• tam denizci dostu bir telefondur. tüm navigasyon cihazlarınız bozulsa, bu cihazı kullanarak chartplotter misali navigasyon yapabilirsiniz.

    en kötü senaryoda ise (tekne battı ve can salındasınız) bir sopanın ucuna bağlanarak kürek vazifesi görebilir. denizci telefonudur vesselam.
  • buyukluguyle ilgili dedikodular erkeklik gururumu incittiginden dayanamadim, gittim kisa bir sureligine arkadastan odunc aldim (oyle bir arkadas ortamimiz var, "aristokratik komunizm" diyoruz, birbirimizin yatlarini katlarini eslerini telefonlarini ortak kullaniyoruz).

    hakikaten buyuktu. oyle ki evin icinde tutmak alete yazik gunah, gunde iki defa yuruyuse cikartiyordum. belediye bunlar icin bir park yapmis, orada ozgurce kosturuyorlar. arada tek tuk 1980 model ibm mainframeleri de var, onlar zaten evlere sigamadiklarindan parkta uyuyorlar, biraz paslilar ama esnaf sagolsun, arada gidip besliyorlar elektrigin ucuz oldugu saatlerde.

    daha ilk gun baska bir note 2 yanimiza geldi. erkenden yorulmasin diye bizimkini ucus moduna almistim, o yuzden buna pek yuz vermedi. digeri de zavallim, bluetooth wifi hersey acik, deliriyor koklasabilmek, oynamak icin. iyi dedim nfcyi actim, acmaz olaydim. bunlar goz acip kapayincaya kadar tum iletisim bilgilerini, resimleri paylastilar, birbirlerine pul koleksiyonlarini gosterdiler. ayiramadik da kolay kolay, aralarinda bir cekim olusmus, elektrik alip veriyorlar. hemen pilini cikardim ama gec kalmisiz, birkac gune bizim telefon bir samsung galaxy s3 dogurdu, sezaryensiz hem de.

    arkadasa s3'u vermeye gittim, "senin telefon dogurdu" dedim. "sakat dogacak, iphone olacak diye cok korktuk, sukurler olsun saglikli". cok sevindi arkadas, note 2'yi birkac gun daha kullanabilecegimi soyledi. gozleri parlamisti. "baska dogumlar olursa yine getir, iphone da olsa getir, ona kendi androidimizmis gibi bakariz, ayrim yapmayiz"

    ben birsey demedim, kis kis guldum, hikayenin nereye gidecegini biliyorum cunku. sen de biliyorsun di mi? birkac gune arkadas note 2'sini geri isteyince aci haberi verdim: "muhendisler ellerinden geleni yaptilar ama cpu yetmezliginden kendisini kaybettik. bu boyutlardaki telefonlara quad-core bile yetmeyebiliyormus, saglikli beslenmenin ve egzersizin yerini birsey tutmuyor sonucta... basimiz sagolsun".

    inanmadi tabii, "ilahi hodja effendi (arkadas isvicreli banker), telephone ölür mü hic?" deyince ben de bombayi patlattim: "dogurduguna inaniyorsun da...neyse once bir dinle ulan. ölmesine öldü ama bir vasiyet birakmis, benim de haberim yoktu, avukatlari gelince soylediler. meger nijerya'da bakir madenleri isletiyormus. darbe olunca madenleri devlete kaptirmis ama 120 milyon dolarlik servetini saklamayi basarmis ve bunlari bana birakmis, hic akrabasi yok. paralar hala nijeryada bir banka hesabinda duruyor, eger onu isvicreye getirebilirsen sana da yuzde 20 pay birakacagim. tek sorun burokratik islemler icin 5 bin dolar gerekiyor, bana verirsen gerekli mercilere ulastiracagim.... abi lutfen, durum acil, bir gun icinde hesaba talip cikmazsa hukumet el koyuyor. 5-6 bilemedin 7 bin dolar vericez alt tarafi, nedir ki."

