• roman "hikaye anlatma sanatı"dır.

    (bkz: storytelling)

    hikayeler ise insanlığın bir arada yaşayıp bir kültür oluşturmaya başladıkları zamanlardan beri ortaya çıkagelmiş ve onları bir arada tutmuş en önemli unsurlardır. insan olarak kendimizi daha iyi tanımamız için hikayelere ihtiyacımız var. ufak ve sınırlı yaşamımızdan uzaklaşıp içinde yaşadığımız dünyayı anlamak için hikayelere ihtiyacımız var. farklı anlatım dilleri ve üsluplarıyla karşılaşıp düşünce biçimimizi şekillendirmemiz için yine hikayelere ihtiyacımız var.

    geçmişle günümüz arasında bir bağ kurmamız için yine hikayelere ihtiyacımız var.

    romanın bir hikaye anlatma aracı olarak eskidiğini söylemeye kalkarsak, 50'lerde parlamaya başlayan ve günümüzde tüm görsel gücüne rağmen alıcı bulmakta zorlanan sinema hakkında da bir şeyler söylememiz gerekir. şöyle ki, new media teknolojileriyle birlikte hayat fazlasıyla hızlı akmaya başladı. fakat edebiyat ve sinemanın bu düzen içinde nerede kalacağını zaman gösterecek.
  • okuyan kişinin romandan nasıl bir fayda beklediği ile ilgili sorunsaldır.
  • sen okuma, b.kunu çıkarıyorsun
  • neyin fayda olarak kabul edildiğine göre değişebilecek bir önerme. sonuçta kitap bu balık veya domates değil.
  • ''raskolnikov sendromu'' diye bir şey öğrenmişliğim olmuştu. iki koca karıyı öldürdüğü için sokakta yürürken, herkese şüphe ile bakan, her an birinin kendisine katil diyebileceğini düşünen, herkesten olabildiğince kaçmaya çalışan bir sendromdur bu.
  • yazarları açısından çok belirgin bir faydası var romanların: onlar, yaşamlarını uçurumun kıyısına sürüklemesi an meselesi olan kişisel krizlerinin üstesinden yazarak, kurguya dökerek, öyküleştirmek suretiyle geliyorlar. roman yazmak bir zorunluluk onlar için, yaşamsal bir niteliği var. tek bir kriz anını her seferinde bambaşka öyküler içinde anlatılaştırıyorlar. bu yaşamsal faydanın yanı sıra toplum tarafından tanınırlık, maddi kazançlar, sanatçı sıfatının prestiji gibi ikincil faydalar da var ama en başta geleni yaşayabilmek için yaratmak.

    okurlara ne oluyor peki? yararlılık açısından ele alıyorsak bir yazarın kazançlarıyla kıyaslanamaz okurunkiler. eğer gelecekte bir roman yazarı olmayı kafasına koymadıysa, okudukları hakkında geniş kapsamlı eleştiriler yazabilmek, yorumlamak değilse amacı, yani sırf keyfine okuyorsa, romanlardan arta kalan nedir onun için?

    okumanın keyfidir okurun eline geçen. barthes'ın "metnin hazzı" dediği şey roman okurunun yaşadığı histir. yazarın keyiflenebilmesi ancak kitabını tamamlayıp da piyasaya sürebildikten ve orada belli bir satış başarısı kazandıktan sonra mümkünken ve bu süreç son derece acılıyken, roman okurununki saf bir haz almadır. hazıra konar ve romanlar arasında keyfini sürer.

