şafak pavey'in genel kurula verdiği tarihi ayar
-
başörtüsü tartışmaları sırasında verdiği ayar değil, ayarlar silsilesidir. arif olana söylemiştir, ağlatır.
7 dakika 28 saniyesi olanlar buradaki linkten izleyebilir:
https://www.youtube.com/watch?v=l7ejcgkgoso
vakti olmayanlar, kotası yetmeyenler için de tam metni aşağıdaki gibidir. lakin önerim, video'yu şafak pavey'in o yumuşak, kibar ama bir o kadar da lafı gediğine oturtan konuşmasıyla dinlemektir.
buyrun efendim:
--- spoiler ---
sayın başkan, değerli milletvekilleri,
size bu konuşmayı; her şeyin yasak olduğu genel kurulda yapıyorum.... ortalama yaşın 50 olduğu bir mecliste su içmenin dahi yasak olduğu bir genel kurulda çalışıyoruz.
yaşlı haklarının, hasta haklarının bile düşünülmediği bir genel kuruldan söz ediyorum..
turist olarak bile gitmediğiniz coğrafyalarda, afganistan’da, yemen’de, iran’da, yıllarca türban kullanmaya mecbur edilmiş biri olarak yapıyorum.
mecliste pantolon giymesi, bir erkek vekil tarafından engellenmiş, bir kadın vekil olarak yapıyorum. olmayan bacağı, erkekler tarafından siyaset sohbetine dönüştürülen biri olarak yapıyorum. ve artık akp'nin başı açık vitrin vekillerinin; emanet oyları, gerçek sahibelerine geri verme zamanının gelip çattığını düşünüyorum.
akp’yi iktidara taşımış asıl kadınlarının meclis koltuklarını almalarının hakları olduğuna inanıyorum.
elbette ülkemde sekülerizmin geleceği ile ilgili muazzam endişelerim var. ama kaygım türbanla, kırmızı ruj arasına sıkıştırılmış semboller değildir.
demokrasi paketinde aynı ideolojiyi paylaşan erkek polis doğal karşılanırken; türbanlı kadın polise yasak gelmesine çok şaşırmıştım. daha vahim bir cinsiyet ayrımcılığı olabilir mi? ben polisin başındaki türbandan değil, bana vaat ettiği şiddet geleceğinden korkarım.
mecliste, cemevi açmak için diyanet'ten fetva isteyen anlayıştan korkuyorum. yani bir inancın ibadet hakkını diğer inancın iznine bağlayan anlayıştan korkuyorum. hukukun karşısına dini koyan anlayıştan korkuyorum.
kadın özgürlüklerinden asla korkmam. söylemek isterim ki; özgür bir hayat çok yavaş kurulur ama çok hızlı yıkılır.
tam da bu nedenle, çiçekli başörtüsü ve daracık pantolonuyla, çamlıca parkının kuytularında, sevgilisiyle öpüşen genç kıza, özgürlüğünü mustafa kemal’e borçlu olduğunu hatırlatmak istiyorum.
türbanla özgürlük ilişkisi bıçak sırtı gibidir. bir yandan inanç özgürlüğünü temsil eder, öte yandan inanç baskısını.. birçok kadın inanarak örtünürken, birçok kız kendilerini kontrol eden aile güçleri tarafından zorla kapatılırlar.
clinton, 2007 de “kadın değişirse, gelecek de değişir” demişti. hatta emine erdoğan o kadar beğenmiş olmalı ki; geçenlerde konuşmasında kullandı. sosyal özgürlük alanlarımız, geleceğimizden çalınarak, birer birer imha ediliyor. beş yaşında örtülen, on beş yaşında evlendirilen kızlarımıza bakalım.
geleceğimiz gerçekten kadınlarımızın hali üstünden, berbat bir şekilde değişiyor. biz kültür olarak hiç önemsemeyiz ama her özgürlük aynı zamanda büyük bir sorumluluktur...
