• uykusuz insanı elektrik çarpmış gibi çarpıyor.
  • bu sabah erken saatlerde alelacele kahvaltı ederken mutfağın doğuya bakan penceresinden öyle güzel vurdu ki masaya, kahvaltımı şenlendirdi. tahin pekmez ve zeytinler parıldadı. insan büyüdükçe eskiyi daha çok hatırlıyor. küçük bir çocukken büyüklerim eskileri anlattığında şaşırırdım. nasıl bu kadar çok detayı hatırlıyorlar diye düşünürdüm. bu sabah bir kere daha anladım, ufacık bir sembol, ses, koku ve hatta sadece güneş ışığı insanı zamanda yolculuğa çıkarmak için yeterliymiş. karasal iklimin temel kurallarından biri, güneş bir cepheden eve vuruyorsa o cephedeki perdelerin hemen açılmasıdır. ısınmak ve evi sıcak tutmak otonom işleyen bir komuttur insan zihninde. hasılı bu sabah kahvaltıma vuran güneş ışığı köyümde yaptığım ışıltılı kahvaltıları hatırlattı. tam duygulanacaktım ki işe gitme zamanım geldi ve acımasız bir sıkıcılığa sahip gerçekliğimin çölüne dönmek zorunda kaldım.
  • sabah güneşi ile uyanmak güne bir sıfır önde başlamakmış. yaş 29 kusur ve bunu bugün idrak ettim. hayat garip ilkbahar özentili ocakbaşları, pırıltılı parıltılı zihinler ve paraşütlü jetonlar filan. eşsiz dostum güneş, kıdemli yarenim çay ve atletizm esanslı bir arya yanımda. çakma entelliğe giriş 101 dersine kim giriyordu lisede? o değil de sizin bedene kim giriyordu? naapsan bitmez bunlar. güzel güzel bunlar da lazım. retro kelime esprileri bizim en büyük ortak faydalarımızdan. canlarım benim. sizi ben pek çok ve tok severim. ciddiyete bürünmek gerekirse asıl sorum sana şu insan: sizin ruha kim giriyordu? ruh. içi boşaltılmış, çok kullanılmış ama hala idrak edilmemiş ve hakkı verilmemiş şeydirgeç. çağ bardağımı ruhunuza kaldırıyorum. kafam güzel. dünya güzel. d vitamini çarptı, sen güzel. sabah güneşini görmeden geçirdiğim her bir güne lanet, bundan sonra tadını çıkararak yaşayacağım her bir güne ise helal olsun. kendi kendini yargılayan, suçlayan, cezalayan, ödüllendiren ve azat edebilen özel yetkili mahkememden bugünlük bu kadar. güzel bir sabaha güzelce yakışmaya çalışırken adında bir şiir yazmaya gidiyorum. güneşe tapmaya devam. hayda bre.

    http://www.youtube.com/watch?v=sjudtk5tbfs
  • sabah güneşi, akşam güneşine hiç benzemez; çişliye gelir, onları yakalar ve kurutur. böylece küçük çocuklar sistit olmazlar.
  • sanki pencereler onun için açık bırakılmış gibi odanıza giriveren davetsiz bir misafirdir. bazan "nerelerdeydin iki gözüm.." diyerek karşılanır, bazan " durma öyle tepemde, çekil git!" diye terslenir.
  • (bkz: dila)
  • sidikliye vurduğu söylenen güneş.
  • en sevdiğim.
  • sevdanın ispatlarından, sessizliği içine işleten insanın.
  • sictim mavisinin akabinde belirir.
hesabın var mı? giriş yap