sargon

• sadece kurandaki ayetleri incelemekle yetinmeyelim. biraz da dinler tarihinde ve mitolojide neler anlatılmaktadır, eski insanlar nelere inanıp, hangi efsanelerden bahsetmişlerdir onlara da bakalım.
  akadlar, m.ö. 4 binde "arap yarımadası"ndan mezopotamya'ya ilk gelen ve yerleşen sami asıllı bir kavimdir. akad kralı sargon sümerleri yenmiş ve bu devleti kurmuştur. akadlar kültürel anlamda sümerlerin mirasçılarıdırlar ve sümer kültürünü büyük oranda benimsemişlerdir.
  
  orijinal tabletlerde m.ö.2371-2316 yılları arasında yaşamış akad kralı ı. sargon’a ait olduğu anlaşılan şu ifadeler yer almaktadır:
  
  “ben agadae kralı büyük sargon,
  annem ulu rahibeydi, babamı bilmem.
  rahibe annem beni gizlice doğurdu,
  kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı.
  sepeti nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım.
  nehir beni sürükleyip akki'ye götürdü.
  akki beni nehirden çıkardı,
  kendi oğlu gibi büyüttü.”
  
  burdaki anlatımlarda şu noktalar dikkat çekiyor;
  
  -sargon'un annesi bir rahibe ve babası belli değil (bir çok eski putperest inançta geçerli olan kutsal ve bakire olan anneden yaratılma durumu),
  
  -annesi sargon'u "gizlice" dünyaya getirmiştir.
  
  -annesi sargon'u denize bir sepet içerisinde bırakmakatdır.
  
  -bir başkası sargon'u alıp oğlu gibi büyütmüştür.
  
  şimdi daha sonraları tektanrılı bir din olarak ortaya çıkacak olan museviliğin peygamberinin başına gelenlere bakalım.
  
  tevrat'ta anlatılanlara göre musa daha doğmadan önce firavun: "bütün doğacak olan ibrânî çocuklar nil nehrine atılacak" emrini verir. bundan bir yıl kadar sonra amram'la yehoved’in bir erkek çocuğu olur. üç ay kadar mûsâ’ya baktıktan sonra daha fazla bakamayacaklarını anlarlar, bir sepet yaparlar bunu ziftle sıvayıp onu içine koyarlar ve nil’e bırakırlar. sepet, firavun’un sarayının bahçesine doğru süzülür. o sırada firavun’un kızı batya sepeti bulur bu çocuğa acır ve onu himâye eder."
  
  şimdi bir de bu olay kuran'da nasıl anlatılmaktadır ona bakalım. kuran'daki kasas suresi'nin 1-12. ayetlerine baktığımzda tevrattaki kadar ayrıntılı ve düzenli olmasa da benzer bir anlatımla karşılaşırız. firavun çocukları boğazlamaktadır. musa'nın annesi onu alıp denize bırakır daha sonra firavunun eşi onu denizden alır ve ona oğlu gibi bakmaya başlar.
  
  nereden nereye değil mi!
  
  http://tr.wikipedia.org/wiki/büyük_sargon
  
  http://hakikatbununneresinde.blogspot.com/…/musa-kral-sargo…
  
  ??
• akkadlar'ın ilk resmi kralı.
  film gibi bir yaşam öyküsü vardır.
  yüksek rahibe annesinin evlenmesi yasak olduğundan, bir sepetle fırat nehri'ne bırakılmıştır.
  azupiranu kentinde bir adam tarafından bulunup, bahçıvan olarak yetiştirilmiştir.
  bir gün ishtar'ın onu görüp aşık olmasıyla hayatı değişmiştir. kent yöneticisinin sakisi filan olup gittikçe yükselmiştir.
  
  zalim ve güçlü bir yönetim anlayışı ile yaklaşık 55 yıl ülkeyi yönetmiştir.
  fakat tarihteki önemli yeri ve fetihleri sebebiyle, tarihe "sargonik" ve "presargonik"^* terimlerini kazandırmıştır.
• aynı zamanda asurlarda^* da bu isimde bir kral mevcuttur. mö. 8. yyda yahuda krallığının eline vermesiyle tanınır.
• tarihin ilk "great" idir bu adam.kendisi sümerlere son vermiş semitik akkadları mezopotamyanın en güçlü devleti haline getirmiştir.sümerleri içten yıkarak biraz pezevenklik yapsada büyük bir fatih olduğu kesindir.
• internette bol bol dolaşan ve copy-paste ile her yere yayılan ünlü hikayesinin yazılı olduğu tablet, asur kralı asurbanipal'ın kişisel eşyaları arasında bulunmuştur.
  
  hikayenin çıkış kaynağı olan bu tablet, yaklaşık olarak m.ö 910'lu yıllara tarihlendirilmiştir. musa'nın m.ö 13 yy. civarında yaşadığı rivayetleri düşünülürse, tablet musa'dan en iyi ihtimalle 300 yıl sonra yazılmış oluyor. yani tam tersine dönüp sargon'un doğum miti, musa'dan esinlenmiş oluyor.
  
  buradan tableti görebilirsiniz;
  
  http://cdli.ucla.edu/…rchmode=text&objectid=p365306
  
  sargon'un asıl önemi, pek ön planda olmayan akkadlar'ı imparatorluk haline getirip tarih sahnesine çıkartmasıdır.
  
  benzer mitler için;
  
