• sadık gürbüz - demiri toz ederler

    ünlü olsun olmasın güzel cümle kuranlara ve güzel sese büyük zaafım var.
    sadık gürbüz öyle bir ses, öyle bir cümle.
    o konuşsun, söylesin, cümleler kursun, sabaha kadar dinleyeyim.

    çok kısa öz geçmişi:
    - 1950 amasya doğumlu
    - istanbul hukuk fakültesi mezunu
    - kısa avukatlık döneminden sonra müziğe geçmiş
    - 1976 yılına kadar şehir tiyatrolarında aktif, ama sonra siyasal nedenlerden dolayı uzaklaştırılmış
    - pir sultan şiirlerine yaptığı besteler ile ilk adımı atmış
    - müzik albümleri yanı sıra tiyatro müzikleri yapmış
    - film ve dizilerde oynamış

    28-7-2018 ayça öztorun ve sadık gürbüz söyleşisinden ilginç bulduğum iki soru:

    ayça öztorun: türkü yakmak kolay mı?

    sadık gürbüz: türkü yakmak çok kolay ama bu soruya cevap vermek zor. neden diye soracak olursan, insanların duygularıdır, yaşadıklarıdır, yaşadıklarını ezgiye dökmesidir. birden gelir ve berrak bir su gibi akar. onun adı türkü yakmaktır. insan yakmaya benzemez.

    ayça öztorun: âşıkların türkü yakmasıyla, ozanların türkü yakması aynı şey midir?

    sadık gürbüz: türkü yakmak konusunda değim olarak aynı şeydir ama konu olarak çok farklıdır. âşıkların yaktığı türküler sevda üzerinedir, sevgi üzerinedir, gurbet üzerinedir. ozanların türkü yakmasında farklılık vardır. ozan muhaliftir. ozan muhalif olmazsa ozan olmaz. şimdi bana sanatçı nedir dersiniz, sanatçı da muhaliftir. muhalif tavrını koyan kişidir ve sanatçı sıfatını alması ona bağlıdır. ozanlıkta bir karşı duruş vardır. olmazsa olmazıdır ozanlığın. pir sultan abdal ozandır, karacaoğlan âşıktır. âşık veysel âşıktır, aşık mahzuni şerif ozandır. bu tavırdır onlara sıfatı veren.

    kaynak:
    - biyografi
    - ayça öztorun - sadık gürbüz söyleşisi
    http://www.sanalbasin.com/…rbuz-soylesisi-26219230/
  • sadık gürbüz'ü yeni keşfedenlere iki tavsiye de benden gelsin. birincisi ruhi su ikincisi de ali ekber çiçek. sadık gürbüz'ü sevdiyseniz onları da seversiniz. hepsi iyi abilerdir.
  • kardeş payının şerif amcası. işin utanılacak kısmı eşimin söylemesiyle aslında büyük bir sanatçı olduğunu öğrenmiş olmam. böyle bir sanatçıyı tanımadığıma mı yoksa bunca zamandır böyle güçlü bir ses ve yorumu hiç dinlemediğime mi üzülsem karar veremedim.
  • 80 li yıllarda darbenin etkisiyle ortada sanatçı kalmamışken elinde sazıyla bütün anadoluda konserler veren, ipek mendil türküsünde alkışla eşlik edenlere kızan ve türküyü yarıda kesip "arkadaşlar! bu bir ağıttır. ağıtta alkış tutulur mu?" diyerek konserindeki insanları utandıran, sazını köroğlu gibi başının üstünde tutarak seyirciyi her seferinde selamlayan ve sesine ekolizer ayarı yapılığını sandıgım servimli insandır. sacları hasan hüseyin korkmazgil in saclarına benzer
  • istanbul hukuk fakültesi mezunudur.bir müddet avukatlık yapmıştır.
  • yeni albümü, "o sevda" ile birlikte ilk defa bir sarkisina kısa film çeken, hukuk fakültesi mezunu, umut ve yasam türküleri isimli güzel bir albüme sahip, radyo barista siyasi icerigi agirlikli bir program da yapan, 12 eylül'den sonra çaycılık bile yapmış, emekçi, gürbüz, içli sesli bir abimiz.
  • senfonik turku nasil yapilirin ustasi.
  • sesinden bile iyi bir insan olduğunu anlayabileceğiniz biri, sanatçı...

    yıllardır tanıdığım, birlikte çalıştığım bu insana ağabey diye hitap etmekten mutlu oldum, gurur duydum hep.
    nice nice sonra görüştüğümüzde ise içim acıdı geçen yıllara.

    geçelim hele beni, detayı.
    şu çizmeye çalışacağım fotoğraf onu iyi anlatır sanırım;

    mesam aleminde kazan kaynamakta şu aralar. yönetim bir yandan, alternatifler bir yandan habire toplantılar yapmaktalar.
    o toplantıların birinde karşılaştık, kucaklaştık ağabeyle. o gün hararetli konuşmalar vardı.
    ağabey sustu uzun süre, dinledi.
    o kadar gerginlikten sonra söze girmesi, yumuşak ses tonuyla bir çerçeve çizmesi, kavganın-dalaşmanın anlamsızlığı ve haklı olmak üzerine sakince ve de benlik duygusundan uzak cümleler kurması...
    hani, daha daha konuşsa, biz ordakiler daha daha susup dinleyecektik onu.

    besteleri de öyledir üstadın, türkü yorumları da.
    dinleyeni, onu farkedeni kendine bağlar.
    abartı yoktur, süslemeden uzak, sadedirler her biri.
    güzellik burdan gelir.

    yetenek elbette herşey değil.
    bir insanın güzel bir sesi olabilir, şarkıları iyi olabilir.
    insanlığı, ahlakı güzel olmayabilir ama.

    başta da dedim ya.
    tanımasanız bile sadece sesiyle ve söyledikleriyle samimiyetine, dürüstlüğüne inanırsınız.
    işte ağabey, o insanlardandır...
  • sadece sesiyle tanıdığım bu adamın şerif abi olduğunu öğrendiğimde yaşadığım şoku tarif etmem imkansız.
  • kardeş payıındaki okuduğu türkü ile solist sanatçı kimliği ile tanıma fırsatı bulduğum büyük adam. o günden beri sabah akşam kendisini dinliyorum, olağanüstü, çeyrek yüzyıldan biraz fazla bu yaşıma kadar kendisini tanımamış olmayı benliğime bir utanç olarak yazdım.
hesabın var mı? giriş yap