• baron von sebottendorf olarak da bilinir. thule societynin kurucusudur. gercekten cok enteresan bir karakterdir kendisi. 1901 yilinda 26 yasindayken istanbula yerleserek osmanli vatandasligina gecmistir. bu donemde denizci bir tuccar olarak calismaktaydi. turkiyede bulundugu bu sure zarfinda bektasi, sabetayci, mason teskilatlanmalarinin icerisine girmis, sufi, kabala ve diger dogu felsefelerini incelemistir. daha sonra burada edindigi tecrubelerle birinci dunya savasi sonrasi almanyaya donerek, yukselen komunizm tehlikesine karsi milliyetci sosyalist isci hareketleri organize etmeye basladigini goruyoruz. bunlardan en onemlisi thule society olarak gosterilebilir fakat genellikle bu gizli dernek nazizme okultist temeller yuklemek isterenlerce one cikarilir. oldukca makyavelist bir kisidir, alman nasyonal sosyalist hareketine kahraman sehitler kazandirmak icin ust suzey yonetici isimlerinin komunistlerin eline gecmesine goz yummustur yeri geldiginde. alman milliyetci isci partisini kurmus, fakat bu parti birkac yil sonra adolf hitler'in hakimiyeti altina girmis, ve kendisiyle ve partiyle aralari acilmaya baslamistir. 1930'larda gestapo tarafindan almanyadan sinirdisi edilince tekrar turkiyeye doner. ikinci dunya savasi sirasinda almanya ve ingiltere adina cift tarafli casusluk yaptiktan sonra 1945 yilinda kendisini bogazin soguk sularina atarak intihar etmistir.
  • özellikle türkiye'de ve diğer ülkelerde sanıldığından daha aktif bir biçimde anti-semitizm üzerine çalışmalar yapmış ve günümüzde hala etkileri gözüken, hitler'in reich'ının kartalından gamalı haçına ve neo-pagan inançlarına, lebensraum'dan sırasıyla mihver kuvvetlerin kimler olacağına ve hatta mihver kelimesinin kendisine kadar okültik ve siyasi her zemini yaratan hoyerswerda doğumlu ölümü şaibeli araştırmacı, siyasetçi ve idareci adam.

    almanya ile ilgili neler yaptığını bir kenara bırakırsak enver paşa isimli birinci dünya savaşının osmanlı cephesinin kült ve sembol ismi olan adamının en yakınlarından birisidir, kardeşi nuri kıllıgil ile çekilmiş fotoğraflar mevcuttur. 1

    istanbul'da evlatlık alındıktan sonra geçen enteresan hayatı bir yana, osmanlı içinde ve türkiye'de uzunca bir süre bulunmuş ve hatta bu iki devletin de vatandaşı olmasıyla ilgimi çekmiştir. fakat asıl nokta türkiye sınırları içinde yürüttüğü faaliyetlerdir. nationalsozialismus tohumlarını türkiye'de başarılı bir şekilde ekmiş, büyümesi için gerekli zemini hazırlamış daha sonra her ne kadar 1945 kasım'da silahla yada boğazdan atlayarak intihar ettiği düşünülse de 57' yılında adana'da ortaya çıkmış daha sonra tekrar yok olmuştur, ki bir yandan 1934 yılında uzun bıçaklar gecesinde öldürüldüğü ileri sürülmüştür. öte yandan son olarak 1965 yılının aralık ayında üsküdar doğancılar parkında donarak öldüğü ve kimsesizler mezarlığına defnedildiği ileri sürülmüştür ancak o dönem ingiliz istihbaratıyla çalıştığına ve ölmeyip öyle gösterildiğine yönelik teoriler de mevcuttur.

    neticede türkiye'de o dönemlerde şefik hüsnü ismiyle yaşamış ve bir kaç tarikat kurarak fikirlerin kök salmasına yol açmıştır. fakat türkiye'de bulunmasının bir diğer amacı da ülkeyi nazi almanyasıyla aynı safa çekmektir, yine bir amacını şu cümlelerle dile getirmiştir:

    "...ve inanıyorum ki italya ve reich, türkiye'yi ve japonya'yı yanına alarak düşmanlarına karşı muazzam bir mihver oluşturacaktır"

    neticede pera palas ve cumhuriyet otelinde reich adına lobiler oluşturmuş olan sebottendorf, atsızın da üye olduğu türk-cermen lobisi başta olmak üzere bursa ve muhtelif illerde çeşitli lobi ve tarikatlar kurmuştur.

    bunların ilgi çekiciliği üzerine reich'ın gerçek mimarı ve yaratıcısı olan sebottendorf, albert speer'le birlikte 3.reich tarihini tamamen açığa çıkartabilecek olan gizemlerle kaplı en önemli iki adamdır.
  • tüm nazilerin ve beyaz ırk üstünlükçülerinin başöğretmen olarak gördüğü alman okültist ve siyaset adamı. üstün ırk düşüncesinin ve neo-paganizmin fikir babası olan guido von list'in öğrencisi ve aynı zamanda guido von list'in bir diğer öğrencisi olan ve nazilerin okültik lider olarak kabul ettikleri adolf josef lanz'ın dava arkadaşı. nazilerin ve dünyadaki pan-cermenist soylu ve aydınların ideolojik olarak yetiştikleri akademi sayılabilecek gizli topluluk thule cemiyeti'nin kurucusu.

    gerçek kimliği
    annesinin adı christiane henriette-müller, babasının ismi ernst rudolf glauer'dir. babası lokomotif sürücüsüydü. hoyerswerda karışık bir nüfusa sahipti. 7. yüzyıldan beri burada sorben adında aslen slav olan bir azınlık yaşamaktaydı. 16. yüzyılda katoliklik ve ortodoksluktan protestanlığa dönmüşlerdir. fakat bölgedeki almanlar onları tam olarak alman ve herhangi bir mezhebe bağlı olarak görmez. sorbenler, büyü, astroloji ve okültizmle ilgilenen bir topluluk olduğu için bölge halkı sorbenlerle fazla iletişim kurmaz ve çekinirdi. adam alfred rudolf glauer, sebottendorff'un gerçek adıdır. istanbul'da alman kökenli amerikan vatandaşı olan ve çocuksuz yaşayan ve adam glauer'in doğduğu hoyerswerda'da geniş arazilere sahip olan baron heinrich von sebottendorff adında 600 yıllık geçmişiyle soylu olarak tanımlanan sebottendorff ailesine mensup bu şahıs, adam glauer'i evlat edindi. fakat alman yetkililer osmanlı yasalarına göre yapılan bu evlat edinme işlemini kabul etmedi. adam glauer almanya'da da bir dava açtı ve osmanlı mahkemelerinde alınan kararı kesinleştirdi. aile içinden siegmund von sebottendorff von der rose adlı bir kadın tanıklık yaparak adam glauer'in soyadının sebottendorff olarak değiştirilmesini sağladı. davada ayrıca, heinrich von sebottendorff'un eşi maria sebottendorff da tanıklık etmişti. mayıs 1914'de wiesbaden'de mahkeme kararı kesinleşti. adam alfred rudolf glauer'in adı artık resmen rudolf freiherr von sebottendorff oldu. almanya ve avrupa genelinde cemiyetlere girmek için soylu olmak esastı. ve sebottendorff böylece artık, soylu kabul edilen sebottendorff soyadını kullanarak babası baron heinrich von sebottendorff'un üye olduğu birçok önemli cemiyette kendisine kolaylıkla yer bulabilme imkanı sağladı.

