• dükkanları numaralı, birisine bişey sorduğunuz zaman size lak diye "4 numarada var" diyorlar, fakat ne kadar doğru bilemiyorum, başından savmanın kibar yolu gibi geldi bana, zira, mesela biz charlotte sometimes ariyorduk, fakat amcanın bizi yolladığı 5 numarada nerdeyse sadece öss kitapları vardı. heralde adam beş numaraya kıl kapıyor, bütün alakasızları oraya, öss kitapları arayanları da altı numaraya yolluyor...
  • kapisinda "el kasibu habibullah" * hadisi serifi yazar
  • bi gün buraya yolunuz düşer. net ortamında 250-280 tl olan kitap setini alayım diye iç geçirirsiniz. derler ki:

    - 6 numaraya sor !
    - 6 numara kitap var mı?
    - var..
    - ne kadar ?
    - 400
    - ama nette 280 bak..
    - ne bakacam.. ben 35 senelik sahafım internet dün çıktı.. çık git dükkanımdan hemen...

    bi daha da böyle esnafın olduğu mekanın önünden bile geçilmez...
  • artık sadece gül kokulu yasinler ve test kitapları satan kitapçılar bütünü.
  • ne yazık ki şimdi kırtasiye çarşısına dönüşen kadim sahafların mekanı. turistler için dolarla satılan büyük boy pahalı kitapların bolca bulunduğu, piyasaya yeni çıkan kitapların satıldığı dükkanlardan mürekkeb bir yer olmuştur. elden düşme kitap arayanların galatasaray lisesi çevresinde konuşlanmış sahaflara gitmesi daha uygun olacaktır. (bkz: aslıhan kitapçılar çarşısı)
  • içinde ibrahim müteferrika'nın büstü bulunan yer.
  • sahaflar çarşısı büyü kitapları satan dükkanlardan geçilmez. olur da kocanızı eve bağlamak, kaynananızın ayaklarını başıyla yer değiştirmek, sevgilinizi donunuzda sallamak falan isterseniz buradaki dükkanlardan birine girip "havas" demeniz yeterli olacaktır, envai çeşit kitap önünüze serilir. işin ilginci "büyü" derseniz bozulurlar, alınırlar, "lütfen bu bahsi kapatalım" derler, aman diyim.
  • istanbul universitesi'nin beyazit kapisinin (ana kapi) hemen onundedir, arkasinda degil :)
  • dünyada bir tane istanbul var. istanbul'da da adıyla sanıyla bir tek tarihi sahaflar çarşısı var. gel gelelim adıyla tezat bu çarşının vitrinlerinde artık ders kitapları, adi bestseller'ler ve dini kitaplar gibi yayıncılık endüstrisinin en çapaklı çöpleri sergileniyor.

    dükkanları işletenlerin donanım(sızlığı) ise içler acısı. durumun vehametine işaret etmek için tanık olduğum bir olayı sizlere aktarayım. koskoca tarihi sahaflar çarşısında dükkan açmış kelli felli bir esnaf, müşterisinin sorduğu iki jane austen kitabının ( gurur ve önyargı ; aşk ve gurur ) adları farklı ama içeriği aynı mı diye anlamak için iki kitabın da ilk sayfasını müşteriyle okuyup, karşılaştırmaya çalışıyor. tabi ki çevirmenlerin yorumu birbirinden başka olduğu için işin içinden çıkamıyorlar. oysa bu iş için sahaf veya esnaf olmaya gerek var mı? ömründe sayılı kitap okumuş alelade bir vatandaş bile iki "çeviri" kitabın aynı eser olup olmadığını anlamak için ilk sayfadaki künyeye bakmayı akıl edebilir.
  • 1930'larda çarşının içinde çekilmiş bir fotoğraf:
    http://i.imgur.com/dehsqgl.jpg
hesabın var mı? giriş yap