• dersi ingilizce anlatıp kimse anlamayınca "let me say this turkish" diyip tekrar ingilizce devam eden, "this is piece of banana" yada "şimdi sir" lafları eşliğinde, dersi anlatırken bir anda yemek tarifi vermeye başlayabilen ve ayrıyeten 4 senelik mühendislik derslerin 3'te1'ini kendi başına vermeyi başaran nadide insan(bkz: anlatılmaz yaşanır)
  • osmangazi universitesi müh mim fak elektrik elektronik mühendisliğindeki prof.lardan biridir. elektrik elektronik mühendisliğine başlamış olan bir öğrencinin, 2. sınıfta tanışma imkanı bulduğu; 3. sınıfta ise bu öğrencinin nerdeyse her dersine giren yegane hocalardan biridir. öyle ki haftanın en az 1 günü sabah 9dan akşam 8e kadar, bütün derslere girebilme yeteneğine sahiptir. bu arada ünlü bir lafını yazmakta yarar var, "if you know this thing, it is a piece of cake. if you don't, it is a piece of banana".

    bu arada üstteki arkadaşa ek olarak, bu hoca sadece yemek tarifi vermekle kalmaz, bazen bekçi ile olan muhabbetlerini, başına gelen bir sürü olayı sınıfa anlatırken bulursunuz kendinizi. tabii bütün bu olayları anlatırken o ders normalde 45dk yerine 90dk ya çıkar, geç kalacağını anlayınca blok yapıyoruz deyip, 3 saati birbirine bağlar, daha sonra bir tenefüs arası verip tekrar derse devam eder. aralarla beraber 3 saatlik ders olur size 4,5 saat. dersteki bütün öğrencilere hayırlı olsun.

    (bkz: hakikaten anlatılmaz yaşanır)
  • çamura yatan öğrenciyi pek sevmez bu yüzden karakter olarak öğreniciyi ilk başta bu potansiyelde görür (haksız da sayılmaz). söylentilere göre fazla müsahamakar olan bu hocanın iyi niyetini suistimal eden bir grup öğrenci yüzünden böyle olmuştur. özelde sevilmeyecek bir yanı yok son derece iyi bir insan. derslern uzun tutuşu ve çıkmış soruya yöneltişi(sıklıkla 33 puan aynısı gelir) hocayı sevmsiz kılsada salih fadıl tanıdığım için çok memnun olduğum değerli bir insan.
  • sagopa kajmer dinler, giyimine pek dikkat etmez. hele bir önlüğü vardır ki üzerindeki tebeşir izleri ile ve yırtık yerleri ile soğuk savaş sovyet profesörlerinin önlüklerini andırır. aynı zamanda sınavlarında öğrencilerini zorlamayı sever, o derece ki çaresizlikten hocanın psikolojisini anlamak için baytar'ı dinleyip ders çalışma isteği uyandırır.
  • bilginer hocayla beraber bölümün en ters hocasıdır. dersleri biraz dağınık anlatır, çoğu şeyi direk söylemez. ancak anlatışına ve espiri tarzına alışınca derslerinden geçilebilir. çoğu görüşüne katılmasam da saygı duyulası bir kişidir. sınavları zordur.
  • esogü elektrik elektronik mühendisliği hocalarındandır. zamanında itü'de sağlam bir eğitim aldığı bellidir. eski usul bir hocadır öyle slayt-mlayt uğraşmaz. her şeyi bilir öyle ki zamanında bölümde açılan derslerin yarıya yakınını bu adamcağıza kitlemişler. hasan hüseyin erkaya'nın demesine göre itü'de aynı bölümde okurken aralarında bir yıl fark olmasına rağmen birbirlerini hiç görmemişler.
  • (bkz: principles of energy conversion) ve (bkz: introduction to microcomputers) derslerini kendisinden aldığım hocanın kendisidir. trisleri ve yıldız üçgen dönüşümünü anlatırken aniden (bkz: turşu nasıl kurulur) onu anlatmaya başlar. dikkat edin ve saygı duyun çok şey öğretiyor hıyar herif.