    çocukluk ve gençlik yılları
    sebottendorff, 14 yaşındayken teosofi derneği bünyesinde bizzat helena petrovna blavatsky'den okültik eğitimler aldı. gençlik yıllarında sahte evrak hazırlama konusunda ustalaşmıştı. almanya'da kendi yaptığı sahte müfettiş ve devlet görevlisi kimlikleriyle komünistler tarafından öldürülmekten birçok defa kurtuldu. hatta 1919'da komünistler tarafından evi basıldığında masasında duran bir osmanlı paşasının, haydar paşa'nın resmini göstererek akrabası olduğunu söyleyip ellerinden kurtuldu. 18 yaşındayken makinistlik yapmaya başladı. berlin'de üniversitede mühendislik okurken, eğitimini ancak elektrik teknisyenliği mesleğini öğrenecek derecede tamamlayıp eğitim hayatına son verdi. evli bir kadınla ilişki yaşayıp italya'ya kaçtı. kronik bir hastalığı sebebiyle de askerlik yapmadı. sonraki süreçte batı avustralya'ya altın aramaya gitti. nisan 1898'de new york'ta bulunan alman imparatorluğu'na ait bremerhaven adlı zırhlı gemide sözleşmeli topçu ateşleyicisi olarak çalıştı. 1900 yılında kahire'de kamu ve bayındırlık işleri bakanı, aynı zamanda bektaşi ve mason olan hüseyin fahri paşa'nın hizmetinde teknisyen olarak çalıştı. sebottendorff daha sonra aynı yıl istanbul'da hüseyin fahri paşa'nın beykoz çubuklu'daki köşküne yerleşti. bizzat paşanın emriyle beykoz camii imamı, sebottendorff'a osmanlıca ve arapça dersleri vermeye başladı. o dönem beykoz bektaşilerin yoğun olduğu bir yerdi. sebottendorff'un burayı seçmesinin sebebi ise alman stratejist otto richard tannenberg'in 1911'de yayınladığı 20. yüzyılın işleri adlı kitabında fas ve türkiye'nin 1950'ye kadar alman imparatorluğu sınırlarına dahil olması gerektiği ve bu sebeple osmanlı'daki her alman'ın elinden geldiğince bilgi toplamakla yükümlü olduğunu söylemesi sebebiyledir.

    `tarikat cemiyet ve okültik faaliyetleri ve etkileri`
    1900'de adolf josef lanz ile tanıştı ve aryosofi (aryan halk bilimi), din ve hayvan bilimi(teo-zooloji) ve sufizm üzerine yoğunlaştı. 1901 ve 1914 yılları arasında ileri derecede türkçe, arapça ve farsça öğrenme ve konuşması avantajıyla da, türkiye'de siyasi faaliyetlerinin dışında tarikat ve ezoterizm üzerine, özellikle türk tasavvufu ve bektaşilik üzerine araştırmalar yaptı. 1901 yılında hüseyin fahri paşa'nın bursa yeni köy'deki çiftliğine taşındı. sebottendorff burada kendisine yardım eden termudi ailesine mensup bir yahudi'den bahsetmektedir. ve bu yahudi'den okültizm ve gül-haç tarikatı ile ilgili bilgiler edindiğini, daha sonra ise bu ihtiyar yahudi'nin tüm kütüphanesine sahip olduğunu anlatmaktadır. ve bu yahudi vasıtasıyla bir mason locasına kaydolmuştur. fakat bursa'daki yahudi salnamelerinde 3760 yahudi kayıtlıdır. ve bunların içinde termudi adında bir aile yoktur. ve termudi soyadı yahudilerin kullandığı bir soyadı değildir. türkiye ve ortadoğu kökenli insanları tanımlamak amaçlı olarak daha çok malezyalılar tarafından kullanılır. sebottendorff, gül-haç isimli yarı otobiyografik romanında, mısır'a gitmeden önce yolculukta müslüman bir malay (malezyalı) ile tanıştığını ve malay'ın sebottendorff'a mısır'a gitmesi tavsiyesinde bulunduğunu yazar. araştırmacı aytunç altındal'a göre sebottendorff, antisemitist olduğu için kendisine yardım eden yahudinin adını anmamak için bursa'daki şahsı termudi olarak tanımlamıştır.
    ingiliz araştırmacı nicholas goodrick-clarke sebottendorff'un bursa'da almanca faaliyet gösteren memphis locası'na bağlı olduğunu iddia etmiştir. avusturyalı araştırmacı hermann gilbhard'a göre ise sebottendorff, diğer almanca faaliyet gösteren boğazdaki 3 ışık locası(drei lichter am bosphorus)'da inisiye olmuştur. fakat almanca faaliyet gösteren bir diğer loca ise bursa'daki umut locası'dır. tüm bu localar düzensiz localardı. ve sebottendorff'un adı hiçbir locada kayıtlı değildir. tüm dünyadaki masonların kayıtlarının tutulduğu 2076 nolu, quatuor coronati locası'nın kayıtlarında da sebottendorff'un izine rastlanmamıştır.
    sebottendorf 1905 yılında adolf lanz'a maddi yardımda bulunarak ostara dergisini çıkarmasını sağlamıştır.
    1908-1911 yılları arasında müslüman ve bektaşi olduğunu söylemeye başlamıştır. 1912'de guido von list tarafından kurulan cermen tarikatı'nın üyesi oldu. 1919'da ittihatçılardan yenibahçeli nail bey ile birlikte türk-cermen birliği adlı bir tarikat kurdu. bu tarikata 1940 yılında nihal atsız da katıldı. 1920-1924 yılları arasında çeşitli dönemlerde tibet'e giderek mistik araştırmalar yaptı.

    siyasi etkileri ve faaliyetleri
    ı. dünya savaşı'nda bir süre kızılay'ın başkanlığını yaptı.
    1911'de balkanlardaki çatışmalarda osmanlı'ya yardım ettiği için kendisine osmanlı vatandaşlığı verildi. vatandaşlığı, türkiye cumhuriyeti kurulduktan sonra t.c. vatandaşı statüsünde devam etti. 1913 yılında almanya'ya döndü. aşağı dresdner bölgesinde 50.000 mark değerinde bir banliyö satın aldı.
    17 ağustos 1918'de dört mevsim oteli'nde (vier jahreszeiten) thule cemiyeti'ni kurdu.
    almanya'da kasım 1918'de başlayan devrim ve yahudi gazeteci ve politikacı kurt eisner'in sarayı basarak kansız bir darbeyle yönetimin başına geçmesinin ardından sebottendorff kendi medya organları aracılığıyla "yahudi komplosu" başlığı altında çok büyük bir anti semitik medya propagandası başlattı. bunun yanında thule derneği'nin üyesi olan işçileri ve genç milisleri silahlandırdı.

    9 kasım 1918 tarihinde vier jahreszeiten (dört mevsim) otelindeki konuşması şu şekilde:

    “dün inandığımız ve önem verdiğimiz her şeyin yıkıldığına şahit olduk. kan bağımız olan prensler yerine ölümcül düşmanımız hüküm sürüyor: yahudiler! bu kaostan nelerin doğacağını bilemiyoruz. bizim disiplinimiz cermanik disiplindir ve cermanik demek soyluluk demektir. rune yazıtlarındaki işaretimiz ‘ar’dır. teslisimiz baba, oğul, kutsal ruh değildir. bizim teslisimiz wotan, willi ve we’dir. ar aryan olanı gösterir; ilk ateşi, güneşi ve kartalı simgeler. kartal, aryanlar’ın sembolüdür... bugünden itibaren sembolümüz kızıl kartal’dır. bizlere, yaşamamız için ölmemiz gerekebileceğini hatırlatacaktır. hepimiz tehlikedeyiz. en amansız düşmanımız olan yahudi'yle sonuna kadar savaşacağız. bu, göze göz dişe diş bir savaş olacak. thule'nin demir balyozu (gamalı haç) benim elimde bulunduğu sürece bu savaşı sürdürmeye kararlıyım. almanya'nın bir kralı ve hanedanı vardı. şimdi yok. bize bir führer gerekiyor. eğer bulamazsak, bizim için çok kötü olacak, kaos başlayacak. savaşımızı iki cephede yürüteceğiz. yurtiçindeki savaşımız çok kanlı ve zor olacak. yurt dışındaki savaşımız ise 'alman olmayan' (undeutsch) her şeye karşı olacak. şimdi dövüşmek zamanıdır, savaş vaktidir. eskiden nasıl savaştımsa şimdi de savaşmaya hazırım. kızıllar, ihtilal özgürlük getirecek diyorlar. evet, aynen öyle olacak. bizim ihtilalimiz de bize özgürlük getirecek. biz sadece alman hükümranlığina (reich) boyun eğeriz, muhatap oluruz, başkasına değil. en amansız düşmanımız olan yahudi tarafından yönetilmek istemiyoruz. bu nedenle şimdi sizlere sekiz gün izin veriyorum. tüm hazırlıklarınızı yapın. henüz her şey bitmiş değildir...”