    esseogluesek bekledigimden daha akilli cikti, ona kendi ellerimle vermis oldugum s3'ten wikipedia'ya girdi ve nijerya vasiyet kanunlarini okumaya basladi. her kelimesinde daha cok yikiliyordum: "...ve ola ki bir gun icinde hesaba talip cikmadi, kanunlar geregi hesap gayrimesru cocuklar arasinda bolusturulur, 18 yaslarina gelene kadar da...... (note 2 kadar buyuk olmadigindan sayfanin altina inmek icin en heyecanli yerinde bekletti)....hesaplarin tum kontrolleri onlarin legal bakicilarina verilir".. wikipedia'yi kapatip bana dondu: "s3'u bana teslim ettigin gun imzaladigin kagitlar sana soyledigim gibi altili ganyan icin degildi; bana onun resmen vekaletini veriyordun. demek ki, bir gun icinde o parayi bulamadigin takdirde o 120 milyon dolar benim oluyor. belki o zaman sana yuzde 20'sini, ya da bilemedin 8 bin dolar birakirim"

    nasil got olmustum anlatamam. o an zaman benim icin durmus, evrendeki en kucuk varlik olmustum. tabii ki ortada vasiyet de yoktu, 120 milyon dolar da. zaten nijerya'da darbe de olmadi, ve bakir dedigin ne zaten, altin olsa neyse. adamin yepyeni note 2'sini hacilamistim bir s3 karsiliginda, mutlu olmam gerekiyordu. ama cenazede herkesin onunde o laflari yedikten sonra bir daha kendime guvenimi geri kazanamadim, note 2 bana zehir zikkim oldu. kalbimdeki o boslugu daha buyuk seylerle doldurmaya calistim, note 3, 4, 5...ciktikca aldim ama ne ala, telefonlar buyudukce ben kuculdum, en sonunda bir nokta kadar ufaldim.

    en sonunda bir gun, bana yollanmis isimsiz bir zarftan 8, bilemedin 9 bin dolar ve alp daglarindan gonderilmis bir kartpostal cikti: "eski dostum. yillar once son gorustugumuzde beni dolandirdigini sanmistim, ama aslinda bana en buyuk iyiligi yaptin. eve donunce icime bir kurt dustu ve s3'umden nijeryadaki bakir madenlerini arastirdim ve bunlara yatirim yaptim. cok ucuza kapatmistim, simdi altindan daha degerliler. artik alp daglarinin su gordugun birkac zirvesi benim. ve bunca yildir o ufak s3'umu hic degistirmedim. bana sadakatin onemini hatirlatmasi icin bu zirveler asinana kadar da degistirmeyecegim".

    ve o nokta da silindi gitti.
  • yemin ediyorum camdan atlamama az kaldı.

    şu telefonu eleştirirken "çok büyük" demenin salaklığın son noktası olduğunu düşünen bir ben miyim bu dünyada ? bu zaten büyük olması için büyük üretilmiş bir telefon. büyük olmasın diyorsan git al s3'ü, tamam işte aynısının normal boydaki hali. yahu cidden anlamıyorum nasıl bir muhakeme yeteneği, nasıl bir düşünce sürecinden sonra "güzel ama çok büyük" diye bir sonuca varabiliyor insanlar ?

    bir üründen beklentin neyse ona yönelirsin (mal değilsen tabi): boyutu, performansı, pil ömrü neyse artık. ürünler de belli özellikleri ile öne çıkmak ister - aynı örnekler burada da geçerli. note 2 büyük bir ekran sunuyor sana, sen "ya telefon büyük" diyince saçmalamış oluyorsun yalvarırım sus. ille de dünyanın en pahalı smartphone'larından birini satın almak zorunda değilsin.

    edit:

    bentley gt - çok yakıyor.
    airbus a380 - çok kalın olmuş.
    otokar sultan - çok yüksek.
  • yıl olmuş 2014 hala google play'de yorum yapan ergenlerin yorumlarını adam yerine koyup okuyanların olduğunu bize gösteren telefon.
  • cep telefonu/smart phone değil, tabletçik olarak anılması doğru olan teknoloji harikasıdır. yalnız burada anlaşılması gereken bir detay var: samsung tarafından, cep telefonu diyerek tablet almanız hedeflenmiş değildir. bu ebattaki bir ürüne ihtiyaç duyanlara, kullanacaklara hitaben çıkarılmıştır. adamlar zaten hemen hemen her note 2 özelliğini galaxy s3 ve galaxy s4'te sunmaktalar. yani hedef kitle kesinlikle küçük telefon isteyenler değil. bu yüzden cihazın büyüklüğü üzerinden vurmayalım, zira -yine söylüyorum- hedef kitle siz değilsiniz.

    gelelim diğer detaylara.
    - ilk olarak, benim gibi teknoloji-sever familyasına mensup bir insansanız, telefona sahip olduğunuz tarihi müteakip 2-3 gün sürekli sağını solunu kurcalayarak geçecektir.

