerçekçi görünüyor. aynaya bakmaya korkmak nedir? resmen ayna görünce başka taraflara bakıyorum ki ben aynaya bakmaya bayıldığım zamanların ne kadar yakın olduğunu hatırlıyayınca şu durumdan nefret ediyorum.

    -beşinci aydayız... hala aktif sivilce mi var? oynama onlarla. ondan böyle oluyor. gelecek ay görüşelim bir.

    evet şu an beşinci aydayım. cildimin belli bölgelerindeki düzelmenin farkındayım ve bundan memnunum. ama yanak bölgesi ki diğer bölgelere göre daha hassas, hala o beklenen mucizeyi bana göstermiş değil. onca yan etkiye sonucunda daha kötü olmak için katlanmış olduğumu düşünmek bile o kadar kötü ki. sırf bu ilaç yüzünden film izlerken gülümsediğim için dudağım resmen yarıldı. insanlar sürekli dudağımın kuruluğu hakkında konuşmaya başladı.

    cidden bir bilen varsa durumu bana anlatsın ki kendime geleyim. bildiğin sinirime dokunuyor. içim rahatlatacak insaniyet namına kelimeler sarfedecek bir insanoğlu çıksa bari.

    beşinci ayın ortalarına yaklaşıyorum. ve bir ayım daha var. olur da geçmezse yurt dışına gidip üretici firmanın yöneticilerinden birini kaçırmayı planlıyorum. sonra kendisini güneş görmeyen, zifiri karanlık bir hücrede kapalı tutacağım. aylar boyunca sadece kuru ekmek, su ve accutane ile besleyeceğim. işim bitince de istiklalin ortasına bırakacağım arsızı. gezsin yarık dudakla, çökmüş gözlerle.

    edit: geç de olsa belirteyim. tedavi bir ay uzadıktan sonra ilaç sonunda etkisini gösterdi. birkaç iz dışında sorun yok gibi görünüyor ama o işkenceye değer miydi, orası muamma.
  • tüm diğer tedavilere direnmiş, süper experience kazanmış sivilcelerin üzerinden level mevel tanımadan silindir gibi geçen icat.
  • kullanılırken fırlayan kolesterol seviyesi sebebiyle ayda bir kan testi yaptırılmasını gerektiren ilaç, bi de aklıma şöyle bişey geldi; depresyon ve intiharın çok somut ve belirli olmayan bir milyon tane sebebi olabiliceği düşünüldüğünde, bu ilacı kullanmak zorunda kalacak derecede abarmış bi sivilce sorunundan dolayı kişinin büyük ihtimalle yaşamış olduğu psikolojik çöküntü, yıllar boyu aynaya bakınca gördüğü şeyden tiksinmiş olma durumu, ve bu durumun kişinin sosyal hayatına olan kaçınılmaz etkilerinin(dalga geçilme, vs) bu depresyona girme sürecinde tamamen etkisiz olduğu kanıtlanmış mıdır, yani yumurta mı tavuktan çıkmıştır yoksa tavuk mu yumurtadan? ya da bu ilaç beynin kimyasını etkileyebilicek bi madde mi içermektedir, hmm.
  • doktorumun kullanmadan önce ''artık cinsel hayatınada bir çeki düzen vermen gerek'' şeklinde uyarmasına sebep olan ilaç.
    evli olmadığımı belirttim ama birilerini hamile bırakma ihtimalimden korkmuş anlaşılan.
    'tabi tabi' dedim.artık öyle hergün hergün sevişmek yok...

    (bkz: kendi kendine ironi yapıp farkında olmamak)
  • türkiyede roaccutane adı altında satılmaktadır. sivilce değil akne ilacıdır, aradaki farka nüans deyip geçmeyiniz. bu ilacı hamilelerin ve "hamile kalma olasılığı bulunanların" (bu nasıl bir kümeyse artık) kullanması tehlikelidir, çocuğu allah çarpar. bu bakımdan doktor ilacı yazarken özel form imzalattırır "(ro)accutane kullandığım sürece hamile kalmayacağıma söz veririm, and içerim gerekirse" şeklinde.