    yeni yönetime karşı yapılan isyanın üzerinden 1 ay geçmeden kurt eisner istifa mektubunu meclise sunmaya gittiği sırada 21 şubat 1919 tarihinde münih'te alnından vurularak suikaste uğradı.
    sebottendorf 1917'deki bolşevik ihtilali'nden berlin'e ve istanbul'a kaçan ruslarla irtibata geçerek kampfbunds adlı bir savaş birliği kurdu. bu birlik daha sonra free corps ile birleşerek kahverengi gömlekliler'i oluşturdu.
    sebottendorf, thule cemiyeti'nin haftalık gazetesi münchener beobachter'in de sahibiydi. gazetenin adını okültizm çalışmalarında kullandığı völk tabirini kullanarak völkischer beobachter olarak değiştirdi.
    1919'da alman işçi partisi'ni kurdu. daha sonraki süreçte nasyonal sosyalist parti ile işçi partisini birleştirerek nasyonal sosyalist alman işçi partisi'ni oluşturdu. alman istihbaratı o dönem hitler'i bu partinin içine sızıp rapor yazmakla görevlendirmişti. sebottendorf ise alman milletinin führer'i olarak adolf hitler'i seçmişti. sebottendorf dietrich eckart'a hitler'le ilgilenmesi talimatını verdi. sebottendorf'un thule cemiyeti, adolf hitler'i partinin başına geçirdi ve destekledi.
    1919 yılında siyon liderlerin protokolleri'ni türkçeye ludwig müller adıyla çevirdi ve el altında dağıtımını yaptı.
    18 aralık 1920'de o dönem 110 bin mark değerinde olan völkischer beobachter gazetesini hitler'e hibe etti.
    sebottendorff, birahane darbesi sonrası hitler de dahil tutuklanan nasyonal sosyalist alman işçi partisi mensuplarının hapisten çıkarılmalarını sağladı.
    1 temmuz 1926 - 10 aralık 1926 tarihleri arasında meksika'nın türkiye'deki fahri konsolosluk görevini yapmıştır.
    dönemin en ünlü ve en etkili 2 polis şefi franz guertner ve ernst pohner'i thule cemiyeti'nin üyesi yapmıştı. hitler 1934'de ancak franz guertner'in imzasıyla şansölye olabildi. daha sonra guertner, sebottendorf'un hitler'e verdiği direktifle bavyera adalet bakanı tayin edildi. gizli polis teşkilatının başkan yardımcısı wilhelm frick de yine sebottendorf tarafından thule cemiyeti'ne üye yapılmıştı. wilhelm firck de 3.reich kurulduğunda sebottendorf'un hitler'e yazdığı bir mektupla iç işleri bakanı tayin edildi.
    sebottendorf yahudilerin üniversitelerden ve okullardan atılmaları yönünde kampanya yapan ilk kişidir. ve hitler iktidara geldikten sonra bunu uygulamıştır.
    sebottendorf, amerika, finlandiya, isveç, norveç, hollanda, danimarka, belçika, avusturya ve ingiltere'de cermen ırkçılığını örgütlemeye yönelik çalışmalar yaptı. ocak 1934'te almanya'da tutuklandı fakat kısa bir süre sonra adam alfred glandek adına düzenlenmiş bir türk pasaportu taşıdığı için serbest bırakıldı ve aynı yıl türkiye'ye yerleşti. türkiye'de şefik hüsnü takma adını kullandı. bu isim zaman zaman o dönem sol faaliyetlerde bulunan şefik hüsnü değmer ile karıştırılmaktadır.
    türkiye'de, 1936 yılından itibaren türkiye'yi nazi almanyası tarafına çekmek için lobi çalışmaları yaptı. 1942-1945 yılları arasında ise ingiliz istihbaratına çalışmıştır. özellikle park otel ve pera palas'da almanya adına lobi çalışmaları yapmıştır.
    1936 yılında mussolini tarafından kullanılmaya başlanan mihver devletler tabiri ilk olarak sebottendorf tarafından kullanılmıştır. 1929 yılında yerel bir alman dergisinde yer alan ifadeleri:

