• yaşı 34. 3 ve 4 ü topla ne yapar, 7 yapar. 4'ten 3ü çıkar ne yapar 1 yapar. 7'den 1'i çıkar ne yapar 6 yapar. 34'e 6 ekle 40 yapar ve milliyetçi hareket partisinin 40'ıncı yılı.
  • eğer gerçekleşirse transferi 4-3-3 yerine 2-5-3 oynamamız gerekir. siktir et defansı yediğimizin 10 katını atarız kewell-arda-elano-keita-baros-v.nistelrooy'la.
  • eğer gs'ye geldiği doğruysa fenerbahçemin muteşem yönetiminin gökhan ünal'ı transfer ederek transferine tokat gibi yanıt vermesini bekliyorum.
    biz yiyoruz tabii o tokatı
  • aldigim onemli bi duyuma gore sgk'ya yakin olan golcu. primlerini toplatmis emeklilik dilekcesini verecekmis.
  • hey yavrum be. özledik be. gözlerim yaşlı...

    upuzun bacaklarıyla, büyük adımlarla, hantalca koşar, saç, sakal ve fiziğiyle beceriksiz berduşun biri izlenimi uyandırırdı ama tanıyanlar bilir, ipin ucu öyle değildi işte.

    normal şartlar altında, normal boyutta bir futbol topu, ceza sahasının içinde 10 kaplan gücünde olan bu hollandalı seri katilin etrafındaki 2 metrekarelik daire menziline girdiği anda, topun etrafındaki dikişler ve topun malzemesi şeritler halinde buharlaşmaya başlar, ısıya dönüşür ve rakip takım kalesinde tekrar katı halde belirirdi.

    bu sırada ruud ceza sahasının içinde dev tarantulavari (yeni kelime: tarantulavari) bacaklarıyla döner, zıplar, garip ritüeller yapardı. uçar kaçar, düşer kalkar vururdu. sağıyla, soluyla, dışıyla, içiyle. hiçbir önemi yoktu ruud için. o top bu adamın menziline girerse gol olurdu her halükarda.

    penaltılarını genellikle yerden sert, kalecinin sağına atardı. kafa vuruşlarını yere sektirerek yapmayı severdi. kaleciyle karşı karşıya kaldığında ilk tercihi sağ ayağıyla kalecinin solundan dolanmak olurdu, bazen de aşırtırdı. ceza sahası dışında çok dolanmazdı, zaten takımı da ruud'u tanıdığından doğrudan ceza sahasına şişirirdi topu giggs, beckham, neville, silvestre... hatta bir keresinde fulham'a orta sahadan top sürerek gol atmıştı da golü iptal etmişlerdi, bunu nistelrooy atmış olamaz diye.

    gollerinden sonra old trafford ''ruud, ruud, ruud'' diye inler, ruud da havayı yumruklayarak köşe gönderine koşardı. zaman zaman öpücükler üflerdi. çok güzel gollerinden sonra kutlama yapmaz, ''bakın nasıl yazdım golü'' dercesine yavaş adımlarla, gülümsemeden yürürdü. bir defasında real'e yazdıktan sonra ''götünüze girsin orospu çocukları'' dercesine bir hareket yapmıştı tribüne, bir keresinde de formasını çıkarıp çıplak koşmuştu attığı gol şampiyonluğu garantiledikten sonra.

    ben bir tek seni sevdim be ruud be. senin gibisi bir daha gelmedi be oğlum. duysunlar ulan duysunlar, seviyorum be...ruud ruud ruud ruud ruud ruud ruud

    http://static.sportskeeda.com/…stelrooy-1963722.jpg

    http://www.youtube.com/watch?v=ycb_0ibu7bo
  • "cok buyuk golculerle calistim. eric cantona, andy cole, wayne rooney... ancak iclerinde en cok verim aldigim van nistelrooy'du". sir alex ferguson cok buyuk sikintilar yasayip daha sonrasinda real madrid'e yollamis olsa da van nistelrooy'un hakkini teslim etmeden gecmemis.

    kisisel olarak orta okuldayken (2000-2002 donemi) raul gonzalez ile birlikte acik ara en sevdigim forvetti kendisi. ronaldo ilah seviyesinde bambaska bir sey ve thierry henry de muazzam ama kanitlamasi gereken seylerin (evet euro 2000'e ragmen) henuz baslarinda oldugundan bu iki "fox in the box" benim icin saf golcunun sozluk karsiliklariydi.

    ustelik rvn o donemki muadilleri, mesela christian vieri gibi -ki o da cok cok iyiydi- hareketsiz bir pivot forvet de degildi. suratli degil ama yeterince cabuktu; kanatlara acilip takim arkadaslarina bosluk acma ya da diger forvetleri tamamlama gibi rollerde de goremezdik kendisini ama bitiricilik konusunda essizdi. ustelik ortasahadan topu alip gercek manada 50 metre top surup 3 kisiyi gecerek attigi goller de mevcuttu kendisinin. yine de tarz olarak bunu cok cok nadir yapardi.

    peki bu kadar mi kusursuzdu gercekten?

    invincibles ve jose mourinho ile roman abramovic'in chelsea'si manchester united'in egemenligini yikip kulubu kupasiz sezonlara mahkum edince rvn ile ferguson'in da arasi acilmaya baslar. sir, yeni buldugu gencler wayne rooney ve cristiano ronaldo'ya gelecek icin tam anlamiyla guvense de, nistelrooy takimin ozellikle avrupa'da basarili olamayacagina inanir ve ayrilmak ister. ustelik real madrid de menajeri yoluyla kendisiyle zaten iletisime gecmis, transferini sonlandirmak icin geriye sadece kulup ile anlasma yapmak kalmisti.

