• * cüzdanınızdan 30 milyon çıkartın, yakın.
    * üzerinize kalınca bir palto/mont giyip evinizin gardrobuna girin
    * gardrobun içinde ard arda sigara için, hatta mümkünse içeriyi ter kokutun
    * hareket etmeye çalışıp edemeyin, piyon gibi dikilmek zorunda olduğunuzun bilincine varın
    * sabah 4 olunca, gardroptan çıkın...

    işte size harika bir roxy gecesi...

    edit: bir daha gidersem ebemi siksinler diye de içinizden geçirmeyi unutmayın
  • bu akşamki evgeny grinko konseri için metre küp hesabı yapıp bilet satmışlar. neyse ki deve güreşi ve milli bayramlardaki kule çalışmalarımız bugün işe yaradı*
  • fotoğraf makinesi kullanımının yasak olduğu mekandır. iki fotoğraf makinesi kullanma girişimimde de karşımda güvenliği buldum. ilkinde güvenliğe eyvallah çekip fotoğraf makinemi cebime koymuştum. ikincisinde "bir daha çekmiycem ahanda bak cebime koyuyorum" laflarıma güvenlik "tevazu göstermiyoruz" şeklinde cevap verip t7'mi girişe bırakmak üzere bana yolu göstermiştir. burada arkadaşım ile güvenlik arasında geçen dialog şu şekilde vuku bulur:

    ark: hocam, o alet 1 milyar* bir şey olmaz değil mi?
    güv: roxy için 1 milyar hiçbir şey değil
    ark: ama o alet bizim
    güv: hımmm.. roxy'de girişe verdiğiniz şeyler kaybolmaz
  • cumartesi günleri çok kalabalık olur düşüncesiyle cuma günleri gidenlerdendim. içeriye girmemiz nerden baksan 15-20 dakikaydı. geçen cumartesi gittiğimizde hiç beklemeden girdik. içerisi kalabalık değildi. tuvaletlerde pisuvarın üstüne ekran koymuşlar.ekranda araba yarışı gibi bir şey vardı. sola işersen araba sola , sağa işersen araba sağa gidiyor. çişiniz bitince araba kaza yapıyor ve "dont drive when you're drunk" gibilerinden bir yazı çıkıyor ekrana.
  • tesadüfen branford marsalis dinlediğim mekân.

    baştan alayım.

    ortaköy'de ceneviz diye ufak bir cafe vardı sahile yakın. oraya giderdim arada. sahibi de kaan yüceil

    1990'ların başı olmalı.

    (hatta orada tanıdığım bir gençle, -galatasaray mezunu bir gençle, o yıllarda boris vian'ın henüz çevrilmemiş bir kitabını ortaklaşa çevirmeye kalkmıştık)

    neyse.

    bu kaan kardeşimiz arkeoloji mezunuymuş. ben de o sıralar arkeolojiye merak sarmışım, tarih kurumundan kitaplar alıyorum, side anfiteatrını da gördüğüm yıllar.

    bara gidiyorum, bir iki kadeh parlatıyoruz kaan'la ve habire arkeoloji konuşuyoruz. özellikle de samuel noah kramer hakkında.

    (hatta o yılların 31 aralık gecesini iki sinemacı delikanlıyla ceneviz'den çıkıp bilsak 5. kat'a gitmiştik… ben uslu uslu dönmüştüm de iki sinemacı -biri büyük yönetmen şimdi- iki ingiliz kız bulmuşlardı o gece. (biri kızlardan biriyle evlendi iki de çocuk kaldı o geceden anı)

    evet, marsalis'e dönelim.

    bu kaan kardeşimiz, sıraselviler'de bir bar açmış, ortaklarıyla. adı da roxy.

    meğer meşhur bir yer olmuş.

    böyle şeyleri geç duyarım. hem de cihangir'de oturduğum halde.

    biri söyledi orası kaan'ın diye.

    merak ettim, merhaba diyeyim hem diye uğradım.

    selamlaştık, iki kadeh gene içtik, gene samuel noah kramer sohbeti.

    tam ayrılacağım, kal sürpriz var demez mi…

    meğer branford başka bir çaldığı yerden gelip arkadaşlarıyla jam session yapacakmış.

    tesadüfe bak.

    ilk ve son gidişimdi. zaten artık meyhaneler daha ilginç geliyordu.
  • balamir adlı efsane bodyguard'ın kapısında durduğu mekandı bizim için. 94-99 yılları arasında görev gibi her cuma, cumartesi gittiğimiz, şanslıysak balamir'in iki çift laf ettiğini duyabildiğimiz, iki bilete bir sex on the beach alıp, yine bir görev bilinciyle sarhoş olup, ışıklar açılana kadar dansettiğimiz yerdi. sonra biz büyüdük ve kirlendi dünya.
  • sadece facebookta (bu kelimeyi her kullandığımda ömrümden 9 dakika gidiyormuş gibi hissetmeye başladım bu arada)

    ..parantezin içi uzun oldu baştan alalım:

    sadece facebookta, 14. sezon açılış partisi organizasyonuna "kesin gelirim" diyen insan sayısı an itibari ile 1400 küsür olan mekan.
    eh yani... kapıdaki görevliler "aman içerisi fazla dolu oldu adam almayalım" yerine "tabi verin yirmi milyonu, girin içeri, ve çıkın" diyeceklerine göre, gerçekten potansiyel bir project mayhem ortamı olacaktır bence.

    ütüsüz gömleklerinizi giyiniz. gidiniz ütüleniniz. yeterince acı çektiğinize inanmıyorsanız dönüş yolunda her travestiye gidip "sen abi misin abla mısın?" diye sorun mesela. ya da ne bileyim... 5. kattan atlayın felan.

    bir de bonus bkz vereyim:
    (bkz: roxy/#10126160)
  • haftasonları gecelerinin cirosunu robert kolej, uskudar amerikan lisesi ve koc lisesi ogrenci ve mezunlarından kazanan ulvi mekan. anasını satayım ayarlasan herkesi aynı anda göremezsin; roxy'de görüyorsun. öyle ilahi bir güç. ece erken mübarek.
  • sabancı universitesi pilav günü mekanı..
  • kart sahibi olmak icin senelik 800 dolar ödememiz gerektiğini iddia eden insanların çalıştığı mekan. bir de başka bir kart sahibinin referansı gerekiyormuş. kim ödüyor bu parayı bilemiyorum, beni mi keklediler anlamadım ki :)
hesabın var mı? giriş yap