• tıpkı amerika'da olduğu gibi burda da 4 tane kafa okulun bulunduğu dağa oyulmalıdır efendim. kimdir bunlar: (bkz: figen özyılmaz) (bkz: selçuk uslu) (bkz: mehmet yıldırım) (bkz: ismail yavuz)

    ayrıca kız erkek sayısındaki oran nedeniyle bir süre sonra herkes arkadaşının ex-aşkıyla takılır... öhöm öhömm...
  • çevre illerdeki ve samsundaki bütün ruh hastalarının benim okuduğum 28 kişilik döneme denk geldiğini düşündüğüm lisedir. o kadarki, 28 kişilik sınıfımızı bile ikiye bölmek zorunda kaldılar yinede sürtüşmeler kavgalar bitmedi. şimdi bu deliler mühendis olacak,doktor falan olacaklar ki düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
    olayların nedenlerini araştırıp sonuçlarını yorumlama yeteneğini lisedeyken kazandım, bunun farkını üniversitede gayet net görüyorum. bunun dışında bana pek bişey katmayan, aksine benden çok şey götüren okuldur. aşağılık kompleksine sahip, ve ezbere ders anlatıp ezbere soru çözen(!) hocaları vardı (iyi hocalarımızda vardı tabiki ama hepsi görevlendirmeyle gelen hocalardı,gün gelir giderlerdi) mezun olduğumdan beri gitmediğim için hala varlar mı bilmiyorum.sırf kendilerini tatmin etmek için o kadar zor sorular sorarlar ki apışıp kalırsınız, güven-der,öz-de-bir,lgs de başarılı sonuçlar alıp fen lisesine geldikten sonra bu apışma durumu sizi kendinizden şüphe etmeye iter, depresyona falan girersiniz, ağır antidepresan kullanan arkadaşınız tenefüslerde bile uyumaya devam eder. çalışmaya olan inancınızı kaybedersiniz.
    farklı kesimlerden gelen insanların kişilik çatışmaları ve aşağılık kompleksleri o kadar net gözler önüne serilidir ki, 2-3 kişinin birleşip seçtikleri kurbanı her şekilde aşağılamalarını bir korku filmi gibi izlersiniz.
    ayrıca 28 kişilik döneme (okul her yıl 96 kişi alır) bir mezuniyet balosu,onu geçtim bir kep atma, onu da geçtim bir yıllık çıkartmayı, hadi hepsinden vazgeçtim toplu bir resim bile çektirtmemiş okuldur. gördüğünüz gibi nefret etmek için size yeterli sebep veren okul : samsun fen lisesi "kuru fasulye ile bulgurun kesiştiği mekan".
  • manzarasının ve ortamının mükemmelliğiyle elde ettiği artıları, öğretmenlerinin illetliğiyle kaybeden eğitim yuvası.

    ömrümün 3 yılını yemesinin üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen artçı sarsıntılarını hala hissetmekteyim.
  • başka bir yere taşımışlar, adını değiştirmişler. garipli guruplu bir şey koymuşlar. kimseye, özellikle de emek verip okul yaptıran hayırsevere saygısızlık etmek istemem ama gerek yoktu böyle bir şeye. okulun yeri, imkanı vardı. aynı para ile ihtiyacı olan bir yere, ihtiyacı olan bir okul yaptırılabilirdi.

    belki de mezun olduğum okullar birer birer kapandığı/isim değiştirdiği için duygusallaşıyorum, bilemedim şimdi. günün birinde bir yere diploma örneği vermem gerektiğinde başıma bir iş gelecek eminim...

    bir de internet sitesi var şöyle bir şey: http://www.samsunfenlisesi.meb.k12.tr/

    "okulumuzun ilkleri" başlığı altında "dördüzleri mezun ettik" haberini vermeleri değişik olmuş. eski bina ile beraber bizim dönem de yok olmuş heralde. lafa gelince "neden mezunlar toplantısı yapmıyoruz?" oluyor....

