• * assassins creed
    * middle-earth: shadow of mordor ve war
    * the witcher
    * silent hill
    * resident evil
    * far cry
    * tomb raider
    * gta (görevleri yaparak hikayesini oynarsanız)
    * skyrim
    * devil may cry
    * ınversion
    * alan wake
    * prototype
    * dying light
    * just cause
    henüz oynamadığım ama yazmam konusunda çok istek gelen sanat eserleri
    * god of war
    * last of us
    * red dead redemption
    * final fantasy
    * zelda

    ve adı şu an aklıma gelmeyen birkaç oyunu daha oynadım. bu oyunların her birini oynayıp bitirmek sanki bir film izlemek veya bir roman okumak gibiydi. karakterleri ve kurgusuyla sanat eseridir bunlar. film gibi bir hikaye, mekan, karakterler ve kurgu olan oyunlara ne denir bilmiyorum. role playing (rpg) deniyorsa veya adı her ne ise bu tür oyunlar sanattır. ama mesela call of duty oynarken sanki 2. dünya savaşında bulunmuş gibi hem konu hakkında bilgi sahibi oluyoruz hem de o dönemi yaşamış gibi hissediyoruz. battlefield oynamak da film izlemek veya roman okumak gibi çünkü o kurgunun içinde bir karakteri yönetiyorsun, çok fazla empati yapıyorsun. ama bu 2 oyun türü fps diye geçiyor sanırım. dolayısıyla isme takılmayıp içeriğe bakalım.

    neyse beni anladınız. ben 34 yaşında adamım ve sosyal çevremdeki bazı insanlar oyun oynuyor olmamı küçümsüyorlar. bu tepkiyi verenlerin ortak özelliği düşük zekalı olmaları ve anlamadıkları şeyi küçümsemeleri. oynadığım oyunların sanat eseri olduğunu kitap okumak veya film izlemek gibi bir sanatsal faliyet olduğunu anlatmaya çalıştım ama anlamadılar. oyun oynamamı "boş iş" olarak gören arkadaşın kendisinin nargile cafede 5 saat mal gibi oturmasını "dolu zaman" olarak görmesi her şeyi açıklıyor aslında.

    fransız devrimi hakkında 2 kitap okudum. film de izledim. ama hiçbiri benim o dönemi assassins creed unity oyununu oynadıktan sonra anladığım kadar anlamamı sağlamamıştı. devrim sırasında halktan bazı kişilerin kiliseleri yağmaladığını okumuştum. bu beni pek etkilememişti okuyup unutmuştum. ama oyunu oynarken kiliseden büyük bir haç çalmış kucağında götüren esnaf adamı görünce bu çok derin bir tecrübe oldu. okumak gibi değil film izlemek gibi de değil daha güçlü bir deneyim. inanılmaz etkilendim çünkü bunu görürken o an orada bulanan bir karakteri yönetiyoruz. sanki oradaymış gibi empati yapıyoruz. orada cumhuriyetçiler mahalle mahalle cephe kurmuş barikatlar falan ortalık acayip, insanlar ölüyor, evler viran halde, devlete ve halka ne olacağı belli değil o adam hangi duyguyla haçı almış nereye koşuyor. evine mi götürecek evi yerinde duruyor mu acaba? veya satmak için çaldı diyelim ulen satmaya götürürken yolda ölebilirsin. pariste çarşı karışmış. adamın kuçağında büyük haçla o komik paytak koşuşunu izledim sonra içimden "gel barikata diren. kralcılar kazanırsa o haçı bir tarafına sokacaklar zaten" dedim. muhtemelen bu anı hayatım boyunca unutmayacağım. bastille hapishanesindeki ayaklanma ve çoğu cumhuriyet devrimcisi olan mahkumların kaçışını da unutmayacağım.

    sanki 1789'da fransız devrimine katılmışım ve olanların şahidi olmuşum gibi.