    şiddetli depresyon yarattığı son senelerde kesinleşmiş bir ilaçtır, misal amerikadaki son uçak kaçırıp binaya çarpma eğlencesinin faili gencin de sivilce surat (ee, akne) bir insan olup accutane kullandığı ve bu sebepten yaşadığı depresyonla intihar amaçlı böyle bir eylem yaptığı söylenmektedir.
  • kendisiyle 6 ay zaman geçirdiğim, tedavimi bitireli de 1,5 yıl geçmiş olan ilaçtır. kendisini sevmem pek, beraber güzel zamanlar geçirmedik ama insana iyi gelen kötü sevgili gibi, aradan bu kadar zaman geçtiğine göre hakkında bi entri de ben döşeyeyim dedim. zira ilaca başlamadan evvel bu başlığı bikaç kere okumuşluğum vardır, çok da faydasını görmüşümdür.

    öncelikle her bünye farklı olduğundan, bünyeye eklenen bir tek kimyasalın o bünyede farklı sonuçlar yapması doğaldır. olması beklenenler üzerine ilaçlar yazılır ve bu konuda bilgileri ve tahmin yetenekleri bizlerden daha yüksek olacağından asıl bilgiyi, kişinin durumunu hakkıyla inceleyecek bir diplomalıdan almak en makulüdür.

    gelelim kendi deneyimime.. ilacın sonuçlarından ne kadar memnun kalsam da, doktorumun yüzüme bakıp (gerekli olan da buydu belki) "roakutan yazalım sana" demesi o zamanlar benim için yeterli olmamıştı. ısrarla yan etkilerini öğrenmeye çalıştım ve fakat doktorum benim ona söylediğim yan etkileri umarsızca onaylamak haricinde bişey dememişti. ben de gözümü karartmıştım zaten, ya herro ya merro, 29umda yaşadığım 2. ergenliğe son verip; sızısından durulmayan, kafam kadar sivilcelerden kurtulmak için 2010un soğuk bir ocak gününde başladım ilaca (atmosfer yaratımı).

    10 mg sabah akşam dozuyla başladım ve bitirdim. bende doz değişimi gerekmemişti çünkü mevcut kilonuza bağlı olarak, belli bir sürede tamamlanması gereken bir gramaja göre ilacı veriyorlar. 53 kiloydum ve önden yüksek dozda kullanmama gerek görülmemişti (2 doktor tarafından da. ilk doktor ihtiyaç duyduğum samimiyette açıklama yapmadığından ve devlet hastanesinde kan tahlilleri sonucunu 5 gün sonra verdiklerinden özel hastanede başka bir doktora daha gittim).

    fiziksel kısımdan bahsedeyim önce. ilk ay pek de bi değişiklik yoktu ortada. sivilceler yine aynı, ben zaten her daim olduğum gibi biraz depresif ve agresif öyle takıldık. zaman ilerledikçe sivilceler çıkmaya devam ediyordu hatta. cildim kuru ama sivilcelerim hulk'a bağlamış iri, irinli ve iri ve iriydi (yalan değil, mübağla sanatı). 2. ay gibi montumun fermuarlı cebinden mendil çıkarırken elimin kanayacak kadar kesildiğini hatırlıyorum ve 6 ay boyunca 2 haftada bir lipstic* bitirdiğimi.. cildim çok kurudu, eskiden kış aylarında dahi elime krem bile sürmezken banyo sonrasında tüm vücudumu kreme boğar oldum (seksi unsur). 3. ayda falan tenim incelmeye başladı. böyle şeffaf gibi bir görüntüsü oldu, gergin olması haricinde bunun pek rahatsızlık verici olmadığını söyleyebilirim. 3, 4 ve 5. aylarda sivilceler tam gaz bile değil, coşarak devam ederken kuruluk, cildin narinleşmesi vb. fiziksel etkiler de yavaşça artarak devam etti. kremsiz gezemez haldeydim. insanlarla karşılaşınca öpüşmek yerine tokalaşıyordum (aslında genel tercihim hep bu yöndeydi zaten). sivilcelerim sahte bi gülümseme anında patlayıp yüzümde süzülüyor, sabah uyandığımda yatağımda küçük çaplı bi hayvan ezmişim gibi görünen sırtımdaki sivilcemin leşiyle karşılaşıyordum. bu arada yaratıksı bir görünümüm vardı, kabarıklı ve sivilceliydim. bir işte çalışıyordum, daha fenası bir oyunda her hafta sahneye çıkıyordum. bu sahne sürecinde biraz destek olabilmesi için mineral makyaj ürünleri * kullandım (dişisel bilgi). renk farkını giderse de topografik olarak bi faydası olmuyordu haliyle. son aylarda 90 faktör güneş kremleri *, peçe takmış gibi kafama komple örttüğüm (kına gecesi kızı misali) eşarplarla gezdim..