    (bkz: bina yenilince biz de yenilmiş sayıldık)
  • ilginç biryer. kimisi sevdi, eğlendi, liseli oldu, tutundu. biz ise anlık eğlentilerimiz dışında ne olduğunu bile anlayamadan yaşadık 4 yılı. güvenlik görevlisinden tut müdürüne, aşçısından fizikçisine hepsi ilginç bu insanlarla güldük, eğlendik, bulandık, geberdik.

    hani lisede denir ya bitse de kurtulsak, hani cevap verirler sonra çok arayacaksın bu zamanları diye... öğle tatili o bahçede otların(hayır, çim değil.) üstünde yatarken cips partilerinde yapılan muhabbetleri. bahçede milletin yaptığı psikopatlıkları izleyip gülmeyi. şehrin üstüne pislik bulutları çöküp, deniz griye vurup, dalgalar delirince o çam ağaçlarının dibindeki bankta dalıp gitmeyi. insanları herbiryere, buldukları herbiryere kopya yazmaya iten o aptal yazılıları. sabahları kantinde seda sayan izleyip yarılmayı. bahçedeki hayvanları(kaz, tavuk, kedi) kovalamayı. kazların yavrularını kovalayıp annesi tarafından fena şekilde kovalanmayı ve kafasına kola dökerek püskürtmeyi. kimyadan sonra bir eliyle burnunu, diğer eliyle ağzını kapatıp ciddi ciddi intihar eden insanı... vs..vs... yok, özlemedim.

    elde kalan, hatırladıkça kahkahalara boğulduğum ekşi rocco şekeri tadında anılar... sfl'ye selam ediyor ve öpüyorum burdan. muck.
  • 10 sene önce mezun olduğum lise. aradan geçen bunca zamanın ne zaman geçtiğini anlamadım gel gelelim. okulun adı değişmiş ve başka bir yere taşınmış şimdilerde, zaten samsun'a da senelerdir hiç gitmedim.

    okul aslında, ülkenin geleceğini nasıl heba ettiğini de gösteriyor bana şimdi geriye dönüp baktığımda. yetersiz ve kompleksli öğretmenleri ne yazık ki, sağlıklı bir eğitim ortamı sunmaktan uzaktı. yine de, yüksek öğrenci kalitesi sayesinde zor da olsa, türkiye şartlarında belli başlı birkaç anadolu lisesi dışında devlet eliyle verilebilecek en iyi eğitimi verdiğini de inkar edemem. ama bunun ne kadarı öğrenci ne kadarı öğretmen kaynaklı tartışmaya açık.

    en büyük handikabımız, öss'de ilk 100000'e giremeyecek kalibredeki öğretmenlerin en kötüsü 10000'e girecek öğrencilere karşı istemsizce komplekse girmeleriydi.
  • mezunu bulunduğum okuldur.üstünden yıllar geçtikçe anlıyorum ki dört yılımı heba etmiş hiçbir şey katmadığı halde sürekli benden eksiltmiş,hocalarıyla,idarecileryle hatta öğrencileriyle dahi hayatımın hiçbir döneminde tekrar karşılaşmak istemediğim okuldur da aynı zamanda.
  • mezunu olduğum okuldur.

    bilim ışığında yürüyen mehmet, çaycılıktan öğretmenliğe uzanan yolun yolcusu selçuk, deli figen, yaş kompleksli pınarı görmüş efsane nesildenim.

    cemil usta ve aynı dönemki ismini hatırlayamadığım(sanırım hikmet hocaydı) coğrafya hocamız kral hocalardı. ancak y.lisansları olmadığından ilerleyen yıllarda yoklardı bu amcalar. o zamanlar bir fen liseliye 'işini sevmen ya da iyi yapman önemsiz önemli olan title' önermesi en iyi bu şekilde belletilebilirdi. şimdi ise title bile önemsiz hale geldi ya neyse.

    bir gün yolum düşerse uğrarım diyordum ama dağın başından atakuma taşınmış, ismi de değişmiş şimdilerde, ne işim var la tanımadığım bilmediğim yerde.
  • uslu ?
  • 2000 yilinda kurulup, 50. yil lisesi'nin yerini almistir. binasi 1974 yilinda yapilmistir.

    gecirmis oldugu tadilatlar sonrasinda arka kismi pembe-yavruagzi gibi bir renge, yan yuzu de sariya boyanmis, on kisim ise bunlardan siyrilmayi basarmistir. bahcesinde kazlar, tavuklar vs. gezinmektedir ara ara, kafalarina estikce.

    (bkz: fen liseleri)
hesabın var mı? giriş yap