• -(az önce sigara alırken büfeye verdiğim para acaba kaç kez el değiştirecek ve seneye aynı gün aynı saatte kim bilir kimin elinde, cebinde, cüzdanında, çantasında olacak? daha ne kadar kirlenecek? belki yırtılacak, belki kopacak, üzerine bişeyler yazılacak. burdan ankara'ya, ordan mardin'e, belki ordan bir turiste ve ordan dünyanın en uzak ülkesine gidip koleksiyon olsun diye saklanacak. başka ırktan, başka dilden, başka dinden ve başka bedenden biriyle ölüp gidecek belki de. ve bu parayı bulan kişi beni hatırlamayacak. şu anda yaktığım bu sigarayı o parayla aldığımı bilmeyecek, bu sigarayı içerken ne düşündüğümü, ne hissettiğimi asla bilmeyecek. cebimden çıkarıp hiç siklemeden öylesine özensizce verdiğim bu parayı bir serüvene çıkardım ve belki de yerinden, yurdundan, üç kuruşluk huzurundan ettim. hmm.. evet..)

    akabinde..

    -abi demin sana verdiğim 5 milyonumu bana geri versene ya? al başka para veriyim sana.
    +??
  • " geçer, geçecek, hadi yuvarla bir tane daha! "

    [ sıçtın. bittin kızım sen. çünkü unutmak için içiyosun. unutmak için napılmaz? içilmez. acıyı çekilebilir kılmak için içecektin. öyle içmek lazımdı. sen sardın şimdi. unutmak için içiyosun. döndüğünde bıraktığı gibi bulsun diye içiyorsun. değmez siktiret diyenlerin ebesini sikmek için içiyosun. bir dakikalığına da olsa unutmuş gibi olmak için içiyosun. zıkkımın dibini içiyosun. ]

    " hadi hop, çak çak, sıhhatine karşim! "

    [ dinle şimdi. beynini, kalbini, ruhunu ikiye böl ve dinle. ayaktasın. görüntü gıcır. susuyosun. dinliyosun. acı çekmenin ikinci sahası bu. dinlemek. ilk safhada hep konuşursun. şikayetlenirsin, küfredersin, yeri gelir mına korsun. ikinci safha daha pis ama. durmaksızın susuyosun işte. dışardan bakana derin bir vecd hali. onu soranlara kırık bir gülümseme atıyosun. halbuki sürekli ekmek aldığın fırına bile gitmiyosun onu soracaklar diye. içine içine susuyosun. ağlama da bitti artık. şekil şemal yapmışsın, cilayı çekmişsin, artık vur patlasın. halbuki vurmuş işte içine içine.]

    " yuvarla yuvarla, can cana! "

    [ bardak bardak içtin. güzel içtin, bok iç. sonunda yalnız döneceğin bir ev varsa zıkkımın dibini iç. biri yanına geliyor. dinle. biri birini sevmiyor. "o varsa ben gelmem yea!" diyor. zaten artık kimse kimseyi sevmiyor ki, siktiret. kimse şöyle çıkıp da, "ben bu adamı köpekler gibi seviyorum lan!" demiyor. "bu kadın beni sikti attı bilader, aşkımdan sefil oldum." demiyor. ne olursa olsun ayaktaymış gibi yapıyor herkes. götünle gül. büyük yalan. yakıştıramıyor kimse kendine gidenin ardından sefil olmayı. tabi sana da yakıştıramıyor. sen neler atlattın, güçlüsün dönüyor havada şöyle bir, dönüp sana geri giriyor. ]

    " hadi kalkalım..."

    [ işte burada pause a basıyosun bilader. dur şerefsiz dünya dur. kolay mı öle kalkmak lan? şurda hepimiz saatlerdir iyiymiş taklidi yapıyoruz. şişeleri bölüştürdüğümüz acıyı, ağrıyı toplayıp kalkmak kolay mı? az yavaş koçum. saçıldık biz. canını sevdiğimin ego zımbırtısı yüzünden en güzel haliyle, en güzel halinle gördüklerin, güldüklerin.. hepsi, herkes mutsuz aslında. herkes içinden köpek gibi seviyor birini. ağzına vurmasa, beynine vuruyor, dudağının hüzün kıvrımına vuruyor, görüyorsun. aşıkken bal damlayan ağzından mış gibiler dökülüyor. ]

    " hadi, kalk gidiyoruz karşim."

    [ dur be bilader, kolay mı öyle kalkmak? kolay mı düştüğün yerden kalkmak...]

    pause .
  • "mesaj atsam mı?"

    cevap: atma. ayıkken atmamanın bir sebebi vardır. değil mi? atma.
  • "arasam mı lan? bi sesini duyup kapatsam mı ki? şu ayı da önümden çekilsede sahneyi görsem ya. ben döverim bunu. var ya fena döverim hem de. uyumuş mudur acaba. basıp gitsem mi lan? ben geldim desem, sarılsam, yatsam, uyusam...çok uzak. lan saksı gibi de kafa varmış herifte. bara mı geliyoz ense seyretmeye mi? bi çaksa kalkamam bir daha ayaga. bak şu kız da güzelmiş ha. döverim ben bu herifi var ya, pis döverim hem de. uyumamıştır daha. kartları da ödeyemedik hala. sokayım kartlara çok seviyom bu şarkıyı. ana! bu kız da güzelmiş ya. sallanıyor muyum acaba? rezil olmasak bari eve giderken. lan bi çekil çok kötü dalacam şimdi ha. bu kafayla da işe mi gidilir şimdi yarın. ama kız güzel allah için."

    iki yıl önce falan başka bir sözlüğe yazmışım.
  • -bu amına kodumun balıkları niye boğulmuyo
  • geçen yıl erasmusla bizim bölüme iki tane hoş sohbet eleman geldi. bunların kaldığı süre boyunca baya arkadaş olduk ve gitmelerinden 2 gün önce rakı sofrası kurduk bunlara.

    iyi güzel içip içip konuşuyoruz bir yandan da rakıyı bize övüyorlar. o arada bizim elemanlardan birisi tuvalete gitmek için izin istedi. gitti. bir süre sonra geldi ama masaya oturmak yerine gidip pencereden dışarı bakmaya başladı.

    merak ettim yanına gittim. neticede ben de ilk defa rakıyı içtiğim zaman götünden vurulmuş ördeğe dönmüştüm. yanına gittim "noldu?" diye sordum.

    çook uzaklara bakıp "ya bi kız vardı bizim wildwood'da o geldi aklıma" dedi.

    o andan itibaren rakıya ayrı bi saygı duydum. ulan nasıl bi meret herkese aynı şeyleri mi düşündürür?
  • şimdi kapı açılsa, girse içeri, elini uzatsa, "gel" dese, "ben seni mutlu edecek kadınım. ben senin hayatını kurtaracak kadınım. ben aradığın o kadınım" dese, tutsa elimden, bu boktan yerden götürse beni. korkarım ki lan gitmem belki.
  • ayıkken bu kadar mantıklı düşünemediğini düşünen sarhoşun düşüncesi;

    - eee benim en olmam gereken halim buymuş ki!
  • -(ya simdi ben birsey soyliycem ama kimse sarhosum diye dinlemiicek. aslinda ne guzel dusunuyorum bak ama boyle guzel soyliyebilir miyim acaba. dur bi deniyim belki dinlerler.) hebelee hooo? (offf...)
  • (bkz: eski sevgili)
hesabın var mı? giriş yap