türbanlı kadın vekillerden beklentim büyük; mesela, ülkemin neden, kadın hakları konusunda dünyanın yüz yirmincisi olduğunu anlatmalarını bekliyorum. neden, 57 islam ülkesindeki toplam kadın hakları ortalamasının, tek başına birleşmiş milletlerde bile yer alamayan tayvan seviyesine erişemediğini açıklamalarını bekliyorum.
bundan böyle; mini etek giydiği için işten atılan, sol kulağı küpeli olduğu için dövülen, dekoltesi bakanın hoşuna gitmediği için linç edilen, oruç tutmadığı için öldürülen, hıristiyan olduğunu gizlemek için isimlerini değiştirenlerin güvenlikleri, herkesten çok bu kadın vekillere emanettir.
artık, türbanı bir insan hakları ihlalinden, bir insan hakları kazanımına dönüştürmek, onların sorumluluğudur... inanç özgürlüğünün en büyük güvencesi, geleceğimizi dini rehberlikle kontrol etmek değil, kusursuz bir sekülerizmdir.
ne demek istediğimi, seküler norveç’te doğup, ülkemde vekil olanlar anlayacaktır. umarım ortak geleceğimize inanıyorlarsa hukuk ve sekülerizmin neden elzem olduğunu taraftarlarına anlatırlar. lütfen hatırlayın, ortadoğu da bizim seküler toplumumuz tek taş pırlanta gibi ışıldıyordu..
oldukça merak etiğim bir ayrıntı var. inanç gösteri için kullanılabilir mi? büyük bir ruh temizliğinden doğan muhteşem bir tevazu ile yaşanması emredilmiyor mu?
buraya gelmeden önce, türbanlı vekillerimizin konuşmalarını taradım. başkalarının özgürlüklerine dair tek bir kelime kullandıklarına rastlayamadım. kendi inanç özgürlüklerine gösterdikleri hassasiyeti, ruhban okulu, azınlık okulları, cemevleri, bir inanç biçimin murdar olarak ilan edilmesi gibi sorunlu inanç alanlarında göremedim.
mesela bilimin özgürlüğünü kelepçeleyen yök hakkındaki fikirlerini de bilmiyorum.
ama şu hakareti bütün haberlerde duydum: “başımı açarak, bir daha kirlenmeyeceğim.” bu durumda başı açık olanlar kirlenmişler midir? `inanç üstünden öbürünü kirli ilan edebilmek kimin haddi olabilir?görülüyor ki bir arada yaşama efsanemiz çökmüş..kibirden küfelik olmuşsanız`, size benzemeyenin çığlığını nasıl duyacaksınız?
bir taraf, bir arada yaşamanın yolunu ararken; öbürü sindirmek, dönüştürmek, özgürlüklerini birer birer yok etmek istiyorsa; bizi yok ettiğinizde; gelecek olimpiyat tanıtımına kimi koyacaksınız?
biz sivas’ta yakılan, gezi de vurulan, evlerine işaret konulan, hayat tarzından ötürü cezalandırılanlarız. ama her nasılsa kronik mağdur sizsiniz..
azınlığın çoğunluğu ezmesi sürdürülemez. ama çoğunluğun azınlığı ezmesi sürdürülebilirdir.
gerçekten bu ülkeyi korkunç bir akıbete sürüklemekten kaçınmaya niyetliyseniz; adaletle öç almak arasındaki farkı en kısa zamanda öğrenmelisiniz.
türkiye cumhuriyetinin gelmiş geçmiş en otoriter hükumeti nasıl oldu da, birkaç dakikasını almayacak olan iç tüzük değişikliğini yapmadı. acaba planladığı gösterinin kavgaya dönüşmesini hayal ederek kazanacağı politik kar mı cazip geldi?
bunu bilemiyorum ama bir kanun yapıcı olarak ben iç tüzük değişmeden asla pantolon giymeyeceğim. bizden çatışma bekleyenler için altını çiziyorum: biz çatışmıyoruz, var olmak için direniyoruz.
tarihe dönüp bakarsanız hepimizi neyin beklediğini göreceksiniz. kendi yarattığınız radikal canavarın sizi de teslim almasını; sadece bizim var olma mücadelemiz önleyebilir.
bundan sonrasını arif olanlara bırakıyorum...
