• büyük dünya liderimiz ve evrenin en süper gücü türkiyemiz için hiç sorun değil. bir 10bin cami daha yapar, o kodları da ele geçiririz....
  • türkiye nin aslında bir çöpe bu kadar para verdiginin kaniti.
  • ya ne olacağıdı
  • benim baş örtülü bacıma kod vermediler
  • başlığı salt, rusya'nın türkiye'ye vermemesi diye okudum.defolup gidiyorum tamam
  • abd den ne farkı kaldı?
  • mig, sukhoi , tupolev'leri indirecekse sakıncası yoktur.
  • bu iş böyle ithal edilen savunma sanayi ürünlerinin bir kısmı açılmaz, açılanın kodu verilmez, bakımını bir yere kadar yapabilir veya hiç yapamaz. bunu da sözleşme ile veya daha sık rastlanan şekli, satışa izin veren ülkenin satış için ön koşuldur. bu ürünü şu şartlarda satabilirsin. alıcı bu kurallara uyacak/uyacağını taahhüt edecek denir. uymaz ise ürün geri istenebilir, satıcının tüm sorumluları kalkmış olur veya bu şekilde satışı yapılan ürünlerin satışı durdurulur.
    bu olanlar yeni değil ama hatırladığım kadarıyla haberlerde "teknoloji transferi" olacağı gibi mulak bir ifade yer alıyordu. şahsen çok itimat etmedim nitekim öyle çıktı. şeytan satır aralarında gizli iken milletimizin genel tavrı büyük yazılara hemen inanıp savunması olduğu için bazılarına ağır gelmiş olabilir. bu sektörde ufak detaylar milyon dolarlar kurtarır veya kaybettirir.
  • rusların yaptığı da iş yani...

    daha doğru düzgün matematik bilmemesine rağmen, parti-cemaat kontenjanından ucu ucuna mühendis olmuş adamların o füzeleri kullanabileceği bile meçhul.
  • rus siber saldırıları abd'nin bile başına bela olmuşken s-400'leri rusya’nın uzaktan kontrol edemeyeceğini düşünmek tam anlamıyla hayalperestliktir.

    bu sistemleri satarken rusya'nın rakibi nato'nun bir üyesine bu kodları vermeyeceği belliydi. insanlar bas bas bağırdılar, alırsanız elinizde patlar, bir de nato'yla papaz olursunuz diye uyardılar. peki biz bu s-400 denilen meredi kime karşı aldık? kime karşı kendimizi savunacağız? olası bir rus saldırısında bu füzeler kendi uçaklarımızı vurmaya yönlendirilecekler. bir nevi kendi topraklarımızda kendi paramız, kendi personelimizle düşmana batarya vermiş olacağız. diyelim, rusya'yı siktir et, biz bunları diğer komşularımıza karşı aldık. kim o sana saldıracak komşu? gürcistan olamaz. ne gücü ne de bir nedeni var. ermenistan ihtimali şaka gibi, ama diyelim ermenistan'la savaşa girdik, adamların arkasında dağ gibi rusya var. keza iran, iran'in güdümündeki ırak, suriye. bunlar zaten rusya'nın direkt veya dolaylı destek verdiği ülkeler. kürt yönetiminin hava gücü yok, güney kıbrıs'ın da. batıda bulgaristan ve yunanistan hem nato, hem de ab üyesi ülkeler.

    o zaman, biz bu sistemleri savaşma ihtimalimiz olan ülkelere karşı kullanamayacağız. değil kullanmak, suriye ve iran'a karşı savaşırsak rusya'nın devreye girmesiyle bu füzeler kendi uçaklarımızı bile hedef alabilir. geriye kalıyor nato ülkeleri. gayrıresmi olarak nato'nun gözünün içine baka baka "sana karşı silahlanıyorum" diyoruz. peki bu durumda, yarın öbür gün örneğin rusya veya iran'la papaz olursak, nato'dan nasıl yardım bekleyeceğiz? s-400'lerin var ya, onları kullan yanıtını almayacağımızın bir garantisi var mı?

    bir de şu senaryoyu düşünün. bir gün nato veya doğrudan abd ile ilişkilerimiz gerildi diyelim. uluslararası ilişkilerde zaman zaman olan, ancak sonuçta karşılıklı çıkarların baskın çıkmasıyla durulan türden bir sorun olsun. geçmişte kıbrıs yüzünden, hatta kardak krizinde olduğu gibi iki kaya parçası yüzünden benzerlerini yaşadık. diyelim kuzey ırak'taki kürtler bağımsızlıklarını ilan ettiler. ırak merkezi yönetimi, suriye, iran ve türkiye bölgeye geçişleri kapatıp kürt denetimindeki bölgede yaşayan halkı yiyecek ve tıbbi malzeme ambargosuna tabi tuttu. bir yıl iki yıl geçti ve sivil halktan onbinlere varan sayılarda ölümler olmaya başladı. o güne kadar kurulan devleti tanımayan batı, sivil ölümlerini önlemek için (veya bahanesiyle) türkiye'ye baskı yapıp red cevabını alınca, havadan ambargoyu kırıp insani yardım ulaştırmaya karar verdi.

    bütün bunlar olup batı kamuoyunda türkiye insanlık dramının sorumlusu olarak gösterilirken, güneydoğu'da da pkk terörü ve devletin buna tepkisi had safhaya ulaştı. tam bu sırada türk topraklarından ateşlenen bir s-400'ün yardım taşıyan silahsız bir amerikan kargo uçağını vurmasını, ve trump'ın buna vereceği yanıtı düşünün. bizimkilerin "vallahi biz ateşlemedik, sistem kendi kendine aktif hale gelip, sizin uçağı hedef alıp düşürdü" demesine trump'ın ve amerikan şahinlerinin sükunetle cevap vereceklerini mi sanıyorsunuz? o andan sonra ya nato'dan atılıp, kendinizi rusya'nın kucağında bulacaksınız, ya da milli çıkarlarınızdan ödün verip ambargoyu kıracak, kürt devletinin tanınmasını kabullenecek ve belki de onu ilk tanıyan devletlerden biri olmaya zorlanacaksınız. bence ilk seçenek daha olası. bunun daha olası olması da bu hayali senaryonun gerçeğe dönüşme ihtimalini olası kılıyor.

    türkiye nato'ya dahil olduğundan beridir sscb ve rusya'nın zincirlerinden boşanmasını engelleyen set durumunda. rusya buna bir son vermek için her türlü riski almaya hazır, ve ilk kez bir türk hükümeti rusya'yla bu kadar yakınlaşıp direksiyonu onlara verdi. umarım s-400'ler cumhuriyet'in goeben ve breslau'su olmazlar.
hesabın var mı? giriş yap