• 3 eylülde başvurduğum ilaç için aradılar sabah bakanlıktan. ilaç onay listesine girmişim nihayet! onay ne zaman çıkar belli değil tabi. sözlükten badiler sağolsun el birliğiyle ilaçları temin ettiler de tedavi olabildim. tedavim bitmek üzere ancak devlet hala ilaç temin edemedi. devletin eline kalsam kesin kör kalacaktım. yeni türkiyenin yeni sağlık sistemini de, sağlık sisteminin düzeldiğini söyleyenlerin de taaa amk!
    ben nefret ediyorum da komada olup ilaç bekleyenler ne yapıyor çok merak ediyorum.
  • katılım payının eczanede ödenmesi. kredi kartı batağı gibi resmen. geçen gün 78 tl verdim, aldığım ilacın tutarı 9 tl idi üstelik. üniversitede muayene oldun diyelim,12 tl katılım payını sonra ödemek yerine atıyorum 5 tl'yi nakit olarak sıra alırken verirsek bu tip sürprizlerden kaçınırız. daha da önemlisi poliklinikler gereksiz hasta olmayan hastalardan, aciller canı sıkılıp sohbete gelen tiplerden bir nebze olsun kurtulur.
  • kısaca paralı olması. artık paralı kardeşim sağlıkta devrim dedikleri buydu işte. siz ilaç size mi ucuzladı sandınız. devlete ucuzladı. geri kalanı içinse mastercard.
  • bir süre önce marmara üniversitesi tıp fakültesi hastanesi başıbüyük binasında tedavi gördüm. kontrol zamanım geldi. mr çektirmem gerekiyor. mr randevusu telefonla alınıyor. fakat yaklaşık onuncu günün sonunda telefona bakan kimseyi bulamadığım için randevu alamıyorum. arkadaş niye bakmazsiniz o telefona? sebep ne yani?
    gel de nefret etme şu ülkeden.
  • nefret dolu bir insanım ben. öyle çok sebebe ihtiyacım yok, kolaylıkla önüme gelenden nefret edebilirim yani. sokağa tükürenden, köpeğe tekme atandan, hep kendini anlatandan, acındırandan, lüzumsuz ödevlerden, pişkinlikten, aynı cümleyi ikinci kez tekrar etmekten, şapırtıdan, hırsızlardan, kimilerini düşününce sahip olduklarımdan, kimilerini düşününce hiç bir zaman sahip olamayacaklarımdan, vırttan zırttan.

    son bir yıldaki favori nefretimse sağlık sistemi. uzun uzadıya yazmayacağım, hasta olarak gördüğüm odur ki ne kadar paran varsa o kadar insansın, ve bu parayı temin edemiyorsan ölmen, sakat kalman, bok gibi yaşaman, acı çekmen sana "sosyal" olduğunu söyleyen devletin zerre sikinde değil. ama önceden kuyrukta bekliyorduk diye gelecek olan varsa da şimdiden söyleyeyim, o yukardakilere dediklerim bir kenara da, senin vicdanına sıçayım ben. her hastalığı gezmeye gider gibi hastaneye gidip, muayene olup, ilacını almak gibi bir şey sanıyorsun ya, senin böyle sanan aklının ötesine bir berisine iki! hiç gecenin 4'ünde mr çekilmeye çağrıldın mı? ama en azından çekiliyor deme lan hayvanoğlu hayvan, bayramın birinci gününe kesimi sığdırılmaya çalışılan kurbanlık muamelesi yapıldı mı sana? yanlış teşhis aldın mı? en kısa sürede olman gereken ameliyat 6 ay sonraya ötelendi mi? senin ilacı artık ithal etmiyoruz biz artık yeaa dediler mi? koridordunda hemşiresinden ayrı sekreterinden ayrı trip yediğin hastanede, akıl sağlığını muhafaze etmeye çalıştın mı? 6 kişilik odada sarılıklı hastayla aynı tuvaleti kullanmak zorunda kaldığın 1 hafta geçirdin mi? sen hiç başında koskoca(!) devlet varken tanımadığın abilerin, ablaların insafına kaldın mı yürüyebilmek için?
    (bkz: yürüyemeyen küçük kızı yürütüyoruz kampanyası)

    afakanlar basıyor böyle peşpeşe sayınca da. öff nefret ediyorum, sebebim de götümün keyfi, var mı?
    eymen güldü, şimdi berra koşacak, sıla hayaline kavuşacak. demem o ki; sağlık sistemine koyayım, el birliğine bir şey olmasın.
  • yerinizden kalkamaz iken mr için iki buçuk ay sonrasına gün verilmesi bunlardan biri olabilir. iki buçuk ay yat ne işin var değil mi? mr sonucu ameliyata karar verilirse
    kaç ay sonraya gün veriyorlar onu düşünmek bile istemiyorum.
    evet çağ atladık, geriye doğru.

    ek:
    sağlık sisteminin içine edilmediğinden -ki benim lafım olmasa da kısmen katılıyorum- ve sadece var olan sistemin düzeltilmediğinden dem vurularak, içine etmek fiilini kullananlar vicdansızlıkla itham edilmiş.

    sağlık sisteminin düzeltilmemesi bile tek başına çok büyük bir sıkıntı değil midir? 1990'da da sıraya giriyordum sabah 4'de şimdi de. o zaman da 2 ay sonraya mr veya tomografi sırası alıyordum şimdi de. sağlık sisteminin içine edildiği nokta özelleştirme adı altında özel midi ve mini hastanelerin teşvik edilmesi, bundan da maddi ve manevi halkın zararlı çıkmasıdır. kesintiler, doktorlar ve eczacıların durumu ortada. evet önceden de sakattı sistem, ama şu an komada. şahsi fikrimdir.

    ek 2:
    mr çektiren tanıdığıma bel fıtığı tanısı konmuş. yaklaşık 1 yıldır işsiz. ameliyata girmesi için sgk borç çıkarmış 3000 küsur lira, öncelikle onu ödemeliymiş. şu zorunlu prim ödeme mevzusu. o kadar borcu birikmiş. ödemeden ameliyat söz konusu değilmiş. alternatifi ise özel hastaneye gitmesi parayı bastırması ve ameliyat olması. şimdi yerinden kalkamayan çocuk internetten ve telefondan hakkını arıyor, 3000 küsur ira meğer yanlış hesaplanmış, daha az olacakmış. bu işlemi bitirdikten sonra öğrendiğine göre 3 ay sonraya ameliyat tarihi alabilecek. ameiyat parası ayrıca istenip istenmeyeceğini bilmiyor, şaşırdı ben sorunca. her şeyi özelleştiren devlet sgk'lı da olsan ameliyattan para alır diye düşündüm zira.

    ek 3 mr için verilen süreler hastanelere göre (en kısa sürede olanları araştırdıktan sonra buldum ve gittim):

    bilkent atatürk hastanesi: 2 ay çekim için.
    yenimahalle onkoloji hastanesi: 5 gün çekim için, 7 gün ise sonuç için toplam 12 gün.
    fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi: 9 gün çekim için, 5 gün ise sonuç için toplam 14 gün.
  • işleyişi ve aksaklıkları bir yana ;sağlık sisteminin birilerini zengin etmek için paravan olarak kullanılması.
  • akp'ye neden desteklediğini ispata uğraşırken insanlar sağlık sektörüne işaret ediyorlar. lan amınıza koyayım sizin piçler. bi sağlık sektörü 21.yy da nasıl daha fazla kötü olabilir?

    günlerdir mide ağrısı çekiyorum, randevu alabileceğim en erken tarih 15 aralık. acile mecburen yöneliyoruz, ordakiler de yüzüme aval aval bakıp senin acillik nasıl işin var imasında bulunuyorlar. sağolsunlar mide koruyucu yazıp gönderiyorlar.

    ya en azından eskiden hastaneye erken gidince doktora görünebiliyorduk. bütün hizmet sektörleri bi ülkede bu kadar piç edilebilirdi. bok
  • calismadigim icin sigortam yok ve genel saglik sigortasi da yaptirmadim. onemli bir hastaligim cikti. sgk ya gittim ve tum olaylar serisi orada basladi.

    ogrenci oldugum zamanlardan borc cikarilmis yaklasik 1200 tl. goztepe sgk ya gittigimde belgelerini getirirsen 400 e duseriz fakat islemlerini maltepede yaptiracaksin. aldim belgeleri gittim maltepeye. min borc 800 olur ama 10 gunde sonuclaniyor dedi. bir de gelir testi yaptiracaksn o da 10 gun. gelir testinden sonra borc falan filan netlesiyormus. yani toplamda 20 gun.
    hastaneye gittigimde borclarin odenmesi lazim yoksa islem yapamayiz diyorlar. neyse sgkyla ugrasmadan direk para bulup tahlil vs yapiriym dedim. kol gibi fatura cikardilar ve bugun hastanedeki 3. gunum hala ne sonuc alabildim ne de baska bisey.

    ozel hastaneye gitsem odedigimin 2 katini odetecekler. demem o ki su ulkede paran varsa kralsin. paran yoksa kimsenin skinde degilsin.
hesabın var mı? giriş yap