--- spoiler --- -
(bkz: kemalist kişilik bozukluğu)
-
anlamak isteyen için içerik olarak son yılların kısa bir özetidir aslında. ama sadece kendi mentaliteleri dışındaki insanları görmezlikten gelenler zaten bu konuşmadan hiçbir anlam çıkarmayacaklardır, duymamazlıktan gelecektirler.
-
--- spoiler ---
şafak payev: özgürlük için sokağa çıkan arkadaşlarımızı öldürdünüz.
bülent arınç: şov yapmayın.
--- spoiler --- -
bdp ve hdp'li vekiller "başörtüsü özgürlüğünü ilk biz istedik" derken, şafak pavey'in dini baskılara vurgu yaparak gerçekleştirdiği ayardır.
-
-niye kaldırdınız ki türban yasağını?
+türban değil başörtüsü.
-neyse ne, niye kaldırdınız o yasağı?
+kıyafet serbestisi sunduk sadece. isteyen istediğini giyecek. mesela sen de pantalon giyebilirsin artık.
-aa?
+valla.
-ama... ama... gezi'de vurmuştunuz bizi?
+ne alaka amk?
-ııı.... sivas'ta yakmıştınız?
+... ne alaka amk?
-atatürk kavuşturdu bizi bu özgürlüğe ama :(
+yav he he
-ama sivas :(
+tamam otur soluklan hele.
-sivaas :((
zöge: saniyeler içinde zamanın ötesine gönderildi, emeği geçen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum :)
gg: olm yapmayın lan :(
neyse sözlük konsepti dahilinde tanım gireyim:
tanım: kendi kendine gelin güvey olan şafak pavey'in ultra özgürlükçü ayar silsilesi.
gg 2: bu sefer de başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor sebebiyle gg'lenmiş. emeği geçen tüm arkadaşlara tekrar teşekkür ediyorum. ama olm yok ki öyle bir şey? nerede referans var başlıktaki entry'lere? yok ki lan :( -
chp nin meclisde kafası çalışan müstesna kadın vekillerdendir kendisi.
akp ninkiler şuan başını türbanla yada kılık kıyafet geyiği yapmakla meşgul.
türbana kimse karşı değil ki benim eşimde türbanlı.
egemen güçlerin siyasi gündem ve samimi olmayan bu şovuna verilecek en güzel ayarı vermiş vekil. -
baştan aşağı dogru ve haklı ayardir. hala burada gelip de "kemalist zirvasi bla bla" diyen düşünme yetisinden aciz insanlar ile oturup tek kelime özgürlük, eşitlik, anlayış hakkında konuşmam.
kimse türban özgürlüğüne karşı gelmiyor. sadece iki yuzlulugunuzden bahsediyoruz. zorunuza giden de bu işte. -
-bir çok kadın kendi isteğiyle başını örtüyor
+evet?
-ama bir çok kız ailesinin zoruyla.
+ahahaha.
-hem de 5 yaşında örttürüyorlar :(
+ahahahassiktir.
-yetmiyor, 15 yaşında evlendiriyorlar bir de :((
+şöyle otur soluklan hele.
-ama tayvan'a yetişemedik, oraya yetişmemiz lazım.
+tamam sen git biz geliyoruz.
-islam ülkeleri hep böyle zaten, kadın hakları çok az :(
+böyle böyle yükseltmeye çalışıyoruz ya işte.
-ama islam ülkeleri :((
gg nedeniyle, tanım: kendi kendine gelin güvey olan şafak pavey'in ultra özgürlükçü ayar silsilesi. -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap