• şu an türkmenistan'da çalışıyorum. burada sabit kur rejimi var. 1 dolar = 3,5 türkmen manatına denk geliyor.
    peki gerçekte durum nedir? gerçekte 1 dolar = 8,5 türkmen manatı. yani biz buradaki türkler 8,5'dan bozduruyoruz.
    yani dolar karaborsa da. çünkü piyasada dolar yok. yarın öbür gün türkiye'de de piyasada dolar sıkıntısı olunca ne olacak? dolar kendi değerinden fazlasına satılacak karaborsada. olan yine vatandaşa olacak...

    not : ben ekonomi uzmanı veya bu işlerden anlayan birisi değilim. iki senedir sabit kur rejiminde çalışan bir yabancıyım ve bunlar sadece benim gözlemlerim.
  • basitçe açmak gerekirse:

    - kur farkı iki paranın piyasadaki arz ve talebine göre şekillenir. mesela şu an dolara ihtiyaç var ama dolar az (dolarını daha önce türkiye'de tutan insanlar alıp başka ülkeye yatırıyor ve bankaların dolar rezervleri düşüyor), ancak türk lirası daha fazla. ancak dolara ihtiyaç var bu sebeple dolar gittikçe yükseliyor.
    dolara ihtiyaç var; çünkü özel sektör bazında son 10 senede dolar cinsinden en çok borçlanan ikinci ülke türkiye (çin'in ardından). açıklaması: #64111148

    - ülkenize dolar sokmanın yollarından biri yatırılan paraya yüksek faiz vermeniz (ki adam gelip doları getirsin, tl'ye çevirsin ve faize koysun, vade bittikten sonra geri çevirip alsın gitsin-faiz ödüyorsunuz bu durumda),
    diğeri yabancıların ülkenin politik durumunu sağlam görüp özel sektöre yatırım yapmaları (uzun vadeli, kalıcı para, iyi olanı bu; ancak türkiye çalkalandığı için güvensiz bir ülke ve kaçıyorlar),
    son olarak da ve en önemlisi sizin bir şeyler üretmeniz, ve ihracat yapıp ülkeye dolar kazandırmanız. (bu yoksa her şey nafile, ve bizde bu yok.)

    - sabit kur demek; bir ülkenin merkez bankası'nın piyasadaki dolar (döviz) miktarı ile oynayarak yerel para birimi ile döviz arasındaki kur farkını sabit tutmaya çalışmasıdır. (aslında herhangi bir para birimine karşı yapılabilir, ancak dünyadaki geçerli rezerv para birimlerinden en çok işlev gören dolar olduğundan dolar dedim.)

    velhasıl kelam; türkiye'nin kur farkını düşürmesi için piyasaya dolar sürmesi lazım ama bu rezervleri etkileyecektir. sizin (yani merkez bankanızın) piyasaya sürekli dolar vermesi, dolar rezervlerinizi eritecektir ve bu tehlikeli seviyelere geldiğinde ülkenin hiçbir b planı kalmaz, yüksek faizli borç verecek dış kurumların kucağına düşersiniz (merhaba kriz diyebiliriz buna).
    aslında bu bir asırdır olan bir şey. (bkz: kur savaşları)
    devalüasyonlar, yani tam tersi olarak kurun kasten değerini düşürmeler ülkelerin yaptıkları uygulamalar.

    mesela bizim tam tersimiz durumda olan çin halk cumhuriyeti:
    o kadar yüksek ihracat yapıyor ki, ülkeye o kadar dolar giriyor ki merkez bankası dünyanın en büyük dolar rezervine sahip merkez bankasıdır.
    çin, ihracattaki fiyat avantajını korumak için ülkesine dolar girdikçe yükselmesi gereken yuan'ı, maliyetleri (işçilik+faaliyet) artırıp ihracat avantajını düşürmemesi için sürekli devalüe ediyor. yani piyasadan dolar çekip sürekli dolar alıyor. bu şekilde git gide dolar rezervleri devasa büyüdü. (direkt güzel bir şey diyemeyiz, hepsinin artıları ve eksileri var.)

    fark: onların sabit kur amacı kendi para birimlerini düşük tutmak. bizim amaçlama ihtimalimiz ise para birimimizin değerini yükseltmek. eğer çin bir gün türkiye gibi üretmeyen, sürekli gereksiz, bir daha gelir getirmeyecek (hatta gider getirecek) ama oy kazandıracak harcamalar (köprü, yol) yaparsa bizim durumumuza düşebilir. ve o zaman merkez bankaları devasa döviz rezervleri ile piyasaya dolar verip kurlarını yükseltebilir. ancak atalarımızın bir lafı var biliyorsunuz: hazıra dağ dayanmaz.

    ama çin neden bizim yaptığımızı yapsın?
    çin üretiyor, çin ürettiği için parasının değerinin yükselmesini istemiyor. maliyetleri düşük olarak sürekli üretip satmak istiyor. bu avantajı korumak istiyor. piyasaya döviz vermez, döviz toplarlar. topluyorlar da. ancak bunun da dezavantajları var. 2016 başında yaşanan borsa krizi çin merkez bankasının bu kadar çok kurla oynamasından kaynaklandı diyebiliriz. sabit kur uygulamak, acil durumlar haricinde sürekli piyasaya müdahale etmek yabancı yatırımcıyı rahatsız eder ve ülkeden kaçırır. bu da borsa düşüşüne, yatırımların kaçmasına sebep olabilir.

    tüm bu sebeplerle sabit kur çin gibi ne yaptığını bilen bir ülke için bile tehlikelidir ve çin bu sebeple bu politikasını biraz daha terk etmeye, biraz daha sosyal harcamaları artıran (çin'de ilk defa 2015'te hizmet sektörü gdp'nin 50%'sine ulaştı), haliyle sırf üretim odaklı olmayan bir ülke haline gelmeye başladılar. (bunun altında ekonomik haricinde birçok sosyolojik sebep de yatıyor ama konu şu an bu değil.) -bu tabii bir anda alınan bir karar değil, senelerdir süren ve uzun yıllar da sürecek bir politika-
    ancak türkiye gibi üretmeyen, hiçbir b planı olmayan, vizyonsuz kişiler tarafından politikaları belirlenen bir ülkenin böyle don kişotluklara girişmesi ülke için çok tehlikeli. ancak günü kurtarmayı ve kısa vadede gerçekleşmesi beklenen (oy alınması gereken) politik amaçları gerçekleştirmeyi bekleyen birilerinin gerçekleştireceği bir uygulama olabilir. (ne hükümetin, ne de ona bağlı merkez bankasının (n.ş.a.'da bağımsız olması gereken) böyle bir işe girişeceğini hiç zannetmiyorum, onu da belirteyim.)

    üretmeyen, üretim yerine din işleri bakanlığına (diyanet) para ayıran, arge yerine eğitime diye ülke ekonomisine sıfır katkısı olan ve katma değerli üretim için vazgeçilmez olan yaratıcılığı öldüren dini eğitime yüksek bütçe ayıran bir ülke ne yaparsa yapsın hep pamuk ipliğine bağlı bir ekonomiye sahip olacaktır. ancak sonra finans varyasyonları denenebilir.

    edit: yazım hataları.
  • türk lirasının bir baz para birimi ya da sepete bağlanmasıdır. sınır değerlerine ulaşacak spekülatif hamlelerde merkez bankası rezervleriyle müdahale eder. günümüzde imkansızlığını sadece 2 maddede anlatacağım ;

    - merkez bankası'nın kuru önceden ilan ettiği değerlerde tutması için rezervlerinin sağlam olması gerekmektedir. ki sabit kurun uygulanması günümüz küresel finans sisteminde zayıflığın, tükenmişliğin simgesi. böylece mb oynaklığı çok yüksek olan finans piyasasını kontrol altında tutacak likiditeyi elinde bulunduramayabilir. zaten bulundursa bu duruma gelmezdi diyebilirim( diyebilirim diyorum. genel geçer bir cümle kurmuyorum)

    - her ülkenin politikası farklıdır ve bu politikalara göre adımlar atılır. mesela amerika senelerdir enflasyonun artması için çırpınıyor ve buna yönelik adımlar atıyor. peki senin ülkene bu politika ilaç gibi gelecek mi yoksa daha mı kötüye gideceksin? kısaca baz alınan para birimi ve baz alan para biriminin ekonomik adımları her an tutmalı. ki bu madde sabit kurun hayal ürünü olduğunu kanıtlıyor.

    sabit kur her zaman sakıncalı mıdır ? hayır değildir. ama türkiye için evet sakıncalıdır. enflasyonun bilmem kaç haneli rakamlara ulaştığı, türk lirasının reel değerinin ve devlet tahvillerinin nominal değerinin çöp olduğu durumlarda sakıncalı değildir. peki biz böyle bir durumda mıyız? hayır değiliz.

    edit: lütfen gelip çin'den bahsetmeyin. çin dünya üzerinde en fazla döviz rezervine sahip olan ülkedir. amerika'nın basma yetkisi olduğu paraya amerika'dan fazla sahiptir.

    çin örneği verecek arkadaşlara ters düşünmeyi gösterebilmek için amerika'nın cari açığı diyorum. o herkesi mezardan mezara sürükleyen cari açıkla adamlar lokomotif görevi görüyor.
  • cok kisa vadede cok sorun yaratmayabilecek, zaman ilerledikce sakatlasma riski giderek artan fikirdir.

    simdi sabit kurdaki durum; devletin para biriminin kurunu baska bir birime (dolar, euro vs) sabitlemesi, sadece bu kurdan veya esdegerinden doviz satmasi, diger kurlardan satisi yasaklamasidir. su an ulkede kor topal da olsa isleyen bir doviz piyasasi var, e yasaklanma sonucu da karaborsamsi yollardan devam edecegini tahmin ediyorum, ki bu durumda devletin verdigi kura paralel bir de serbest piyasa kuru olsacaktir, venezuela ornegine bakabiliriz.

    bu durumda devletin sabit kuruna paralel bir serbest dolasan dolar kuru dusunebiliriz. bu paralel kurun degerinin uc asagi bes yukari devletin kuruna esit olmasi lazim, yoksa sabit kur patliyor. mecazi anlamda degil, baya fiziksel patlamalardan bahsediyorum.

    paralelde dalgalanan kur arttiginda devlet bunu nasil sabit tutacak? faiz oranini arttirarak. a? o da ne? siyaseten bagimsiz bir merkez bankamiz yok ve cumbaba faiz arttirmaya izin vermiyor mu? hass... neyse doviz rezervleri falan var, onlardan kullaniriz.

    neyse kullandik, kuru uc asagi bes yukari yerinde tuttuk, yer yer devaluasyona gidildi zaman zaman, aradan belli bi sure gecti, o da ne? doviz rezervleri bitmis. bu durumda o paraleldeki kuru ziplamaktan koruyacak hicbirsey kalmadi, ve acik konusursak piyasadaki diger aktorlerin devletin dolar kurunu umursamasi icin de pek bir sebep kalmadi (siyasi baski haric).

    bu durumda olan su, diyelim ki devlet sana diyor ki, 1 dolar x lira. karaborsada ise 1 dolar 2x lira. senin de x liran var, gidiyor ve devletin sana bictigi fiyattan dolar satin aliyorsun, sonra da bunu karaborsada satip 2x turk lirasi alabiliyorsun. tl kurunda sonsuz para uretme yontemi buldun!

    bu durumda devletin buna devam edebilmesinin iki yolu var(+1 gecici cozum), ya sabit kuru birakacak dalgaliya geri donecek, ya da sonsuza kadar (veya elindeki kagit bitene kadar) lira basmaya devam edecek. gecici cozum ise devaluasyon, tl nin degerini dusurecek, paraleldeki serbest kur buna yetisene kadar sorun gecmis olacak.

    ha bu arada, amerikan dolari biraz bu sekilde calisiyor. dolarin bagli oldugu herhangi bir rezerv yok. fiyatinin surekli ucup gitmemesindeki sebep amerikan devleti'ne olan guven, dunyanin kalaninin dolari rezerv birimi olarak kullanmasi (dolayisiyla diger devletlere de olan guven) ve adamlarin aklina durup dururken neden sonsuza kadar para basmiyoruz ki? gibi fikirlerin gelmemesi.

    sonsuza dek para basmanin sorunlarini anlatmakla ugrasmadim, sorunsuz bi is olsaydi para basip borclarimizi odeyebilirdik zaten. para basmanin sikintili yanlarini bilal'e anlatilir gibi dinlemek (ve bu arada nispeten ilginc bir iki hikaye de duymak) istiyorsaniz https://www.youtube.com/…yj_5cl-krstyn532qy1ayo27s1 adresine alalim sizi. neyse bugunku econ 101 dersimizin de sonuna geldik.

    not: lan bugun iki oluyo paralelli entry girdim, bilincaltim fetocu mu yoksa?
  • caldiklarinin 20'de 1'ini halka sadaka olarak versinler geri en az 50 kurus duser dolar. gerek yok kur rejimine filan
  • "bu adreste" diye yönlendirdiği yazıyı, yazarın kendisi okusaydı, türkiye'nin sabit kura istese de geçemeyeceğini anlar ve böyle bir başlık açmazdı.

    ama hem yazıyı okumadı hem de bu başlığı açtı. çünkü arkadaş double salak.
  • geçilemez. sabit kurda kuru sabit tutmak için fil daşşağı gibi daşşaklı bir döviz rezervi ve merkez bankası gerekir.

    ha baskıyla, politika ile kuru sabit tutabilirsiniz lakin bu defa da venezuela gibi ikinci bir karaborsa döviz piyasası oluşur ve herkes döviz dönüştürme işini karaborsada yapmaya başlar.

    vesselam olmayacak iştir. dövizi en fazla 1 hafta tutar, sonra devalüasyon gerektirir.
  • zamanda 20 yıllık bir geri sıçrama yapmış oluruz.
    hoş idamı hemde geriye doğru işleyecek şekilde geri getirmekten bahsedenler bunu yapmaz yada yapmaya kalkışmaz diyemem ama sonuçları facia olur.

    işin tuhafı böyle bir salaklığı daha önce yapan herhangi bir ülke olduğunu sanmam o yüzden bir başka absürtlüğü ilk kez yaşama şerefine erişiriz.

    prime time da canlı yayında askeri darbe teşebbüsü izlemek gibi.

    (bkz: nothing is impossible in turkey) *
  • türkiye sabit kur rejimine geçebilir mi? - mahfi eğilmez

    http://www.mahfiegilmez.com/…mine-gecebilir-mi.html

    tldr: geçemez
  • geçildiği anda iki alternatif bulunmaktadır. ya faiz oranlarını serbest bırakacaksınız ve piyasanın belirlediği oranlar kullanılacak ya da kambiyo serbestliğini ortadan kaldırıp döviz alım satımını yasaklayacaksınız. birincisi 1994-2001 arasında uygulanmış yöntemdir, ikincisi ise özal öncesi dönemde uygulanmıştır. bugünün ekonomik ortamında ikincisinin uygulanması zaten mümkün değil, kuzey kore gibi bir ülke olmak gerekir, bu da türkiye için doların artmasından çok daha vahim olur. ilki uygulanabilir ama zaten bugün yaşanan herşey faizi artırmamak uğruna gerçekleşmektedir. faizin serbest bırakılması demek zaten faizin en az 400-500 baz puan artması anlamına gelir ki bu da hükümetin bütün politikasına aykırı bir durumdur.

    özetle ak parti yönetiminde gerçekleşmesi mümkün olmayan durumdur.
hesabın var mı? giriş yap