• insan hayatının bir dönüm noktası, çocukluğun bitme sinyali, adeta bir korku silsilesidir saça düşen ilk ak tel. gür olması, uzun olması, kısa olması hiç önemli değildir saçların, o ilk tel illa ve kata düşecektir saçlara. insan hayatı ne garip bir süreçtir ki, hep bitime doğru akan bir nehir gibidir. barajları doldursa da, o su illa ki bitecektir. ali gel i öğrenirken sonucun üniversite olacağını önceden kestirememek gibi.neşeli ama basit, hüzünlü, bir o kadar da katı.
  • geçtiğimiz günlerde basıma gelen, insanı bunalıma sokan, bi anda "ben hayatımda napmışım", "nasıl bu günlere geldik", "daha 5 dakka önce üniversiteye başlamıştık", genel olarak "ne çabuk geçti" dedirten olgu.
  • daha 15'ine gelmeden karşılaşılınca kötü olan durum. önce aynaya bakılır, dur dur bu beyaz değil, arkadan güneş geliyor ya ondan ışıldıyor, önce gözler inanamaz, arkadaş çağrılır. abi beyaz mı bu saç doğru söyle, beyaz oğlum görmüyor musun cümlesinden sonra gerçekle karşılaşılmıştır. züğürt tesellileri de eksik olmaz, oğlum iyi iyi, beyaz saç dökülmez, hem adamı olgun gösterir.

    saçın görünüşünden ziyade başka şeyler sorgulanır, ne yaptık da vücut bu tepkiyi verdi, çok mu önem veriyoruz olup olmadık şeylere düşünceleri kafadan bir bir geçer. sonra dahiyane fikir belirir, ben bunu kessem nasıl olur, güzel olur. sonra kesersen daha fazla çıkar bunlardan geyiği de gelir. belli bir noktadan sonra bu telin yanına arkadaşları da geldiği zaman olay kanıksanır, oğlum ne bu hal saçlar beyaz boyat diyenler kaale alınmamaya başlanarak, abi bak profilden richard gere'i andırıyorum geyikleri yapılarak hayata devam edilir.
  • ilk ak telle ayna karşısında karşılaşılır:
    - aaa, sen de nerden çıktın?
    - merhaba atlantis, ben x
    - aaa?
    - evet. aslında o günden beri, yani tam olarak üç gündür buradayım. ama hiç aynaya bakmadın ki beni göresin.
    - bak x! seni üç gün önce yolmadım şimdi yolacağım!! çene kapanı!!!

    (sonra x'in yanına bir y, bir z, böyle teker teker kurulurlar. çoğalır eski sevgili hüzünlerinin aklığı, insan kendini aklar.)
  • her bünyede "yaşlanıyoruz mirim" tepkisi yaratmayan teldir..
    bundan oldukça uzun bir süre evveline denk gelir benim ilk ak saç telim..
    5. sınıf bitecek, güzel bir liseye geçecektim o aralar..
    sınav heyecanı, yarış atı temposu..
    yavaş yavaş arkadaşların "deeedeee deeedeeee" demeye başlamaları..
    ama nedir?
    şimdi hafif kır saç ile mutlu mutlu yaşıyorum..
    daha gencim ulaan..
  • göründüğü anda siyahların arasına sokarak saklanmaya çalışılır ama mutlaka bir yerden bir boşluk bularak gösterir kendini. daha sonra daha da ilerler, arkadaşları da katılır buna, ortalık ak telden geçilmez olur. george clooney yetişir bir an için imdada. ulan dersin george clooney var aslanlar gibi. ama george clooney ak sakallı dede kıvamı kazanınca arkadan gelen gençler ne bok yiyecekler onu bilemem işte.
  • saça düşen ilk ak tel ölümü hatırlatır.
    hazreti ömere ölümü hatırlatması için evine hergün gelen şahsın ''ölüm var ey ömer!'' diyerek hayatın beyhudeliğini vurgulamasına gerek yoktur artık. saçındaki ak tel ömere ölümü asla unutturmayacaktır.
  • etiketlemediğiniz taktirde bir süre sonra, hangisiydi bu diye krize gireceğiniz, herşeyin sorumlusu ilk.
  • "ihtiyarlığın başlangıcı, çevresindeki saçları tutuşturan bir teldir. saçların ağarması koca bir yangın gibidir ki onu ilk hamlede küçük bir kıvılcım başlatır."

    ali el-cârim
  • ölümü hatirlatan ilk isaret..
hesabın var mı? giriş yap