• (bkz: finally free)
  • 2005 yilinin nisan ayinda vuku bulan yirmidorduncu uluslararasi istanbul film festivali'inde izlenebilecek detektif oykusu, ikinci ve son gosterimi bugun saat 19:00'da, emek sinemasi'nda.
  • oldukça iyi karakter tahlili yapan, izlemesi keyifli kore filmi. sonuçtan ziyade süreçle ilgilenip hemen her karaktere inandiricilik saglamak (hele 1 dakika kadar kisa bir süre gözükene bile) yönetmeni joon ho bong'u takibe almaya deger kiliyor. bir biçimde film süresince, o yokluk, alisilmadikla yüzlesme ve imkansizlik sonucu ister istemez dogan kara mizahi, son derece yakin hatta neredeyse 'komsu' bulmak isten degil. kore sinemasi içinde aldigi onca ödülle kendine bir yer bulmus sanirim, burada da fedakar kiz vizyona girecegine cinayet günlügü girmeli.
  • yönetmen joon ho bong'un "siddet kaçinilmazdir" ana fikrini getirip burnuma kadar sokmasindan çok hoslanmasam da soluksuz izledigim kusursuz bir kore filmidir.
  • festivaldeki en saglam kore filmlerinden biri idi. bir ara gozumden yas gelecek kadar espiriler ard arda bombardiman misali gelmekte idi. kara mizahin dibine vurarcasina batidaki orneklerinden kat ve kat ustun sekilde verdikleri polis elestrisi gorulmeye degerdi. belki de filmin sonunda oglunu cok fazla bilgisayar oyunu oynadigi için elestirirken kendisini de elestriyor olusu basarisizligi basklarinin uzerine yuklemek anlaminda cok basarili bir sahneydi. gosterime girmesini ve herkes tarafindan izlenmesini umdugum bir kore filmi...
  • içinde küçük çapta "günlük hayatta uçan tekme atma kılavuzu" barındıran bir film. korelilerin tabiatında mı var, yoksa yönetmenin mi abartması bilemiyorum ama filmde başlayan her kavgada taraflar birbirlerine ilk başta uçan tekmelerle giriyorlar. onu geçtim, polis ekibimizin bir üyesi, sorguya alınan adamlar üzerinde de en ince ayrıntılarıyla gösteriyor uçan tekme atma yöntemlerinin inceliklerini...

    tabi sadece bu yüzden sıradışı ve izlenesi bir film değil. yaratılan karakterler ve olayları ele almaları tam bir kara komedi. seven daki ve benzer seri katil filmlerindeki gibi safi karizma değil dedektiflerimiz. özellikle taşralı olanlar.
    vergi iadesi için fiş doldurmaları, sorguya aldıkları tiplerin kafalarına şaplak vurup "sıs lan! anlat bakayım nasıl işledin cinayeti" diyerek yarattıkları sorgu seansları, davayı aydınlatmak için alternatif yöntemlere** başvurmaları bu filmi, türünün diğer örneklerinden ayırt etmek için yeterli oluyor kesinlikle.
  • insanin agzini acikta birakan, g.kore tasrasinda gecen bir polisiye film..

    --- spoiler ---
    iki farkli bakis acisi var filmin basinda: seul'dan gelen, dayaga ve onyargiya karsi, analizi benimseyen dedektif ve onun tam zitti, dosyayi hemen kapatalimci, iskenceci dedektif.. velakin filmin sonunda iki taraf da bu ozelliklerinin bir kismini karsi tarafa aktariyor..

    filmin sonu ise akillara zarar.. katili aciklamiyor.. az bir ip ucu veriyor film, katil hakkinda.. ama katil filmde -muhtemelen- gorunmuyor.. hani ozurlu cocugu atese falan attigini da duyuyoruz. ama nihai olarak "standart" bir tip imis katil.. yani herkes olabilir tasradan.. ya da hic kimse..
    --- spoiler ---
  • 2003 yılı mahsulu joon ho bong tarafından yönetilmiş olan güney kore yapımı film.

    başollerde taşralı şaman dedektif park doo-man rolunde kang ho song, taşralı işkenceci dedektif cho yong-koo rolunde roe ha kim ve seulden gelen akademi mezunu aklı ve bilimi temsil eden dedektif seo tae-yoon rolunde ise sang kyung kim var.

    filmi izlemeyi az önce bitirdim ve bomboş öyle boşluğa bakar buldum kendimi. evet, boşluğun içinde başaşağı sarkıtılmışım gibi, ayaklarımdan bağlanmışım hiçliğe, sallanıyorum bir o yana bir bu yana. inanın filmi bu cümlelerden daha iyi anlatamam. bütün yapabileceğim bu. böyle bir etki yaşamak isteyenlere şiddetle tavsiye edilir.

    "the answer is in the file." (dedektif seo tae-yoon)
    "i know, just by looking at your face." (dedektif park doo-man)
  • güney koreden, askeri diktatörlük döneminde yasanmış seri cinayet olaylarının anlatıldığı polisiye film. ama ne film.. iki saat boyunca kafanızın içinde fırtınalar koparıp, bittiğinde; ama nasıl? kim? neden? niçin?? modunda sapsarı tarlalar üzerinden akıp giden yazılara eblek eblek bakmanıza neden olacak cinsten.. cümle aleme tavsiye edilir...
  • işkenceci polisin sorgu esnasında sağ ayağına kılıf geçirerek zanlılara vurması ve daha sonra sağ bacağına giren bir paslı çividen dolayı kangren olup bu bacağının keslimesi de filmde önemli göndermelerden bir tanesidir...
    (bkz: ilahi adalet)

    baş parmağı , işaret parmağı ile orta parmağın arasına sokmak suretiyle yapılan hareketin (bkz: nah işareti) türklere özgü milli bir işaret olmadığını öğrendiğim filmdir ayrıca...
hesabın var mı? giriş yap