    “kadim çağlar bir sır perdesiyle örtülü fakat bildiğimiz bir şey var ki o da insanlık medeniyetinin kutsal imparatorluk ile yeniden doğmuş olmasıdır. ben de kutsal imparatorluğun bugünkü tecellisi olan reich'ın bir vatandaşıyım.
    kutsal alman ulusu, kutsal imparatorluğun kutsal baltasıdır ve kutsal imparatorluğun kutsal kartal'ı alman ulusunun bizzat kendisidir. bu almanlar ve diğer tüm cermanikler için bir onurdur. soysuz alçaklar bunu idrak edemezler. ancak soysuzlar kölelik yapar. bilakis kutsal alman halkı ve tüm soylu cermenikler, sadakat, çalışkanlık ve ihtişam dolu ruhlarıyla kutsal imparatorluk reich'ın amansız bağlısıdır. sonsuza kadar.
    yaklaşan bir savaş ve sonrasında yeni bir nizam artık açıkça görülmekte. medeniyet yapıcıların medeniyet yıkıcılarla hali hazırda verdiği mücadele, çok gayret ve çok çalışma ister, epey ağır bir yüktür. dün birbirimizi tanımadığımız ve daha sonra tanımak istemediğimiz ve savaşmaya mecbur bırakıldığımız bizler, bugün artık birbirimizi tanıyoruz. düşmanımız aynı ve bir o kadar kadim. eğer ingiltere, fransa, rusya ve hatta bize ingilizlerin kapılarını kapatmak istedikleri birleşik devletler'in idarecileri gafil halklarını bizim dünya için tehdit olduğumuza ve yok edilmemiz gerektiğine ikna ettiyse artık bugünden itibaren savaştan başka tüm kapıların kapandığını ve tam bir istişare ve ittifak içinde olmamız gerektiğini anlamamız gerekecektir. ve inanıyorum ki, italya ve reich, türkiye'yi ve japonya'yı da yanına alarak düşmanlarına karşı muazzam bir mihver oluşturacaktır."

    1937 yılında almanya'da bir dergiye verdiği röportajdan bir alıntı:
    “adolf'ü ben seçtim. nsdap'nin her mensubu artık birer kahraman olmaya hazır. bana soylu biri değil, alman ulusunu hedefim doğrultusunda ilerletecek bir lider lazımdı. bana korkak ve çekingen aristokrat oğlanları ve kızları değil, vatansever ve aydın çocuklar lazımdı. onları ben seçtim, dostlarıma talimat verdim ve bugün emin adımlarla hedefe ilerliyoruz. almanya kaybetmeyecek. yenilse bile kaybetmeyecek. bizim ikinci bir sığınağımız var. cephede hayal kırıklığı yaşarsak orada yolumuza devam edeceğiz. almanya kaybetmeyecek. her şeyi hazırladım. almanya kaybetmeyecek.”

    diğer ticari, siyasi ve ideolojik faaliyetleri
    ımperial constantinian order of st. george tarikatına üye olmuştur. oberquartiermeister 3 kısaca ııı b adlı alman istihbarat biriminin casuslarından mata hari ile ilgili belgelerde geçen türkiye'deki eski dost şeklinde bahsedilen kişinin sebottendorff olduğu da düşünülmektedir. sebottendorff hukuki sorunlar yaşadığı dönemlerde isviçre vaduz'a gidiyordu. sebottendorf eski türk masonlarının uygulamaları adlı kitabında tanıştığı 2 müslüman din adamı mehmet rafi ve şeyh yahya'dan bahsetmiştir. mehmet rafi ismi daha çok sabetaycı dönmelerin tercih ettiği bir isim olmasından mütevellit, sebottendorff 1933'te yazdığı hitler gelmeden önce adlı kitabında sabetaycıların türk masonluğunu yönlendirdiklerini yazmıştır. sebottendorff 1950'lerde antikacılık ile uğraşmıştır. özellikle romanya'dan antika eşyaları türkiye'ye sokmuştur.

