• ingilteredeyim, çalışma arkadaşlarımdan birine
    -"rugby'de de futboldaki gibi holiganlarınız var mı sıkıntı yaşıyor musunuz" diye sordum
    -"yoo yaşamıyoruz, holiganlar sahadalar zaten" dedi.
    -"peki hangi takımı tutuyorsun" diye sordum
    -"profesyonel ligi izlemiyorum, oradakiler profesyonel, sakatlanmamak için ciddi rugby oynamıyorlar, ben amatör ligi seyrediyorum asıl zevk orada" dedi.
    -"ne gibi" dedim
    -"orada altta kalanın gerçekten canı çıkar" dedi.

    tabi öyle demedi,ingiliz bu der mi. ama ta.ak sıkmalar, bacak ısırmalar amatörde normalmiş.

    bunlar hep roma gladyatör kültürünün devamı tabi dedim kendi kendime.
  • evet sevgili sözlük, bugün sizlere bir yarım ömür, birkaç da beden parçası teslim ettiğim güzel ama yanlış anlaşılmış rugby (okunuşu: ragbi, rugbi -birleşik krallığın kuzey tarafları böyle diyor- ) sporuna bir giriş yapacağım. her vücut tipinden insana hitap eden bu spor aynı zamanda kurallarının çokluğu ve karmaşıklığı nedeniyle öyle “topu al koş birine çarp” sporu değildir, yapısı sebebiyle de farklı cephelerde yapılan büyük bir savaşı andırabilmektedir.

    öncelikle bir tanım yapmak gerekirse: “rugby, elle veya ayakla oynanabilen, oval topu karşı takımın “gol alanı”na yerleştirerek, ya da topu h* şeklindeki kalenin üstünden geçirerek 80 dakika içinde rakibinden daha fazla sayı toplamaya çalışılan bir temas sporudur.”

    kurallara daha detaylı inmeden önce futbolun (evet bildiğimiz futbol) tarihinden bahsetmeliyiz. futbola dair ulaşılabilen en eski belge ironik olarak 14. yüzyılda futbolun londra şehrinde gürültüler ve bunun şeytan işi addedilmesi nedeniyle yasaklanmasına ilişkin bir belge olarak karşımıza çıkmaktadır. futbol o dönemlerde halk arasında oynanan, izleyici bulan ancak sabit kuralları olmayan bir spordu. 19. yüzyıla gelindiğinde ise ingiltere’deki günümüzdeki özel okula denk gelecek asilzade çocuklarının gittiği “public school*larda oynanmakta ve o dönemin asil ingiliz erkeklerinin beden terbiyesi olarak görülmekteydi. o dönemler futbolun belirlenmiş kuralları olmadığından dolayı her okulun kendi içinde belirli kuralları vardı ve tek bir sistemin olmayışı okulların birbirleriyle mücadelesini zorlaştırıyordu. genelde maçlardan önce iki takımın, veya bir turnuva arifesinde bütün takımların hangi kuralların uygulanıp hangilerinin uygulanmayacağını konuşması gerekiyordu.

    rugby futbolunun kökeni de rugby okulu*'nda william webb ellis` ismindeki bir öğrencinin topu eline alıp koşması ile başlar. o dönemlerde rugby’de oynanan futbolda elin kullanılmasına izin verilmesiyle birlikte top elinizdeyken koşmak kurallara uygun değildi. sonradan bu olayın gerçekliği tartışılsa da ellis’in bu "hareketiyle" günümüzün rugby sporunun temelleri atılmış oldu.

    günümüz futbolunun kuralları için belki de en büyük önemi arz eden futbol birliği’nin* *1863’teki toplantısından önce rugby futbolunun kuralları 1845’te belirlenmişti bile. rugby futbolu kurallarıyla oynayan kulüplerin (rugger) birlik futboluna (association football-soccer)* katılmayı reddetmesi de bu toplantıda meydana gelmiştir. bunun nedeni ise birlik kurallarının top eldeyken koşmaya ve rakip takımın bu oyuncuyu indirmesine izin veren kuralları kaldırmak istemesidir. bunun oyunun ruhunu bozacağını düşünen kulüpler birliğe katılmayı reddedip kendi birliklerini kurmaya karar verdiler (o dönemde futbolun profesyonelleşme öyküsünü takip etmek isteyenlere “the english game”i izlemesini öneririm).