    - ah o s-pen yok mu o s-pen... algısı mükemmel, tam olarak istediğiniz tepkiyi almanızı sağlayan bir şeytan icadı. youtube'da bununla ilgili zilyonlarca video arasında note 2 ile mona lisa çizen adamlar var. bu örnek, aletin hassasiyeti üzerine bir fikir verecektir sanırım. özellikle telefonun el yazısı tanıma özelliği hayli gelişmiş. klavyeyi bırakıp note 2'de el yazısıyla facebook'ta mesajlaştığım oluyor.

    ek olarak, bir de note 2'nin s-pen'e duyduğu bağlılık var tabi. s-pen'i bir yerde bırakıp uzaklaşırsanız telefondan kibar bir şekilde "s-pen'i unuttun öküz" diye uyarı geliyor. bu özelliği kullanmayı beceremezseniz moralinizi bozmayın, zira ben de en başta mantığı farklı anlamıştım. ilk aklımıza geldiği gibi s-pen manyetik vs. bir alan dışına çıkınca ötmüyor alet. sadece s-pen'in takılı olmadığını algılıyor ve hareket sensörleriyle sizin yürümekte olduğunu fark ediyor. o esnada panik yapıyor. yani denemek için s-pen telefona takılı değilken telefonu bir süre hafifçe sağa sola sallayın. uyarıyı göreceksiniz.

    - hardware kısmından çok anlamam ama modern combat 4 oynarken karşıma gelen görüntüye "vay amına koyayım" demeden duramadım. gerçekten bir telefondan beklediğimin çok çok üzerinde performans ve görüntü aldım. nisan 2013 itibariyle, takılma sözcüğü henüz note 2'nin lugatına girmiş değil. "4 tane işlemciyi boş yere mi koyduk yarrağım" diyen samsung, helal olsun size.

    - uygulama kısmında üçüncü parti kısmına girmeyeceğim. google play'deki uygulamalar sizin note 2 sahibi olup olmadığınıza bakmıyor. ha ne olur, bazı uygulamaları daha büyük ekranda daha detaylı olarak ya da daha yüksek performans ile kullanabilirsiniz. note 2 nin kendi uygulamaları ise oldukça tatminkar. gerek s-note olsun, gerek ajandası olsun, gerek multiwindow özelliği ile hayatı oldukça kolaylaştıran detayları olsun gerçekten ince bir düşüncenin ürünleri.

    - henüz denemedim ama usb otg vasıtasıyla oyun konsolundan, flash belleğe kadar bayağı bir şey note 2'ye bağlanabiliyor. bir adet edinip, hiç ihtiyacım olmasa da fotoğraf makinam ile dslr controller denemek istiyorum.

    - internet deneyimi kesinlikle bir cep telefonuna göre mükemmel. yani bok atıyorsunuz büyük, kocaman falan diye ama o ekranda internete öyle güzel giriliyor ki... zoom yapma ihtiyacı ve özellikle bolca grafik barından sitelerde takılma derdi yaşamadan mobil internet kullanımı hayli hoş bir duygu.

    sonuç olarak, note 2 ile ilgili söylenebilecek çok şey var. tüm dünyada uyandırdığı ilgi boşuna değil. telefon değiştirmeyi düşünenlere en az bir kere inceleyip ondan sonra karar vermelerini tavsiye ederim. telefon değiştirmeyecek olanlar ise hiç eline almasın note 2'yi. zira kendi telefonunuzdan soğursunuz.

    anlatmaktan boğazım kurudu sözlük. birer bira daha içer miyiz?

