• efendim uzun zamandır yazmayı düşündüğüm bir konudur bu.
    bildiğiniz üzere sabiha gökçen havaalanında devamlı olarak yolculara anons yapılıyor, ancak bu anonsların yapan kadının ingilizcesi çok kötü. yani öyle böyle değil. hangi şartlar altında, kim bu anonsların yapılmasına müsaade ediyor, bilmiyorum ama benim gibi ingilizceye gönül vermiş bir insanın kulağını tırmalıyor. hem fonetik olarak, hem de vurgular yanlış. havalimanı yetkilileri bana inanmıyorsalar oradan geçen herhangi bir ingiliz ya da amerikan turisti çevirip sorsunlar, anons nasıl diye.

    koskoca ülkenin en büyük şehrinin ikinci büyük havalimanında ingilizce anons yapılamıyor. utanç verici!
  • her kuşu ingilizce konuşturduk sabiha gökçen'de bulunan hanımefendi eksik kaldı.
  • keşke türkçe’ye de biraz gönül verseydin! yanlış noktalamalar, eksik noktalamalar, çekim eklerini yanlış sırayla kullanmak falan.

    (bkz: inanmıyorsalar)
    (bkz: inanmıyorlarsa)

    tek sıkıntısı sabiha gökçen havalimanı’ndaki ingilizce anonsun kalitesi olan yazar tespiti.

    edit : tur operatörü arkadaş “hatam yok herbokolog” diye mesaj atmış. bu mesajına istinaden birkaç hatasını mesaj olarak gönderdim. aldığım cevap ise “kim demiş öyle bir kural var diye” ve “entrylerin çoğu futbol ile ilgili, boşa vakit harcamışım” diye. hem cahil hem de terbiyesiz. bu ezik arkadaş ülkemize gelen turistlerin ilk gördüğü türk ise vay bu ülkenin imajının haline. ha bir de gittiği ülkeleri saymış aklınca hava atacak fakat bilmiyor ki hayalini bile kuramadığı ülkelere seyahat ettiğimizi :)
  • hem cehalet hem küstahlık. tam da bunu eleştirmek için açtığım başlığa örneği geldi. *

    inanmıyorlarsa ve inanmıyorsalar arasında hiç bir fark yoktur. inanmıyorsan bir türkçe hocası bul ve sor.

    edit: bir üstte benim türkçemin dahi yanlış olduğunu eleştiren cahilce bir entry vardı. "nedense" silmiş. bu entry ona cevaptı.
  • tarifi olmayacak kadar büyük bir rezalettir.

    dalga mı geçiyorsun, bir siktir git.
    anadili dışında yapılan tüm anonslar, her ülkede ve havalimanında aynıdır ama gel gelelim sadece bir türk'ün zoruna gitti.
  • ulan adamdaki derdin büyüklüğüne bakar mısın? bu akşam doların 8 lira olmasına içecektim. senin bu anons derdini okuduktan sonra senin için içeceğim.
  • işim gereği avrupa'ya bol bol gittim. en azından havalimanlarında bulundum. abd, moldova, rusya, kuveyt, gürcistan vs ülkelerde de bulundum. bu kadar çirkin ingilizce anonsa denk gelmedim.
    artı, cahilliğin bu kadar övüldüğü ve sahip çıkıldığı başka bir coğrafya görmedim.
    size müstahak diploması şaibeli liderler!
  • gayet haklı bir noktadır.

    hep birbirimize "derdini mikeyim" diye diye bugünlere geldik zaten. küçük büyük demeden her noktayı düzeltmeye çalışmak zorundayız. kaldı ki bu da küçük bir şey değildir. türkiye'nin en önemli havaalanlarından birinden bahsediyoruz. koca ülkede bir tane ingilizce bilen kalmadı mı. son derece kolay çözülebilecek bir konuyken çözülmemesi tuhaf. işini düzgün yapsın sabiha gökçen yönetimi.
  • büyük dertler vs küçük dertler tartışması haline gelen rezalet.

    herkes işini düzgün yapsın arkadaş, büyüğü küçüğü yok. hele ki sen ülkeyi temsil eden bir görevde çalışıyorsan ingilizceyi düzgün konuşacaksın. yapamıyorsan konuşanı gelecek yapacak.

    esas, işimizi daha iyi, daha da iyi yapmak gibi bir derdimiz olmadığı için bunlar oluyor. en büyük dert bu.
hesabın var mı? giriş yap