• aslında joseph pulitzer ve william randolph hearst ortak yapımı bir gazetecilik anlayışı demek daha doğru olur. hatta "yellow journalism" ismi, pulitzer`in gazetesi new york world'ün pazar ekinde basılan "hogan's alley" isimli 'comic strip' teki "the yellow kid" lakaplı çizgi karakterden geliyor. bu keltoş varoş çocuğu argo ağzı ve cins cins sokak bebesi arkadaşlarıyla bir hayli popüler olmuş. new york journal'ı satın alan william randolph hearst, zalim patron pulitzer'den kaçmak isteyen gazetecileri toplayıp ciddi ciddi rakip olmuş world'e. bunların arasında yellow kid'in çizeri richard felton outcault da varmış. ancak "hogan's alley"nin telif hakkı pulitzer'de olduğu için, sarı velet iki gazetede birden yayımlanmış. insanlar bu gazetelere sonradan "the yellow kid papers" demeye başlamış. "sarı gazetecilik" kavramı da buradan çıkmış. (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/the_yellow_kid)

    büyük miktarlarda gazetenin basılmasını kolaylaştıran teknolojilerle birlikte, tiraj kaygısıyla başlamış olan bu sarı gazetecilik, olguları anlatmaya değil, okuyucuda uyandıracağı duygu yoğunluğuna odaklanmış. bu yüzden kullandıkları araçlar da bu emeli besler nitelikte olmuş. yalan yanlış, abartılı, süslü haberler yapıp durmuşlar. bugün üçüncü sayfa haberciliği dediğimiz türe yakın diyebiliriz. ama adamlar bu haberleri ülke veya dünyayı ilgilendiren önemli gelişmelerin de önünde, manşetten vermişler. bugünün online gazeteciliği ise bu ikisini bir arada başarmalarını sağlıyor. bir önemli haber okuyup, bir "taş gibi lise öğretmeni tecavüzcü çıktı, ohhşş" haberine tıklayabiliyoruz. yani bugün direkt olarak bu tarz yayın yapan gazeteler bir yana, bu tarzın popüler gazetelerin hepsine bir şekilde yedirildiği açık.

    biraz tuhaf olan başka bir durum ise, bu ilk sarı gazetelerin abd'nin "demokrat" kesimine, yoksullarına, varoşlarına hitap etmesiymiş. adamlar böyle haberlerden hoşlanıyormuş aslında; bu da şimdiki durumdan çok farklı değil. bir de birçok gazete yoksullara düşman olunca bu sarı gazeteler malın dibine vurmuş. o gün bugündür de vurmaya devam ediyorlar. bu gazeteleri okuyup her okuduğuna inanan mal da işte o dibine vurulan mal.
  • konuyu ülkemizdeki haber siteleri üzerinden ele alan seksi bir yazı için tıklayınız.
  • william randolph hearst'ün icat ettiği yalan dolan haberlerle spekulasyon yapan,
    asparagas haberler ile okur çeken ve kitleleri yönlendirmeye yönelik davranışlar
    sergileyen gazetecilik türü.

    hearst bu konudaki başarısı şu hikayeden gelir:

    19'uncu yüzyılın sonunda bir ispanyol sömürgesi olan küba'ya amerika'nın
    müdahale etmesi için kamuoyunu hazırlar ve duyguları körükler.

    hearst'ün gazetesi "the new york journal" bir hayat kadınını kiralayıp küba'ya gönderir.
    bu kadın küba'da fuhuş yaparken ispanyol yönetimi tarafından tutuklanır. ertesi gün
    hearst'ün gazetesi, "amerikalı rahibeye ispanyol askerleri tecavüz ediyor" diye manşet atar.
    bu hayat kadını salıverilip new york'a döndüğünde, 5'inci cadde'de görkemli törenle karşılanır.
    tirajı 78 bin olan gazete 600 bin tiraja ulaşır.

    hearts'ün mottosu da "bana fotoğrafı verin, ben onun altını doldururum" dır. varın ötesini siz düşünün

    kaynak:

    mehmet barlas sabah daki köşe yazısı
    http://www.sabah.com.tr/…145e38811a1d86b4262e2.html

    ayrıca wiki kaynaklarında sarı gazetecilik:
    http://en.wikipedia.org/wiki/yellow_journalism
  • erol mutlu hoca 6-7 eylül olaylarını bu türden habercilik olaylarına dahil eder. bu tip haberciliğin merkezine sansasyon yerleştirilir ve kitleler galeyana getirilir.
  • ilgililere, noam chomsky'nin türkçe'ye "medya gerçeği" ismiyle çevrilen kitabı da önerilir.
  • bir diğer kavram için (bkz: sarı sendika)
  • buna ornek olamayacak tek gazete radikal olur. diger tum gazete ve gazeteciler ise bu tanim icin gormeniz gereken ogedir.

    basimiz sagolsun.
  • günümüz gazeteciliğinin temelini oluşturan 19. yüzyılın sonunda ortaya çıkmış sansasyon tabanlı habercilik anlayışı.
    türkiye'deki gazetelerin tamamının içeriğine zerk edilmiş anlayıştır aynı zamanda.
    üstelik bu 10 20 yıllık bir mesele de değildir, adeta türk medyası on yıllardır sarı gazetecilik adına oluşturulan devasa bir arşivdir.
    (bkz: sakallı bebek)
    https://eksiup.com/a07e85c5e831
  • radikal de sağlam bi' sarı gazetecilik örneğidir. aydın doğan gibi bi' medya patronunun kitap&dergi&gazete hususunda toplumun bütün noktalarına nüfuz etme, nemalanma hissiyatı düşünülünce, eyüp can ve radikal bağlamında da sarı gazetecilik içselleştirilmiştir çoktan.

    sarı gazetecilik yapmayan tek yayın organı türkiye'de zaytung'tur. öyle işte, türkiyeah!
  • her dönem revaçta. medya, demokratik bi' devlet içerisinde montesquieu'nun üçlü erkler ayrımını dörtleyerek devlet aygıtına montelenmediği sürece sistem düzelme göstermeyecektir. fırsat eşitliğinin olmadığı hiçbir yerde demokrasi de olmayacağına göre...
hesabın var mı? giriş yap