    sozlesmesinin sonlanmasina da az bir sure kalinca united kendisini yok pahasina ve hatta bedavaya kaybetmemek icin ona daha iyi bir sozlesme onerir. sozlesmedeki bir maddeye gore 35 milyon sterlin'e serbest kalabilecektir kendisi ama bu meblag o zamanlar icin muhtesem yuksek bir deger tabi. iste bu imzadan sonra ferguson "o anlasma ile ruud tamamen ulasilmaz, anlasilamayacak zor bir insana donustu" diyor.

    patrick vieira'nin otobiyografisinde rvn icin "herkes onu iyi biri saniyor ama o tam bir orospu cocugu" dedigini duydugumda cok sasirmistim. roy keane de sevmez kendisini hatta ama o da sonucta roy keane iste. fakat bir idman sirasinda babasini henuz kaybeden ronaldo'ya kasten cok sert girip, akabinde "ne yapacaksin? beni babana mi sikayet edeceksin?" diye bagirmasi, saha icerisindeki eslerine pas atmamasi (bu yuzden andy cole ile diego forlan'in basini yemis) ferguson'in gozdesi carlos queiroz ile de takismasi suyu iyice isitir.

    her seyi bitiren olay ise lig kupasi finalinde yasanir. takima alismasi ve form tutmasi icin sir, kupada louis saha'ya forma sansi verir turnuva boyunca. finalde ise as forvet van nistelrooy'a "bunu hak ediyorsun. seni de sonradan oyuna alacagim" diye soz verir. fakat oyuncu degisikligi hakkini macin gidisati ile alakali olarak diger genclerden yana kullanma karari verip kendisini oyuna alamayacagini soyleyince, ruud ferguson'a yedek kulubesinde (yani herkesin onunde) kufur eder. mac devam ederken kulube karisir ve ipler tamamen kopar. akabinde kendisine bir daha kadroda istenmedigi iletilir ve sonrasinda la liga macerasi baslar.

    ispanya'da 2 la liga sampiyonlugu yasa da, real'deki hollandali doneminde takim avrupa'da basarili olamaz. oysa ayrildigi manchester united sadece 2 sezon sonrasinda moskova'da sampiyonlar ligi sampiyonlugunu elde eder. tabii kendisi orada kalmis olsa isler bambaska ilerleyebilirdi, "what if"lerin hic bir zaman kesin bir cevabi olmuyor.

    2 eredivisie
    3 sampiyonlar ligi
    1 premier league
    1 la liga
    olmak uzere 7 kez gol krali, 2 kez hollanda'da yilin futbolcusu olmak uzere bireysel bir cok basariya imza atar.

    ingiltere'de, 1 premier league, 1 lig kupasi, 1 fa cup ve 1 super kupa sampiyonlugu;
    ispanya'da, 2 la liga ve 2 super kupa sampiyonlugu;
    hollanda'da, 2 eredivisie ve 1 super kupa sampiyonlugu yasar.

    sonunda da yine bir arap milyarderin satin alip buyukler ligine katilmaya calisip basarisizlikla sonuclanan projesi malaga'da futbolu birakir. alex fergosun'i da arayip daha onceki olaylar icin kendisinden ozur diler.

    benim icin hala vodafone reklamli manchester united formasi gorunce aklima gelen ilk isimdir kendisi.
  • rio ferdinand'a göre cristiano ronaldo'nun yetenekli oyuncu konumundan elit oyuncu konumuna gelmesinde bir numaralı etkendir.

    cristiano, manchester'a geldiğinde yetenekli, gelecek vaadeden; fakat topla çok oynayan bir kanat oyuncusudur. bir maçta yine bilek hareketleri yaparak topu ayağında uzunca bir süre tutmuş, ardından ceza sahası içindeki ruud'a ortayı kesmiştir.

    ruud, zamanında gelmeyen ortaya -doğal olarak- kötü bir vuruş yapmış ve golü yapamamıştır. ardından ronaldo'nun yanına gitmiş ve şu konuşmayı yapmıştır:

    " ne yapıyorsun sen? ne zaman orta yapacağını kestiremiyorum. sen ortayı yapacaksın ve ben de golü atacağım! senin saçma sapan bilek hareketlerini bekleyemeyiz. "

    işte ferdinand'a göre ronaldo bu konuşmadan sonra ne yapması gerektiğini idrak etmiştir.

    (bkz: futbol basit bir oyundur)
  • hollanda - andorra maçında penaltıyı kaçırdıktan sonra yanına gelip gülen oyuncuya verdiği ayar izlenmeli, izletilmelidir. her izleyişimde ayrı gülüyorum .

    http://www.youtube.com/watch?v=eokx31rh8tg
  • ''2010'dan 1976'yı çıkar, ne kaldı? 34. istanbul'un plaka kodu kaç? 34. bunlar tesadüf olamaz.''
    --bir gs taraftarı, db.
  • tipi 80'lerin gençlik filmerini anımsatır. o filmlerdeki kötü çetenin başındaki yakışıklı, bir o kadar sevimsiz ve zorba elemandır o. ama en sonunda hep kendisinden güçsüz olan iyi huylu eleman esas kızı kapar bunu da kalabalık ortasında döver şansa bala. o eleman da suat usta'ya benzer ekseriyetle.
hesabın var mı? giriş yap