• saçı, yabancı bir soya mensup olan bi kızın, kocasının soyunun ataları ve koruyucu ruhları tarafından kabul edilmesi için yapılan kurban ayinidir. şamanistlerde her evlilik töreninde yapılır.
  • saçı kelimesi tamamen türkce kökenli olup bütün türk topluluklarının ortak kullandığı bir terimdir. bu terim proto-türklerden çularda "saçığ" , orta vasya türklerinde "saçuv / çaçılama" veya "saçılga / çaçılga" ve moğoıllarda "saçu" şeklinde söylenirdi. bunun anlamı ise "saçılmaktan saçı (saçılan, bir inanç gereği sunulan nesne, adak) saçı saçmak, adak sunmak" idi ki, ifade ettiği bu manayı türk topluluklarının sürdüre geldiği sosyal, ekonomik ve dini hayat tarzından almıştı. nitekim atlı göçebe türk topluluklarında süt-kımız-yağ, çiftçi türk topluluklarında buğday-darı-şarap, tüccar türk topluluklarında para ve mücehver saçı olarak kullanıldı.

    eski türkler tanır ve ata ruhlarının rızasını almak, onları memnun etmek ve isteklerini kabul ettirmek için kurban kesip saçı saçarlardı. tanır ve ata ruhları adına kurban kemekte bir tür saçı idi. orta asya türklerinden çular, ilk aş pişiren al giymiş bir güzel kadın olarak düşündükleri oıcak tanrıçasına kurban ve saçı ile "tökük" (içki dökme) şeklinde hediyeler sunalardı.
  • (bkz: saçmak)
  • yaşadığım köyde (bir ege köyü) ' tütsü kullanmak' anlamına geliyor. tütsünün kokusunu yağmasından kaynaklı bu şekilde kullanılıyor.
  • [bir de kansız kurban dediğimiz saçı/saçılga vardır ki genellikle toprağa kımız, bulgur, yağ vs dökerek/saçarak gerçekleştirilir. (ki anadolu’da devam eden geleneklerdendir bu da, özellikle düğün törenlerinde gelinle damadın üstüne buğday, pirinç, yemiş vs atılır)

    kısrakların ilkbaharda sağılan ilk sütü yulafla karıştırılarak yayık’a “saçı kurbanı” olarak saçılır, ülgen’e dualar edilirdi.

    eski türklerde hemen hemen her şeyin bir ruhu olduğuna inandıklarını defalarca belirtmiştik zaten. bunlardan biri olan ateş ruhu en fazla hayatlarının içinde olan (soğuk bir coğrafyada yaşamaları nedeniyle) ve önem verdikleri ruhlardandı.

    kutsal ateşin başında yaptıkları bütün törenlerde kendi yedikleri içtikleri her şeyden ateşe de atmaları en bilindik saçı örneklerinden biridir. (su hariç, ateşe su dökmek ateş iyesine saygısızlıktır ve sonucunda başlarına felaket gelir.)

    su iyesi için yapılan saçıda da göle veya dere kenarına gidilip bir tür alkollü içecek dökülürdü. su/ göl/ pınar çevresindeki ağaçlara bez bağlanması da saçı geleneğinin bir yansıması olarak görülebilir…]
    (bkz: türk mitolojisinde kurban kültü/@ay hatun)
  • türk kültüründe doğaya verilen önemin harikulade bir göstergesi olarak bahar geldiğinde derelere, nehirlere ve göllere dökülen süt, peynir ve ekmek gibi yiyeceklerden oluşan ‘kansız kurbanlara’ denir.

    bu kurban biçiminin esas amacı doğadaki diğer canlıların da bu besinleri yiyerek beslenmelerinin sağlanmasıdır.
  • erken dönemde yaşayan türklerin inanış kaynaklı ağaçlara bağladığı çaput
hesabın var mı? giriş yap