    gamer olmayanlar ve gamer'ları küçümseyenler. yeni bir sanat türünü anlamayıp kaçırmış bir kuşaksınız ve farkında değilsiniz.

    edit: kafanızda bir şablon var beni hemen oraya yerleştirmişsiniz. bakıma muhtaç değilim. yalnız yaşıyorum. türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinden mezunum, mesleğimde de iyiyim, öğrenciyken de başarılıydım. bütün gün oyun oynamıyorum. her şeyin fazlası zararlıdır. su hayattır ama onu bile fazla içersen zehirlenirsin. dolayısıyla burada konu başka. bazı oyunların sanat eseri olması ve bazı insanların bu sanat türünü anlayamıyor oluşu. oyun oynayan herkesin bütün gün oyun oynadığını ve bakıma muhtaç olduğunu düşünmeniz de biraz mantıksız olduğunuzu gösteriyor.

    edit2: saydığım oyunların çoğu rpg değil haklısınız. zaten yukarıda onu açıklamaya çalıştım. sanat derken hikaye, kurgu vs olan oyunları kastediyordum.

    edit3: her oyunun sanat olduğu fikrine katılmıyorum. örneğin hikayesi olmayan, refleks ve skor almaya dayalı oyunlar ne kadar sanattır tartışılır. (lol, cs gibi) bu tarz oyunlar sanat olmayabilir. bence spora daha çok benziyor. örneğin lolde sanatsal bir hikayenin içine dalmıyoruz. karakterlerle derin empati yapmıyoruz. reflekslerimiz ön planda. hatta neredeyse tek amaç refleks, taktik, takım oyunu ve skor almak. tıpkı futbol gibi. lol çok oynadım ama onun sanat olup olmadığı konusunu bilemem tartışılır. the witcher vb oyunlar tartışmasız sanat bence hem de üst düzey bir sanat eseri.
  • vaktinde oynayamadık.
  • ne büyük işsizmişsin. oyun sevdasına bu kadar yazabildin.

    (bkz: işkur)

    tanım: bir oyun türünün sanat eseri olduğu düşüncesi
  • ilk defa final fantasy xiii oynarken fark ettiğim, vagrant story ile emin olduğum gerçek. o zamandan beri savunurum (20 yıl kadardır) bilgisayar oyunları sekizinci sanattır arkadaş.

    öyle içinde tabloların olduğu oda metaforuyla falan karşı çıkamazsın. bir sinema filmi nasıl tüm öğeleriyle birlikte bir bütün olarak sanatsa bir oyun da aynı şekilde sanattır. nasıl ticari filmler ya da istismar sineması denilen tür sinema filmlerine 7. sanat demenizi engellemiyorsa aynı durum oyunlar için da geçerli.

    ayrıca sanata müdahale olmaz argümanı da komik. performans sanatı ya da interaktif tiyatro diye bir şey duymamış sanırım bunu yazan. zaten normal bir tiyatro oyunu bile interaktif olmasa bile aktör ve aktrislerin günlük performanslarına göre her temsilde değişir veya doğaçlamalarla gelişir. yani bir kaç tuşa basarak eseri yorumlarsınız.

    sanatta dogmalara yer yoktur.
  • hele hele laflara bak. snobluktan oleceksiniz yakinda.

    "birkaç tuşa basıp önceden belirlenmiş birkaç sonuca ulaşmanız sanat eseri yarattığınız anlamına gelmez." yazmis bi de.

    kimse oyun oynayarak sanat yarattigini iddia etmiyor zaten ama adamdaki kapasite bu kadar iste, algilayamiyor. sanat eseri yaratan oyuncu degildir, oyunu yaratan studyodur. oyuncu bu sanati interaktif sekilde deneyimleyen bir tuketicidir. sundan 5 10 sene sonra full vr dunyaya gececegiz, adam hala tuslara basiyorsun sanat yapmiyorsun diye geveliyor.

