• huzur deizmde...
  • türkiye hali hazırda zaten deist olduğu için şaşırtıcı değildir.

    kadınların çoğunun başı açıkken, insanlar alkol tüketip, amiyane tabirle çatır çatır sevişirken, vakit namazlarını aksatıp camiilere sadece bayramlarda ve cuma günleri giderken, hatta gitmezken, kutsal kitaplarını okumazken, elhamdülillah müslümanım, kalbim temiz diyerek işin içinden çıkabileceklerini sanmaları, sadece deist olduklarının farkında olmadıkları anlamına geliyor.
  • her sistem kendi virüsünü üretir prensibi gereğince, dinin topluma gereğinden fazla dayatılması sonucu oluşan tepki ve reaksiyon dinden kopuşla sonuçlanıyor. dinin fazla dayatılmadığı görece özgür bir ortamda günahkar bir müslüman olarak yaşayabilecek kişi, baskı yüzünden dinden soğuyor ve terk ediyor. sonuç olarak kapsamlı bir bilgi yok elimizde, fakat deizmin yükselişini sosyal medyada da görmek mümkün.
  • olduğunu düşünmediğim yükseliş.

    çünkü bana göre bugün kendini deist olarak tanımlamaya başlayan insanlar zaten önceden de deistti. islam'ın beyinlerine zerk ettiği korku masalları yüzünden zorunlu olarak "müslüman" sıfatını taşıyorlardı ve bunu muhafaza etmeye çalışıyorlardı. tabii bazısı da "deist" diye bir kavramın varlığından haberdar dahi değildi.

    "ben de müslüman'ım ama tam öyle değil" diyenler, yalnızca zihinsel olarak tasavvufa yamanmaya çalışanlar, sosyal medyada paylaştıkları mevlana sözleriyle kendilerinden geçenler vs. vs. bu insanlar asla "gerçek" müslüman değildiler zaten. onların ibadeti en fazla kendilerini rahatlatmak için cuma namazında görünüp yatıp kalkmaktı. yoksa islam'ın gerektirdiği üzere kafirleri kesmek, kadınları hor görmek, insanların özgürlüklerini kısıtlamak vs. gibi görüşlerle hayatlarını geçirmiyorlardı.

    bu "yükseliş" gönümünü yakalamak için tek bir hareket yeterlidir esasen, gerisi domino etkisiyle şekillenebilir. çevrede önceden kendini müslüman olduğuna ikna etmek için uğraşmış yalnızca bir kişi "ben galiba deistim" dediği anda diğer kişilerin de "aaa ne tesadüf, ben de" demesi şaşırtıcı olmamalıdır.

    ek: dediğim olayın yapılmışı varmış.
  • tabi ki şaka.
    böyle bir yükseliş var evet, ama bu kesinlikle kalıcı değil.
    din veya inançlar hep bir döngü içindedir. söndü sanırsınız aniden alevlenir. her yeri sardı sanırisınız, tekrar azalmaya başlar. dünya varoldukça var olacak ve sürekli bir görünüp bir kaybolacak tek şey inançtır, çünkü insan hiçbir zaman varoluş meselesini çözemeyecek.
    bundan bir asır önce max weber, bilimin ilerlemesiyle inançların geri dönülmez bir yokoluşa sürüklendiğini öne sürmüştü. oysa aradan yüz sene geçmeden bu tez tamamen çürüdü. inanç belli kalıplar içinden çıksa da, belki her zaman olduğundan daha fazla yaygınlaştı. türkiye'nin durumuna gelecek olursak, kemalizm dini neredeyse (en azından şehirlerde) bayağı geriletmişti. sonra siyasal islamın yükselişiyle tekrar yaygınlaştı. herkesin beyni yıkanıyor zannederken bir baktık imam hatipliler bile dini sorgular olmuş. ki ben bunun böyle olacağını birkaç sene önce ifade etmisitim (bkz: ben demiştim ekolü). şimdiye dek bu kadar değişim yaşanmışken şu anki gelinen durumun kalıcı olduğunu zannetmek epey dar bir vizyon gerektirir.
    ayrıca deizme geçen birkaç eski başörtülü kadını baz alıp müslümanların islamiyeti terkettiğini öne sürmek de pek akıllıca bir tutum değil. bunlar bence bir azınlık oluşturuyorlar. diğerleri dinden çıkmayı değil, dinin farklı (modern yaşama daha uygun) bir yorumuna geçmeyi tercih etmişlerdir.
  • bir depreme veya savaşa bakar dediğim, suni yükselmedir.
hesabın var mı? giriş yap