• sadece köpeklerde ve aşıklarda vardır bu duygu. o yüzden sokakta yalnız yürüyen kişi, yalnız başına dolaşan başıboş bir köpek gördüğünde gözgöze gelir ve yanyana yürür.
  • insanlık tarihi kadar eski olan duygunun adı.
    bu duygu olmasaydı insanlar ne bir arada ya$ardı ne de medeniyetler kurulurdu. tarihin olu$masının sebebidir bu duygu, insanları, kültürleri, ırkları birlikte ya$atan, aile kurmalarının, toplumsal normalar olu$turmalarının ve bu kurallara uymalarının altında yatan duygudur.
  • içine doğulamaz ama içinizde hissedebilirsiniz. anne sıcaklığı arayan bebeği düşündüğümüzde içine doğulamayacağını biliriz. sokakta yatan adam içinse içinde olunan duygudur bu. bir yerlerde soğuktan korunmak için yirmi kat kartonun üzerine yatmış, çöpte bulduğu bir giysiyi üzerine örtmüş adamın duygusudur sahipsizlik duygusu. bizim yabancılaştırdığımız, kafamızı dönüp görmezden geldiğimiz insanların duygusu.

    soğuktan donarken kimseyi aramama lüksüdür sahipsizlik duygusu. herkes tarafından dışlanmış olarak bir yerlerde kalmaktır. bir kuytu köşe aramaktır. kimseye rica minnet etmeden köprü altında yatmaktır. bazen soğuktan donarak ölmektir sahipsizlik duygusu. ama yine de kimseye minnet etmemektir. dışlanmışlığın son noktasıdır. ama sesini çıkarmamaktır aynı zamanda.

    bazen bir özgürlük hissi gibi algılar insan bunu. gün batıp da güneşle birlikte çökünce insanın ruhu, sarılacak birisini arar. bazen anne kucağına özlem olur bu. bazen de sadece bir kokuya kapılmışlıktan. sevgi ile ilişkilendirilen bir kokudur insanı sahipsizlik duygusundan alıkoyan. bir yerde bir koku çalınır insanın burnuna ve burnunun direği sızlar; sahipsizliktir hissettiği.

    bazen bir bayrağa boş bakmaktır. haymatlos olmaktır. yaşadığı yere ait olamamaktır. diğerlerine benzememenin acısıdır. bazen bir türlü kurtulamamaktır marşlar okunurkenki akıl yürütmelerden. bazen millet kavramının yapaylığını düşünmektir.

    yine de insanın kendisi olmasıdır sahipsizlik duygusu. spartaküs'ün kalkışma nedenidir. gerekirse roma devletine kafa tutmaktır.
  • kimi zaman bir topluluğa ait olmaya zorlayandır.
  • hiçbir yere ya da kimseye ait olmama (hissetmeme) durumu ile tam olarak aynı şey değil. sahipsizlik duygusu daha çok kimse tarafından sahiplenilmemiş olma duygusu aslında. bu nedenle de daha incitici, daha yürek burkucu, daha yıpratıcı.

    insan hiçbir kişi/topluluk/yere ait olmamayı kendisi seçebilir, hatta bundan gurur ve mutluluk bile duyabilir. ancak sahiplenilmemiş olmak genellikle kişi tarafından tercih edilen bir durum değil. buna özellikle sahiplensin diye umulanların varlığı da eklenince durum hayli hazin. zaten bunun yüzünden, etrafın yüz kişiyle sarılı olsa da yine kendini kimsesiz, dünyayı bomboş ve anlamdan eksik hissedebilirsin. sırf tek bir kişinin uzaklığından.

    bir de sahiplikten ne anladığımız konusu var tabii. karşılıklı olarak birbirini benimsemeyi, hayatına almayı, korumayı, hastalığını zayıflığını kabullenmeyi, yeter ki yanımda olsun diye diye sarılıp kalmayı anlıyorsak ne mutlu. eğer hükmetmek, emretmek, birey olmaktan çıkarmak gibi parlak fikirlere sahipsek başa dönmeliyiz demektir, en başlarda bir yere.
  • ateistlerin bir diğer problemi.

    allah'a gönülden inananlar, kendilerini yaratana ait olduklarını ve sonunda o'na varacaklarını bilirler.
  • milyonlarca sahipsizlik duygusu yaşayan birey -yalnızlığın karanlık vakumunu seçmediyse- kendini çıkış olarak bir lidere, ideolojiye salıverir. kitlede eriyerek liderine, tarafından sevildiği düşü kurduğu kişiye bağlanır. kurnaz politikacılar da bu tip bireysel eksiklikleri pek güzel kullanır

    (bkz: kitleleri birbirine bağlayan libidinal bağ)
  • 30 yaşımı geçtim. yani artık genç veya ergen değilim. o duygularım yok artık.

    hayatımın tüm kritik anlarında, en çok yardım ve kılavuzluğa ihtiyaç duyduğum zamanlarda ailem hiç yoktu. hiçbir zaman aile olmadığımızı sadece aynı evde yaşayan insanlar olduğumuzu şimdi idrak etmeye başladım.

    arkadaşlarım ana-babalarinin kendilerini düşünerek yaptıkları yardım ve yatırımlarla hayatlarını hızlıca kurup çoluk çocuğa karıştı. 4 katlı apartman bırak, bana ev al diyen bir tip de değilim. yardımınız olursa şunu yapacağım dediğim anda kaybolmalari artık canımı yakıyor. iletişimi keseceğim hepsiyle..
  • normal şartlar altında hiç bir görüşme ve kan bağı olmayan bu iki kişinin bir kaos ortamı sonrasında telefonlaşması sonrası hissedilen duygu. 10 yılı aşkın bir süredir görümce olarak kardeşinizin bir tanecik eşiyle ilk tartışmanız da hiç alakası olamadığı halde kayınvalidesinin yani gelininizin annesinin eşinize bir şekilde sosyal medyadan ulaşarak telefon numarasını alması ve size yönelik şikayetlerini dile getirmesi ve tehdit etmesiyle vuku bulan olay. sonrasında 16 yıldır tanıdığını sandığınız eşinizin olan biteni tarafsız görünmeye çalışarak taraf tutması ve bu konuya dair hafiften bir sorguya çekmesi ve sonuç itibariyle hissedilen duygu .
    sahipsizlik hissi çok acı verici ancak şunu unutmayın ki benim sahibim yine benim! eşimin bende yarattığı bu duyguyu elbet bir gün unutacağım ve her zaman olduğu gibi yine kendi ayaklarım üzerinde duracağım.
  • son 10 günde deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın yoğun olararak yaşadığı duygudur.

    bakkaldan sakız alsan beşte birini devletine veriyorsun ama bir felaket geliyor başına

    ne gelen var ne giden ...
hesabın var mı? giriş yap