    erwin torre adlı takma isminin kökeni
    torre kule anlamına gelir. italya'daki torre pellice vadisi, katolikliğe muhalif waldense hristiyanlarının merkeziydi. tarihçi daniel anthony binchy'ye göre waldenseli hristiyanlar protestanlığı savunuyordu. 1848'e kadar gizli din taşımışlardı. birçoğu torre soyadını taşıyan waldense hristiyanları katolik kilisesi'ne göre şeytani inançlar taşıyan gül ve haç tarikatı ve masonlukla bağlantılıydı. papalığa göre waldenseli hristiyanlar falcılık ve büyücülükle uğraşmaktaydı. 1848 yılında çıkan alman köylü isyanlarında kendilerine torre adını veren waldenselilerden dolayı, sebottendorf da bu soyadını kullanmıştır.

    ölümü
    8 mayıs 1945'te tabancayla veya boğaza atlayarak intihar ettiği söylense de daha sonra bu iddialar yalanlanmıştır. zaten o dönem başka istihbaratlara çalışmaya başlayan tüm naziler hakkında bu tür haberler ortaya atılmış ve daha sonra yaşadıkları ortaya çıkmıştır. nitekim adana emniyet müdürlüğünün 17 nisan 1957 tarihli kayıtlarına göre michael stahl, hans bendik ve rudolff freiherr von sebottendorff adlı 3 şahsın cumhuriyet oteli'nde kaldığı yer almaktadır. dolayısıyla sebottendorff'un 1945'te intihar ettiği veya 1934'te uzun bıçaklar gecesi'nde öldürüldüğü tamamen yanlıştır. 1950'lerde adana ve antalya'da resmen kendi adıyla ticaret yapmıştır. ve yine 1957 yılı içinde ingiliz gizli servisine 50 yıl açıklanmaması şartıyla bizzat bir paket belge ve mektup bırakmıştır. 10 aralık 1965'de üsküdar'daki doğancılar parkı'nda donarak öldüğü ve kimsesizler mezarlığına defnedildiği şeklinde o dönem haberler yayınlanmıştır.

    özel hayatı
    sebottendorff'un bir kız kardeşi vardır. adı dora kunze'dir. sebottendorff ilk evliliğini 1905'de klara voss ile yaptı fakat birkaç ay sonra boşandı. ikinci evliliğini ise 1915'de berlin'de opera binaları yaparak zengin olan ıffland ailesinin kızlarından bertha anna ıffland ile yaptı ve hayatı boyunca eşinin servetiyle geçimini sağladı. fakat eşinin servetinin sebottendorff'un üzerine geçmesinden sonra sebottendorff, eşinin ailesinin avukatlarıyla hukuki sıkıntılar yaşamıştır. bilindiği kadarıyla sebottendorff'un çocuğu yoktur.

    hakkında söylenen sözler
    heinrich himmler: nasyonal sosyalizm'in efsane yapıcısı ve lideri baron sebottendorf'u selamlıyorum.
    istanbul ve ankara'da alman karşı-casusluk servisi sd'nin ajanlarından herbert rittlinger: eğer çağdaş faşizm'in cagliostro'su olan baron sebottendorf olmasaydı, ne hitler ne de diğerleri hiçbir şey yapamazdı.
    ingiliz araştırmacı nicholas goodrick-clarke: sebottendorf tartışmasız nazi almanyası'nın gerçek mimarıdır. ve o pan-türkist hareketten, simyacılıktan, gül ve haç kardeşliğinden etkilenmiştir.

