• gecenin köründe kalkıp abur cubur yiyen evin 105 kiloluk erkeğine evin kadını tarafından verilen hayat dersi.

    tuvalete gittikten sonra su içme bahanesiyle mutfağa süzülürsün. buzdolabında tıkınacak bir şey bulamadıktan sonra, ışığı açmamana rağmen gözüne masanın üstündeki silindir rulokat kutusu çarpar. hiç umudun olmadan kapağını açıp elini atarsın içine,
    ve bingo.
    paketin içinde 2 3 tane rulokat kalmıştır. yakalanmadan hemen yiyeyim nidalarıyla o çubuk hızla ağıza tıkılır.
    ve bir anda acı gerçekle karşılaşılır.
    yediğin şey rulokat değil çubuk tarçındır.
    normalde bozaya falan bir tutam atıldığında tat veren, çubuk hali ise üniversitede anadolu'dan yeni gelmiş kızlara hava atmak için sıcak şarap yaparken en iyi dostun olan tarçının, direkt ısırınca iğrenç bir şey olduğunu anlarsın.
    ağzının tadı düzelsin diye yoğurt yemeye çalışırken çıkan gürültüye evin kadını uyanır. olayı duyduktan sonra gülmekten konuşmaya geçmesi biraz süre alsa da bilerek tuzak kurduğunu reddeder. rulokat kutusunun çubuk tarçınları saklamak için ideal olduğunu söyler.

    intikam planları kurarken uyuyakalırsın.
  • şifa bulmaktır.
hesabın var mı? giriş yap