• az önce yaşadığım olaydır... rüyamda cem yılmaz'la uzun uzun konuşuyor ve farklı yerleri ziyaret ediyorduk... yani tatil beldelerini, gece kulüplerini falan değil, istanbul'da farklı yerleri... öyle komedili, esprili bir ortam da yoktu... epey anlattı hayatını... cem aşiyan'da şapka ve gözlükle kamufle olmuş halde sessiz bir yerde oturup kafa dinlemeyi çok seviyormuş... gizliden sokak hayvanlarına bakıyormuş uzun yıllardır... gariban mahallelerinde yardım ettiği insanlara falan gittik... bende iyi ve samimi bir insan izlenimi oluşturdu, öyledir umarım... enteresan bir rüyaydı gerçekten...
  • bu gece başıma geldi bu olay, genellikle siyasi figürleri rüyamda görürüm aslında. :)

    cem yılmaz yeni bir film çekmiş. açılış sahnesinde özkan uğur'la yanyana bir taşın üzerinde oturmuş eski günlerden söz ediyorlar. özkan uğur çok durgun, başını öne eğmiş elindeki ağaç dalıyla yere şekiller çiziyor, yüzünde hafif bir gülümseme var. rüyamda, özkan uğur'un hayatta olmadığının bilincindeyim bu yüzden bu sahneye şaşırıyorum. aklıma yapay zeka ile yapılmış olabileceği geliyor sonra bu görüntülerin gerçek olduğunu öğreniyorum. cem yılmaz, özkan uğur'a ait her saniyeyi bulup tek tek izlemiş ve o sahneleri baştan işleyerek bu flmi yapmış meğer. filmi baştan sona izledim bu arada, birkaç saniyelik rüyalar nasıl bu kadar uzun olabiliyor hayret bir şey. her neyse, film çok etkileyiciydi ve inanılmaz hüzünlüydü. özellikle cem yılmaz'ın "özkan abi sen gerçektin hala gerçeksin, bütün bu şeyler gerçek" dediği ve ağladığı sahne. :(

    bu entry'i sude dinlerken yazıyorum.

    ayrıca ekşi'de böyle bir başlık olması...
  • kendisinin hayranı değilim ancak birlikte epey güldük.*

    edt: gerçekten tersine çıkıyormuş ki ertesi günlerde fena halde göz yaşı döktüm.
  • yaşadığım absürt şey.

    cem sahnedeydi bende en önden yer almışım. normalde boynum ağrır diye hiç en önden almam ama... neyse amk adam şu an yatında tatil yaparken ben öğle uykumda onu görüyorum. çok şanslısın çook
  • cem yılmaz'ın sessiz kalacağı durumdur. bu tip önemli hadiselerde sus pus oluyor kendisi...
  • emin değilim görüp görmediğime zihnim karışık zaten de cem yılmaz'ın bilet parası isteme olasılığını da düşününce fazla iddialı da olmak istemiyorum zaten. hayır abicim kişiye özel stand-up gösterisi falan nereden çıkıyor bunlar?
  • son 1 haftadır 2 defa benzer şekilde başıma gelen olaydir. hatta adam ölüyor ve kurtaramıyordum. ılginc bir bilinçaltı gerektirir.

    sabah vizem var, günlerimin çoğunu ders çalışarak geçiriyorum. artık ne gibi saçma sapan bir bilinç altına ulaştıysam son bir haftadır 2 defa cem yılmaz rüyamda ölüyor. kurtarnaya çalışıyorum, kurtaramıyorum ve adam ölüyor. ardından bayağı terlemiş halde korku ile uyanıyorum. kafayı yiyecem lan bu ne böyle, hayır yani dünya ile bağlantım sınav zamanı bi burası, bir de instagram. ben hangi ara bu adamı bilinçaltıma kaydettim.

    millet rüyasında, hiç sevişemeyecegi ünlüleri görür, kâbus görecekse de cinli, canavarlı şeyler görür. ben bu adamı kurtaramayışımı görüp yatağımdan sıçrıyorum. ilkini önemsememiştim ama bu iki oldu lan, ona da instagramdan görmez ama sinirden yazdım, kendine dikkat et rüyamda kotü şeyler görüyorum, kurban olayım rüyama da girme artık diye. bu acaba neye delalettir. bilen arkadaşlar yeşillenirdirsin, uyuyamıyorum korkudan.

    ilk rüyayı pek hatırlamıyorum. oradan tek hatırladığım cem bir dükkanın önünden geçiyor, o ara iki araç arasında çatışma çıkıyor. karşıdan bir minibüs, bunlardan birine çarpıp çatışmaya dahil oluyor. orada cem abi hakkı rahmetine kavuşuyor.

    az evvel görüp, korkudan sıçrayarak uyandığım ikinci rüya; doğduğum, büyüdüğüm şehirde bir kafede oturuyoruz. kafe lüks bir yer. içeriye acun ile yıldız tilbe giriyor. acun'u da pek sevmem. yıldız ile acun oturuyor yan masama, millette etraflarına toplanıp imza falan istiyor. dayanamayıp, acun medya'nın elestirdigim yönlerini sıralıyorum acun'a. o ara içeriğini hatırlamadığım bir sohbete girişiyoruz. ardından mail adresimi vereyim, oradan tüm her şeyi yaz, dedi. telefon o an kafayı yedi, yazmıyor, açılıp kapanıyor. ben telefonla uğraşırken bir anda kendimi cem yılmaz ile aynı kafede buldum. film çekimleri için gelmiş, filmi üzerine muhabber ediyoruz. hayatımızda ilk defa görüşmüş olduğumuz da belli hareketlerden.

    kafeden çıkıp yürüyorduk onun aracına doğru ve ben hala acun'un mail adresini yazabilmek için telefon ile uğraşıyorum. arabaya ulaşıyoruz, cem, bi ben deneyeyim diyerekt telefonu aldı ve zorla olsa bile sorunu halledip oraya kendi mail adresini yazdı (.cmiza@gmail.com gibi bir şeydi). bu sefer de mail adresinin nereden geldiğini anlatıyor ve o an set ışıklarının unutulduğunu hatırlayıp arabadan inip kafedeki ekibin yanına gitmek için yola koyuldu. o an ilk rüyadaki ölmeden önceki sahneyi hatırlayıp, cem abi gitme rüyamda burada seni şu sekilde ölürken gördüm, tam şurada, etekli kadın geçtikten hemen sonra, dedim. tabi dinlemedi, espri yapıp geçiştirmeye çalıştı. ulan gitme dediysem gitme, azıcık laf dinle ne kaybedeceksin. ben ısrar etmeye devam ediyordum, o da espri ile savuşturmaya... etekli kadin geçti, ilk rüuadaki 2 araç arasında yine çatışma çıktı, minibüs geldi ve minibüsten çıkan kurşunla cem abi vefat etti. olay sonrası sakladığım yerden olay yerine kostüm, bir ünlü daha yerde ölü yatıyordu ama kimdi hatırlayamadım. hemen ardından da o anın şoku ve korkusu ile uyandım.

    bilinçaltım tamamen alt üst olmus olsa gerek, bu ne rüya be böyle.
hesabın var mı? giriş yap