  (bkz: oedipus)
  
  (bkz: karna)
• mö 2300 dolaylarında yaşamış akkadlı olan da mö 700 civarında yaşamış asurlu olan da ünlerini hak edecek kadar büyüktürler. bir de mö 1900 civarında yaşamış ve ünlü asurlu sargon'un ii. sargon olarak bilinmesini sağlayan asurlu i. sargon da vardır ama onun 700 civarlarında yaşamış ii. sargon'un isminin ii. olmasını sağlaması dışında pek de yaptığı bir iş yoktur.
  
  akkadlı sargon ünlü doğum-bebeklik hikayesi dışında ayrıca kıvraklığı sayesinde sami akkadları sümerlere üstün kılıp bir de o bölgede -ve dünyada- ilk imparatorluğu kuran diyebileceğimiz anasının gözü biridir. gılgamış bile 3-4 sümer şehrini birleştirebilirken sargon bütün bölgeyi kendi altında birleştirmiştir. hatta purushanda olarak adlandırılan tuz gölü etrafında olduğu düşünülen yere kadar geldiğini bile iddia eder.
  ayrıca sınırları içinde ağırlık ve ölçü birimlerini standartlaştırır, vergiyi düzenler ve eski ve büyük ailelerin bazı bireylerini sarayda "misafir" eder -ki daha sonra çok tutan bir uygulama olan bu eğer o ailelerden biri kendisine karşı bir itaatsizlikte bulunursa elinde o aileyi tehdit edebilecek bir şey bulunmasını sağlar. falan filan...
  
  asurlu ii. sargon ise iii. tiglath-pileser'in küçük oğludur. genel olarak dillendirildiğine göre kral abisi v. şalmaneser'i öldürüp yerine geçmiştir. babasının haraca bağladığı israil'i haritadan silip nüfusunun bir bölümünü -kendi iddia ettiği sayı 27000 küsurdur- tehcir etmiştir. başka yerlerden sürdüğü halkların bir kısmını da israil'e yerleştirmiştir. samiriyeliler'in kökenleri buralarda aranır. samiriyelilere göre bu zamanda tehcir ettirilmemiş -ve bu sayede "yabancı topraklarda babil etkilerinde kalmamış"- orijinal israilliler kendileridir. yahudilere göre ise samiriyeliler orijinal israillilerle karışıp onları bozan bu dışarıdan göç ettirilmiş karışık halklardır.
  neyse babil'e, keldanilere, doğu akdeniz'deki aramlara, hatta yarı göçebe med ve perslere falan hep boyun eğdirmiştir ama en ilginç seferlerinden biri urartulara karşıdır. malum şırnak-hakkari tarafındaki dağlık araziden direk saldırmaktansa biraz daha doğudan tebriz üzerinden direk urartu kalbi van'a yürümeye çalışmıştır. yalnız bu yol da kolay gidilecek bir yol değildir. askerleri en son isyan sınırına gelirler. urartu kralı rusa bu durumdan yararlanmak isteyip urmiya gölü'nün oralarda sargon'un karşısına çıktığında sargon kendisine bağlı küçük bir kuvvetle ordusunun devamının onu izleyip izlemediğini bile düşünmeden bir anda urartu ordusuna saldırır (hatta "dalar" demek daha doğru). bunu gören ordusunun geri kalanı tüm huzursuzluklarını unutur ve onu takip ederler. böylece urartuları fena bir şekilde yenerler. önemli dini merkez muş şehrini yağmalayıp van'a da ulaşırlar ama sonra tabii sargon ordusunu daha fazla huzursuz etme riskini alamaz ve ülkesine (hatta kendi kurduğu yeni başkent "sargon şehri"ne) döner.
  
  iyidir hoştur da işte tüm asur kralları gibi dönemindeki müthiş vahşetin de müsebbibidir.^*
• (bkz: musa)
• metinlerde geçen bir diğer ismi de şarrukin'dir.
• biro'dan bir kilo kadin gerdanligi
  bir satir
  ve bir barbarlik hikayesi...
  anahtari oluverecekti bu kelh'in!
  ama neylersin ki
  ben unutkan biriyim
  bir yerlerde unutuvermisim.
  
  uzun süredir baston kullanmadigimdan olsa gerek
  masanin sesine hasret kalmisim.
  
  hani
  biro'ya ögrettiklerimi de hatirlamasam
  babil'de hiç tanriça öpmemis
  kasiklarinda onlarin
  dolasmamis olurum.
  
  ve lakin
  üç ''w'' kalkanim
  antoloji zirhim
  noktalar tayim
  ve com kilicim olsun ki
  koynuma vampirler biriktirip
  sarhos ordumla
  bahçelerde çiplak gezinen kizlarimla
  öfkem ve kinimle gelecek
  rüyalariniza girecegim
  taht askina!
  kavimimi taniyin.
  .
  sargon
• işaya ^* nın 20. bölümünde adı geçen bir asur kralı.
  sarayı 1840'larda arkeologlar tarafından gün ışığına çıkarılmış, daha önce böyle bir kral olduğuna dair arkeolojik bir kanıt yokmuş.
  2. sargon da denir.
  m.ö. 722 – m.ö. 705 yılları arasında ülkeyi yönetti.
  
  1. sargon olan asur kralı ise m.ö. 1860 - m.ö. 1850 yılları arasında nimud tapınağı/kalesinde ülkeye hükmetti.