• şahsıma gönderilen bir maili sizlerle paylaşıyorum. mağdur tarafa yol göstermek isteyen arkadaşlar da thecommista@gmail.com adresine mail atabilirler.

    "merhaba.
    sizinle yaşadığım bir durumu paylaşmak istiyorum gerekli yerlere şikayette bulunuyorum ancak kamuoyunda ses getirmesi adına size de yazmak istedim.

    ilgilenirseniz çok sevinirim

    ben özel bir kurumda çalışan rehber öğretmenim. h**** kişisel gelişim akademisinden öğrenci koçluğu eğitimi almak için başvurdum ve eğitim içeriğini beğenmediğimi ve yeterli bulmadığımı kurucuya ilettiğimde kendisini klinik psikolog olarak tanıtan bu hanımefendinin gerçek bir psikolog olmadığını öğrendim ayrıca tarafıma deliliğimden tutun da çalıştığım kuruma şikayet etmekle tehdide varacak birçok söylemi olmuştur isim g** s**o** kendisi endüstri mühendisliği mezunu aynı zamanda uzaktan eğitim veren ve türkiye'de denkliği bulunmayan bir okuldan psikoloji yüksek lisansı yapmış (st clement üniversitesi yök denkliği yok araştırabilirsiniz) maalesef kendisi insanları klinik psikologum diye kandırarak hipnoterapi vb haddini aşan tedavilerde bulunuyor ve uzmanlara eğitim verme cür'etinde bulunuyor ayrıca eğitim ücretimi de geri vermeyeceğini söylüyor
    lütfen bu durumlara karşı duyarlı olalım!!!
  • twitter fenomeni sosyal anne saçmalığına filan hiç girmeyeyim*, ek olarak klinik psikoloji eğitimi olmayıp uzman psikolog ünvanıyla ''terapist''lik yapanların tamamı bu gruptandır. siz bakmayın tarihi şahsiyetlerden örnek verip etik uyduranlara. bunlar terapi yapıyoruz deyip bozuk psikolojinizi iyice bozar elinize verirler, sonra da sizi suçlarlar.

    sonra da gelip ''carl rogers bile ilahiyat mezunu yea'' diye zırvalarlar.

    uzman bir psikoloğun da dediği gibi;

    paranız bende, sevgi içinizde
    hadi yallah başka kapıya
  • bitmiyorlar...
    (bkz: tutku çetiner ural)
  • (bkz: akilah azra kohen)

    meslek yasası olmadan daha kimler çıkacak allah bilir.

    ben de psikoloğum. bi ara elime dsm 5 aldım, 2 tane psikolojik kitap okudum ve psikolog oldum. malsınız, çünkü 4 sene lisans ve 2 sene yüksek lisans okumaya ne gerek var? 2 kitapla danışanların hayatını karartabilirim. gelen paraya bakarım. soran olursa diplomayı, en sağlamından linç yer. tvlere çıkıp iki gevelesem yeter.

    evet nerde paralar? iban atıyorum.

    not: psikolog tabi ki değilim ama psikologların çektiğini çoğu meslek grubu çekmiyordur eminim. bir "eğitimde" psikolojik danışmanlık okuyanlar*, bir de bu sahte psikologlar yüzüne anası ağladı mesleğin.
  • akilah özge azra sarızeybek kohen
  • son zamanlarda psikolojinin yeni bir alanı türedi, mezun olanlarına da sahte psikolog ünvanı veriliyor. klinik psikolog, sosyal psikolog, adli psikolog, sahte psikolog gibi entegre oldu alt dallara.

    sanıldığı gibi masum insanların diplomasız "sahte psikologlar" tarafından kandırıldığı falan yok. bu tip kişilerden yardım almak isteyen insanlar, cahil falan değil. olabilir mi? bence imkansız, onlarca lisanslı, diplomalı, kendini iyi yetiştirmiş terapist bulabilecekken, hepsi gayet ulaşılabilirken, birilerinin sahte psikoloğa toslaması mağduriyet değil seçimidir. bu seçim de aslında hastanın semptomudur. freud bir yazısında der ki; "bırakalım hastalar bu gibi insanlardan ruhsal yardım almanın onlara zarar verdiğini kendileri keşfetsin". freud'a hak vermek haddim değil ama çokça hak veriyorum, kimseye gitme demem, sahte psikoloğa mı gider, yaşam koçuna mı gider, bilinçaltı temizleyicisi terapiste mi gider, hocaya gidip muska mı yazdırır, kime giderse gider, nesne seçimi kendisine aittir.