    edit:
    şu otg kablosuyla telefona türlü türlü şey bağlanabiliyor demiştim ya, bozuk otg kablosunu değiştirdikten sonra bunu kurcalayacak vakti anca bulabildim. önce flash bellekle denedim. %100 çalışıyor. * sonra mouse taktım. mouse takıldığı anda cihaz bunu algılıyor ve "götüme fare bağladın şimdi mutlu musun" diyerek, mouse takılı olduğuna dair bir bildirim çıkarıyor. sonra mouse oynattığınızda bilgisayarda olduğu gibi telefon ekranında mouse imlecini görebiliyorsunuz. eğlenceli ama ne kadar gerekli olduğu tartışılır.

    edit 2:
    geçen gün arkadaşın biri galaxy s3'ünü düşürdü. ben direkt "cam gitti" diye düşünürken baktık ki telefon sapasağlam. buraya kadar sorun yok. sonra fark edildi ki, telefon artık titremiyor. düşmenin etkisiyle telefonun içine hapsolmuş azer bülbül'ün ruhu azat oldu. yani demem o ki; telefon -allah göstermesin- düşer de camı kırılmazsa ucuz yırttık diye düşünmeyin, titreşimi kontrol edin. kolay yoldan nasıl test ediyoruz? telefonun arama kısmına *#7353# yazıyoruz ve quick test menüsüne ulaşıyoruz.

    telefonunuzla kazasız belasız günler dilerim.
  • zamanında -ismi lazım değil- marka sevici bazı arkadaşların tepsi diye dalga geçmeye çalıştıkları, ilgili markanın aynı boyuttaki telefonu çıkınca ellerinde tuzlukla hıyara koşar gibi koştuğu boyuttaki telefondur.

    artık nasıl içlerinde kalmışsa...
  • bir kaç aydır kullanmakta olduğum samsung galaxy s 3'ten önceki gün geçiş yaptığım cihaz.

    zorunlu tanımdan sonra mecburi bkz'leri verelim ki gelen giden bilip bilmeden ayar vermeye kalkmasın.

    (bkz: samsung galaxy s/@aegeus)
    (bkz: samsung galaxy s 2/@aegeus)
    (bkz: samsung galaxy s 3/@aegeus)

    evet devam edelim;

    ilk olarak biraz işlemciden bahsedelim; bildiğiniz üzere note 2 üzerinde, samsung'un kendi üretmiş olduğu exynos 4412 dört çekirdekli işlemci kullanılıyor ve 1.6 ghz saat hızında çalışıyor. bu işlemci halen galaxy s 3'te kullanılan işlemci ile aynı, ancak s 3'te olan 1.4 ghz saat hızında çalışıyor. bir önceki note'da ise iki çekirdekli cortex a-9 işlemci kullanılıyordu. burada bir önemli hususu vurgulamak istiyorum, okuduğum kadarı ile note 2'de kullanılan işlemci her ne kadar s 3'teki işlemci ile aynı olsa da aslında üretim süreci içerisinde bu çiplerde de ufak iyileştirmeler, güncelleştirmeler vb. oluyor. burada da aynısı olmuş ve note 2'de kullanılan çipler, s 3'te kullanılanlardan kendi içerisinde bir parça daha kaliteli. bunun pratikteki sonucu ne derseniz daha yüksek saat hızında çalışma derim. ihtiyacımız var mı derseniz yok derim. s 3'teki işlemcileri 1.4'ten 1.7 ghz saat hızına ancak çıkartabilirken, note 2'de yer alanları 1.9 ghz'de sorunsuz şekilde çalıştıranlar mevcut. aslında yazılımdaki ısı kontrolü gevşetilse 2.0 ghz'de de çalışıyor! ayrıntısına lütfen buradan bakın: http://forum.xda-developers.com/…83267&postcount=81 ayrıca, hem s 3, hem ilk note hem de bu note üzerinde mali 400 gpu olduğunu belirtelim; samsung bu gpu'nun performansını yeterli buluyor ki henüz değiştirme yoluna gitmedi.

    bu teknik bilgilerden sonra benim yorumum şu şekilde: kullanıcılar her geçen gün daha kuvvetli donanım istiyor. bunun karşılığında da daha kuvvetli işlemciler piyasaya sürülüyor. halbuki yakından gördüğümüz gibi aslında şu yüksek işlemci güçleri bizim egolarımızı tatmin etse de pratikte pek az olumlu katkısı oluyor. cihaz üzerindeki yazılımlar daha henüz iki çekirdekli sistemlere göre optimize edilmişken, dört çekirdekli işlemcilerin ne kadar atıl durumda olduğunu siz tahayyül edin. bu cihazlar üzerinde grafik yoğun oyun, vb. için ise kuvvetli bir gpu gerekiyor ki mali 400 bu yöndeki ihtiyaçları çok rahat karşılıyor. yani, diyeceğim o ki, işlemci gücü önemli ama gelinen noktada karar verici faktör olmamalı, sırf bir telefonun işlemcisi daha iyi diye seçim yapmamalıyız. note 2 performansta uçuyor tabi, o ayrı.

    ekran ile devam edelim: bu cihaz üzerinde 1280*720p super amoled bir ekran geliyor. ilk note'un ekranı 1280*800 iken, galaxy s 3'ün ekranı da 1280*720p. galaxy s 3 üzerinde pentile bir ekran varken, bu sefer bizi farklı bir rgb dizilimi bekliyor. bu arada elbette note 2'nin ekran boyu 5.5 inch. ekran karşılaştırmasına ilişkin detaylı bilgilere şuradan bakabilirsiniz: http://www.androidcentral.com/…e-2-versus-galaxy-s3

    ekran konusunda söyleyeceğim şey şu; rahatlıkla söyleyebilirim ki karşımızda bugüne kadar yapılmış en kaliteli pda ekranlarından bir tanesi duruyor. s 3'ün sorunu, mavi ağırlıklı rgb dizilimi yüzünden beyazların tam beyaz olmaması ve en yüksek parlaklık değerinin düşük olması idi. hatta bu değer s 2'den bile düşüktü ve bu da malesef s 3 ekranının parlak güneş ışığı altında son derece zor okunur hale gelmesine neden oluyordu. bu kez farklı rgb dizilimi ile gerçekten beyazların beyaz gözüktüğü ve parlaklığı da son derece yüksek bir cihaz ile karşı karşıyayız. dolayısıyla güneş altındaki okunabilirlik sorunları ortadan kalkmış vaziyette. elbette ppi değeri açısından daha düşük bir değer karşımıza çıkıyor da olsa bir kısım zombilerin iddia ettiği üzere ekrana bakıp pikselleri görmek mümkün değil. bence bu ekran türü, htc one x'da benzeri görülen ips lcd'ler ile görüntü keskinliği ve renkler bakımından çok rahatlıkla yarışır.

    burada bir noktanın altını özellikle çizmek istiyorum; bu cihazları çıktığı günden bu yana özellikle e-kitap okumak için kullanıyorum. gerek pdf, gerek e-pub ve mobi formatında bir çok e-kitaba ulaşmak artık mümkün. bu noktada elbette arkadan aydınlatmalı bu ekranların kindle, nook benzeri e-ink cihazlar ile yarışacağını iddia etmiyorum ancak buna benzer başka bir şey söylüyorum. şöyle ki; amoled ekranların lcd ekranlardan, konumuz bakımından, en büyük farkı, özellikle siyah rengin oluşumunda arkadan aydınlatmanın neredeyse sıfıra yakın olması. böyle olunca lcd ekranlarda siyah renkler, arkadan gelen ışık nedeniyle aslında koyu gri görünürken, amoled ekranlarda gerçek siyaha çok yakın bir renk elde ediliyor. ancak daha önemlisi ekranın siyah bölümlerinde sıfıra yakın arka ışık oluyor. dolayısıyla e-kitap okurken night mode denen modu kullanıyorum, böyle olunca yazılar siyah ekran üzerine beyaz font ile görüntüleniyor. bu beyazın renk ve parlaklığını düşürdüğünüz zaman ise çok iyi bir e-reader elde etmiş oluyorsunuz çünkü ipad, android tablet vb. ne olursa olsun lcd ekranlar üzerinde uzun okuma yapamayışımızın temel nedeni arkadan gelen ışığın gözü yorması. e-ink'te arkadan ışık gelmediği için böyle bir sorun yok. aynı şekilde amoled ekranda siyah fon üzerine açık renk karakter kullanınca da aynı şekilde göz yorulması olayı ortadan kalkıyor ya da çok aza iniyor. özetle, note 2, e-reader olarak çok bir seçim oluyor.

    bunun için örnek olarak şu videonun 25. dakikası ve sonrasını izleyin lütfen: http://www.donanimhaber.com/…rak-edilen-her-sey.htm

    ram ile devam ediyorum: arkadaşlar, özellikle android söz konusu olduğunda multi tasking'den bahsediyoruz ve malesef htc, samsung, lg hepsi dahil android cihazlarını diğer markalardan ayırabilmek için özelleştirme olayına giriyorlar. bunun sonucu olarak karşımıza htc sense, ya da touchwiz gibi ara yüzler geliyor. bu fikir olarak hoş, üstelik bu ara yüzler tecrübesiz son kullanıcıya bir çok güzel özellik de getiriyor ancak bu nedenle telefonlar, nomal android'in üzerine deli gibi fabrika yazılımı konulduktan sonra ram'i deli gibi sömürmeye başlıyor. malesef günümüzde s 3 dahil, genellikle yüksek ram 1 gb olarak geliyor ve bunun hepsi de kullanıcıya tahsisli değil. bu nedenle günlük kullanımda multi tasking yalan oluyor. programlar arasında kolaylıkla geçiş yapabiliyoruz ancak genellikle geçiş yaptığımız programlar kaldığı yerden devam etmeyip, baştan çalışıyor. bu da multi tasking'i yalan ediyor :)

    (s 3 kullanıcıları için parantez açıyorum: bu ram sorununu aşmak için swap kullanımı bile gündeme geliyor, kurdum kullandım; bunu hem external sd card, hem de internal sd card üzerinde yapmak mümkün; bunun için http://forum.xda-developers.com/…read.php?t=1888081 ve http://forum.xda-developers.com/…read.php?t=1814311 adreslerine bakabilirsiniz; ancak malesef dahili ve harici sd cardların okuma hızı ram'den daha düşük olduğu için günlük kullanımda lag'ler meydana geliyor; multi tasking için cihazın akıcılığından fedakarlık yapıyorsunuz; ben sonuçtan pek memnun kalmadım, ancak kalan da çok kişi var, kullanın bakın)

    işte bu noktada note 2'nin farkı ortaya çıkıyor; çünkü bu cihaz üzerinde 2 gb ram geliyor! böyle olunca da arka plana attığımız programlar biz onları çağırıncaya kadar kuzu kuzu uyumaya devam ediyor. yani multi tasking konusunda çok başarılı bir cihaz ile karşı karşıyayız. istediğiniz programda çalışın; oradan oraya geçin, bana mısın demiyor. yani performans açısından son derece iyi bir iş yapan bir cihaz var karşımızda.

    ses konusu ile devam edelim; galaxy s ve galaxy s 3'e ilişkin yorumlarımdan okuyabileceğiniz üzere, bu iki cihazda wolfson'un son derece kaliteli bir chipset'i kullandığını biliyoruz. ileri zekalı samsung, galaxy s 2'de yamaha'nın bir chipset'ini kullanmış ve büyük bir başarıslık ile karşılaşmıştı. sevindirici haber şu ki; galaxy note 2'de de s 3'te kullanılan wolfson chipset mevcut. böyle olunca son derece yüksek bir ses kalitesi ile karşı karşıyayız. detayına şuradan bakalım lütfen: http://www.gizbot.com/…e-hd-audio-chip-as-galaxy-s3

    bununla birlikte yine de sesin gerek kalitesi gerekse de kalitesi ile oynamak bir noktaya kadar elimizde. bunun için de uzağa gitmiyoruz ve http://forum.xda-developers.com/…read.php?t=1922715 ile http://forum.xda-developers.com/…read.php?t=1881644 adreslerine bakıyoruz.

    edit: bir sonraki güncellemede ebat, s-pen, ses kalitesi konularına değinceğiz.
  • samsung'un en büyük ticari başarısızlığıdır. sahipleri kırılana ya da bozulana kadar yeni telefon almak istemiyor kolay kolay. üstüne 2 halef çıktı. olmayınca olmuyor.

    2 sene olmuş telefonu alalı. ne bir takılma yaşadım şimdiye kadar ne aşırı ısınma gördüm telefonda. pili hala 5,5 6 saat ekran süresi veriyor. 36 saati çok rahat çıkartıyor. 6 ayda bir micro usb kablo alıyorum kalitelisinden. tek masrafı o.
  • iphone 5 için 1 aydır fıldır fıldır yurtdışı, tanıdık eş dost arıyordum. 4 kullanıyorum ve bu da yurtdışından hediye gelmişti. 2 sene evvel iphone 4 gerçekten harikaydı. o zamanlar nokia n97yi bekliyordum, iphone 4 harikaydı ama pili değişmiyordu ve ben acaba diyordum. sonra boşver lan nolacak derken fıldır fıldır telefon ararken hediye geldi ve gerçekten telefonu 2 yılda hem temiz kullandım hem de sahiden kullandım. sunum mu hazırlamadım, nabzımı mı ölçmedim, sabahları fitness mı yapmadım, adımsayar olarak mı kullanmadım, mouse olarak mı kullanmadım. uzaktan bilgisayar ekranıma mı ulaşmadım. ses kayıtları, oyunlar, programlar. jailbreak hiç yapmadım. hatta sadece 1 defa restore ettim. o denli özenli kullandım. vaktinde android de adam akıllı bir şey yokken her şeyi sömürdüm. jailbreak yapsam eminim çok daha farklı programlara da ulaşırdım. neyse 5 i duydum, zaten lansman hayalkırıklığı. olsun dedim. çünkü telefon artık yetmemeye başladı bana.

    neyse efendim masterdayım bu arada, her gün ses kaydı alıyorum haftada 4 günden. evdeki pc ye format atmam gerekti. iyi eyvallah. attım bu arada belgelerimdeki dosyaları da aldım lazım olursa diye. neyse itunes u yükledim. çatt! senkronize olmuyor. neymiş bu iphone daha önce başka bir itunes ile eşleşmiş ve "ail ve eşzamanla" yap diyor. ulan taaaa bilmem nesine sövdüğümün sistemi, neyse dedim. hayır riske giremem onca ses kaydı var tahminen 30 saat kadar, silerse mahvolurum. icloud u da kullanmıyorum. haydii fotoğraf video aldım, rehberi mcbackup ile vcf olarak mailime attım geriye oyun saveleri (angry birds 3 yıldızdaydı hepsi) ve ses kayıtları kaldı. hadi dedim oyunları boşver. itunesdan menüden uygulamalar kutucuguna tik atıyorum. silip yükleyeceğini söyledi ehh dedim lanet olsun. neyse taktım yükledi falan. ama ses kayıtlarını alamıyorum. kafayı kıracağım. maille 8dk lara bölüp atmamı istedi. ulan dedim allah belanı versin ios gibi senin. yaklaşık 3 saat o ses kayıtlarını 8 dklara bölmekle uğraştım ve çattt! hayatımda ilk defa 7 yıldır kullandığım gmail hesabım geçici olarak bloke oldu! ulan hayatım orada benim. kafayı yememek işten değil. neymiş beklenmedik bir sürede aşırı kullanım olmuş. güç bela mailleşmeden sonra açtırabildim. neyse başka mail adreslerine yükledim ses kayıtlarını 8 dk 8 dk olarak. onu da kurtardım, ama iosdan o an soğudum. hayır sanane illa zırt pırt senkronize mi yapmam lazım. hadi yaptı m pc de format sorunu ile ummadık bir hata oluştu orada benim ne kabahatim var.

    bu esnada ben iphone5 ten soğumuşken 3gs kullanan arkadaşım gidip note 2 aldı. hemde vatandan çok ucuza, yanlış etiket basmışlar adamlar, bizimki de bunu görünce mağaza müdürü mecbur o fiyattan vermiş. beni arıyor tabii, ya iphone5 den vazgeçtim note 2 aldım diye. ulan dedim samsung alınır mı, androidden uzak dur bir cacık olmaz(xoeria mini kullandım geçen sene oradan biliyorum androidi, karmaşıklığını en azından) yok ne gerek var, s3ler takılıyordu mal mısın... çocuğu giydirdim kısacası. olm dedi bak gör hakkaten beğeneceksin, ben iphone5 ten vazgeçtim dedi. ben hala oralı bile değilim. hayır bir de ortak arkadaşımız htc one x alınca dalga geçmiştik o paraya 4s al diye zamanında. hem o ne lan takoz gibi vs. ulan dedim adama laf atıyordun gittin kendin aldın. çok büyük bu ne böyle. ama arkadaş elime aldım telefonu, ekrana baktım, dokunmatik hassasiyetine baktım stylus una baktım. yaa dedim adamlar yapmış. o an ön yargılarım kırılmaya başladı. ama bir yanım olm çok büyük bu diyor. sonra ya android markette bulamazsın şu anki programlarını. eve geldim. bu güne kadar indirip kullandığım programlara ve şu an işbu entryi girdiğim telefondaki programlarıma baktım. android markette hemen hepsi var, olmayanların da muadilleri mevcut. eh dedim harika. sonra batarya değişiyor. iphone un arkası gibi çizilmesin film kullan derdi yok. çizildi mi kapağı değiştir. bildiğin kanım kaynadı alete.

    baktım multitasking olayına. işte video izlerken gazete okuyorsun vb. ben şöyle yaptım. önce youtube a girdim video açtım ve küçültme tuşuna bastım, sol üstte ufak bir görüntü oynamaya başladı normal samsunglardaki gibi sonra facebook u açtım, arkaplanda fb önde biçimdiz bir video, sonra geri tuşuna basılı tutup ekrandan twitter ı açtım. böylece dikey kullanımda üstte fb ve video altta ise twitter açılmış oldu. sonra videoyu tuutum ve 720 piksele kadar genişlettim ve ortaya aldım. üstte fb, ortada video altta ise twitter ve kasmıyor arkadaş. bildiğin şok oldum. telefon teklemedi bile, hatta kuruçeşme kahvesindeydik bugün giden varsa yuhhh artık daha neler diye sesli tepkimizi duymuşlardır. o an tamam dedim evet büyük ama ben bunu alırım.

    belki samsung kullananlar ohoo biz zaten biliyorduk diyebilir ama sanırım note 2 ile ilk defa gerçek multitasking yerleşti. hayran oldum resmen. meğersem iphone ne kadar kısıtlamış bizi. hayır onu geçtim şu an bile wifi açmak için ayarlara gitmem gerekiyor. ayıptır yahu.

    tanım: bir telefon için uzun yzadıya entry girdirecek kadar aşmış samsungun 2 gb ramli ve harikalar diyarı tabletfon u. tabletfon kavramı yoksa telifimi alırım ha *
  • sıkı bir apple kullanıcısıyım. ilk çıktığından beri iphone kullandım yıllarca, jailbreak bile yapmadım iphone'uma. herhalde app strore a 100-200 dolar arası yatırım yaptım. bilgisayar olarak da, iş yerinde imac evde misler gibi hackintosh kullanıyorum. lakin gelin görün ki iphone 5 sonrasi resmen hayal kirikliğindan ne yapacağımı şaşırmış durumdaydım. bu alet imdadıma yetişti desem yalan olmaz. 3gs'den kendisine geçiş yaptım.

    jailbreak yapılarak iphone da gelişmiş kabiliyetlere sahip olamıyor mu oluyor, lakin donanımsal olarak bu küçük biraderimiz yine koşuyu önde götürüyor. en basitinden; 3100'lük pil ile ben 30 - 35 saat rahatça mobil deneyim yaşıyorsam olmuştur bu.! beni rahatsız eden sadece dandik plastik kaplama oldu, gerçi samsung bu dayanıklılık üstüne çok eleştiri almış olacak ki geçenlerde bir video sürdü internet ortamına, note 2 lerin stres testini yayınladılar, çok başarılı ama yine de ben ilk defa bir mobil cihaza kılıf aldım. spen i kullanmaya başlarsanız ve alışırsanız gerçekten hayat kurtarıyor. post it kullanımına son verdim ben çalışma düzenimde mesela...

    iş deneyiminde ise şöyle bir örnek vereyim; kendisine tabletler için hazırlanan photoshop touch sorunsuz yüklenebiliyor ve çalışıyor. 9 layerlı bir iş yaptım kendisi üstünde bana mısın demedi. bunu yaparken de arka planda torrent'den the walking dead'i indiriyordu... e şimdi ben ne yapayım iphone 6'yı mı bekleyeyim?
hesabın var mı? giriş yap