    edit: basligin sadece bir iki entrysini okuyanlar icin aciklama, bu entry basligi acan arkadasa destek, diger kucumseyici snoba kostek olarak yazilmistir.
  • video oyunları da sinema gibi çoğunlukla kolektif çabalarla ortaya çıkar ve sanattır.
    bu ikisinin diğerlerinden farkı ve pek çok kafasızın sanat olmalarını kabul etmeme sebebi diğer sanatlarla birlikte var olabilme ve fazla iç içe olmasıdır.
    şu yüzyılda bunu konuşmak abes kaçıyor ama sanat ve teknoloji büyük bir kule misali toplumların tarihteki çabalarıyla birlikte teker teker taşları dizmesiyle oluşmuştur.
    sanat dalları birbiriyle iç içedir -ki büyük sanatçıların çoğu hepsine az az da olsa yeteneklidir-.
    bazı resim teknikleri vardır ki yeni bir sanat dalı denilebilecek şekilde özünden ayrılır.
    bilgisayar oyunları sinemanın kullanıcı etkileşimli halidir.
    sizi biraz sarsabilir ama aynı anda güzel bir resme bakarken mükemmel bir hikayenin içinde kaybolup bir yandan da kulaklarınızın pasını siliyor ve olayları yönlendirebiliyorsunuz.

    atlanmaması gereken ve problemin çözümünde önemli nokta ise etkileşimden, yönlendirmeden dolayı yanılsamaya uğranmasıdır.
    bilindik bir sanat dalında yönlendirme eserin yaratıcısına bağlıdır ve o sizi yönlendirir, farklı anlamlar çıkarmanız size bağlıdır ama yapılanı değiştirmez.
    bilgisayar oyunları ise size seçim şansı verir ve gidişatı ona göre belirlersiniz.
    işte unutulan nokta ise o evreni ve tüm seçimleri de eserin sahibinin, sahiplerinin yarattığıdır.

    edit olarak:üstüne tez yazılacak konudur ki ünideki hocalarımdan birinin bitirme tezidir.
  • çok kaptırmışsın , ama bi bakıma anlattıkların doğru sinemada böyledir. öyle tarih kitaplarından okumakla bi savaşı anlamazsınız.ama filmini seyredince iyice oturur.
  • oyunların sanat olmadığını iddia eden salağa "planescape torment" denen eseri denemesini tavsiye ediyorum.

    oyna da götünü yerden topla.
  • bu geri kafalı zihniyet hala ayakta ve bu adamlar öyle köydeki dayılar falan değiller, görece okumuş eğitimli kesimde de bu aptallık devam ediyor. kafa olarak 50 yıl geride yaşıyor olmanız durumun öyle olduğunu göstermez. hele üst edit koyup millete sövmek tam bir dangoz olduğunuzu gösterir.

    çünkü sinema filmlerinde, tiyatrolarda, romanlarda falan sana bir seçim hakkı veriliyor da ona göre farklı sonlara ulaşıyorsun, o yüzden oyunlar bu konuda geri kalmış oluyor. hayır zaten adam seçim şansı verildiği için sanat eseri olduğunu söylememiş ki, yaşattığı histen, verdiği duygudan dolayı söylemiş. farklı sonuçlara ulaşmak bir etkense black mirror bandersnatch dünyanın en iyi filmi o zaman.

    hayatınızda oynadığınız yegane oyun mario/fifa gibi saçma sapan şeylerse gelip burada bikbik ötmeyin rica ediyorum fikriniz olmayan konularda.

    ayrıca bu arkadaş oyunlarda bir yeri tekrar oynamak için başa dönmek gerekmediğini, kayıt dosyası diye bir şeyin 35 yıldır var olduğunu hatırlatsın. işte bilgi sahibi olmadığın konularda sallayınca böyle rezil olmak da kaçınılmaz.

    bu arada listede mass effect serisi atlanmış, büyük ayıp edilmiş, on sene sonra remastered versiyonu yapılıp satış rekoru kıran bir oyun serisinin adı nasıl geçmez?
hesabın var mı? giriş yap