• en az şiirlere konu olan insanlar kadar kıskandığım insanlar. zaten bir ahmet kaya'nın yakarım geceleri bestesinin yazıldığı kadını birde cemal süreya'nın şu mısraları yazdığı kadını kıskanırım:

    ben senin;
    sevgilin, eşin, baban, ağabeyin, arkadaşınım.
    biri bitse biri kalır.
    seni hiç bırakmayacağım.
  • (bkz: serkan)

    serkan is ma göörl
  • göğsün sol kısmına doğru kapanmayan yaralar bırakmış insanlardır kimi zaman.
  • kiskanilan insanlardir. bunu size soyleyen bir insanin sevgisinden suphe edemezsiniz. ne cok sevmissin sen sabahattin ali.

    sözün şiirleri mükemmelidir,
    senden başkasını seven delidir,
    yüzün çiçeklerin en güzelidir,
    gözlerin bilinmez bir diyar gibi.

    başını göğsüme sakla sevgilim,
    güzel saçlarında dolaşsın elim,
    bir gün ağlayalım, bir gün gülelim,
    sevişen yaramaz çocuklar gibi.
  • "bazı afrika kabilelerinde bir kadın hamile olduğunu anladığı zaman, birkaç arkadaşı ile birlikte yabani çayırlara gider ve orada çocuğun şarkısını duyana kadar dua ederler ve meditasyon yaparlar.

    onlar her ruhun, biricik amacını ifade eden kendi titreşimi olduğunun farkındadırlar. kadın şarkıya uyumlandığı zaman, hep birlikte onu yüksek sesle söylerler. sonra kabileye dönerler ve o şarkıyı herkese öğretirler. çocuk doğduğu zaman, cemiyet toplanır ve çocuğun şarkısını ona söyler. daha sonra, çocuk eğitime başladığı zaman, köylüler toplanır ve çocuğun şarkısını söylerler. çocuk yetişkinliğe geçerken, insanlar tekrar bir araya gelir ve şarkıyı söyler. evlilik zamanında, kişi kendi şarkısını dinler. son olarak, ruh bu dünyadan göç ederken, aynı doğduğu zaman yaptıkları gibi, ailesi ve arkadaşları o kişinin yatağının etrafında toplanır, öbür hayata geçerken kişiye şarkısını söylerler.

    afrika kabilelerinde, köylülerin çocuğa şarkısını söyledikleri bir başka durum vardır. eğer, hayatı boyunca herhangibir zamanda kişi bir suç işlerse ya da anormal bir sosyal davranışta bulunursa, o birey köyün merkezine çağırılır ve cemiyetteki insanlar onun etrafında bir halka oluşturur. sonra onun şarkısını ona söylerler. kabile, antisosyal davranışın düzeltilmesinin ceza ile yapılmaması gerektiğini bilir, şarkıyı söylemek kimliğin hatırlatılması ve sevgidir.

    siz kendi şarkınızı tanıdığınız zaman, bir başkasını incitecek herhangi bir şey yapma isteği veya gereksinimi duymazsınız. bir dost, sizin şarkınızı bilen ve siz şarkınızı unuttuğunuzda onu size söyleyen kişidir. sizi sevenler, sizin yaptığınız hatalarla veya kendinizle ilgili tuttuğunuz karanlık imajlarla yanılgıya düşmez. siz kendinizi çirkin hissettiğinizde sizin güzelliğinizi; kalbiniz kırıldığında sizin bütünlüğünüzü ; suçlu hissettiğinizde size masumiyetinizi ve zihniniz karıştığında size amacınızı hatırlatırlar. hayatın önemli geçiş noktalarında size şarkınızı söyleyen bir afrika kabilesinde büyümemiş olabilirsiniz, ama hayat her zaman size kendinizle uyum içinde olduğunuzda ve olmadığınızda bunu hatırlatır. iyi hissettiğiniz zaman, yaptığınız şey şarkınızla uyumludur ve berbat hissettiğiniz zaman uyumlu değildir. sonunda, hepimiz kendi şarkımızı tanıyacağız ve onu iyi söyleyeceğiz..."

    alan cohen - kendi şarkınızı farketmek
  • çamur-ayrılamıyoruz meliha'yla
  • (bkz: sabile)
  • genelde sarkilar birini konu ederler, buyuk cogunlugu biri ugruna, biri adina yazilmistir sarkilarin, onun disinda aslinda hali hazirda yazilmis sarkilara bizleri anlatir, o zamanda kime yazildiginin bir onemi olmaz, adimiz gecmesede... zaten bize yazilmistir.
hesabın var mı? giriş yap