• nisan 2017’de iletişim yayınlarından çıkmış (bkz: kemal varol) kitabı.

    ben kendilerini yeni keşfettim. kürt bir yazar ve şair olarak türkçe edebiyatı'nın önemli bir ismi.
    hikayeleri yaşadığı coğrafyayı çok iyi yansıtmakta. böyle yazarların daha erken keşfedilmesi lazım.

    hikayeden birkaç alıntı:

    --- spoiler ---

    “ benim beş kardeşim vardı. gobi’ nin dört. ramaza’ nın on iki. zülfiye’ nin dokuz kardeşi vardı. dilan’ın altı. azat’ın bir kısmı üvey annesinden olmak üzere toplam on altı. ama allah’ ın belası şener tek çocuktu. babası maliyede memurdu. neden bir kardeşi oladığını bir türlü anlayamıyorduk. annesi sağdı. babası sağlıklıydı. neden dokuz kardeşi daha olmuyordu mesela. neden sırıyla ağabeylerinin eskilerini giymiyor da her seferinde yepyeni elbiselerle aramızda dolaşıyordu. bir yandan da acıyorduk kardeşsiz olmasına. hep el üstünde tutuluyordu ama dünya üzerinde bir başınaydı yine de. “ sayfa 30…

    “ allah, köyleri yakıldığı için kasabanın yolunu tutmuş, buldukları boş bir arsaya derme çatma toprak damlı evler yapmış, babaları akşama kadar amele pazarında iş bekleyen, anneleri türkçe bilmeyen, ağabeyleri polisle belalı, hepsi birbirine benzeyen evlerde oturan aynı yaşlarda bir dolu çocuğu arkadaş yapmıştı ve bu başlı başına güven demekti. bir çeteye ihtiyacımız yoktu. “ sayfa 74…

    --- spoiler ---
  • sahiden hikâye, kemal varol’dan okuduğum ilk kitap oldu. yazar bir süredir okuma listemdeydi, ama sevdiğim bir abinin katkılarıyla yazara başlamayı öne aldım. bu kitabı diğer kitaplarına göre kısa olması ve hikâye kitabı olması nedeniyle seçtim.

    yazarın üslubu fazla süslü ve sanatlı değildi, ama okuru kendisine çekmeyi başarıyor. yazarın bence ayırt edici yönü hikâyelerinin sonunda ortaya çıkıyor. sıradan başlayan ve devam eden hikâyeler hep vurucu sonlarla noktalanıyordu. bunda sanırım yazarın sözlü edebiyat geleneğinin hâlâ güçlü olduğu bir coğrafyadan gelmesi etkili olmuş.

    kitaptaki tüm hikâyeler ülkemizin doğusunda yer alan hayali kasaba arkanya’da geçiyor. olaylar da ya lamek adlı karakterimizin başından geçiyor ya da onun da başkasından duyup bize anlattığı olaylardan oluşuyor. hikâye kitabı olduğu için rastgele sırayla okunmaması gerekiyor, hikâyeler birbirinden bağımsız değil. bir hikâyedeki bir olay veya karaktere az veya çok başka bir hikâyede de rastlıyoruz. bu yönü okurken çok hoşuma gitti.

    yazarı çok beğendim, diğer kitaplarını da peyderpey okuyacağım.
  • bugünkü basit mutluluk nedenim.
    kitap dört yıl önce 'sait faik hikaye ödülü' almış olsa da bu eser için az bile. ben de okur ödülü veriyorum. en yıldızlısından.
  • yine bir kemal varol klasiği, arkanya kokan hikayelerle tamamlanmış bir kitap.

    favorimi söyleyip gideceğim, kelime nenemin arabası.

    ve minik bir alıntı bırakacağım buraya:
    “ biliyor musun hobi,” dedim, “ şu bizim on bir on iki yaşımız ömür boyu bizimle gelecekmiş.”
    “ gelirse gelsin,” dedi gobi, “ ne zararı var!”
    “ öyle değil ölüm,” dedim başımı iki yana sallayarak. “ yani bu yaşta ne yaşıyorsak bir illet gibi yakamıza yapışacakmış her şey.kork yaşımıza da gelsek aynı bokun soyu olacakmışız.”
    esneme bir şaplak vurup “ olur mu lan öyle şey!” dedi.
    “ bal gibi de olur,” dedim. “ günün birinde başımızı bir eve sokup böyle çoluk çocuğa karışmış, göbek falan bağlamış, her şey güllük gülistanlıkken, bir gece kan ter içinde uykudan uyanıp pencereye atacakmışız kendimizi.”
    “ sonra?”
    “ sonra pencerede sıkıntıyla sigara içerken bizim bu yaşımız böyle yavaşça sokaktan geçip el sallayacakmış bize. eksik kaldım, gel beni tamamla, diyecekmiş.”
  • "derdini bu harflerin aralarına serpiştirirken kendini fazla da açık etme," diyor son kez. "bu harfleri yan yana getirip güzel güzel şeyler anlat insanlara! ki onlar bunları okurken sahiden hikâye sansınlar her seferinde."

    köyleri boşaltıldığı için arkanya denilen düşsel ülkeye göç eden, gelirken keçilerini, ineklerini, delilerini de getirenlerin, kasabalılarla birlikte kurduğu ortak yaşantıya ve kasabalıların anılarına dair öykülerden oluşuyor.
    isim arkanya olmakla birlikte hikaye tanıdık. klasik bir doğu anadolu şehrinin seksenlerden günümüze kadar gelen oldukça soft ve üstü kapalı hikayeleri. lamek, gobi, domestos ve arkadaşları esmer, hatta kara çocuklardır. oysa dışardan gelen memur çocukları, açık tenli, renkli gözlü ve başka bir dünyaya aittir.

    ilk hikaye yerel bir gazete ofisinde z harfinin kaybıyla başlıyor. kalıp basım yapan gazetede her harf var ama z yok. neden z harfi olmadığını ise kitabın sonunda yumruk yemişçesine anlıyorsunuz.

    türkiye'nin neresinde yaşamış olursanız olun kırklı yaşlarını süren herkesin ortak hafızasına ait şeyleri anımsıyorsunuz hikayelerde. çoğu zaman hikayeler bir güzellemeden ziyade farkında olunmadan yaşanmış trajedileri anlatıyor.
    lamek'i dinlerken hikayesi insana hiç yabancı gelmiyor. benzer yokluğu yaşamış olanların bildiği şeyleri anımsatması bazen üzüyor bazen de insanın bunları nasıl unutmuş olduğu hayıflatıyor.
  • kemal varol'un 7 nisan'da raflarda yerini alacak olan yeni kitabı.
  • kemal varol'un kalp çarpıntısına neden olacak yeni kitabı.
  • oturup , başlanıp ve bitirilen kitap.
    hikaye kitabı ama bence kemal varol romanı gibiydi.
    hem ucunda ölüm var da hem de jar kitabının arka planı olan arkanya'nın diğer yaşayanlarını anlatmış.
    heves amca dışında diğerlerini göremedim , ama yine de mutlu etti.
    çok özlemişim kemal varol okumayı doyurmadı lakin , ağzımda güzel bir tat bıraktı
hesabın var mı? giriş yap