    bunu biraz şuna benzetiyorum, hani bazı kadınlar sürekli seçtiği erkekler tarafından şiddete uğrar ya da aldatılır ve sonunda mağdur olur, ama o kadın palazlandığında tekrar aynı tip erkeği seçer ve tekrar şiddete uğrar, bu onun kısır döngüsüdür, kendi ruhsallığının getirdiği nesne seçimi ve tekrarladığı hikayesidir.

    dolayısıyla bir toplumda görece daha az bulunan sahte psikoloğa giden birisinin neden bu seçimi yaptığının sırrı kendi hikayesinde gizlidir. bir nevi seçimleriyle semptom üretmeye devam etmektedir.

    halihazırda bir araya gelmiş terapist, danışan ikilisinin de bir hikayesi vardır, cinsiyeti, yaşı, terapötik yönelimi bakımdan da danışanın seçimi kendisi hakkında zengin bir hikayenin ayrıntısıdır. sahte birini seçiyorsa o da ona ait bir hikayedir.

    bir de şuradan bakmak lazım, belki "sahte psikoloğa" gitmek bir nevi sahte terapi de almaktır. kişinin ihtiyacı bu sahtelikte yüzmek de olabilir, çünkü gerçek bir terapi ile yüzleşecek cesareti olmayabilir, dolayısıyla hem yardım aldığını düşünürken kendi içinde ve çevresi içinde, hem gerçek bir yardım almaktan da kaçmış olur. bu noktada sahte psikolog tam da direnci olarak ortada belirir. o kadar çok insan şunu yapar ki; "psikoloğa bile gittim işe yaramadı", gittiği psikoloğa bakıyorsun sahte, ya da gerçek bir terapiste gittiği sürece bakıyorsun bir-iki seans gitmiş ama işe yaramadığı üzerinden "o bile işe yaramadı" söylemiyle esasında mağduriyetini doyurmaktan başka bir şey yapmaz ve seçeneklerin ya da önerilerin önünü tıkar. dolayısıyla sahtelik mi arıyor hakikati mi arıyor herkes kendisi seçecek. hakikate tahammül edemeyen bazıları sahteliklerde oyalanmaya devam edecek ve yeri/zamanı egosu izin verdiğinde onlarda hakikat ile yüzleşmeye ya da duymaya cesaret bulacaklardır ama bu da yine onların yolculuğudur.

    bu bağlamda sevgili meslektaşlarımı, sahte psikolog taşlamaktan kalan zamanlarını insanların bu seçimleri üzerine de düşünmeye davet ediyorum. sahte psikologların bize öğrettiği bir gerçek var..
  • nasil anlasilir bilen varsa lutfen mesaj atsin, gittigim kisiden supheleniyorum da.
  • danıştığınız psikoloğun lütfen diplomasını sorun, sahte psikolog olduğunu düşündüğünüz kişileri lütfen bildirin https://istanbul.psikolog.org.tr/…ikolog-bildirimi/
  • "sahte psikolog"larla ilgili en acilinden bir şeyler yapılması lazım. tabi ki öncelikle ihtiyacımız olan bir meslek yasası. meslek yasamız olmadığı için her türlü alandan ve şarlatanımsı durumlardan tehlike altındayız. 2017'de çok güzel bir şekilde sahte psikologları avlıyorduk. yani bilincimiz o kadar mıydı? aslında en büyük eksiğimiz psikologlar olarak birlik içinde bulunmamamız. hocalara gittiğimizde biz sizin destekçiniz öğrenciler olarak siz yapmalısınız diyorlar, alandaki psikologlara gittiğimizde çok yoğunuz zaten hep böyleydi bir şey değişmeyecek ben işime bakarım tavırları, devletteki psikologlardan bahsetmek istemiyorum zaten bir şey söylemeye korkuyorlar. hehhh bir de işsiz psikologlar var. onların durumu en vahim olan galiba. çünkü diplomalı psikolog olarak sahte psikologlar işini çalıyorlar ve göğüslerini gere gere reklam yapıyorlar hem de işsiz oldukları için yoğun bir bunalım depresyon. kime şikayet edeceğiz? nasıl yapacağız? bir meslek yasamız yok. bir meslek odamız yok. şikayet edeceğimiz bir kurum yok. net bir şey var ki kimse elini taşın altına koymak istemiyor. ama bi ortamda lafa geldiğinde psikologlar çok kötü durumda. özel üniversiteler, istismara açık bir alan, en gülüncü hala bir bilim olmadığını iddia edenler, lisans eğitiminin yeterli görülmemesi, sertifika eğitimlerinin çok pahalı olması, yeni mezunda tecrübe talepleri... saymakla bitmeyecek şeyler.
hesabın var mı? giriş yap