    gelelim psikolojik kısıma. az buçuk depresif ve agresif bir insan olarak başladım ilaca, ama aslında ben zaten buydum. ilk ayı müteakip salya sümük ağlamalar, yatakta durduk yere tepinmeler, hızlı sinirlenmeler, o zaman bi sevgilim vardı, adam alttan alsa bile, salaklığını bahane edip onunla kavgalar (niyet kavgaysa, alttan almak salaklık olarak algılanabiliyo) baya yaşandı. uzunca bi süre gülmedim, çok lazım olursa protokolden gülümsedim. sinirim her daim bozuktu, önüne geçemiyodum ama bunun ilacın yan etkisi olduğu ve 6 ay tamamlanınca bu yan etkilerden kurtulacağım telkinlerini hem kendimden hem arkadaşlarımdan dinledim (kendi kendime konuşurum, evet bi beis görmüyorum bu durumda). dayanamayıp sktiri çekenlere ben 2 kere sktir çektim. mutluluğumu büyük oranda kaybettim ama mutsuz olunduğunda insan yav ben niye mutsuzum demiyo, mutsuzum diyo. hatta çoğu zaman onu bile demiyo hımf diyo. bu durumda bu depresif halimin zararlarını çevrem benden daha çok yaşadı. benim içinse o dönemde doğal halim buydu. suratımın at bokuna benzemesi umrumda değildi. zira dünyada zaten mutluluk yoktu, hayatın zaten kendisi dinozor bokuydu, herkesten ve herşeyden nefret ediyodum; o dönemdeki hislerim bunlardı. hatta belki, uygun gördüğüm bir konuda başkalarının ne düşündüğü kasımpaşa civarında gezerdi (kullanıcı dostu bi düşüncedir, yerküre gibi bi suratla gezerken kesinlikle tavsiye ederim, yeau yivranç görünüyorum diye ağlamanın anlamı yok, genelde ağlanan şey bu olmuyo zaten. o dönem hayatın anlamı yok diyorum, ne diyorum, kime diyorum).

    2010un sıcak bir haziran gününde 6 ay tamamlandı (yine atmosfer). sivilceler azalmış, hatta geçmiş gibiydi ama cildimde izler ve kızarıklıklar bıraktı, iyileşmeye başlayan bi yara gibi diyebilirim (metafor yok, sakin). haziran ayında olduğumuzdan, güneşe karşı korumaya yaz sonuna kadar devam ettim. cildim o kadar hassastı ki 10 dk içinde tişörtümün altı bile kızarabiliyodu. sivilcesiz olmaktan dolayı memnundum. ayna karşısında oramı buramı mıncırmadan durabilmekse paha biçilemezdi (hala da öyle). siyah noktalar, yağ bezeleri falan gitti. kızarıklıklar da azar azar yokoldu. hala bebek götü gibi bi tenim yok. ilk ergenliğimden ve roakutan volkanlarımdan kalma izlerimi hala taşıyorum. yüzüm eskiye nazaran birazcık daha bi tüylü sanki. ama bunun sebebi ilaç mı, benim ilaçla beraber kullandığım diğer kremler mi, yoksa artık 30 yaşında olmam mı bilemiyorum. ilaca başlarken 52-53 kiloydum, ilacı kullanırken 57leri gördüm (ilaç harici bir sebepten kaynaklanıyodu kuvvetle muhtemel), şu anda 49-50 kiloyum. son bikaç yıldır spor yapıyorum (evet ulan 30 yaşındayım). ayş kilo aldım demeyin, ne o öyle yemiş yemiş sçmamış gibi.. az yiyin, biraz da hareket edin. pardon (agresifim evet).

    velhasıl kelam, zor zamandı ancak iyi de oldu, çok da güzel oldu (güzel derken ben değil, durum). şimdiye kadar regl münasebetiyle yüzümde belirir gibi olan 1-2 sivilcik'i saymazsak, bir problem yaşamadım. sırtımda 1 sivilce dahi çıkmadı hatta. kızarıklıklar gitti, derin izlerse duruyo. çok lazım olursa lazerle soyma yönteminin izlere bir çözüm olabileceğini biliyorum ama koruma amacı haricinde cildimle oynamaya pek niyetim yok. eskiden de az makyaj yapıyodum zaten, şimdi de öyle. ot bok ürünleri hayatta sürmezdim zaten yüzüme. şimdi ise orta ve üstü kaliteyle değil, "en" ne ise onları kullanıyorum. bahsettiğim "en" de fiyat anlamında değil, markette satılmayan, eczanelerden veya network satışla alınabilen görece pahalı ama uzun süre kullanılan ürünler. temizleyici, tonik, nemlendirici kombosu için dünya para bayılıyorum ama her kuruşuna değiyo. makyaj için de aynı şey söz konusu, mineral makyajdan ve pahalı olsa da kaliteli ürünlerden vazgeçmem.

    lazımsa kullanın aga. 6 ay sabretttim, bitireli 1,5 yıl oldu. neredeyse 1 yıl kardayım, daha da devam eder gibi duruyor. manyak değilseniz ve lipid değerlerinizde sorun yoksa ölmüyosunuz. manyaksanız da orasını bilemem. sonrasında düzenli beslenme ve bakım ile iyi durumda olanı korumak daha kolay. tekrarlama riski var evet. sonuçta bu da bünyamin bi yerde. 14ümde yaşadığım erkenliği 29umda bi kere daha yaşadıysam, ilerde tekrar yaşayabilirim. lazım olursa bi daha kullanırım ilacı da (öyle piskopatım).

    böyle işte..
  • isotretinoin bir a vitamini türevidir. evet, bildiğiniz a vitamini.

    akne oluşumun 4 aşaması olan; hiperkeratinizasyon, aşırı sebum üretimi, 5-alfa redüktaz enzim aktivitesi ve bakterilerden, aşırı sebum üretimini ve hiperkeratinizasyonu inhibe eder. bu yüzden deride kuruluk ve soyulmalara neden olur. kullanıldığı sürece fertilite problemi dahil bir çok yan etkisi vardır. ancak bu yan etkiler tedavinin bitmesi ile birlikte kişisel bağışıklık sistemine bağlı olan hızda geçer. akne tedavi protokolüne göre, nodülokistik aknede tedavi ajanı olarak kullanılır.

    akne tedavisi 3 ay-1 yıl gibi uzun soluklu ve hasta uyumunun düşük olduğu bir tedavidir. çabuk sonuç isteyen hastalara bunu anlatamazsınız. topikal ilaçları kullanmaya başladığınızda 1 aydan önce sonuç göremeyen hasta tedaviyi keser. doktora gittiğinde işe yaramadığını söyler ve hekim bir üst tedaviye yani oral a vitamini tedavisine başlar. bu tedavi de hastanın en az ayda 1 kontrol muayenesine gitmesi ve doktorun etkilerini görüp ilacın dozunu mütemadiyen ayarlaması gereklidir.

    tıpta yarar/zarar ilişkisine göre müdahale yapılır. kalp krizi geçiren hastaya kaburgaları kırılabilir diye kalp masajı yapılmamazlık edilmez mesela.

    oral isotretinoin tedavisi aydınlatılmış onam ile ve bu bilgileri hastanın gönüllü olarak kabul ettiği, imza karşılığı başlanan bir tedavidir. yaşayabileceğiniz problemler hekim ya da onam belgesinde eksiksiz anlatılır. sizin seçiminizdir. tedaviyi kabul etme gibi reddetme hakkınız da bulunmaktadır.

    şu bilgiyi de vermeden geçemeyeceğim. yapılan retrospektif çalışmalarda akne hastalarının, epilepsi ve astım hastalarından daha fazla sosyopsikolojik problemler yaşadığı kanıtlamıştır. sivilce olarak küçümsenen bu cilt hastalığı, bir insanın hayatını sosyal ve psikolojik olarak kötü yönde etkileyebilir. kullanılan ilaçlardan bağımsız olarak hastada depresyon görülebilir. o yüzden cilt hastalığı olanlara anormal davranmayın ve mevcut durumlarını daha da kötüleştirmeyin lütfen.
hesabın var mı? giriş yap