• inside her, is the suburbs
    in the sodium lights and the streets
    in parked cars and the booty cars
    in every lonely disease

    in the new love under covers
    in the cold touch of the rights
    in the dead flowers and the silent hours
    in the night-clubs and the fights

    cold, cold as the night
    high as the trees, slow as you like
    oh you know she, she's cold as the night
    high as the trees, slow as you like

    sadie

    inside her, is the suburbs
    in the old front rooms in the rain
    in all the bad days, and the music he plays
    in the bored kids and their games

    in the new love under covers
    and the young mums and their words
    left at home when all the kids have grown
    watching all the pretty young girls

    cold, cold as the night
    high as the trees, slow as you like
    oh you know she, she's cold as the night
    high as the trees, slow as you like

    sadie

    cold, cold as the night
    high as the trees, slow as you like
    oh you know she, she's cold as the night
    high as the trees, slow as you like

    oh, i've got to take it
    and i've got to make it
    and i've got to see it
    and i've got to be it
    and i've got to use it
    and i've got to use it
    and i've got to be sadie

    sadie
  • bir cok grubun cikis sarkisi olarak bile yapmayi basaramayacagi mukemmel suede b-side'i..nakarattaki aglamaya yakin sesiyle brett,mukemmel baslar,oakes'un guzel solosu ve insana cocuklugundaki her tusu farkli renk olan muzik aletini* hatirlatan,huzun dolu,tuyleri diken diken eden,mukemmel sarki..
  • sadie, amerika doğumlu en iyi dansöz ve benim favorim! wisconsin, sheboygan'da sadie marquardt olarak doğdu, her zaman bir atlet oldu. yüzücü ve jimnastikçi olarak başlamasına rağmen oryantal dansın en önemli isimlerinden biri haline geldi. bu performans sanatında tüm dünyada bir usta ve en iyi eğitmen olarak bilinir. türkiye'yi çok seviyor ve türkiye'de de dans etmiş. ona "davul solo'nun kraliçesi" diyorlar. 30 ekim 1977'de doğmuş annesi bekar bir inşaat işçisi imiş doğduğunda.

    https://youtu.be/nlj1f68zxci
  • (bkz: sexy sadie)
  • 2005 yılından beri ortalıklarda dolaşan visual kei grubu. kendi çaplarında takılan başarılı bir grup. gerçi artık popüler sayılabilirler. zaman zaman dir en grey' e benzemeye çalışmakla itham edilirler. bana kalırsa iki grubun birbiriyle alakası yok.

    albümleri içinde master of romance' in yeri ayrıdır. bu albümde yer alan swallow rain bambaşka iken, "ageha no nakigara" ayrı bir güzelliktir. bu albümün en bilinen parçası sanırım "ice romancer"'dır ki o da güzel parçadır. mini albüm olarak geçen gain ise bana kalırsa oldukça başarılıdır. içinde yer alan parçaların hepsi ayrı ayrı dinlenilesidir. bir de adını anmadan geçemeyeceğim parçaları "obstacle progress" var.

    istikrarla varlığını sürdürerek gözlerimi yaşartmaktadır bu grup.
  • çok iyi bir dansöz.
  • "bir keşif. bunu çoktan keşfetmiştim ama ne anlama geldiğini bilmiyordum. bir keşif, bir isim: sadie peregrine. "gümüş pasta servisi" öykümün başlarındaki bayan whatsis yapmıştım onu. bir anda falcon yard romanımın baş kadın kahramanı oluverdi. ah, ironi. ah, karakter. öncelikle. s.p., adımın baş harfleri. bu daha yeni aklıma geldi. sonra, peregrine falcon. ah, ah. kimse bunu düşünmemiş olsun lütfen. ve sadie: sadist. göçebe. bu sadie peregrine, yaddo'da levrek avlarken roman yazmama yetecek her şeye sahip." sylvia plath - the journals of sylvia plath
  • sonunda bağırırken ki yalnızlığından hoşlanıyorum, kalp kırıklığını yaşamasını istiyorum sonra sıkıca sarılıp buradayım kitty diye göğsüme yaslayacağım onun beni korumaya çalıştığı gibi; hoş bunların ciddi ciddi olduğunu düşünmem, hissedileni gösterilen yapmaya çalışan rüyalardan sonra tanımadığım bir adamın yanına gidip yardım istemeye sürüklüyor beni, oysa ki bir kaç dakikada tüm zamanı gizli olsun istediğim şeyleri ufak renkli şeylerle almaya çalışacaklar.. sadie beni mi anlatıyor sadie benim için mi anlatılıyor böyle sorular değil konumuz oraya çıkıyorsa benim bunda bir etkim yok.. bir çeşit cesaret gösterisi gibi; bir gecenin sabaha döndüğü anda tüm içtenliğinle duydukların kelimelere dökülmeye başlıyor, nasıl aşık olduğunu falan anlatıyorsun.. neden anlattığını neden duramadığını ve bütün bunların nasıl rahatlatıcı hissettirdiğini ama karşı tarafın bakışlarının başka konularda olduğunu fark edince, zannettiğin paylaşmak istercesine çaresizce açıklama yapan savunmasız kişi olmadığını aslında kontrolünü eline alan ilginç hikayeler anlatan kadın olduğunu farkediyorsun, gülümsemeyle son nefesi aldığın sigarayı söndürüp ufak hikaye sahnesinde gecenin oyununa katılıp "marlin"i kendini saklama dürtüsüne boyun eğiyorsun;
    you're on your own my little nightmare
    you cannot stay here
    it's far too bright for you
    if they attack, you just lay there
    play dead there
    it's your only hope of pulling through..
  • altıncı nesil yazar.
  • kendi ağzından duymasam denver colorado'lu olacağına inanmayacağım manyak dans eden, tam ayva göbekli bir dansöz abla... o ne kıvraklık o ne kalça ve göbek figürleri, gözlerim şaşı oldu başım döndü be ya...
    http://www.youtube.com/…dk71ds&mode=related&search=
hesabın var mı? giriş yap