  • merhabalar hocam :) direkt size sesleniyorum çünkü sözlüğe girip öğrencilerinizin sizin hakkınızda neler yazdığını okuyorsunuz. öncelikle kendimden bahsedeyim ki ben 2015 mezunu öğrencilerinizden bir tanesiyim. sizden toplam; electromagnetic ı-ıı, ıntroduction to microcomputers, ıllumination ve electrical design olmak üzere toplam 6 derss aldım ve bu derslerden iki tane aa, iki tane ba, bir tane cc ve bir tane dc notları ile geçtim. buraya yazmamın amacıda bir mezun olarak ders işleme yönteminiz konusunda ki eleştirilerimi dile getirerek gelecek nesillere bir damlada olsa faydam olmasını istemekten başka bir şey değil. öncelikle emg-ı-ıı derslerinde işlenen konular pek çok öğrenciye daha önce işlediği fizik dersinden bir nebze de olsa tanıdık geliyor. ancak ders anlatışınız çok kopuk bir daldan başka bir dala atlıyorsunuz. bir şey anlatıyorsunuz ama öğrenci anlattığınızı anlamaya çalışırken siz başka bir yere atlıyorsunuz ve öğrencinin anlamaya çalıştığı yer ise anlayamadan darmadağın olup gidiyor. eğer bir öğrenci sizin verdiğiniz emg ı-ıı derslerinden geçebiliyorsa geçmesinin nedeni dersi anlamış olması değil çıkmış soruları ezberleyip sınavda yapmasıyla geçiyor. tabi kanımca sizde bunu bildiğinizden sınavda çıkan 3 sorudan bir tanesini çıkmış sorulardan soruyorsunuz ki en azından bir kaç kişi de olsa dersten geçenler olsun diye ki ben çıkmış soruları ezberleyerek dersi aa getirdim. gelelim microcomputer dersine. hala 8085 entegre mi anlatıyorsunuz bilemiyorum benim zamanımda öyleydi. 1980 lere olan özleminizi 8085 e olan sevginizden anlayabiliyorum. ancak bu ders inan’ın emg den de kötü. zaten assembly dilini anlaması zor siz bunu ingilizce anlatımla birleştirince dersten geçmenin tek yolu yine çıkmış soruları ezberlemeye kalıyor. neyse fazla uzatmayayım ama hocam artık emekli olma vaktiniz geldi açın artık gençlerin önünü. not: hocam yeşil-beyaz çizgili tişörtünüzü hiç unutamıyorum eğer bu entariyi okursanız bana ulaşın hatıra olarak almak isterim. not-2: hocam bir de daha önemli olan bir konu cidden bunu tüm samimiyetimle söylüyorum artık takvim gazetesi okumayı bırakın. sizin gibi bir profesöre yakışmıyor inanın.
  • "adı salih, kendi fasık kişidir;
    bu kadar çok düşük not anca kasıt işidir." şeklinde bir tekerlemesi de bulunan, ters kişi. esogü elektrik-elektronik mühendisliği bölümü'nün en sevilmeyen hocasıdır.
  • bölümdeki muhtemelen tüm dersleri kendi başına verebilecek kapasitede bir proföserdür. neredeyse her cümlenin sonunda "okay?" kullanır. dersten koptuğumdaki hesaplamalarıma göre 8 saniyede bir okay demekte. yaklaşık 7,5 okay per minute. youtube'da sıkılınca bitirmeden başka videoya geçeriz ya, birbirinden alakasız konulardan. salih hoca bu yapılanın canlı hali. ikinci dünya savaşından konuşurken bir anda kendinizi lezzetli kek yapımı tarifinde bulabilirsiniz. "efendime söyleyeyim adam şeytmişse burada ayvayı yersin sir.ondan sonra hep saçmalar durursun. amuda kalk ayaklarından baş aşağıya yarasa gibi dur yine çalıştıramazsın. yani bu iki meret programdan çıkarsa (ağzından çıkardığı bir look diye ses) program aşağı düşer ayvayı yersin." significiant bir el hareketi de vardır, yüzük ve işaret parmaklarıyla bir şey anlatırken ritmik şekilde başparmağına vurmak gibi.
hesabın var mı? giriş yap