• 3.90 ortalamayla mezun olup aç kalmaktır, türkiye şartları göz önüne alındığında ise ne bok yiyeceğini bilememektir. okuyanlar adına üzülüyorum çünkü bu ülkede şu an yapılan sanata bile saygı yokken tarihine nasıl olsun.
  • hayata çok daha sakin gözlerle bakmanızı sağlar. hakkını verebiliyorsanız eğer, bir dinginlik verir. zaten tarihin her türlüsü ufuk açar ve yaşanan her ama her şeyin geçici olduğunu kafanıza dank ettirir. ayrıca sanat tarihinin size kazandıracağı geniş bakış açısı sayesinde mesela dinlerin aslında birbirinden ve öncesindeki inançlardan nasıl alenen kopya çektiğini, sorgusuz sualsiz inanılan pek çok şeyin nasıl insan icadı, hem de beceriksiz icatlar olduğunu görürsünüz. sarsılmaz temelleriniz sarsılır, çok da iyi olur. farklı kültürlerle burun buruna gelirsiniz. bir evlilik veya bekaret meselesine deli gibi kafayı takmış olan şahıslar, genel kültür ve tarih kültürüyle birlikte gelen ufuk açılmasıyla, aslında her şeyin toplumun kültürüne ve biraz da çağa bağlı olarak göreceli olduğunu, kesin doğruların olmadığını anlarlar. belki evlilik ve bekaret inançları yine de devam eder, ama fanatizmlerini yitirirler, şanslıysak. farklı kültürlerde, çok uzağa gitmeye bile gerek yok, anadolu'nun eski kültürlerinde ana tanrıça kültü, amazonlar, islam öncesi inançlar, bu toprakların şarabın anavatanı olması gibi bugün kendilerini şaşırtacak pek çok bilgi edinebilirler. üstelik bunları yapmış olanlar kendi aile büyükleridir aslında, belki de bu gerçeği ilk kez kavrarlar. ufuk açılması her zaman iyidir ve her şeyin ilacıdır.

    işin sanat yönüne girmiyorum bile, önce islamdan önce ve arap ülkeleri dışında bir hayat olduğunu anlamaları gerekiyor.
  • 16 yıl önce mezun olmuş bir sanat tarihçi olarak şunu söyleyebilirim. ya kpps kasıp devlete girip boş boş oturursunuz ya da akedemisyen olmak için hocalara yalakalıklar yaparsınız. üçüncü seçenek benim. okudum ve orda bitti benim için. özel sektörde ordan oraya savruldum. şimdi de alakası bile olmayan bir işte çalışıyorum. bu bölümü para ve meslek kaygısı olmayan kişiler okumalı. hatta bence onlar da okuyacaksa floransa'da falan okumalı. sanatın olduğu yerde okuyun bari bir işe yarasın.
  • en keyif aldığım şeylerden biri. gerçekten aydınlanıyorum.
    g.tümden uydurup entelektüellik taslamadığımı da ispatlayayım :
    okuduğum en bilgilendirici kitap larry shiner'ın sanatın icadı kitabıydı.
    en ufuk açıcısı ise arthur danto'nun sanat nedir kitabı.
    sanatın en son ve güncel tanımını yapan kuramcı da danto zaten.
    ikisini de okuyun. çok iyiler.
  • ilber ortaylıyla bir sohbet için gençliğini çürütmek.
  • orta yaşlı bir erkek olmama aldırmadan, sırf kendimi geliştirmek amacı ile 309 puanı gömerek kazanıp girdiğim ve halen daha okuduğum bölümdür. iş güç için mühendislik dahil 3 üniversite bitirdim. bir sürü sertifikam var ama aklım hep böyle bir eğitim almaktı.
    bu yıl kazandım. fakülte de ilk derse gireceğim ama bende bir çekince var. malum yaş üniversite için fazla büyük çok sırtarırım diye çekincem vardı ama ilk derse girdiğimin saniyesinde çekincem kayboldu zira benimle benzer yaşlarda başka insanların da olduğunu gördüm. hatta emekli ablamız bile var.
    bölüm bildiğin hayallerinin peşinden geç mi oldu diye düşünmeden gidenler ile dolu. acayip tatlı bir gibi bölüm.
    din ve kültür adına çok pis kazıklandığımızı öğreniyorsunuz. sanat ne alaka demeyin öyleki nuh tufanının yaşı ile ilgili tespitler bile yapılabiliyor. öyle bir bölüm.
  • okuyacak öğrencilerin erwin panofsky ve ortaya koyduğu metodları adı soy adı gibi bilmesi gerekmektedir. eğer bir sanat tarihi öğrencisi eserlerin ardında gizlenen ikonografik ve ikonolojik çözümlemeyi yapamadan mezun olmuşsa, boşuna okumuştur o bölümü.
  • ne olursa olsun başıma gelmiş en güzel şeydir.

    bir daha olsa, yine okurum. daha büyük bir şevkle hemde.
  • vaktim olsaydı hobi olarak okumak isterdim
  • keyifli bir bölüm ama okurken
hesabın var mı? giriş yap