    ancak rugby futbolu ekonomik durumdan büyük bir darbe alacaktı. futbolun bütün kodları geçmişten günümüze hem varlıklı sınıf hem de işçi sınıfı tarafından sevilmesine rağmen işçi sınıfının hayatlarını geçindirebilmek için çalışmaları gerekiyordu. bu nedenle çoğunlukla antrenman veya maç için zamanları olmuyordu. varlıklı kesim için ise aynı şey söylenemezdi, üstelik varlıklı sınıf futbolun mucitlerinin kendileri olduğunu düşünerek oyunu ellerinde tutmak istiyorlardı. bu nedenle profesyonelliği sert kararlarla yasakladılar ve oynamak için para alan oyuncular ile para vererek oyuncu alan takımları birliklerinden süresiz olarak yasakladılar. yasaklanan veya profesyonelliği savunan takımlar kendi birliklerini kurdu. birlik futbolunda (bildiğimiz futbol) profesyonelliği savunanlar kendi birliklerini kurmakla tehdit edince fa 1885 yılından itibaren oyunculara para verilmesine izin verdi. fakat rugby futbolunda bu konuda geri adım atılmadı (öyle ki oyunculara para verme yasağı anca 1995’te kaldırıldı) ve yoksul işçi takımlarına sahip kuzeyliler çareyi ayrılmakta buldu. kurdukları kuzey rugby futbol birliği şu anda ayrı bir spor olan rugby liginin* temelini oluşturdu. ayrıldıkları rugby futbolu birliği ise rugby birliği* sporu olarak devam etti.

    kısaca iki spor arasındaki farkı belirtmek gerekirse, rugby league kuralları takımların oyunculara ödeyecek paraları kazanması ve oyunun daha hızlı popülerleşebilmesi için bazı kuralları kaldırarak oyunun basitleşmesi (evet rugby union o kadar karmaşıktı) ve hızlandırılması (o kadar da yavaş değildi) sağlanmıştır. bunu da sahada 15 kişi yerine 13 kişi oynayıp alan açarak, top yere düşünce yerde mücadeleyi sağlayan ruck yerine takımlara sayı atmaları için 6 hak* vererek, ve lineoutu kaldırarak yapmışlardır. böylece rugby, güçlü taktiksel forvet oyunundan hızlı basit bek oyununa dönüşmüştür.

    son olarak, ülkemiz ve rugby ile ilgili bir iki kelam etmek gerekirse de, 19. yüzyılda rugby* osmanlı’da azınlıklar tarafından oynanan bir spordu ve yabancı liselerin rugby takımları bulunmaktaydı. sporun 2000’li yıllara kadar askıya alınmasının sebebi ise 1947 yılında fenerbahçe’nin galatasaray’ı 12-0 yenmesidir*.

    kaynakça
    rugby union viki
    rugby league viki
    futbol viki
    fenerbahçe-galatasaray
  • rugby denince akla avustralya gelir. her turnuvada oynar, 10 kezde dünya kupasini kaldirarak birsekilde ambargo koymustur. özellikle birlesik krallik ve denizaşırı ingiliz sömürgelerinin favori sporudur. kanimca futbol ve basketbol'un hemen arkasindan gelebilicek takim oyunudur.

    (bkz: scrum)

    (bkz: kooga)
  • rugby oynan ülkeler de futbolla karşılastırırken
    --- spoiler ---
    "futbol erkeklerin oynadıgı bir centilmen oyunudur rugby is centilmenlerin oynadıgı bir erkek oyunudur"
    --- spoiler ---
    sozuyle rugbynin futboldan ustun oldugunu göstermeye calısırlar

    not : spoiler ınvictus filminden alıntıdır
  • içinde altta kalanın canı çıksın, uzun eşek ve az biraz da deve güreşi barındırması sebepli lisede her tür hayvanlığı yapan ergenlerin icat ettiğine emin olduğum, ama bunu kanıtlayamayacağım spor.
  • bazısı pek bir yakışıklı, beyle kaslı kaslı bir grup maskulen erkeğin birbirine hunharca sarılıp, kucaklaması, birbirinin üstüne atlaması, efendime söyleyeyim, hiç birakmayacakmişcasina yumak olması şeklinde tezahür eden ilginç zevkli oyun.
  • (bkz: ragbi)
  • trtspor2'de akşamları avustralya ligi var. bu spor başka. filmlerdeki gibi olmayan mücadele içeren garip bir spor. vahşi bir boğayı sakinleştirmek isteyen kovboy sürüsü gibiler.
  • birleşik krallıkta oynanan ve bildiğim kadarı ile amerikan futbolundan daha eski olan spor türü. amerikan futbolu rugby'nin çakması diyor ingilizler. birkaç defa maçlarına gitme fırsatım oldu.
  • daima güçlü ol filminden sonra etkilendiğim ve takip ettiğim spor. scotland ve all blacks favori takımlarım. rugby sporunu yapmış olsaydım kesin parçalara ayrılmıştım. o kadar sert bir oyun. rugby'nin nasıl bir oyun olduğunu anlatayım : rugby, 15'er kişilik iki takımla bir devresi 40dk olmak üzere iki devre olarak oynanan, ileriye pas vermenin yasak olduğu, topu elle rakip kale çizgisinin arkasına taşımayı hedefleyen sert bir spordur.
hesabın var mı? giriş yap