    roman okumak bana ne veriyor? başkalarının yaşam hikayelerine bir göz atmamı, merakımı bir süreliğine dindirmemi sağlıyor. biraz olsun meraklı değilseniz roman okumak da film seyretmek de son derece yararsız , gündelikten uzak hayaller olarak görünecektir haliyle. merakla açılmış algım yazarın kitap olarak sunduğu evrenin içine dahil olmamı sağladığında başka dünyalar, başka yaşamlar, kendiminkine çok yakın ve benimkinden çok farklı meseleler görüyorum. öznellik boyutunda böylesine bir zenginliği dışarıda, maddi yaşamın hengamesinde algılayabilme şansı çok azdır insanın. gündelik yaşam öylesine hızlı şekilde akıp gidiyor ki her daim konuştuğum insanları bile tanıyamamış oluyorum çoğu zaman. önümde duran romanı okumaya başladığımdaysa koşuşturmanın yerini alan yavaşlığın içinde başka yaşam olasılıkları nın varolduğunu keşfetme şansım oluyor. kitapta sunulan o evrenin yapmacıklığına ya da hikayelerin gerçekdışılığına aldırış etmeden ilerlediğim her seferinde kendi gerçekliğimle temas eden ayrıntılar yakalamamı sağlaması gibi bir yararı dokundu romanların bana. kurguyla gerçeklik bir yerde temas ediyor çünkü farklı düzeylerde de olsa ikisinin konusu da insan.

    biraz meraklı olmak gerekir romandan keyif alabilmek için. yaşamınızın her düğümünü çözmeyi başardıysanız, gündeliğin içinde hiç sarsılmadan yaşayabiliyor, "bulduklarımla mutluyum" diyebiliyorsanız son derece gereksiz bir şeydir roman okumak. yazarın krizi kadar şiddetli olmasa da, okur da kendi yaşam bunalımlarında romanlardan medet umar. özdeşleşmeye ihtiyaç duyacak kadar yalnızlaştığımızda ya da gerçeklik, kaçacak bir delik arayacak kadar bunaltıcı gelmeye başladığında kapılarını açan romanların sağaltımsal işlevleri son derece faydalıdır. bir krizin çözümünü sağlamasa da nefes almaya imkan tanır. edebiyat, genel olarak da sanat ruhsal acılara pansuman olmak için vardır zaten.

    insanı ayakta tutan şey, ister gerçeklikte olsun isterse kurgusal düzlemde, tanıdığı başka yaşamlardır. kendi zayıflıklarıma katlanabilmemin tek yoludur başkalarının da benzer süreçlerden geçtiğini algılayabilmem. diğer türlüsü devasa bir yalnızlığın içine düşmek olurdu ki, kolay değildir onun içinde yaşamak. bu açıdan bakınca yaşamsal bir yararı var romanların.
  • kendisine dil bilgisi kitabi okumasini tavsiye ettigim yazar arkadasin yanlis onermesidir. kendisi, roman okumanin bir seye fayda saglamadigini, tarih kitabi okuyarak da tarih ogrenebilenecegi iddiasini ortaya salivermistir.

    yazar olmus ama hala -de leri -da lari nerede nasil ayiracagini ogrenememis.
  • bu halk neden cahil kaldı sorusunun cevabı gibi adeta başlığı açan arkadaşın yazdıkları. roman dediğiniz şey kurgudur evet. ama o kurgu ortamını yaratmak için bir araştırma yapmak gerekir. arkadaş sadece aşk romanı falan okumuş herhalde.

    alt yapısı konusunda güvendiğim bir yazar önereyim açsın okusun. bilgi ve hayal gücü birleşince ne oluyor:

    (bkz: michael crichton)
  • faydadan ziyade benim için daha çok bir zevktir.romandaki karakterleri tasavvur etmek, oradaki mekanları hayalinde canlandırmak.adeta bir film izlercesine romanın içerinde yol almak..hele bir de konu sarmışsa bırakamazsın kitabı elinden.

    mesela bazen bir cümle geçer okuduğun romanda.aaa bu daha önce benim zihnimden geçmişti dersin; ama kimseyle paylaşmamışsındır o düşünceni daha önce.yazarla aynı düşünceyi paylaşmaktan mutluluk duyarsın.falan filan işte...
  • --- spoiler ---
    arkadaşım al eline o döneme ait tarih kitabı onu okuda okuduğun bir işe yarasın.
    --- spoiler ---

    (bkz: de/da'yı ayıramayan yazar sıçmığı)

    hiç bi boka yaramasa da de/da ekini ne zaman ayırıp ne zaman ayırmayacağınızı öğrenirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap