• imdb

    hirokazu koreeda'nın 2017 yapımı filmi. filmle ilgili kritikleri okudum. koreeda'nın tüm filmlerini seyrettim. belgesellerini bilmiyorum. kürt bir yönetmen nobody knows'un remake'ini çekmişti mesela meşrebince, ilginçtir. neyse filmle ilgili öznel ne yorum yapabiliriz bakalım spoiler'a bağlamadan.

    koreeda tanrı, insan, hür irade, suç, adalet, hukuk harmanı yapmış.

    aslında asya sinemasına, özellikle japon sinemasına hakim olanları yanıltabilecek bir öyküsü var filmin. filmi sıradan bir thriller, hukuk aranjmanı sanarak seyrediyorsunuz. asya, japon sinemasında özellikle çokça uygulanmış hatta ihraç olmuş bir tema vardır. tuhaf bir meczup pasif manipülasyon ve hipnotik nitelikleri olan kerameti kendinden menkul bir hava yaratarak öyküdeki karakterleri kontrol altında tutar. kukla ustası film boyu kendisi kukla gibidir. shinya tsukamato sever bu işleri. haliyle takeshi miike kullanmıştır. nippon tv yapımlarında da çokça vardır. oldboy'u zaten biliyorsunuz. neyse film başladıktan sonra yine böyle bir keyser söze olayı bekliyorsunuz.

    yalnız olaylar ve diyaloglar öyle bir noktaya geliyor ki wernicke-korsakoff sendromu'ndan muzdarip bir katille mi karşı karşıyayız, ortada dev bir komplo mu var, kim katil, kim kurban, neler oluyor şeklinde art arda twistler var. yalnız bunlar plot-twist falan değil, filmin çekirdeğini oluşturan avukat-müvekkil diyalogları, dinamikleri üzerinden gerçekleşiyor. çok yeni bir buluş değil ancak uygulama şekli gayet hoş.

    neyse çok dalmadan, tadını kaçırmadan bağlayalım. buraya kadarki şeyleri aşağı yukarı her sinefili görecektir. filmdeki orijinal fikir ilahi adalet-hukuk arasındaki çelişkiyi sözkonusu sistemdeki unsurların etkinliği, güç istenci dışından yorumlaması. öyle tuhaf bir şekilde bağlamış ki filmdeki katil dışında hemen her unsur hayatıyla, durumuyla, konumuyla ilgili aksiyon alma, hareket etme gayretinde. katil filmde iki yerde geçtiği gibi "boş bir kabuk". yine konunun din ve hukuk uzantıları üzerine çok şey konuşabiliriz ancak filmdeki orijinal, seçici hafızaya yazılan kısmı bu "boş kabuk". çok çok iyi bir film mi oraya girmiyorum artık. ancak fikir çok keyifli.
  • ing adı the third murderer, tr adı son cinayet olan japon filmi.

    --- spoiler ---

    film, adaletin ne kadar adil olduğunu tartışmaya sunmaya çalışılmış ve işin içinden çıkamamıştır. ne katil bellidir ne katil diye mahkum edilen adamın kızının nerede olduğu. bu konuda saçmalığın daniskası yaşanmıştır; kurbanın kızı sakattır ayrıca katilin kızı da sakattır. film bunların aynı kişi olduğunu ima edip daha sonra film içinde vazgeçmiştir. böyle saçmalık olabilir mi? filmde bir meçhullük vardır ki dillere destandır; baba kızına tecavüz eder defalarca, kız bunu açıklayıp mahkumun idam cezası almasını engellemek ister, gider avukata anlatır. avukat başka bir sahnede katilin kurbanın kızı olduğunu görür yani şüphe duyar. film kızın katil olduğunu göstermeye çalışır. sonra avukat mahkumu ziyaret eder, gelişmeyi açıklar. bunun üzerine mahkum ifadesini değiştirir ve kurbanı öldürmediğini söyler. buraya kadar tamam. sonra anlattıklarıma inanıyor musun der. avukat inanıyorum der. bu da tamam. bunun üzerine kız itiraf etmekten vazgeçer. bundan sonrası saçma. asıl katil kız ise niye ifade vermekten vazgeçsin? neticede mahkum idam edilecek. hadi korkusuna yenip düşüp itiraf edemedi film bize neden asıl katilin kızın olduğunu gösterdi. hadi diyelim ters köşe yapmak istendi. neticede zeki bir katilin, insanları yönlendirmekten zevk duyduğunu izledik film boyunca. madem o kadar zekiydi boktan bir fabrikada ne işi vardı. ayrıca katilin kızı nerede, neden babasının ölmesini ister? --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    ilahi adalet ile hukukun birbiriyle olan çelişkisini verilen kararların neye göre kime verildiği, vicdanın adalet terazisindeki işlevini anlatalım ama öyle boktan anlatalım ki tam japon işi (aslında çin işi) olsun deyip film çekilse aynen bu film gibi olurdu.
    --- spoiler ---
  • suç, ceza, suçluluk, adalet mevzularını tartışan; bol şaşırtmacalı bir film.
  • filmin soğuk afişindeki haç amblemi aynı zamanda bir bıçak da olabilir değil mi? gerçeklik bakanın bakış açısına göre değişebilir çünkü.

    adalet aygıtının şirazesinden çıktığı bir ülkede yaşadığımız için bu filmi önemsiyorum. adalet kavramı ve çevresinde beliren birçok meseleye temas ediyor çünkü. suçun kökenleri nedir? suçlu diye kime denir? mahkemede nesnellik nasıl sağlanabilir? avukat da fail kadar sorumlu mudur? suç ve kapital arasındaki ilişki nedir? sistem mi suçluyu doğurur yoksa insan doğuştan kötü müdür?

    bu soruları soran ve düşündüren küçük bir başyapıt işte. meraklısına... meraklısına diyorum çünkü içinde bulunduğumuz şartlarda adalet gibi bir kavram büyük bir çoğunluğun umrunda değil ve herkes bana dokunmayan yılan bin yaşasın derdinde. filmler dünyayı değiştiremez belki ama onu anlamamızı sağlayabilir ve birazcık vicdanlı olmamız için açık bir mektuba dönüşebilir.

    muazzam.
  • adalet kavramını sorgulayan yanı ile çincalhan kımcaşi aka lady vengeance filmini anımsatan, katil konusunun ucu açık bırakılması ile de ağızda bir salinui chueok aka memories of murder tadı bırakan japon yapımı film

    film çetrefilli ve güzel bir konu ve ilginç karakterler üzerine kurulsa da anlatım kısmında ciddi manada çuvallıyor. hem de öyle bile isteye açık bırakılan noktalarla değil baya kurgu ve senaryo hatalarıyla.

    yukarıda örnek verdiğim kore menşeili filmler bunu çok ama çok iyi başarabilen örnekler iken bu film yanlarında fazla yavan kalıyor.

    --- spoiler ---

    zeki olduğu düşünülsün diye ciddi manada kastırılan ama gerek karakter gerekse oyuncu olarak yetersiz bir sanık konunun merkezine oturtulmuş. ne oyuncu filmi taşıyabilmiş ne de yazılan senaryo adamı istenen şekilde yansıtabilmiş.

    avukat deseniz tutarsız ve motivasyonunun ne olduğu verilmemiş, oradan oraya savrulan biri olarak yansıtılmış. kızı empati nesnesi olarak kullanılmış.

    sistem eleştirisi en güçlü yanı denebilir ancak orada da polis soruşturması kısmı tamamen boş geçilmiş. sanki cinayet hiç soruşturulmamış gibi avukat tarafından sıfırdan yapılıyor. ev sahibesi kızın eve gelip gittiğini avukata söylüyor ama bunu daha önce bilen yani soran yok. orada da kız acaba adamın kızı mı değil mi kısmı yine havada bırakılmış...

    kızdan söz açılmışken sanığın kızı olduğu söyleniyor, hatta ayağı sakat deniyor ama kimse sakatlığın nedeni ya da kızın yürüme şekli vs hakkında tek soru sormuyor. tamam twist yap, aklımızla oyna, konuların ucunu açık bırak ama bu tamamen bir boşluk senaryoda. bilerek yapılsa dahi bu şekilde verilmesi filmi aşağı çekiyor.

    avukatın ekibindeki idealist genç avukat ile kaşarlanmış tecrübeli avukat detayı başarılıydı. keza eski hakim olan babanın değişen görüşleri de...

    --- spoiler ---

    özetle potansiyeli olan ama yapmak istediğini tam olarak kotaramamış bir film çıkmış ortaya.
hesabın var mı? giriş yap