rüzgarın kalbi
-
yanlış anlamadıysam esas oğlan istanbuldan foçaya taksiyle geldi. üstelik hiç tanımadığı taksici arkadaş foçadaki evinin anahtarını verdi al burada kal dedi. istanbulda yaşayan birinin foçadaki evinin anahtarını yanında taşıması da ayrı bir olay tabi.
-
yine bir "karşımızda -0.3 iq lu seyirci var yürüyelim arkadaşlar laylalalay" dizisi. bu gün ilk bölümüne denk geldim ve daha önce hiç bu kadar aptal yerine konulduğumu hissetmemiştim..
ağır spo !
- dizide 2 tane dram sahnesi var; ilkinde mıçmıç itici iki sevgili var ve bi tanesine araba çarpıp hakkı rahmetine kavuşuyor. allah taksiratını affetsin bişey dediğimiz yok tamam da ikinci dram sahnesinde hanım kızımız evleneceği erkeği başka bir kadınla yatakta yakalıyor diye aman allahım feryat figaaan kan revan her yer. hoooop kazım koyuncu 'nun en damar parçası giriyor. ne alaka ulan ? alt tarafı aldatıldı, bu ölümden daha büyük bir yıkım mı yani neden bu sahneyi bu kadar şişirdiniz ?
- yukarıda bahsettiğimiz hanım kızımız sevgilisinin telefonunu bir kadın açtığı için gelinliğini bile çıkarmadan arabaya atlayıp semt değiştiriyor. arkadaşlar lütfen ya rica ediyorum yalvarıyorum kendinize gelin. hangi kadın 1 hafta sonra giyeceği gelinliği bir bilinmez için hiç eder ?
- hanım kızımız sonra o sinirle altında bilmem kaç yüz milyarlık arabasıyla istanbul'dan izmir'e gidiyor ama ne hikmetse gün ortası çıktığı yolu yine gün ortası tamamlıyor. aaa o da nee bilmem kaç yüz milyarlık arabası onu benzinin biteceğine dair hiiç uyarmadan pat diye benzinini bitiriyor. e madem hayvanlar gibi zenginiz arabayı yolun ortasında öylece bırakalım nolucaak ya yarın yenisini alırız.
- ve geliyoruz en ayar olduğum konuya ; bakın arkadaşlar hadi amaaa kamooon hiçbir kadın düğününe bir kaç gün kala , gelinliğiyle/saçıyla/dış çekimiyle/davetiyelerle vs.. ilgilenmek yerine kankisi değil aldatılmış olmak kanser bile olsa ona bir kavalye bulmak için fellik fellik aranmaz. bir insan yan rol diye bu kadar da ezilmez ayıptır günahtır......
- tam konuya hakim olmasam da sanırım kızın teyzesiyle yaban çocuk arasında bi diyalog geçiyor; teyze diyor ki "benim yeğen 2 yıl önce kalp nakli oldu". yaban çocuğun kafasının üzerinde 8 tane yanan ampul görüyoruz "acaba sevdiğimin kalbi mi o neden olmasın 15 milyonluk şehirde neden denk gelmesin olamaz mı olabilir.." diyor. şimdi bekliyoruz ki teyzeye desin ki "deyzem size kalbini veren kızın ismi cismi nedir?" ı ı cık tabi ki de yapmıyor. atına atladığı gibi hava alanının yolunu tutuyor istanbul a geliyor , hırsız gibi bi şirkete girip kasayı karıştırıyor falan filan sonra aynı gece uçağa atlayıp geri geliyor. ooooffff !
off yani gerçekten off.. oyuncu seçimlerinin iticiliğinden , dizide bi tane bile sempati besleyecek karakter bulunmamasından, birbirlerinin gözlerine 18 dakika hiç konuşmadan bakmalarından bahsetmiyorum bile.. yalvarıyorum artık şu seyircinin zekasını küçümsemekten vazgeçin zira gerizekalı konumuna düşen siz oluyorsunuz sevgili senaristler..
(not: işsiz misin lan sen diyeceklere : diplomayı yeni aldım yemin ederim çok işsizim özür dilerim herkest..) -
başrol oyuncusunun bölüm boyunca bok görmüş gibi baktığı dizi.
-
başıma bişey gelmeyecekse beğendiğim dizi. ama hikaye bittiğinde sıçacakmış gibi duruyor. yani 3-5 bölüm sonra napacaklar çpk merak ediyorum. ya bizim memlekette dizi çekileceğine neden film çekilmez anlamıyorum. güzelim hikaye piç olacak bi kaç bölüm sonra. bi sona bağlanmadan diziden soğuyacağız ve bi daha izlenmiyecek. halbuki bi sinema filmi yapılsa hasılat yapılmasa bile en azında sektörü canlandırır belki. komedi furyasını tekrar yakaladık. artık komedi filmleri çekiliyor sinemamızda. ama o türk filmi dediğimiz tarz geri gelmedi. izzet günayların türkan şorayların film çektiği zamanları ucundan da olsa yakalamak için bu tarz dizilerin sinema filmi olarak karşımıza çıkması lazım. belki o zaman bu filmler sinemada da seyredilir.
-
aklı başında muhalif tek kanal fox tv kaldığı için, zorla da olsa izledim geçen gün. tabii, aradan girince bir bok anlamadım; 1 – 2 bölüm geriye doğru baktım hızlı hızlı netten... ve anladım ki: 7 – 12 yaş arası kız çocuklarını eğlendirecek bir dizi.
dizi içinde (benim seyrettiğim 5. bölümdü sanırım) 3 veya 4 tane klip yapmışlar. resmen başından sonuna kadar şarkıyı koymuşlar, kendi görüntüleri eşliğinde utanmadan izletiyorlar. 15 – 20 dakika öyle yediler. slo-mo görüntülerle de bir 5 – 10 dakika yemiş olsalar... replik yazmaya gerek kalmadı neredeyse.
la olm, ya adam gibi senaryo yazın ya bırakın bu işi allah aşkına.
not: dizideki esas oğlan —çeneyi azıcık daha içeri soksan— bildiğin keanu reeves. -
türk dizilerindeki en iyi oyuncuya sahip dizi. evet, dizideki köpeğin türk dizilerinde gördüğüm en iyi oyuncu olduğunu söyleyebilirim.
-
bi mostar, bi saraybosna görüntüsü verilen dizi ama mostar'da kimse yok, normalde esas oğlan saraybosna'da... ne diye gösteriyonuz olum mostar'ı?!
dizideki gızları beğendim... -
ahmet saraçoğlu ve turgut tunçalp i "holding patronu"olarak karşımıza çıkardılar ya
bu bile yeter.gerçek oyuncunun üstüne rol nasıl yapışmaz ders olarak okutsunlar.
-hayat şarkısı -merhamet-dizilerinde ki baba karakterleri ile aynı kişiler olduğuna bin şahit ister. -
kalbimin tek sahibine şarkısını çalınca beni kaybetmiş dizidir.
hadi bu sene hayatımda ilk olsun dizi izleyeyim dedim karşılaştığım şarkıya bak ya.
ama o çocuk güzel* -
ben artik turk dizisi izlemeyecegim. yillar sonra bir tane izlemeye basliyorum, o da iptal ediliyor. daha once izledigimde de boyle olmustu. annemin izledigi super dizi (!) "beni affet" iptal edilmiyor da benimkiler neden gidiyor hep, isyan ediyorum.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap