• çocukluğumdan beri yıllardır her izmir'e gidişimde oradan bisikletle inmenin ne kadar güzel olacağını düşünür dururdum. bu sabah bisikletim otobüsün bagajında izmir'e giderken aklıma geldi. şoför de beni kırmayıp tepede indirdi.

    çocukluğumdan beri yıllardır her izmir'e gidişimde oradan bisikletle inmenin ne kadar güzel olacağını düşünür dururdum. bu sabah güzel oldu.
  • 5 kasım 2010 cuma günü iş çıkış saatlerinde yol çalışmaları ve yine fren patlaması sonucu 3 kişinin öldüğü, çok kişinin yaralandığı bir kaza oldu bu yolda, yol 3-4 saat trafiğe kapatıldı.

    yaklaşık 5 aydır çalışma var bu yolda neredeyse manisa girişine kadar geldiler. manisa yönüne giden bir kamyonun, keskin virajlardan indikten sonra freni boşalıyor. artık hız yapılacak tatlı bir eğimin olduğu inişten yaldır yaldır gelmeye başlıyor. şöför polisi arıyor yolu boşaltın diye ancak 2 şerit geliş gidiş olduğu için boşaltamıyorlar. trafiğin başladığı yerden araç 10 arabayı önüne sürüp gidiyor.
    her sene de böyle bir kaza oluyor burada.

    frenine de... yol çalışmasına da.... şansına da.....
  • arabayla yaklaşık 50 metre kaymışlığımız vardır bu yokuşlarda. evet kaydık, çünkü yerde 10cm buz vardı. şöyle bir dialog hatırlıyorum:

    - baba, polis dönün diyor galiba...

    + yok, bu araba çıkar bu yokuşu, yerde yumuşak kar var...

    100 metre sonra...

    + dönüyoruz...(bir kaç manevra)

    - baba bence kayıyoruz...

    + sıkı tutununnnnnnn

    - babaaaaa, otobüseee çarpcazzzzzzzzzzz

    ve abs'nin harala hürele çalışmasıyla en sonunda, otobüse 4 metre kala durulur. oh çekilir. aniden:

    - çotarankkkkkkkkk ! (otobüse 1 metre kalır)

    arkamızdaki lada samara duramamıştır.
  • sert kış günlerinde otoparka döner burası (yokuşu çıkamayıp kalan araçlar yüzünden). seyyar bi kafe açsanız(sıcak kahve ve çay) böyle günlerde cironun amına koyarsınız o kadar yani.
  • bir çok izmir çocuğu hayatının ilk karını burda görmüştür
  • bir cankurtaran geçidi yada zamanında 26 km süren bolaman virajları gibi değildir. kışın hiç gitmedim fakat oradan geçerken nasıl geçiyor lan bu millet kışın burdan acaba diye düşünmüşlüğüm vardır. ne zaman bitecek lan bu diye de sordum. tehlikelidir.

    not:çıktığım viteste indim.
  • virajlardan inerken kimi zaman yan koltuğa geçtiğim geçit.
  • yusuf atılgan'ın anayurt oteli'nin (1973) sonlarında kendine yer bulan coğrafi mevki.

    "erkeklerinin baltalarla, bıçkılarla devirdiği, budadığı, kabuklarını soyduğu, gölgede kurutulmuş kocaman çam kütüklerinden kimbilir hangi dağın, belki de sabuncubeli ormanlarının bir boşluğunda, yazları, erkekler ormanda ya da keçi kılından dokunmuş çadırlarda esnerken, uyurken, keçilerin yayılmayı bırakıp koyu gölgelerde yattığı sıcak öğlesonlarında* bile ağır şalvarları, işlemeli, sarılı kırmızılı karalı yün yelekleri, etekleriyle, başları pullu boncuklu ak yazmalarla sarılmış, ara sıra alınlarının terini silip 'gız zeeeneep**, su getir su!' diye bağırdıklarında çadırdan çıkan küçük bir kızın bir yanına eğilerek getirdiği testiden -ardıçtan ya da çamdan uzun keskilerle, bıçaklarla oyulmuş, içindeki serin suya oyulduğu ağacın kokusu sinmiş geniş ağızlı kulpsuz testiden- memelerinin gerdiği yeleklerine çenelerinden damlata damlata su içen yanık yüzlü tahtacı kadınların güneş vurdukça parlayan, kızgın, keskin bıçkılarla tekdüze bir uyumda usanmadan biçtikleri bu tahtalar katır sırtında, insan sırtında dağın eteğindeki yola taşınıp iri öküzler koşulu kağnılara yüklenmiş, ağır ağır, kağnılar gıcırdaya gıcırdaya, inişlerde boyunduruğun* çökerttiği kalın boyunlarını dikleştiren öküzler yokuşlarda üvendireyle sağrılarından dürtüle dürtüle kasabaya getirilip kurşunlu han'daki kereste ambarlarına indirilmiş, sonraları malik ağa yeni konağını yaptırırken bunları pazarlıkla, arada gözdağı vererek ucuza kapatıp ya da yapı ustasına aldırıp buraya getirtmişti belki yüz yirmi beş yıl önce." s. 106-107

    farkına vardıysanız tahtacı karıları üstünden gecikmeli ankara treniyle gelen kadına gönderme var..
  • (bkz: okul yolu)
  • denizi görmenin ancak ve ancak helikopter ile çıkılıyorsa mümkün olduğu rampa. manisa yönüne inişte acemi olanın, yolu bilmeyenin, uykusu gelenin, dikkati dağılanın s şeklindeki virajları l doğrultusunda alabileceği tehlikedeki yer. çıkışta ikinci vitesin fazla, üçüncü vitesin ideal olduğu, inişte ise yağışlı havalarda iki, kuru havalarda üç no'lu şanzıman konumunun seçilmesinin elzem olduğu heyecan fırtınası.

    belkahve ve menemen ile birlikte izmir'in manisa uzerinden üç girişinden biri.
    artık kar yağması durumunda ise polisin yolu iki taraflı kapayarak riski ortadan kaldırdığı bölgedir.

    denizin görülebileceği yerler için ise
    (bkz: çiçekli)
    (bkz: vebaş)
hesabın var mı? giriş yap