    kitapları
    metoula sprachführer türkisch (1913) (faik beyzade ile birlikte yazmıştır)
    die praxis der alten türkischen freimaurerei (eski türk masonlarının uygulamaları) (1924)
    der talisman des rosenkreuzers (1925)
    hitler gelmeden önce (1933)

    kaynak
  • eski türk masonlarının uygulamaları & bektaşi gülhaç ve simya sırları adlı kitabının girişinde türkler ile ilgili şu sözleri etmiştir:
    "son yıllarda doğudaki gelişmeleri iyi izleyenler, türkler gibi ırksal bir bütünlüğe sahip olmayan bir ulusun, bu derece gelişip, kendilerine düşman tüm dünyaya karşı savaş alanlarında böylesi başarıları nasıl elde ettiklerine mutlaka şaşırmışlardır. hiç bitmeyen savaşlar yüzünden tükenmiş bu insanların, çok zor şartlar altında nasıl dayandıkları, bunu bilenler için hayranlık uyandırıcıdır. düşmanın boyunduruğu altında ezilen almanya ile aynı düşman karşında direnen ve çok daha ağır koşullara dayanan türkiye arasındaki fark nedir? materyalist eğitimli modern entelektüel, gerçek nedenleri sadece dışta aradığı için nafile yere anlamak için çalışmaktadır."
    meanwhile me: umut sarıkaya'dan
  • arastırmacılar için diğer adları; adam alfred rudolf glauer ve erwin torre'dir. intihar ettiği süphelidir hele büyük devletlere calıstığı ve karısık gecmisi göz önüne alınırsa.. bir hatırat ya da anı bıraksaydı arkasında simdi birçok soruya cözüm olacaktı...
  • cok cok enteresan bir karakterdir. osmanli vatandasidir. osmanli imparatorlugu zamaninda ve kurulan turkiye cumhuriyeti sirasinda anadolu topraklarinda takilmistir. sonra gidip hitleri egittigi rivayet edilir, tabii ki thule vasitasiyla egitmistir.
  • thule örgütünün kurucusudur. 9 kasım 1875 tarihinde hoyersweda adlı küçük bir alman kentinde dünyaya gelmiştir.

    "biz cermen ırkının tarikatıyız. bizim tanrımız, walwater'dır. onun sembolü de kartaldır. bu günden itibaren kartalı, kızıla boyuyoruz. bu kızıl kartal, bize var olabilmek için, ölmemiz gerekeceğini bildirecektir." (1918)
  • 1940larda öldüğü kayıtlara geçmiş olsa da aytunç altındal 50li li yıllarda adana'da bulunduğuna dair belgelere ulaşmıştır.
  • bir garip alman-türk. thule kurucusu aynı zamanda kendisi. imparatorluk zamanında da, cumhuriyet zamanında da pek çok kereler istanbul ve bursa'da bulunmuş; ancak bunların tarihleri belli değil. 1945'te boğaz'da bir kaza sonucu ölümü kayıtlara geçmiş, ancak bu da kesin değil.

    ölümüyle ilgili mevzu nazi avcılarından kaçma girişimi olarak yorumlanıyor. açık bir şekilde anti-semitist olması nedeniyle yahudilerin intikam listesinde adı geçtiği düşünülmektedir.

    anadolu'daki ve ıstanbul'daki çalışmaları genellikle masonluk ve ezoterizm üzerine olmuştur. bektaşi dergâhları da dahil olmak üzere pek çok doğu tarikat ve dergâhında görüldüğü ifade edilmektedir. batı'daki ezoterik örgütlerin doğu'daki temel üzerinden yükselmesi gerektiğine inanan bir kişi kendileri aynı zamanda.

    çok garip, gizemli bir karakter.
  • kendisi herhalde bugün lozandaki gizli maddeleri var cemiyetinin kurucusudur. türkiyedeki anti semitik düşünce her şeyin arkasına yahudiler var inancının mucididir. türkiyedeki bu kafadaki araştırmacılar büyük ihtimalle bu arkadaşın notlarını kitaplarını copy paste ederek geçinmektedir.

    yalnız enteresan bir nokta var. biz kurtuluş savaşını sadece doğu toplumlarına örnek oldu sanıyoruz. asıl olan alman milliyetçilerini doğurmakmsı olmuş. bu şahıs bizden vatanseverliği alıyor, almanyada nasyonelizme çeviriyor sonra gelip türkiyede milliyetçilik olarak satıyor. türkün klasik kaderi hammade sat işlenmiş mal al.
hesabın var mı? giriş yap