• ian fleming'in bir bond romaninda yazdigina guvenilirse* japonlarin sake icin $oyle bir sozu varmi$:

    birinci kadeh sakeyi sen icersin. ikinci birinciyi icer. ucuncu seni icer.
  • japonlarin pirincten yapilan ickisi..
  • the last samurai'da tom cruise'un delilercesine çığırdığı japonca sözcük. (bkz: nathan algren) (bkz: whiskey)
  • tadını tarif etmek gerekirse efendim yosunlu berrak dere suyunun alkollü olanı. evet.
  • her evde bulunan damacana suyu, ( 10 litre) bir kilo pirinç, üç kilo şeker ve elli gram toz mayayla kolayca yapılabilecek içki. bidonu bu malzemelerle doldurduktan sonra kapağını delip akvaryum hortumunu sıkıca yerleştiriyoruz ve hortumun ucunu su dolu bir kabın içine sokuyoruz. mayalanma başlayınca oluşan karbondioksit hortumun ucundan fokurdayarak çıkacak fermantasyon bitince kabarcıklar kesilecektir. itinayla kapağı açıp süzerek şişelere aktarıyoruz. bu kadar basit.
    ekleme : pirinci haşlayıp lapa kıvamına getiriyoruz.
  • pirinç ve tahıl tozundan üretilen japonların milli içkisidir.

    geleneksel olarak soğuk değil, sıcak içilen bir içkidir. ama tabii zevke göre soğuk da içilebilir. ilk içenlere tavsiyem soğuk içmeleridir.

    sıcak içmek istiyorsanız, bir tencereye su koyun ve şişeyi içine sokup tencerenin altını yakın ve şişenin ısınmasını bekleyin.

    sonra içeceği tokkuri denilen ahşap veya porselen şişelere dökersiniz.

    genelde küçük, porselen ya da ahşap ochoko denilen likör bardağına benzeyen bardaklara dökerek içilir.

    sake içme kültüründeki en sevdiğim özellik ise sake içenin kendi bardağını doldurmamasıdır. iki kişi sake içerken, ochokosu boşalınca karşısındaki onu doldurur.

    güzel ve gizli bir mantığı da vardır aslında bu kuralın; subliminal olarak tek başınıza içki içmeyin mesajı içermektedir.
  • sake sisesini dorde bolun ve ancak dortte birlik sinirda kendinizi tutmaya calisin.
    eger hala icmek istiyorsaniz usul usul devam edin.

    sake beyaz sarap gibidir, tatli desem tatli degil ama limon gibi yuzunuzu gazete kagidi burustururcasina ayyyy diyeceginiz bir tadi da yok.
    bu sebeple soguk iciniz cok soguk degil ama oldukca serin.

    yemekle beraber icebilirsiniz ama ilk kadehi yemekten hemen once ac karnina atin.
    daha sonra biraz yemek biraz sake.

    sake geleneksel usulde mase denen tahta kare bir kabin icinde ochoko denen kucuk porselen bir kasenin icine konur ve ochoko dolduktan sonra bir olcu disariya tasar, ochoko bittikten sonra mase'nin icindeki sake ochoko'ya ilave edilir.simdilerde lokantalar alalede cam bardaklar ve plastik maseler kullaniyorlar.

    sake, filtreleme islemleriyle alkol orani yukseltilmis bir icki degildir ;icerigindeki alkol orani yuzde ondokuzdur.

    sake'yi icmeye basladiginizda alkol oldugunu dahi anlayamayabilirsiniz, bende de ne bunye varmis adamlar ortadan ikiye yariliyor ben su gibi iciyorum bu meleti diye devam ederseniz, amblansla alirlar yada kufeyle, tadi ayni maden suyu gibi bir seydir hatta sadece su biraz daha tatli belki de.

    hakutsuru,shochikubai,gekkeikan,ozeki populer olan markalardir, kalitesi biraz daha dusuk olan sake'nin sisesini sekiz on dolara bulabilirsiniz.

    japonlarla, sake iciyorsaniz kendi bardaginiza degil de masada bulunan arkadaslarinizin bardagina servis yapin, onlar da ayni sekilde davranacaklardir zati bu onlarin bir gelenegi, saygi ile alakali bir davranis sekli, koreliler de ayni gelenegi uyguluyorlar.
  • "ertesi gün baş ağrısı" diye bir kavram barındırmıyor bu. * delibişi..
  • kipada 156 ytl etiketi ile en pahalı içki ünvanını elinde bulunduran japon
  • teknik olarak biradır.
    (ara: domates meyve*)
hesabın var mı? giriş yap